Beğler, bir süre beraber çalıştığı 20 kişilik suikast timinin olaydan 4 ay sonra Malatya'daki uçak kazasıyla ortadan kaldırıldığını iddia etti.
Gaffar Okkan, Kasım 1997'de Diyarbakır emniyet müdürlüğüne atandı. O da tıpkı şüpheli bir uçak kazasıyla hayatını kaybeden eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis gibi terörün sivil ve demokratik yöntemlerle alt edilebileceğine inanıyordu. Bu yüzden seleflerinden farklı bir profil çizdi ve sürekli halkla iç içe yaşadı. 4 yılda birçok ilke imza atarak vatandaşın gönlünü kazanmayı bildi. Bir yandan da başarılı operasyonlarla bölgede etkili olan PKK ve Hizbullah'a büyük darbeler indirdi. Ancak bu çalışmalar şer odaklarını rahatsız etti. Takvimler, 24 Ocak 2001'i gösterdiğinde Diyarbakır şok bir suikastla sarsıldı. Gaffar Okkan, makamından valilik binasına giderken uzun namlulu silahlarla çapraz ateşe tutulmuştu. Okkan ve 5 polis şehit düşerken, saldırganlar tek bir iz bile bırakmadan sırra kadem basmıştı. Hain pusuyu, Hizbullah örgütü üstlendi ancak bu kimseyi tatmin etmedi. Çünkü suikast, tam bir profesyonel işiydi ve domuz bağı gibi kaba teknikler kullanan bir örgütün harcı gibi durmuyordu.
Bugüne kadar şüphe okları daha çok JİTEM'e yöneldi. Ancak Güneydoğu'da yıllarca Genelkurmay'ın kadrolu tercümanlığını yapan Yıldırım Beğler, yeni ve çarpıcı iddiada bulundu. Beğler, Gaffar Okkan'ı Hizbullah'ın değil, Özel Kuvvetler'e bağlı C Timi'nin katlettiğini ileri sürüyor. Olay günü bu timdeki askerleri PKK kıyafetiyle gördüğünü savunan Beğler, suikast timinin Ergenekon sanığı emekli Albay L.G.'nin emriyle o gece Kuzey Irak'a geçtiğini belirtiyor.
4 ay sonra Kuzey Irak'tan gelen C Timi'nin önce iki helikopterle Diyarbakır'a, oradan da uçakla Antep'e gönderildiğini anlatan Beğler'e göre, söz konusu uçak 16 Mayıs 2001'de Malatya'da düşen ve 34 kişinin hayatını kaybettiği CASA tipi askeri uçaktı: "Gaffar Okkan cinayeti faillerinin hepsi, yani C Timi'nin 20 kişilik tüm kadrosu bu uçaktaydı. C Timi, deşifre olduğu için ortadan kaldırıldı. Patlak vermeseydi infaz edilmezdi. MAK'ta (Muharebe Arama Kurtarma Birliği) bu böyledir: Eğer açığa çıkmazsan, düşman tarafından deşifre edilmezsen bin yıl yaşarsın. Tersi bir durumda ise hemen infaz edilirsin."
Gaffar Okkan suikastı sırasında Güneydoğu'da görev yapan Beğler, suikasttan önce "Gaffar Okkan, PKK'ya yardım ve yataklık yapıyor, PKK ile bağlantısı var. Diyarbakır'ı karıştıracak. Vatan hainidir. Bunun ölmesi lazım." şeklinde söylentiler çıkarıldığını kaydediyor. Ardından Okkan'ın ortadan kaldırılmasına karar verildiğini, ihalenin de C Timi'nin üstüne kaldığını vurguluyor: "C Timi o zaman Diyarbakır'daydı. Bir gün C Timi Habur Sınır Kapısı'na geldi. Üstleri başları kirliydi. Belli ki bir görevden gelmişler. Normalde biz iki silah taşırız. Gündüzleri normal M-16, geceleri Keleş ve yanında tabanca; kıyafet olarak da bir asker üniforması, bir de PKK'lıların giydiği üniforma... C Timi tamamen PKK üniforması içindeydi gördüğümde."
Yıldırım Beğler, Mete komutanın (Ergenekon sanığı emekli Albay L.G.) olay gecesi C Timi'ne, "Basın gidin Kuzey Irak'a. Millet sizi burada görmesin" emrini verdiğini, tim üyelerinin o gece üzerlerindeki terörist kıyafetleriyle Süleymaniye'ye geçtiğini iddia ediyor. Beğler, "Süleymaniye'de 3 veya 4 ay kaldılar. 4 ay sonra ortalık bayağı sakinleşmişti. Bu süre zarfında, Okkan suikastını Hizbullah gibi örgütler üstlendi." diyor.
MAK, güvenlik şirketlerini ele geçirdi
Yıldırım Beğler, C Timi'nin 1990'dan 2001 yılına kadar çok büyük olaylara imza attığını ve Gaffar Okkan suikastının bu hadiseler yanında küçük kaldığını da iddia ediyor. Beğler, "Bu timde görev yapan askerler bunu vatan-millet için yaptıklarına inanıyorlardı. C Timi'nin başında Rıza kod adlı Yüzbaşı H.B. vardı. O da Malatya'da düşen uçakta şehit oldu." diyor. Yıldırım Beğler, Okkan suikastını gerçekleştirdiğini savunduğu C Timi'nin bağlı olduğu MAK hakkında da çarpıcı bilgiler veriyor. Özel Kuvvetler içerisinde 'asıl işi' MAK (Muharebe Arama Kurtarma Birliği) grubunun yaptığını söyleyen Beğler, bu yapının bünyesinde 20-30 tim olduğunu ve her timin başında da bir yüzbaşı ve bir üsteğmen ile 12 başçavuş bulunduğunu aktarıyor. Okkan cinayetinde kullanılan C Timi'nin en etkin timlerden biri olduğunu öne süren Beğler, şöyle devam ediyor: "Şu an JİTEM tehlikeli değil. Bugün için en tehlikeli birim MAK'tır. Bunlar güvenlik şirketlerini ele geçirmişler. Hatta şöyle bir şey var: MAK şöyle bir plan yapmıştı; her generalin başına bir tane özel astsubay vermişti. Şu an ne kadar tugay komutanı varsa hepsinin yanında emir subayı olarak bir tane eski MAK'çı var. Neden eski MAK'çıları seçiyorlar? Bunun için. Böylelikle bütün paşaları kontrol altına alıyorlar. Emir subayı ne demek, emir subayı? Paşa öksürse emir subayının haberi olur. Paşa çay içse emir subayının haberi var. İstediği zaman paşayı etkisiz hale getirebilir . Bu, L.G.'nin planıydı."
(Zaman)
Yorumlar Tüm Yorumlar (11)