07 Ocak 2014, Salı 08:18:57

ÇOK KONUŞULAN KAZAYLA İLGİLİ YENİ GELİŞME

Helikopter düşmeden önce pilot Kaya İstektepe, gazeteci İsmail Güneş ve BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun kanlarında yüksek miktarda karbonmonoksit olduğu kesinleşti.
  • Keşke dogru düzgün okusaniz. Gazdan öldü demiyor kaninda bulundu diyor sadece. Ortadan kaybolan göstergeler kayıtlar haaa doğru Keçiler dimi...
  • Bu helikopterlerde kabin ısıtıcısı motordan alır ısıyı (Eski reno 12 ler gibi), ama irtifada sol arka taraftaki ısıtıcı nozulu kapatılmazsa içeri çok az karbon monoksit sızabilmektedir ama tehlikeli boyutta değildir. Şimdi sadete gelirsek, Saygı değer pilotumuz uçmaması gereken bir havada tecrübesine güvenerek (pilotaj hatası dediğimiz kısım) kalkış yapıp yine girmemesi gereken buluta girmiştir. Ve vertigo olup dağa çarpmıştır. Olay ne karbon monoksit, ne de aklıllara zarar jet egzos zehirlenmesi teorisidir. Araştırıldıkça bu sonuç netleşecektir. Gerisi hikaye.... Şahsi fikrim ise rahmetli keşke yaşasaydı, keşke atatürk yaşasaydı, keşke Turgut özal yaşasaydı, ama keşkelerle olmuyor. Kader ve ömür nefes sayılı... İlla bir komplo teorisi veya dış mihraklar alanına sığınmaya ne gerek var. Basit bir kazaya derin anlamlar yüklerken, detaylı ayakkabı kutularını gözden kaçıran yurdum insanlarına sevgi saygılarımla...
  • Son yaklaşmada 5 mil önümüzdeki uçağın jet wash una girmemiz nedeniyle, karbonmonoksit gazı zehirlenmesi nedeniyle ölmüş bulunuyoruz. Yolculara geçmiş olsun dileriz...
  • Yazıcıoğlu ailesi sizlere sesleniyorum: bu vatan için çalışmış ve bu çalışmalar esnasında elim bir kaza ile yaşamını yitirmiş şehidiniz kullanılarak gündemde kalmaya çalışan , ünlü olmak isteyen, milletin aklını bulandırıp bundan menfaat sağlamaya çalışan 'kanlı çukur' yazarı gibi onlarca insan var bu ülkede.lütfen gelmeyin bu oyunlara.alet olmayın onların hesaplarına.Şehidinizi rahat bırakın huzurlarda uyusun.
  • Her seçim döneminde bu işi ısıtıp ısıtıp servis etmenin anlamı nedir. Madem bu kadar seviyorsunuz adamın yakasını bıraksanız be kardeşim. O kazadan sonra da ülkemizde onlarca helikopter kazası oldu ve yüzlerce asker veya sivil vatandaşımız hayatını kayıp etti. Havacılık faaliyetlerinin olduğu her ülkede bu tür kazalar olur.
  • kesinlikle ölmedi, infaz edildi. Düşünsenize şu an yaşıyor olsaydı....birilerine de alternatif olabilirdi. Neden bunca zaman aydınlatılamadı, anlamak mümkün değil.
  • Açık havada bir jetin motorundan çıkan karbonmonoksit bir helikopterin içindeki insanları karbonmonoksit zehirlenmesinden öldürebilir mi? O zaman havaalanlarında apronda görev yapan herkesin bu zehirlenmeye maruz kalması gerekir. Helikopterin kendi motorundan kabin içine sızabilecek karbonmonoksit olma ihtimali neden düşünülmez? Bu tarz kazaların dünyada defalarca olduğu bilindiği halde neden ihtimaller arasına girmez? Girmez çünkü bu kazaya ordu sebep olmuş gibi gösterip bu ölümlerden bile mazlumu oynamak amaç.. Aynı F16'ların camii bombalama saçmalığı gibi. Mağduru oynamaktan bıkmadılar.
  • Ya çıkıpta bir yetkili TSK tarafından da kullanılmakta olan bu tip helikopterlerin ısıtma sistemlerinin egsoz bölgesinden sağlandığını,ısıtma esnasında kabine karbonmonoksit yayılma ihtimali sebebiyle kokpitte renk değiştiren bir plakartın olduğunu,oldukça kötü hava şartlarında bu plakarta ise dikkat edilmesinin çok zor olduğunu ya da bu renk değiştiren maddenin özelliğini çoktan kaybetmiş olabileceğini,o soğuk havada açık olmayan pencerelerden temiz hava gelememesi neticesinde karbonmonoksitin solunmuş olabileceği ve bunun da pilotun karar verme mekanizmasını etkileyebileceği ve reflekslerinin zayıflamış olabileceğini , görüşün 300 metre olduğu çanak gibi bir yerde yaklaşık 15 metre yükseklikte uçan bir helikopterin yanından bu olumsuz görüş koşullarında bir uçağın yaklaşık 1000 km hızla uçamayacağını bu yetkili savcıya neden anlatmazlar.aklım mantığım almıyor.
  • Askerin kesinlikle Suçu yoktur .rahmetli çok bildiği için öldürüldü

BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve beş arkadaşının ölümüne sebep olan helikopterin düşmesiyle ilgili soruşturmada sona gelindi. İki yılı aşkın süredir Özel Yetkili Malatya Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında helikopterin neden düştüğüne ilişkin çok önemli delillere ulaşıldı.

Özellikle pilot Kaya İstektepe ve gazeteci İsmail Güneş’in kanlarında bulunan karbonmonoksit değerlerinin helikopter düştüğünde normalden çok yüksek olduğu ispatlandı. Savcılık, hayatını kaybedenlerin kanlarında tespit edilen yüksek karbonmonoksidin, jetlerin egzoz gazından kaynaklanmış olabileceği üzerinde duruyor.

25 Mart 2009 tarihinde BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve beş arkadaşını taşıyan helikopter Kahramanmaraş Çağlayancerit’ten saat 14.43’te havalanmıştı. Ancak Yozgat Yerköy’e giden helikopter saat 15.03’te Keş Dağları’nın eteklerine düşmüştü. Yazıcıoğlu ve 6 kişinin öldüğü olayın üzerinden 2 yıl geçtikten sonra Özel Yetkili Malatya Cumhuriyet Savcılığı’nca soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma kapsamında helikopterin suikast sonucu düşürüldüğüne ilişkin önemli delillere ulaşıldı. Bu delillerden biri, pilot Kaya İstektepe ve seyahat esnasında hemen arkasında oturan gazeteci İsmail Güneş’in kanlarındaki karbonmonoksit değerlerinin normalin çok üstünde olduğunun bilimsel olarak ispatlanması.

Düşmedi, sert iniş yaptı

Helikopterin nasıl düştüğüne ilişkin çeşitli teoriler ortaya atılsa da gerçekliği ortaya konulamadı. Örneğin kaza kırım ekibinin ‘pilot kötü hava şartları ve sis yüzünden vertigo hissine kapıldı bu yüzden dağa çakıldı’ tezi zaman içinde çürüdü. Çünkü gazeteci İsmail Güneş’in helikopter düşene kadar çektiği 144 kare fotoğrafta havanın son derece açık ve görüş mesafesinin gayet iyi olduğu görülüyor. Ayrıca bölgede helikopterin düştüğü anlarda kar yağışı olmadığı biliniyor. Helikopter düştüğü gün saat 20.00’den sonra yoğun kar yağışının başladığı meteoroloji raporlarıyla sabit. Kaza kırım ekibinin hazırladığı raporda uçuş bilgileri ve çevredeki hava hareketliliğini gösteren cihazların helikopterden çalınmasından hiç bahsetmemesi raporun iyi niyetine gölge düşürdü. Helikopterin düşmediği, sert iniş yaptığı da kesinleşti. Helikopter düşmeden 2 dakika önce 20 saniyelik telefon görüşmesi yapan Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarına telefonu kapattıktan sonra tuhaf şeylerin olduğu anlaşılıyor. Soruşturma kapsamında pilotun kısa süre içinde irtifayı düşürdüğü ve sert iniş yaptığı belirlendi. Zaten helikopterin infilak etmeyip sadece kuyruk bölümünün ayrılması bu tezi güçlendiriyor. Ayrıca hayatını kaybedenlerin hepsinin ayaklarında kırık olması helikopterin sert iniş yaptığını kanıtlar nitelikte. Enkaz bölgesinde o sırada kar olmadığı, bunun da helikopterin daha fazla hasar görmesine sebep olduğu açık. Eğer kar kalınlığı bir metreden fazla olsaydı arama kurtarma faaliyetine katılan Skorsky tipi helikopterin sadece kırıma uğraması gibi Yazıcıoğlu’nu taşıyan helikopter de zarar görmez, kimse hayatını kaybetmezdi.

Adli tıbbın tezi çürüdü

Adana Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın 10 Nisan 2009 tarihli raporunda helikopterde hayatını kaybedenler arasında sadece, Muhsin Yazıcıoğlu ve Erhan Üstündağ’ın kanlarında karbonmonoksit incelemesi yapıldı. Diğerleriyle ilgili bir inceleme yapılıp yapılmadığı bilinmiyordu. Bu belirsiz durum Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun (DDK) dikkatinden kaçmadı ve Adana Adli Tıp Kurumu’na bu konu soruldu. Adana Adli Tıp Kurumu’ndan CO (karbonmonoksit) bulunmadığı şeklindeki ifadenin, rapora ‘sehven’ yazıldığı cevabı alındı. Bunun üzerine DDK, 14 ay sonra İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Kimya İhtisas Dairesi Toksikoloji Şubesi’ne kan örneklerini tekrar incelenmesi için gönderdi. Adana’nın aksine İstanbul, 7 Temmuz 2010 tarihli raporunda çok çarpıcı bir sonuca yer verdi. Raporda Yazıcıoğlu’nun kan örneğinde yüzde 13,1 CoHb (karboksihemoglobin), Mustafa İstektepe’de yüzde 26,6 CoHb, Erhan Üstündağ’da yüzde 21,8 CoHb, Yüksel Yancı’da yüzde 8,5 CoHb; İsmail Güneş’in kan örneğinde yüzde 27 CoHb, Murat Çetinkaya’da yüzde 10,1 CoHb olduğu belirtildi. Bu sonucun ardından DDK, İstanbul Adli Tıp Kurumu’na her iki adli tıp kurumunun çelişkili raporunu tekrar sormuştu. İstanbul Adli Tıp Kurumu da “Kanlar 1,5 yıl beklendiği için karbonmonoksit oluştu” diye cevap vermişti. Fakat adli tıp uzmanları İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun bu tezini çürüttü. Uzmanlar, 1,5 yıl beklediği için kanda asla karbonmonoksit oluşmayacağını kaydetti. Hatta olay olduğunda Kaya İstektepe ve İsmail Güneş’in kanlarındaki karbonmonoksit değerlerinin çok daha yüksek olduğunu tespit ettiler.

Hayatını kaybedenlerin adli tıp raporlarını inceleyen ve adının açıklanmasını istemeyen adli tıp uzmanı Aksiyon’a karbonmonoksit oluşumu üzerine değerlendirmelerde bulundu. Uzmanın tespiti şöyle: “1,5 yıl beklediği için kanda karbonmonoksit oluşmaz. Çünkü CoHb (karboksihemoglobin), organik maddelerin tam yanmamasıyla oluşur. Kokuşma ile  kan karboksihemoglobin düzeyi değişmez, değişse bile bu yüzde 1-2 azalma veya artma şeklinde olabilir. İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun bu sonuca nasıl ulaştığını bilmiyorum ama kanda karbonmonoksit olduğu kesin. Yangın olmadığına göre ölenlerin kanında düşmeden önce daha yüksek oranda karbonmonoksit olduğu anlaşılıyor. Helikopter, düştükten sonra da çalışıyorduysa, yolcular CoHb içeren motor dumanı solumuş da olabilir. Adana Adli Tıp Kurumu cenazelerin açık havada olması ve yangın olmaması sebebiyle karbonmonoksit incelemesi yapmamış olabilir. Kandaki karbonmonoksit, ancak karbonmonoksit içeren havanın solunmasıyla oluşur. Başka türlü olmaz.”

Jetlerin egzoz gazı

Soruşturmada hayati önem taşıyan bu durum, karbonmonoksidin nasıl oluştuğuna ilişkin soruyu da beraberinde getirdi. Helikopterin egzozunda çatlak olmadığı raporlar ile sabit olduğundan soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Malatya Cumhuriyet Savcılığı, helikopterin jetlerin egzoz gazı yüzünden düşmüş olma ihtimali üzerinde duruyor. Bu kapsamda eski İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü Müdürü Toksikolog Prof. Dr. Sevil Atasoy, jetlerin egzoz gazına işaret etmişti (Kanlı Çukur-Muhsin Yazıcıoğlu Suikastının Perde Arkası adlı kitap). Atasoy, ölenlerin kanlarında karbonmonoksit oluşmasının muhtemel sebeplerini şöyle anlatıyor: “Kandaki karboksihemoglobin değerleri eğer gerçek durumu yansıtıyorsa, bir başka deyişle, Adana’da kanda karboksihemoglobin aranmadığını, kanın uygun koşullarda muhafaza edildiğini, Adli Tıp Kurumu’nda analizlerin ilk kez yapıldığını ve bu sonuçların çıktığını varsayarsak ya kandaki karboksihemoglobini bu düzeye çıkartacak karbonmonoksit gazı helikopterin kendi egzozundan geldi (ama egzozda çatlak olmadığı raporlarda yazılı) ya da dışarıdan, araca karbonmonoksit gazı girerek, bu değerleri oluşturdu (örneğin çevredeki jetlerin egzoz gazından). Karbonmonoksit bir yakıtın yanması sonucu oluşur… Jet yakıtı ile helikopter yakıtlarının yanma ürünleri farklıysa, bu ürünlerin kanda aranması bir çözüm oluşturabilir.”  

Prof. Dr. Sevil Atasoy’un konuyla ilgili görüşünü destekleyecek olay 17 Aralık 1992 tarihinde, dönemin Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis’in bindiği Skorsky helikopterde yaşanmıştı. Bitlis, emekli Orgeneral Necati Özgen ile Barzani’nin karargâhı olan Selahattin kentine gitmek için Skorsky ile yola çıkmıştı. Uçuş sırasında iki Amerikan F15 savaş uçağı helikopteri yalayarak geçmişti. Bu yüzden helikopter durma noktasına gelmişti. Eşref Bitlis bunun sebebini helikopteri kullanan Pilot Yarbay Öner Yaktuğ’a sormuş ve ‘Komutanım jetlerin egzoz gazı helikopterin motorlarını dolduruyor. Bu yüzden motorlar oksijensiz kalıyor ve güç kaybediyoruz. Neredeyse durma noktasına geldik’ cevabını almıştı.

Düşmeden dört dakika önce

Muhsin Yazıcıoğlu ve beş arkadaşını taşıyan helikopter düşerken çevresinden savaş uçakları geçiyordu. Enkaz bölgesinde 3’ü F4, biri F16 olmak üzere toplam dört savaş uçağı geziyordu. Genelkurmay’ın Özel Yetkili Malatya Cumhuriyet Savcı-lığı’na gönderdiği raporda, bu savaş uçaklarından MJ524 iz numaralı F-16’nın, 14.59.47’de kaza mahallinin 28,5 kilometre güneydoğusundan geçtiği belirtilmişti. Aynı rapora göre uçak kuzeydoğu yönünde ilerlemeye devam ederken radarlar 15.02’de kararmış, görüntülerin tekrar geldiği 15.07.40’ta ise söz konusu uçağın enkaz bölgesinin bu kez yaklaşık 72 kilometre uzağında görüldüğü belirtilmişti. Genelkurmay Başkanlığı, Muhsin Yazıcıoğlu’nun içinde olduğu helikopterin düştüğü zaman dilimine denk gelen radar kararmasını, ‘doğu bölgesindeki tüm radarlarda yaşanan kısa süreli bir arıza’ olarak izah etmişti. Fakat radar uzmanları ve pilotların yaptığı analize göre helikopter düşmeden 4 dakika önce jetlerin helikopterin tepesinde olduğu belirlenmişti. Bir başka deyişle Genelkurmay’ın belirttiği gibi en yakın jet, helikoptere 28,5 km uzaklıkta değildi.

Özel Kuvvetler savcının gelmesini beklememiş

Geçen günlerde Haber Türk televizyonu, Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının naaşlarının çıkarılma görüntülerini yayımlayacağına ilişkin bir dakikalık fragman yansıtmıştı ekranlara. Fakat Yazıcıoğlu ailesi ve BBP’nin avukatları mahkemeden yayını durdurma kararı aldırdı. Söz konusu görüntünün tamamına Aksiyon ulaştı. Özel Kuvvetler Komutanlığı’na (ÖKK) bağlı timin enkaz bölgesine gelerek yaptığı çekimler 21 dakika sürüyor. Emekli Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel o görüntüleri şöyle yorumladı: “Cenazeleri kaldırmadan önce savcıların ve olay yeri inceleme ekibinin beklenmediği anlaşılıyor. Bu durum pek normal değil. Helikopter enkazına 28 Mart’ta  ulaşan Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın öncelikle durumu yetkili jandarmaya haber vermesi gerekirdi. Jandarmaya haber verilip verilmediğini bilemiyoruz. Haber verildiyse jandarmanın derhal durumu savcılığa bildirmesi ve savcının talimatına göre hareket edilmesi gerekirdi. ÖKK neden cenazeleri kaldırmadan önce savcılık makamı ve adli tıp uzmanlarını bekleme gereği duymadı?”

Görüntünün hemen başında bir rütbeli personelin diğerine olay yeri inceleme ekibinin gelmesini engelleyici nitelikte ifadeler kullandığı duyuluyor. Gündel bu ifadelerin soruşturulması gerektiğinin altını çiziyor: “İzlediğimiz görüntülerde bir görevlinin ‘eğer irtibatınız varsa buraya, olay yeri incelemesine gelemezsiniz diyelim’ şeklinde bir konuşması var. Burada tam olarak ne demek istediğinin araştırılması gerekir. Çünkü bu konuşmayı yapan şahsın, kötü hava şartları nedeniyle mi yoksa farklı amaç için mi o sözleri söylediği tespit edilmeli.”

Görüntünün daha uzun olabileceğine de dikkat çeken Gündel, kameranın saatinin görüntü üzerinde yazılı olduğunu belirtiyor. Gündel’in yaptığı tespit şöyle: “Görüntülerden kamera saatinin 11.35’te başladığı ve son bölümde saatin 14.35 olduğu anlaşılıyor. Yani 3 saat gibi bir süre ÖKK’ya bağlı tim bölgede kalmış. Çekilen görüntüler çok daha uzun olup sonradan 21 dakikaya düşürülmüş olabilir. Bu arada görüntülerde Yazıcıoğlu’nun helikopterin uzağında bulunduğu anlaşılıyor. Demek ki, Yazıcıoğlu helikopter düştükten sonra dışarı çıkabilmiş. Bu durum BBP Lideri’nin sürünmüş olduğu iddialarını da güçlendiriyor. Kayseri Valisi Mevlüt Bilici’nin bilgi notuna göre, ‘Yazıcıoğlu’nun bacağı kırık, ambulans ile hastaneye götürülüyor’ ifadeleri geçiyordu. Bacağının kırık olduğu bilgisinin burada örtüştüğünü de görebiliyoruz.”

2 YILDA NELER YAŞANDI?

25 Mart 2009: BBP tarafından kiralanan TC-HEK tescil işaretli helikopter Kahramanmaraş Çağlayancerit ve Yozgat Yerköy mitingi için Sivas’tan havalandı. Helikopterde BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Sivas İl Genel Meclis üye adayı Murat Çetinkaya, BBP Sivas İl Başkanı Erhan Üstündağ, İl Başkan Yardımcısı Yüksel Yancı, İHA muhabiri İsmail Güneş ve pilot Kaya İstektepe vardı. Helikopter Kahramanmaraş’ta ki mitingden sonra Yerköy’e doğru hareket etti; ancak Keş Dağı’nın Kanlı Çukur mevkiine düştü.

27 Mart 2009: Helikopter enkazı köyün sakinlerinin oluşturduğu 17 kişilik bir ekip tarafından bulundu.

28 Mart 2009: Helikopter enkazına bu kez Özel Kuvvetler Komutanlığı’na bağlı bir tim ulaştı ve naaşları enkaz bölgesinden çıkardı. Aynı gün Kahramanmaraş Devlet Hastanesi’nde İsmail Güneş hariç hayatını kaybeden 5 kişinin otopsisi yapıldı.

30 Mart 2009: Gazeteci İsmail Güneş helikopter enkazının 600 metre uzağında bir kaya parçasının dibinde bulundu. Aynı gün Kahramanmaraş Devlet Hastanesi’nde otopsisi yapıldı.

4 Nisan 2009: Kahramanmaraş Cumhuriyet Savcısı enkaz bölgesinde incelemelerde bulundu.

10 Nisan 2009: Adana Adli Tıp Kurumu hayatını kaybedenlerin bedenlerinden alınan parçalar, kan ve idrar örneklerini inceledi ve sonuç raporunu açıkladı. Kurum ‘karbonmonoksit bulunamadı’ dedi.

5 Mayıs 2009: Meclis Araştırma Komisyonu Kuruldu.

5 Aralık 2009: Komisyon çalışmalarını tamamladı.

4 Aralık 2009: 3 Kişiden oluşan kaza kırım ekibi raporunu tamamladı. Helikopterin düşme nedenini pilotaj hatasına bağladı.

2 Şubat 2010: Meclis Araştırma Komisyonu ikinci kez kuruldu. Helikopterin düşme sebebini tespit edememiş olmakla birlikte arama kurtarmadaki zafiyetlere dikkat çekildi.

10 Aralık 2010: İkinci komisyon raporunu Meclis Başkanlığı’na sundu.

15 Şubat 2010: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, olayın tüm yönleriyle araştırılması için DDK’yı görevlendirdi.

21 Ocak 2011: DDK raporunu tamamladı. 782 sayfalık raporda olayın suikast olabileceğine dair ciddi şüphelerin olduğu belgelendi. Bu kapsamda raporu Kahramanmaraş Cumhuriyet Savcılığı’na gönderdi.

29 Ocak 2011: Zaman Gazetesi DDK raporunda helikopterde iki cihazın çalındığına ilişkin kokpit panelinin fotoğraflarını yayımladı.

16 Şubat 2011: BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu ve hayatını kaybedenlerin aileleri dosyanın Özel Yetkili Malatya Cumhuriyet Savcılığı’na verilmesi için Kahramanmaraş Cumhuriyet Savcılığı’na müracaatta bulundu.

2 Mart 2011: DDK raporuyla olayın suikast olabileceğine ilişkin şüpheler artınca dosya Özel Yetkili Malatya Cumhuriyet Savcılığı’na teslim edildi.

19 Temmuz 2011: Helikopter düştükten sonra 112 ile 27 dakika telefon görüşmesi yapan İsmail Güneş’in çenesinin kırık olduğuna ilişkin otopsi raporu Cihan Haber Ajansı tarafından yayımlandı.

21 Eylül 2011: Almanya’yı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kendisine eşlik eden gazetecilere, ‘Helikopterin beynini keçiler sökmedi ya’ şeklinde yaptığı açıklama ile kendisine cihazların çalınma görüntüsünün geldiğini söyledi.

25 Eylül 2011: Zaman Gazetesi ‘İşte Helikopterdeki cihazları söken subaylar’ başlığı ile Cumhurbaşkanı Gül’ün kastettiği görüntüleri yayımladı.

29 Eylül 2011: Özel Yetkili Malatya Cumhuriyet Savcılığı 5 ilde operasyon yaparak 8’i muvazzaf asker olmak üzere 13 kişiyi gözaltına aldı. Bunlardan 4 muvazzaf (cihazları söken) 3’ü kaza kırım ekibinden olmak üzere 6 kişi tutuklandı.

18 Kasım 2011: Gözaltına alınan emekli Astsubay Kenan Köksal tutuklandı.

27 Mart 2012: Tutuklu bulunan muvazzaf askerler Cemal Şahin Nedim Bakırhan tahliye edildi.

15 Mayıs 2012: Tutuklu Kenan Köksal tahliye edildi.

23 Mayıs 2012: Kaza kırım ekibi serbest bırakıldı.

10 Eylül 2012: Helikopter enkazından cihazı söken muvazzaf asker Aydın Özsıcak tahliye edildi.

Soruşturmada tahliye edilenler tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Aksiyon’un edindiği bilgilere göre Özel Yetkili Malatya Cumhuriyet Savcılığı soruşturmayı derinleştirirken suikast olduğuna ilişkin ciddi delillere ulaştı. (Aksiyon)

ÇOK KONUŞULAN KAZAYLA İLGİLİ YENİ GELİŞME

Yorumlar Tüm Yorumlar (14)

Android Uygulaması ~ 10 yıl önce
Keşke dogru düzgün okusaniz. Gazdan öldü demiyor kaninda bulundu diyor sadece. Ortadan kaybolan göstergeler kayıtlar haaa doğru Keçiler dimi...

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Komik :D ~ 10 yıl önce
Bu helikopterlerde kabin ısıtıcısı motordan alır ısıyı (Eski reno 12 ler gibi), ama irtifada sol arka taraftaki ısıtıcı nozulu kapatılmazsa içeri çok az karbon monoksit sızabilmektedir ama tehlikeli boyutta değildir. Şimdi sadete gelirsek, Saygı değer pilotumuz uçmaması gereken bir havada tecrübesine güvenerek (pilotaj hatası dediğimiz kısım) kalkış yapıp yine girmemesi gereken buluta girmiştir. Ve vertigo olup dağa çarpmıştır. Olay ne karbon monoksit, ne de aklıllara zarar jet egzos zehirlenmesi teorisidir. Araştırıldıkça bu sonuç netleşecektir. Gerisi hikaye.... Şahsi fikrim ise rahmetli keşke yaşasaydı, keşke atatürk yaşasaydı, keşke Turgut özal yaşasaydı, ama keşkelerle olmuyor. Kader ve ömür nefes sayılı... İlla bir komplo teorisi veya dış mihraklar alanına sığınmaya ne gerek var. Basit bir kazaya derin anlamlar yüklerken, detaylı ayakkabı kutularını gözden kaçıran yurdum insanlarına sevgi saygılarımla...

Yanıtla

Kalan karakter 1000
aynen katılıyorum ~ 10 yıl önce
aptal herifler oraya devletin helikopteriyle yağmalama yapmaya gelmeseydi bu iş bu kadar büyümeyecekti.
Öldük ~ 10 yıl önce
Son yaklaşmada 5 mil önümüzdeki uçağın jet wash una girmemiz nedeniyle, karbonmonoksit gazı zehirlenmesi nedeniyle ölmüş bulunuyoruz. Yolculara geçmiş olsun dileriz...

Yanıtla

Kalan karakter 1000
iPhone Uygulaması ~ 10 yıl önce
Yazıcıoğlu ailesi sizlere sesleniyorum: bu vatan için çalışmış ve bu çalışmalar esnasında elim bir kaza ile yaşamını yitirmiş şehidiniz kullanılarak gündemde kalmaya çalışan , ünlü olmak isteyen, milletin aklını bulandırıp bundan menfaat sağlamaya çalışan 'kanlı çukur' yazarı gibi onlarca insan var bu ülkede.lütfen gelmeyin bu oyunlara.alet olmayın onların hesaplarına.Şehidinizi rahat bırakın huzurlarda uyusun.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Yakasını bırakın ~ 10 yıl önce
Her seçim döneminde bu işi ısıtıp ısıtıp servis etmenin anlamı nedir. Madem bu kadar seviyorsunuz adamın yakasını bıraksanız be kardeşim. O kazadan sonra da ülkemizde onlarca helikopter kazası oldu ve yüzlerce asker veya sivil vatandaşımız hayatını kayıp etti. Havacılık faaliyetlerinin olduğu her ülkede bu tür kazalar olur.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
infaz ~ 10 yıl önce
kesinlikle ölmedi, infaz edildi. Düşünsenize şu an yaşıyor olsaydı....birilerine de alternatif olabilirdi. Neden bunca zaman aydınlatılamadı, anlamak mümkün değil.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Saçmalık ~ 10 yıl önce
Açık havada bir jetin motorundan çıkan karbonmonoksit bir helikopterin içindeki insanları karbonmonoksit zehirlenmesinden öldürebilir mi? O zaman havaalanlarında apronda görev yapan herkesin bu zehirlenmeye maruz kalması gerekir. Helikopterin kendi motorundan kabin içine sızabilecek karbonmonoksit olma ihtimali neden düşünülmez? Bu tarz kazaların dünyada defalarca olduğu bilindiği halde neden ihtimaller arasına girmez? Girmez çünkü bu kazaya ordu sebep olmuş gibi gösterip bu ölümlerden bile mazlumu oynamak amaç.. Aynı F16'ların camii bombalama saçmalığı gibi. Mağduru oynamaktan bıkmadılar.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
iPhone Uygulaması ~ 10 yıl önce
Ya çıkıpta bir yetkili TSK tarafından da kullanılmakta olan bu tip helikopterlerin ısıtma sistemlerinin egsoz bölgesinden sağlandığını,ısıtma esnasında kabine karbonmonoksit yayılma ihtimali sebebiyle kokpitte renk değiştiren bir plakartın olduğunu,oldukça kötü hava şartlarında bu plakarta ise dikkat edilmesinin çok zor olduğunu ya da bu renk değiştiren maddenin özelliğini çoktan kaybetmiş olabileceğini,o soğuk havada açık olmayan pencerelerden temiz hava gelememesi neticesinde karbonmonoksitin solunmuş olabileceği ve bunun da pilotun karar verme mekanizmasını etkileyebileceği ve reflekslerinin zayıflamış olabileceğini , görüşün 300 metre olduğu çanak gibi bir yerde yaklaşık 15 metre yükseklikte uçan bir helikopterin yanından bu olumsuz görüş koşullarında bir uçağın yaklaşık 1000 km hızla uçamayacağını bu yetkili savcıya neden anlatmazlar.aklım mantığım almıyor.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
oh be ~ 10 yıl önce
aynı konuyu harfi harfine yazacaktım siz önce davranmışsınız , tşkler . Son derece doğru bir yorum ve yeter artık bu konuyu bu hale getirmenin hiç bir anlamı yok !
??? ~ 10 yıl önce
sayın iphone sıkıntı düşmesinde değil düşme sonrası olan aptallıklarda. helikopter düştüğü için suikast olduğu düşünülmedi dikkatini çekerim. hergün yeni bir şey çıkıyor. ve bu çıkanlar insanları tereddütte bırakıyor...
iPhone Uygulaması ~ 10 yıl önce
Askerin kesinlikle Suçu yoktur .rahmetli çok bildiği için öldürüldü

Yanıtla

Kalan karakter 1000
ne ~ 10 yıl önce
ne biliyordu ki. bildiklerini zaten onların ellerine silahları verenler de biliyordu. bildiği bu mu, karıştıkları cinayetler mi.
ne mi? ~ 10 yıl önce
rahmetlinin hayatını oku ne bildiğini görürsün

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000