Rötardan şikayet eden köşe yazarlarına, Sabah gazetesi köşe yazarlarından Gülse Birsel de katıldı. THY ile yaşadığı rötarları "Dursun Havayolları" başlığı ile köşesine taşıyan yazar, oldukça sert şekilde THY'yi eleştirdi. İşte Birsel'in o yazısı...
DURSUN HAVAYOLLARISanmayın ki THY'nin genel müdürünün adı Temel Kotil diye bu başlığı attım. Genellikle de bu kadar basit, açık, yazının derdini bodoslama özetleyen başlık sevmem.
Ancak insan Türk plajlarında geçirmeyi amaçladığı yaz tatilinin hatırı sayılır bir bölümünü havaalanında bekleyerek geçirince sinir katsayısı, söz sanatları coşkusunu alıp götürebiliyor. Havaalanında, Bodrum'a, İzmir'e, Çanakkale'ye, Ankara'ya, güzel yurdun muhtelif yerlerine uçmayı ümit eden yolcu adayları bir aradayız. Çoğu zaman olduğu gibi "Ekonomi kalmadı, business verelim," önerisiyle mecburen business class bilet alınmış, dolayısıyle yine mecburen CIP salonunun tadı çıkarılıyor.
Karşımda, yorgun görünen, başını koltuğa dayamış bir hanım Bodrum yolcusu, yanda, uzun zamandır görmediğim, İzmir'e uçan bir tanıdık. 'Uçmayı ümit eden yolcu adayları' diyorum çünkü uçakların kalkmasına, yani elimizdeki biletlerde yazdığına göre, beşer onar dakika var ama kimse bizi çağırmıyor, ümitler azalıyor. Az sonra "Gecikme bildiriyorum" anonsu duyuluyor. Bodrum uçağı için yirmi dakika. İzmir'e giden tanıdık rahatlıyor ve fakat hemen ardından kendisi için bildirilen yarım saat gecikmeyle salonda voltaya girişiyor.
Biraz ilerideki Çanakkaleliler zaten birinci rötar saatlerini şerefle doldurdukları için oflayıp puflama aşamasındalar, Ankara yolcularının zamanında kalkma ümidi ise yeni bir gecikme anonsuyla kırk dakika erteleniyor! Tam karşımda CIP salonuna yeni yerleştirilmiş mini bir free shop var. 'Free' değil bittabi, bayağı vergili, ancak parfüm, güneş yağı, güneş gözlüğü, saat gibi ürünler satıldığı için free shop ilüzyonu yaratıyor ve rötar beklemelerinde, gördüğüm kadarıyla şahane bir satış hacmine ulaşıyor. THY'nin bu alışverişleri artırmak için bize yirmi dakika zaman tanıdığını düşünürken yeni bir anonsla Bodrum yolcularının 20 değil, 50 dakika alışveriş vakti olduğu belirtiliyor. Az sonra, İzmir'e gidebilmek için bekleyenlerin de parfüm seçmek için 45 dakikaları daha olduğunu öğreniyoruz! Ne yazık ki CIP'e dükkân açacak kadar uyanık bir ekip, uçakları zamanında kaldırmayı kıvıramıyor tuhaf bir biçimde. Sık uçanlar rötarlara alışmış, artık havaalanına mümkün olduğu kadar geç gelmeye başlamışlar. Onları kızdıran, rötarlardan sonra bir de uçağın içinde bekletilmek! Bir süredir iç hatlarda rötarsız uçuş olmuyor. En azından kendi tecrübelerim, salonda yaptığım ufak bir anket ve etraftaki söylenmelerden bu çıkıyor ortaya! Eşe dosta THY ile ilgili "Fakat yemekler çok güzel artık, uçakta şahane karides yedim resmen," gibisinden yorumlarım, bir özel havayolunun bizden yarım saat sonra Bodrum'a gitmesi gereken uçağının tam vaktinde havalanmasıyla yerini "Simit peynir versinler, zamanında kalksınlar," şeklindeki farklı söylemime bırakıyor!
Karşımdaki yorgun hanım, hafif şekerlemeden gece uykusuna geçiyor rötarın bir saat 15 dakikaya çıktığını duyunca. 'Yalancı free shop'tan aldığım güneş kremiyle oynuyorum, zira İzmirli tanıdıkla 50 dakikadır sohbet ediyoruz, konu sıkıntısı başladı. Ankaralıların çilesi bir saate uzarken, İzmir uçağının rötarı bir saate çıkıyor.
Çanakkaleliler artık Çanakkale'ye gitme arzularının azaldığını hissediyorlar muhtemelen. 'İşletme nedenleri' gibi bir şeyler geveleniyor anonslarda, bizse işletildiğimizi düşünüyoruz o esnada. 'Yalancı free shop'tan, tamamen can sıkıntısından bir de parfüm alırken, bilette yazan kalkış saatinden 95 dakika sonra uçağa çağırılıyoruz! Sanıyorum aynı dakikalarda bizden yarım saat sonra uçması gereken özel havayolunun yolcuları Bodrum'da plaja doğru yürüyorlar! Daha duuuur! Korkulan oluyor ve yirmi dakikaya yakın da uçağın içinde bekliyoruz! Artık karides değil istakoz verseler, havyar verseler susmam!
THY'nin son aylardaki zaman mefhumu Avrupa Yakası'ndaki Dursun gibi. Uçak 15 dakikaya kalkar, olmadı yarım saat, bilemedin 40 dakika, en kötü ihtimalle birkaç saate kalkar hemşerim, garanti! 'Dursun Havayolları' başlığı sert mi oldu? Hostesler güleryüzlü, yemekler iyi diye ülkenin en pahalı biletlerini satan ve bu yaz beni bir kere bile rötarsız uçuramamış havayoluna daha mı merhametli davranmalıydım? Öyleyse uçaklarını zamanında kaldıracak, mizahçının diline düşmeyeceksin. Ayrıca bu yaz havaalanında bekleyerek seyahatlerinden saatler çalınmış yüzbinler de bu soruya 'Hayır' derdi!
(Sabah - Gülse Birsel)
Yorumlar Tüm Yorumlar (38)