08 Mayıs 2017, Pazartesi
Çetin ÖZBEY
Çetin ÖZBEY [email protected]

Büyükler Ve Kendini Büyük Zanneden Uzun Boylu Cüceler

Uluslararasıyız. Bilmem kaç ülkede falan sayıdaki hizmet noktamızda 20.000 kişi istihdam ediyoruz. İşletmelerimiz bilmem kaç uluslararası sertifikaya sahip. Şu kadar ciro yaptık. Ürettiğimiz hizmet en üst kalitede. Avrupa’da ve dünya sıralamasında falan sıradayız. Türkiye’de hizmetin öncüsüyüz.  Evet;  yukarıda sıralanan bu ve benzeri özelliklerin ( x ) şirketin büyüklük kıstaslarından olduğu mutlak. Ama eksik. Çok eksik.

İşletmenin büyüklüğü, girişim tarafından bir araya getirilen üretim araçlarının tümünün hacmi olduğuna göre büyüklük ifadesinin içinde bulunan bu ” tüm “ kelimesi neleri, hangi unsurları kapsıyor?

Geçen hafta Dünyanın en büyük şirketleri sıralamasında önlerde yer alan General Elektiric’in İngilice unvanı Global Organization and Talent Development Director, Senior HR Director for Global Functions - GE GGO Headquarters  olan yöneticisinin Hürriyet gazetesinin IK ekinde bir söyleşisi yayınlanmıştı. Okudum ve sakladım. Bir hafta sonra ise bizim ( çalıştığım ) şirketlerin aynı konudaki uygulamalarını da kapsayan yaşanmışlarla bu hanımefendinin söyleşisine de yazımda yer verdim . Kendilerini hiç tanımadığım gibi General Electric ile  çalışma yaşamımda hiçbir ilgim olmadı. Ne Türk Hava Yollarında ne de Çelebi Holding’ de çalışırken. Bu gün beni etkileyen konuya yaklaşımlarıydı. Her ne ise. Malum bizim site Sivil Havacılık sektörü çalışanlarına sesleniyor. Bunun dışında çalışma yaşamının geneli ile  ilgili  konularda birkaç satır yazıyorsam da açıkçası fazla rağbet görmüyor. Üç beş kez yazılarımın başka meslek grubunda olanlar tarafından da okunduğunu görmüştüm ama say deseniz sayamam. Bildiğim kadarı ile başka konularla iştigal eden üç beş arkadaşım takip ediyor du yazılarımı.

Söz konusu yazı 01 Mayıs günü yayınlandı. 3 Mayıs günü Rumuzu Mehmet olan bir okurdan “GEde calisan olarak, bir konuda açıklama yapmak isterim.” Sözü ile başlayan bir yorum aldım. Kendilerine “Şirket Yetkilinizle görüşüp iki gün sonra  sizi cevaplayacağım” diye başlıyordu bu yorum. Ve de internetten Hürriyet Gazetesi ile söyleşi yapan Belgin Ertam hanımın genel mail adresini bularak kendilerine bir mail gönderdim ve GE çalışanına vereceğim cevap ile ilgili tamamlayıcı bilgi istedim. Ertesi gün öğleden sonra halen bilgi talebim cevaplanmamıştı. General Electric Türkiye Genel Müdürlüğünü arayarak Belgin hanımla görüşmek istediğimi söyledim. Cevap kendileri Hongkong’da çalışıyor şeklindeydi. Mesajımın IK Direktörüne iletilmesi ricasında bulundum ve bir geri dönüş alamayacağım düşüncesi ile GE çalışanı Mehmet rumuzlu kardeşimi cevapladım. Ertesi gün Belgin hanımdan bir mail aldım. Mesajlarında görüşlerimi iki mesaj halinde siteye bildirdim şu anda editörde diyorlardı. Eve dönünce cevaplarını hemen sisteme girdim.

Şimdi, gelelim sadede. Bu yazımın konusu; Belgin hanıma bir şey sormam ve onun beni cevaplaması veya cevaplamaması veya uygulamanın bir aksaklığı değil. Burada önemli olan bu üst yönetici hanımefendinin cevaplarını, bana değil, gönderdiği yorumla şirket uygulaması hakkında serzenişte bulunan General Elektrik çalışanını muhatap alarak, cevabını direk ona hitaben yazmış olmaları. Hem de bana IP numarası  vb.. hiçbir şey sormadan. ( Bilmem bizimkiler bundan bir şey anlarlar mı ? Maillerini aynen alıyorum. “Mehmet Bey öncelikle iyi bir deneyim yasamadığınız için üzüldüğümü belirtmek isterim. Yazımda da belirttiğim gibi bu surecin başarısında liderlerin rolü büyük, bu nedenle onlarla çok yoğun olarak iletişim halindeyiz ve onların gelişimine destek olmayı onceliklendiriyoruz. Sizlerin de bireyler olarak sürekli yöneticinizi ve İnsan kaynaklarını yasadığınız deneyim ile ilgili bilgilendirmeniz gerekiyor ki, sürekli bir iyileştirme içinde olabilelim. Bu 300 binden fazla kişiyi etkileyen bir süreç, tabi ki herkesin ayni ideal durumu ilk aşamada yakalaması mümkün olmayabilir ancak desteğinizle bunu başarabiliriz diye düşünüyorum. Ücretle ilgili ikinci cevapları da aynı anda gelmişti. Yazının yorum bölümünde görebilirsiniz. İkinci mesajını da “ Mehmet bey, bir GE çalışanı olarak, kendi IK yetkilinize ulaşıp direkt görüşebileceğiniz gibi, dilerseniz her zaman beni de arayabilirsiniz. Saygılarımla cümlesi ile bitirmişler.

Evet, İşletmenin büyüklüğü, girişim tarafından bir araya getirilen üretim araçlarının tümünün hacmi olduğuna göre büyüklük ifadesinin içinde bulunan bu ” tüm “ kelimesi neleri kapsıyor? Diye sormuştuk yazının girişinde. Kapsama alanına giren bütün unsurları sıralamamıza gerek yok. Ama Belgin hanımın tutumundan şunu görüyoruz ki GE’ de “ tüm” kelimesi  GE İnsanlarını ve, çalışanlarını ” kapsıyor ve onları  üretimin önde gelen araçlarından biri olarak görüyor.

Evet; General Electric hakikaten büyük olmayı hak eden bir firma ve de kendine, büyüklüğüne yakışır yöneticileri istihdam ediyor. Neden bizim sektörde değil düşüncesinin etkisi altında hafiften bir kıskançlıkla helal olsun diyorum.

Bizim kendini büyük zanneden uzun boylu cüceler bundan bir ders alır mı? Zannetmem. Unvanlarında İnsan Kelimesi olan tepe yöneticilerimiz, yorum yazan bir çalışana muhatap olmazlar. .Malum kendini beğenmişliğin tüm yolları küstahlığa çıkar. Çoğu öyledir.

SN.THY çalışanı: Her Fotoğraf Onu Çekerken Ne Hissettiğini de Söylermiş.

Evet; Türk Hava Yolları ve yönetimi ile ilgili olarak sıklıkla yazıyorum.Bu yazıların çoğu  da maalesef menfi.  Bu demek değildir ki eski çalıştığım şirketi yıpratmak hoşuma gidiyor. Lütfen yazıları bir daha gözden geçiriniz. Yorumlarına da bakmanız gerekecek tabii ki. Olanı, doğru olanı yazdığıma eminim. Hata yapmışsam düzeltmiş ve özür dilemişimdir. Şimdi gelelim bu hafta kaleme almam için bana sipariş edilmeye çalışılan yazıya. Konuya İlker Aycı beyin beyanatından girelim. Zira sipariş konusu bu söyleşide yer alan şu cümle. ” Apron da yatan,  istirahata çektiğimiz uçak kalmadı” demişlerdi. Bu ifadeyi yalanlamak amacı ile İstanbul Atatürk Havalimanının tüm apron zaviyelerinden alınmış 7 resim göndermişsiniz. Bu resimlerin bazılarında Türk Hava Yolları uçaklarının sıra sıra kırmızı kuyrukları dikkati çekiyor. Tabii ki bu fotoğrafların gönderilme nedeni de birilerini yalanlamak.

Bu resimleri kime gönderdiğinizi hiç düşünemiyor musunuz? Yaşamının 40 senesini o havalimanında geçiren birine. Bu resimler ve verdiğiniz notlardan bir yazı konusu çıkar mı? Tabii ki çıkar. Üstelik ilgi çeker ve okunur da. Özürlü beyinlerden o yazıyı metheden yorumlar da alınır. Tabii ki amaç ve de yazıdan beklenilen buysa. Nasıl olsa etrafa bölünmüşlük hâkim. Birinin üzüldüğüne değeri seviniyor. Birinin doğru dediğine diğeri yanlış diyor.  Siz de apron da o uçakların yatmasına, yönetimin başarısızlığı diye sevinen birisiniz belli ki. Allah aşkına bu nasıl bir zekâ ve nasıl bir düşünce?

Duyduğunuza eminim. Teyit. Org diye bir site var. Bu site sosyal medyanın gündemine oturan şüpheli bilgilere, medyanın gündeme getirdiği iddialardan, şehir efsanelerine birçok alanda doğrulama yaparak okurun süzgeçten geçirilmiş doğru bilgiye ulaşması için çalışıyor.

Bu sitenin yöneticileri medyaya olan güvenin giderek azaldığı, kutuplaşmanın yaygınlık kazanarak derinleştiği son günlerde sitelerinde, şüpheli içerikleri doğrulama ve analizlerini yayınlama, eleştirel düşünme ve kaliteli haber ve içeriğin üretimine katkı sağlamak için faaliyet göstermesinin hayati krizleri ve çatışma ihtimallerini minimize edeceğine inanıyor. Ve de süzgeçten geçirdiği haberlerin istatistiğini tutuyor.

Şimdi bu siteyi açtım ve istatistikî bilgilere baktım. 01 Mayıs günü an itibarı ile medyada yayınlanan 198 haberin 31 adedinin doğru, 167 adedinin ise yanlış olduğu belirtiliyor. Başka bir deyişle yayınlanan bu haberlerin yalnız % 19’ u doğru. Kim, kimi hangi konuda şartlandırmaya çalışıyor belli değil?

Neticeten yaklaşık 40 yılım havalimanında ve havalimanı muhitinde geçti. Atatürk Havalimanında havayollarının uçaklarını hangi noktaya uzun süreli park edebileceklerini bilirim. Süreli park eden uçaklarına merdiven çekilmediğini bir nedenle çekilse bile mesafeli bir konumda bırakıldığını ve de kapılarının açık tutulmadığını da bilirim. Ve de uzun süreli park edilen uçakların motorlarının da takılan kapaklar ile muhafaza altına alındığını bilirim. Kaldı ki çalışma yaşamımda,  anlamlı ve işe yarar  bilgileri ayırt etmeyi öğrendim.

Size şifalar diliyorum.

Büyükler Ve Kendini Büyük Zanneden Uzun Boylu Cüceler

Yorumlar

sn Özbey ~ 7 yıl önce
Finansal ve idari açıdan güçlü ülkeler ve şirketler boşuna o seviyeye gelmiyorlar. Temel ortak noktalar, insanına değer vermek,adaleti ve eşitliği sağlamak,doğru ve gerçek eğitime önem vermek yani bizde olmayan,yapılmayan ya da yapılmak istenmeyen şeyler. Ayrıca thy'yi menfi şekilde eleştirmek ya da yıpratmak,sizin gerçek maksadınız değil,olması da sizin gibi 30 sene orada çalışmış biri olarak zor. Gerçek anlamda yapılan eleştiri, bir şeyin,olgunun vs daha iyi olmasını,yapılmasını istemek için yapılmış olması isteğidir ki insanımız hep tersini anlar maalesef. Kimse thy'nin batmasını istemez ama göz göre göre de yanlış yönetiliyorsa devamlı yönetimsel hatalar yapılıyorsa da bunu eleştirmek,tepki vermek,karşı çıkmak herşeyden önce vatandaş olarak bizlerin görevi olmalıdır diye düşünüyorum. Bir de teyit.org sizce güvenilir midir? Neye göre,nasıl haber doğruluyorlar,belki de yanlış dedikleri haber doğrudur, herşeye şüpheyle bakar hale geldik maalesef. Saygılar,hürmetler.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP SN ÖZBEY ~ 7 yıl önce
TABİİ Kİ THY'NIN KÖTÜLÜĞÜNÜ İSTEMEYİZ. BİZ TÜRK HAVA YOLLARINA HAYLİ BORÇLU OLAN KİMSELERİZ.ANCAK İNSANLAR EN KÜÇÜK KRİTİĞİ BİLE DEĞİŞİK YORUMLUYORLAR.ÖNERİN TEYİT.ORG'A GİRİP NASIL ÇALIŞTIKLARINA İLİŞKİN BİLGİLERİ OKUMANIZ.AB DESTEKLİ BİR KURULUŞ GALİBA. İNSANIN BİR ŞEYE İNANMA İHTİYACI VAR DEĞİL Mİ?
Amiyane tabirle.. ~ 7 yıl önce
Yazınızın sonu kapak olmuş.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP AMİYANE ~ 7 yıl önce
HANGİSİ KİME KAPAK OLMUŞ Kİ. ACABA KENDİLERİ FARK ETMİŞMİDİR.

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000