Türk Hava Yolları, 2003 yılına kadar iç hat taşımacılığının özel hava yolu şirketlerine açılmasına direnmişti. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın teşvikiyle özel sektörün iç hatlarla tanışması hem yeni şirketler kurulmasını sağlamış, hem de uygun ücretle uçulabilir hale gelinmişti.
Ancak o dönemlerde bu durumdan içten içe dert yanan taraf, Türk Hava Yolları idi. Bazı çevreler, iç hatların özel sektöre açılmasıyla iç hat tekelini yitiren THY’nin, bu politikadan büyük zarar göreceğini düşünüyordu. Hatta bir adım ileri gidenler de vardı. Onlar, bu iç hat açılımının THY’nin sonunu hazırlayacağını sıklıkla telaffuz ediyordu. (İç hatların serbestleşmesine en şiddetle karşı çıkan eski THY yöneticilerinin şu anda özel sektörün yönetim noktalarında yer alması ve hava taşımacılığının iç ve dış hatlarda daha da serbestleşmesi için yoğun caba göstermeleri ise ayrıca sevindirici ve dramatik yönüdür.)
Ancak gelin görün ki, o tahminlerin hepsinin boş olduğu süreç içinde ortaya çıktı. Bu dönemde, hem Türk Hava Yolları büyüdü, hem de özel şirketler…Şirketler filolarını büyüttü, yeni şirketler havacılık sektörüne girdi. İç hatlarda güçlenen şirketler, dış hatlarda da başarı çıtasını yukarı yükseltti.
AirportHaber yazarlarından Murat Herdem'in kaleme aldığı yazının tamamı için TIKLAYIN
Yorumlar Tüm Yorumlar (12)