26 Eylül 2022, Pazartesi
Ali KIDIK
Ali KIDIK [email protected]

Ekmek Yediği Kaba Pisleyen Bir Alçağa Cevap Vermek…

Bu hafta bütün okurlarımdan ve havacılık sektöründen özür dileyerek yazıma başlamak zorundayım. Zira Amerika’ya ağabeyimin kazası üzerine gelmek zorunda kalmamı fırsat bilerek, ağzından salya akan bir densizin yazdıkları artık kabul edilmez bir hal almıştır.

Bugüne kadar birkaç kez denenen salya akıtma söylemlerine sessiz kalışım, benim aldığım aile terbiyesi ve havacılık sektörüne olan saygımdan ibaretti. Ancak, köpeksiz köyde değneksiz gezeceğini sanan mahlukat, ne haberci etiğine ne de havacılık terbiyesine uyan davranışları beni bu yazıyı yazmaya mecbur bıraktı.

Bir kez daha okurlarımdan ve sektörümüzden özür diliyorum.

Odak noktasına aldığı THK mevzusuna ve diğerlerine cevaben değil ama 30 yılı aşkın içiçe yaşadığım bu sektörün bilgilenmesi açısından noktası virgülü abartısız bilgilendirme yapacağım.

Türk Hava Kurumu ile yaptığımız danışmanlık anlaşması doğrudur. Ancak, THK’da yolsuzluk haberlerini aldığım andan itibaren,  bu anlaşmayı hiçe saydığımı ve umursamadığımı az sonra yazacaklarımdan sonra çok daha iyi anlayacaksınız.

Birincisi bu anlaşma kurumla yapılmıştır ve şahısları hiç ama hiç bağlamaz. Zira kurumun başında Osman Yıldırım, rektör olarak da Osman Yıldırım’dan emir alan Ünsal Ban vardı. Eğer inceleme fırsatı bulduysanız çift imzalı olduğu görülecektir.

Bu anlaşmanın üzerinden bir ay geçmedi ki, THK’da yolsuzluk olduğu ihbarları tarafıma ulaşınca gelen belgeler ışığında Airporthaber olarak kamu adına yapmış olduğumuz görev bilinci ile haber ve köşe yazılarıyla  kamuoyunu bilgilendirmeye başladık.

Biz bu haberleri yaptıkça, Ankara’da mahkemeler haberlere engelleme getiriyor ve yayınlar kaldırılmaya çalışılıyor, üst mahkemeler ise itirazımızı kabul etmiyordu. Hem haberciye vurulan darbe hem de THK’nın soyulmasına göz yuman bir yargı ile karşı karşıya idik.

Bizim bu haberlerimize karşılık THK Başkanı Osman Yıldırım, besleme medyası ile kendine övgüler düzdürüyordu. Ancak ısrarlı yayınlarımız Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün dikkatini çekmiş, haberler ihbar kabul edilerek soruşturma başlatılmıştı. MASAK konuya dahil olmuş ve Osman Yıldırım ile THK mercek altına alınmıştı.

Çok geçmeden THK’ya operasyon yapılmış ve Osman Yıldırım makamında gözaltına alınarak çıkarıldığı mahkemede tutuklanmış, uzun süre hapiste yatmıştır. O günlerde “senin kafa tasından şarap içeceğim” tehditleri gönderen Osman Yıldırım’ın tehditleri karşısında asla taviz vermedik ve işimizi yapmaya devam ettik.

Dava dosyasının iddianamesinde “Airporthaber’de yer alan haberler ihbar kabul edilerek başlatılan soruşturma neticesinde” ibaresi ile başlamaktadır.

Tabi engellenen haberlerimizin doğruluğunun kamuoyundan mahkeme kanalı ile soygunun gizlenmesinin evrensel insan hakları ve basın mevzuatı gereği hakkımızı aradık ve Anayasa Mahkemesi’ne müracaat ederek hak arayışımızı sürdürdük ve Anayasa Mahkemesi şahsi müracaatımızı haklı bularak haberlerin engellenmesinin yasalara aykırı olduğu hükmünü verdi.

Ankara Hukuk Fakültesi Profesörlerinden Hasan İşgüzar’ın takip ettiği bu dava basın tarihine geçmiş ve gazeteci-yazar Taha Akyol kendi köşesinde konu etmiştir.

Bununla da yetinmeyip, THK hiçbir zaman merceğimizin dışında kalmamış sonradan başkan olan Bertan Nogaylaroğlu’nun da çok sayıda haberini yaparak soygun düzeninin devam ettiğini, kullandığı diş macununa kadar tüm kişisel harcamalarını THK’ya fatura ettiğini defalarca yazarak konuyu gündemde tuttuk. Ülkeyi yöneten iktidar bu durumu Airporthaber’den takip ederek kuruma kayyum atamıştır.

Şimdi bu densizin salyasında bahsettiği gibi eğer THK konusunda çıkar peşinde olaydık bütün bunları yapar mıydık? Sadece kendinize sorun.

Şimdi gelelim kendisinin marifetlerine…
Salya sahibine şu soruları sormanızı isterim.

Sizin oğlunuz THK Üniversitesi’nde Ünsal Ban tarafından işe alınıp burada  çalıştı mı? Siz Ünsal Ban’ın kapısını defalarca çalıp, Türk Hava Yolları teknisyenlerini benim aracılığımla eğitelim dediniz mi? Hatta bu amaçla şirket kurdunuz mu? Şimdi THK’yı siz mi soymak istediniz yoksa bangır bangır haber yaparak kurumun soyulmasına engel olan Airporthaber mi?

Salya sahibi şahsiyetsiz benim yurtdışına kaçtığımı falan ifade etmiş. Benim ne kadar Türk Milliyetçisi olduğumu cümle alem bilir. Ama onun da ne olduğunu da bilirler.

Bir kazadan nemalanan alçak, anası öldüğünde bir köşeye atmış teneşir bile edememiş, bendeniz anasının çenesini ve ayaklarını bağlamış adamım.

Allah’a tövbe haşa “Sayın Allah”, peygamber efendimize “Muhammet bey” diyen bu şahsiyetten başka şey beklemem ben. Allah inancı olmayan sadece salya akıtır.

Bay salya, benim yanımda on sene çalıştı. Getirdiği reklamlardan komisyon alırdı. Hepsi kayıtlı. Yanımda çalışmadan önce THY’de teknisyen kisvesi adı altında, tek bir vida sıkmadan çalıştı. Tek kelime ingilizce bilmediği halde başkalarının sınav kağıdı ile 32 yıl dil tazminatı alan kişi bu.

Ha bir de dernek başkanlığı falan yapmıştı. Dernek başkanlığı yaparken de çıkartılan dergiye gelen reklamlardan aldığı komisyonlar da cabası. 2017 yılına kadar şahsi cep telefonunu teknisyenler derneğine ödetti, reklamlardan komisyonu almaya da devam etti. THY’den neden apar-topar emeklilik hakları verilmeden kovulduğunu Hamdi Topçu’ya sorun. Benim dilim varmıyor detay vermeye. Şimdi kötülediği Hamdi Topçu’nun günlerce kapısında yattı, zaman zaman beni de elçi olarak kullandı oğlunu işe aldırabilmek için. THY’den emekli olmadan UTED Dergisi’nde yazdığı-yazdırdığı yazıları yayınlamam için kapımda günlerce bekledi. Yalvardı.

Sonra utanmadan ben Airporthaber’in ortağıyım diye dolaştı ortalarda.

Yaşça büyük diye saygıda kusur edip bozmadık kendisini.

Yazacak o kadar çok şey var ki kitaplara sığmaz.

Airport TV konusuna gelirsek başlı başına yalanlar dizisi.  Salyalar yere değmiş. Airport TV’nin fikri de zikri de bana ait. Hatta marka da bana ait. Sırf insanlığımdan, büyük ortakların bu şahsın ortak yapılmasını istememesine rağmen ben ısrarcı oldum. YK başkanı olmasını da ben istedim. Lakin büyük ortakların “yetkisi asla olmayacak” diretmeleri karşısında büyük ortaklar ile benim imza yetkilisi olduğum şekliyle Airport TV yayın hayatına başladı. Yani Airport TV’de şeklen yönetim kurulu başkanıydı ama hiçbir imza yetkisi yoktu.

Bugün halen havacılık sektöründe var ise sayemdedir. Yanımda çalıştığı süre boyunca, yaktığı yakıttan, yediği yemeğe, köprü parasına kadar kendisine ödenmiştir. Zira parayı çok sevdiği için her gün elinde bir fiş ile gelirdi odama.

Bu salyacı övülmeyi ve kendini övmeyi çok sever. Kendi yazılarının altına sürekli yorum yazar, onları cevaplar. Bir gün odasına girdiğimde on-onbeş ayrı sayfanın açık olduğunu ve her sayfasının da AirportHaber’de yazdığı yazı olduğunu farkettim. Sürekli refresh (yenileme) yapıp çok okunduğunu göstermeye çalışıyordu.

Airport TV’deki diğer konulara girmek dahi istemiyorum. Ama kendisi çok iyi biliyor.

Neymiş efendim ben kameraları götürmüşüm. Kendisi de Avşa Adası’nda otelindeymiş. Pardon eşine ait olan kendisinin belboyluk yaptığı pansiyondan bahsediyor.

Birincisi ben asla böyle bir şey yapmadım, yapmam da. Ama Airport TV’nin bütün mallarını koruma altına almam rahatsız etmiş olabilir salya sahibini. Ben eğer mallara el koymuş olsam bununla ilgili haklımda dava açılırdı. Öyle bir suç duyurusu ya da dava var mı?

Binali Yıldırım konusuna gelince. Külliyen yalan. Kapı kapı broşür dağıtmışım. Dağıtan alçaktır. Dağıttı diyen sadece alçak değil aynı zamanda şerefsizdir. Binali Yıldırım benim saygı duyduğum bir Ulaştırma Bakanı idi. Yanımda Oktay Erdağı da vardı ve birlikte aynı gün gidip geldik. Bugün siyasette olmasam yine gider yine hayırlı olsun derim.

Ama şunu demem. Sabiha Gökçen Havalimanı açılışı sırasında; zamanın başbakanı, bugünümüzün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için "Bana elini uzattı, el vermedim. Bunlara mı el vereceğim”diyerek olmayan şeyleri olmuş gibi anlatıp bir takım ağıza alınmayacak kelimeler etmem. Zira devletimi temsil edenlere sevgi beslemesen bile saygı duymak zorundasındır.

Şunu diyebilirsiniz. Bu adamın hiç mi iyi yönü yok. Olmaz olur mu! Teknisyenlerin uçuş tazminatlarından kesilen vergiyi iptal ettirdi. Ama nasıl? Ablası danıştay hakimi idi. Ve danıştay hakimliği kullanılarak iade edildi. İptal edilmesi iyi ama hem ablası hem de kendisi THY teknisyenlerinin üzerinden milyonlar kazandı. Yani ablasından bile komisyon aldı.
Şimdi bana ağıza alınmayacak laf edenin alnını karışlarım. Bizim ayranımız ekşi değil. Ama Airporthaber'den haber araklayarak yaptığı hazıra konmaya göz yumuyorsak bizim asaletimizdir.

Başkaca sözümüz çok ama bu karakter yoksununa değmez. Ölüyü diriltmek istemem.

Hepinizden özür diliyor  saygılar sunuyorum.

Çarşamba günü görüşmek üzere, emniyetli uçuşlar diliyorum.

Ekmek Yediği Kaba Pisleyen Bir Alçağa Cevap Vermek…

Yorumlar

Bu alemde teksin abi ~ 2 yıl önce
İstedikleri kadar saldirsinlar sen bu alemde teksin abi

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Sorun ~ 2 yıl önce
siz o beyefendiyi THY' de üst yöneticilik yapanlara sorun. kendisini çok iyi tanırlar.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Alemin kralisin ~ 2 yıl önce
Sen bu alemin kralısın ali bey Kim ne derse desin herkez seni taniyor. Reklam yapmadan onlarca insana yaptigin iyilikleri vugy

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Reis ~ 2 yıl önce
Saplamaci ali usta saplamis yine

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Thk baskani ~ 2 yıl önce
Osman yildirim hani THK’ya yapilan bagislarla (kurban derileri dahil) ogluna paris’te dugun yapan adam degil miydi? Su an hapiste degil kendisi

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Allah inancı olmayan ~ 2 yıl önce
Yazınız güzel, cevap hakkınızı kullanarak bildiklerinizi sıralamışsınız. Ancak Allah inancı olmayan sadece salya akıtır demek nedir ya. O zaman inancı olmayanlar da genelleme yaparak Allah inancı olanlar anca Kuran kurslarında çocukları taciz eder, yolsuzluk yapar, Allah adına para toplayıp yurtdışında mülk alır mı desin? Husumetiniz olan birini toplumun hassasiyetleri üzerinden vurmaya çalışmışsınız. Kendiniz için Allahı kullanmayı bi bırakın artık yaa.

Yanıtla

Kalan karakter 1000

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000