THY kokpit için harekete geçti

Türk Hava Yolları, İstanbul Yeni Havalimanı’na geçiş ile artacak pilot ihtiyacını karşılamak amacıyla çalışmalara hız verdi. Hafta içinde THY Genel Müdür Yardımcısı Abdülkerim Çay’ın basın mensuplarına bu konuda açıklamaları oldu.

Havacılık sektörünün en popüler mesleği pilotluk… Bunun altını, aldığı maaşla yada uçağın en yetkili kişisi olması gibi hususlarla doldurmak mümkün. Ancak herkesin pilotluk denince ilk aklına gelen şey elbette maaşı olacaktır.

Bu konu her ne kadar suistimale açık olsa da mevcut gerçeği değiştirmiyor.

Çünkü maaş meselesi, pilotların transferi konusunda en büyük argüman gibi duruyor karşımızda. Herhangi bir ülkeden pilot almak isteyen başka ülke şirketleri, ilk başta verdiği maaşı dile getiriyor. Bu artık yadsınamaz bir gerçek.

Şu sıralar pilot transferi için en mantıklı ülkelerden biri Türkiye gibi görünüyor. Dövizin yükselmesi nedeniyle maddi kayba uğradığını düşünen pilotlar, bu nedenle özellikle körfez ülkeleri tarafından adeta kıskaca alınmış durumda.

Nitekim bu hafta içinde İstanbul’da pilot transfer için bir toplantı organize edildi. Birçok şirket, pilotlara hem yüksek maaş hem de çeşitli sosyal haklar teklif etti.

Pilot transfer etmek isteyen şirketlerin Türkiye’deki pilotlara teklif ettikleri maaşlar şu şekilde oldu:

Peki bu teklifler pilotların gitmesine neden olur mu? Şimdiden bir şey söylemek zor olsa da,’Hayır gitmezler’ demek bence fazla iyimserlik olur. Transferin amacı da zaten daha iyi şartlar demek değil de ne?

THY de bu gidişi görmüş olacak ki, şirket açısından pilotlara verilecek imkanlar ve yetiştirilme süreciyle ilgili detayları paylaştı. Bazı pilotların gözüyle de THY anlatıldı. Bu da son derece normal. THY’nin verdiği maaş Türkiye şartlarında hiç fena değil elbette. Ancak işin içine döviz girince durumlar biraz değişiyor.

İlerleyen haftalarda bu konuyla ilgili daha detaylı bir yazı paylaşacağım. Hangi şirketten kaç pilot nereye gitti, bunları araştırıp yazacağım. Bakalım transfer politikasıyla hareket eden şirketler ile Türkiye’deki şirketler ne kadar başarılı olmuş…

Ben uzun yazı yazmayı sevmem. Detaylar, her zaman boğucu gelmiştir bana. Geçen hafta kendi adıma uzun sayılabilecek bir yazı yazdım. Bu yazının aşağı yukarı yüzde 80’lik kısmı Haziran ayındaki havalimanı yatırımları oldu. Çünkü bir ay içinde çok ciddi yatırımlar açıklandı, ya da hayata geçirildi.

Kısa bir bölüm de Emirates’in Türkiye’deki pilot transferine ayırdım. İyi maaş ve sosyal imkanlar verdiklerinden bahsettim. Ancak bunun Türk pilotlar tarafından tercih edilip edilmeyeceğine dair net olamadığımı, Türkiye’deki gibi bir ortam bulamayacaklarından ifade ettim.

Ayrıca ekip planlama sıkıntılı bir şirket olduğunu söyledim. Pilotların oldukça yoğun uçurulduğunu yazdım. Saat saat bunu söyleyemem elbette ama uzun uçuşlarda pilotların gerçekten ciddi sıkıntılar yaşadığını yurt dışı kaynaklardan hem okudum, hem de pilotlardan duydum. Bahsettiğim uzun menzilli uçuşlar…

Ancak yazının ilk kısmıyla zaten kimse ilgilenmemiş. Yoğunlaşılan tek husus, Emirates konusu olmuş. Bunu yorumları okuyanlar anlayacaktır.

Bana yüklenilmesinin sebebi de, bahsettiğim hem yorgun uçuş konusu, hem de sosyal hayat vurgum... Yurt dışına çok kez çıktım ancak Dubai’ye hiç gitmedim. Ama buradaki mesele oraya gitmek meselesi değil.

Bahsettiğim sosyal yaşam, ya da ortam, benim anladığım kadarıyla hep gece hayatı gibi algılanmış. Google’a sorarak bile bulunabilecek bir konuyla ilgili bu kadar anlamsız tepki gösterilmesini ben hiç anlayamadım.

Benim bahsettiğim şey, gece hayatı ya da deniz manzarası değil… Hayatı sadece bundan ibaret sananlar varsa benim diyecek bir şeyim yok…