25 Temmuz 2011, Pazartesi
Ali KIDIK
Ali KIDIK [email protected]
  • radarlar selex'e emanet bizimkiler elini sürmez,frekanslar sürekli problemli sadece mazeret üretirler,vor/ndb/dme lerin kurulum ve bakımını yapamazlar birde dışarıdan hizmet alınmasını kabul etmezler sonra tam tazminat isterler.kendinize bir bakın
  • SAyın DHMİ personeli arkadaşlar, Malum herkes hala verilmeyen, neticesi belli olmayan bir tazminat nedeniyle beklenti içinde.Kimi buna güvenip evlendi, kimi ev araba aldı borçlandı vs. Ortada beklentiden başka bir şey yok ve personel biribirini yiyiyor.Kimi diyor ben olmazssam sen olamazsın, kimi diyor sen kimsin? Anlamsız bir tartışmadır gidiyor. Yapılan iş bir bütündür, temizlikçisinden, elektonikçisinden, trafikçisine kadar bir bütünlük ister. Biri olmazsa o iş sekteye uğrar.Ama herkes aynı değerde maaş alamaz, bu da bir gerçektir.Düşünün bir pilotun aldığı parayı, bir uçak makinisti veya bir hostes ya da dispetc aynı ücreti mi alıyor.Birisi görevini yapmasa iş aksar. Bizdeki durum da aynı.Biraz aklıselim olalım, birbirimizi yemiye
  • Evet elektronikci gözü doymayan arkadaş açarsınız davanizi ve alırsınız cevabinizi danistaydan bir önceki tazminatta aldiginiz gibi..komiksiniz komik hala akillanmadiniz anlayamadiniz mantığı
  • sonuçta elektronik personeli de seyrüsefer işi yapıyor ve aynı grupta oldugu halde bir hava trafikçi bir aim memuru kadar bile havacılık tazminatı alamıyor bu büyük bir haksızlıktır. dağ taş yaz kış istasyonları faal tutmak için anten direklerinin tepesinde gezen elektronikçinin de en yüksek orandan %600 oranında havacılık tazminatı alması gerekiyor. zaten %600 verilmezse öncekinde oldugu gibi davalar açılmaya başlanacaktır.
  • H. tazminatı ayarlanmadan çıkmadan dağıtılmadan önce kurum yeniden yapılandırılsaydı-ayrılsa bölünseydi hiç bir sorun olmazdı. ne kurum içi huzursuzluk mutsuzluk ne o kadar dava zaman emek kayıpları oluşmazdı. bunu düşün(e)mediler yada biz nedersek o olur dediler.
  • bu kurumun genel müdürü ve yönetimi, dışarıdan alınan güvenlik görevlilerine bile asgari ücretin iki katı maaş verilmesini zorunlu kıldı, hizmet aldığı firmalara, çalışanlar işini sahiplensin, dhmi güvenlikçileriyle fark azalsın diye, siz nasıl Orhan Birdal ın çalışanları hor gördüğünü düşünmediğini, bazılarını kayırdığını söyleyebilirsiniz. pes doğrusu.
  • Ayrıca bazı densizler Genel Müdür Orhan Birdal a laf atmış, adam gecesini gündüzüne katarak çalışıyor kurum iyi bir yerlere gelsin, bütün çalışanların refahı artsın, ülkemiz havacılık alanında hep ileriye gitsin, siz çıkmışsınız eleştiriyorsunuz, yalanla dolanla iftirayla çamur atmaya çalışıyorsunuz, verilen emekleri hor görüyorsunuz, 3 kuruş fark var diye kendinizden üsttekiyle maaşınızda. el insaf diyorum sadece. paragözlük kimseye hayır getirmez, size de getirmez.
  • son yorumu yazan arkadaşı yürekten kutluyorum. oluşan durum tam olarak DHMİ nin kurum içindeki ücretlerde uçurumu önlemeye yönelik çalışmasından kaynaklıdır. bir işyerinde kişi kendi maaşına değilde arkadaşının maaşına baktıkça, orada mutlu olması imkansız, çalışmasın orda lütfen. özel sektörde kimse kimsenin maaşını bilmez bu 1. kuraldır işe girerken söylenir maaşınız sizle bizim aramızda diye, aynı odada çalışan 5 kişinin 5 inin de maaşları farklı olabilir ama orada rahatsızlık çıkmaz çünkü çalışan bilinçlidir. bu bilincin DHMİ personelinde de oluşması gerekiyor.
  • son derece önemli tespitlere yer veren yazarı kutluyorum. yazılanlar son yılların özeti gibi. tazminat konusunda mağduriyet yaşanıyorsa bu hakkını ve haddini bilmeyen bir kısım personel yüzündendir. kaybet-kaybet zihniyetindeki bu insanlar siyasi ve kurumsal platformlarda zihin karışıklığı yaratarak işin bu noktaya gelmesine neden olmuşlardır. açıkçası tazminat en-route kaynaklı olmasına rağmen kurum yeni gruplar ihdas ederek belki de hak etmediği halde diğer personeli de yararlandırmıştır. bu durum yine de rahatsızlık yaratıyorsa ve tazminatın gerçek sahiplerini mağdur ediyorsa yapılabilecek tek şey yeniden yapılanmadır. böylece sektör itibariyle hayati öneme sahip vizyon ve misyon birliği gerçekleşebilir. yoksa geçen her gün zarardır.
  • Yorumlarun çoğunda homurdanmalar var Sayın Kıdık'ın ifade ettiği de bu.Birilerinin bu işe el atma zamanı geldi geçiyor,nasıl bir çok yerde radikal kararlar alındı DHMİ'de de alınacak kaçış yok.İşletme personeli Avrupa da olduğu oranda yani minimum düzeye indirilecek.SMART projesi tam olarak hayata geçtiğinde zaten çalışacak iş ve oturacak oda bulamıyacaksınız SMART binasında.Herkes saflarını alsın havuza gitmeden yer edinsin ama şu bilinmeli ki maddi kayıp yok rahat olun.

KIRIN ZİNCİRLERİ, YIKIN TABULARI...

Biliyorum bu konu tartışmaya çok meyilli bir konu. Aynı zamanda spekülasyona da açık bir konu. Yazsan bir dert yazmasan binbir dert. Ama Türkiye'de bazı şeylerin değişmesi gerekiyorsa ve her şey uluorta konuşulabiliyorsa "bunu da konuşmamız gerek" diye düşünüyorum. Hava Trafik Kontrolörleri'nden bahsediyorum. 

Hava Trafik Kontrolü dediğim anda bizim havacılık tazminatı dediğimiz aslında bir Eurocontrol ödeneği olan para düşecek akıllara. Ve sormaya başlayacaksınız "Ne oldu bu havacılık tazminatı" diye. Ben bu konuya pek girmek istemiyorum. Meselenin kökten çözümüne yönelik bilinen gerçeklerden bahsetmek istiyorum.

Havacılık tazminatı üzerine yazdığınız vakit 10 bin DHMİ çalışanını memnun edecek bir yazı kaleme almak zorundasınız. Gerçi bizim kimseyi hoşnut edecek zorunluluğumuz yok. DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal'ın bu bağlamda işinin çok zor olduğunu düşünüyorum. Tüm çalışanları memnun edecek bir dağıtım yapma zorunluluğu var.

Ama benim yazmak istediğim konu farklı. İşte kıyametin kopacağı bir yazı bu. Belki 10 bine yakın çalışandan 8 bini beni düşman belleyecek. Dünya örneklerine baktığımızda ne demek istediğim gayet net anlaşılacak.

Defalarca dile getirildi ama ben yine de bu konuyu 2023 yılına hedef koymuş bir Türkiye'nin öncelikleri arasında olması gerektiğini düşünerek hatırlatmak istiyorum. 

Havacılık sektöründe kritik noktalarda bulunan kritik personeller vardır. Bunların başında da hava trafik kontrolörleri gelir. 

Düşünebiliyor musunuz kontrolöre değer vermeyen tek ülke bizim ülkemiz. Nedenini birazdan anlayacağız. Beğenmediğimiz Bulgaristan, bir avuç Yunanistan, Romanya, Polonya, Çekoslovakya gibi önemsemediğimiz ülkeler, Amerika, İngiltere, İtalya, Fransa gibi medeni ülkelerde Hava Seyrüsefer hizmetleri ayrı birer kuruluşlardır.

Türkiye'de de hava seyrüsefer hizmetlerinin işletmeci kuruluş DHMİ'den ayrılması için uzun süredir TATCA'nın (Türkiye Hava Trafik Kontrolörleri Derneği) önerisi var. Türkiye bu konuyu acilen çözmeli. Hava Seyrüsefer hizmetleri işletmeci kuruluş DHMİ'den ayrılmalıdır.

Yukarıda da bahsettim. Bulgaristan bile bu ayrımı yapmışken bizde neden olmasın? Bulgaristan'da 6000 Euro olan hava trafik kontrolörü maaşı bizde maalesef en deneyimli kontrolöre verdiğimiz maaş onlara göre çok komik kalıyor. 

Çok daha önemlisi günde birkaç uçak iniş-kalkış yapan havaalanları ile yüzlerce uçağa hizmet veren havalimanlarındaki hava trafik kontrolörleri aynı maaşı almakta. Bu adaletsiz bir ücret politikasıdır.
Seyrüsefer hizmetleri ayrılması halinde hava trafik kontrolörleri için klasman yapılmalı. Az trafiği olan meydanlardaki kontrolörler daha az maaş almalı ve performans kriteri ile hava trafiği yüksek yerlerdeki meydanlarda görev alabilmek için kendini geliştirmesi sağlanmalı. 1., 2. ve 3. olmak üzere derecelendirme yapılmalı. Örneğin Gazipaşa, Gökçeada, Uşak, Tokat, Zonguldak gibi meydanlar 3. derece olmalı. Trabzon, Erzurum, Adana, Diyarbakır gibi meydanlar da 2. derece, İstanbul Atatürk, Sabiha Gökçen, Ankara, Antalya gibi meydanlar ise 1. derece meydanlar olmalı. 1. derecede görev yapabilmek ve daha çok ücret almak için alt derecelerde görev yapan kontrolörler performans kriterlerine göre üst kademeye çıkmaya hak kazanmalılar. 

Hava Seyrüsefer ayrılarak müstakil bir kurum haline getirilmesi halinde tüm giderlerinin Eurocontrol tarafından karşılanacağı gerçeğinden yola çıkarak değişimin yaşanması gerektiğini bir kez daha vurgulamak isterim.

Böyle olması halinde ortaya çıkacak olan tek olumsuzluk havacılık tazminatı denen Eurocontrol ödeneğinden mahrum kalacak diğer DHMİ çalışanlarının homurdanması olacak. İşte burada görev değirmenin başında duranlara düşecektir. Çözümü de onlar bulacaktır.

Son söz. Kır zincirleri, yık tabuları....
KIRIN ZİNCİRLERİ, YIKIN TABULARI...

Yorumlar Tüm Yorumlar (57)

Misafir ~ 13 yıl önce
radarlar selex'e emanet bizimkiler elini sürmez,frekanslar sürekli problemli sadece mazeret üretirler,vor/ndb/dme lerin kurulum ve bakımını yapamazlar birde dışarıdan hizmet alınmasını kabul etmezler sonra tam tazminat isterler.kendinize bir bakın

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 13 yıl önce
SAyın DHMİ personeli arkadaşlar, Malum herkes hala verilmeyen, neticesi belli olmayan bir tazminat nedeniyle beklenti içinde.Kimi buna güvenip evlendi, kimi ev araba aldı borçlandı vs. Ortada beklentiden başka bir şey yok ve personel biribirini yiyiyor.Kimi diyor ben olmazssam sen olamazsın, kimi diyor sen kimsin? Anlamsız bir tartışmadır gidiyor. Yapılan iş bir bütündür, temizlikçisinden, elektonikçisinden, trafikçisine kadar bir bütünlük ister. Biri olmazsa o iş sekteye uğrar.Ama herkes aynı değerde maaş alamaz, bu da bir gerçektir.Düşünün bir pilotun aldığı parayı, bir uçak makinisti veya bir hostes ya da dispetc aynı ücreti mi alıyor.Birisi görevini yapmasa iş aksar. Bizdeki durum da aynı.Biraz aklıselim olalım, birbirimizi yemiye

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 13 yıl önce
Evet elektronikci gözü doymayan arkadaş açarsınız davanizi ve alırsınız cevabinizi danistaydan bir önceki tazminatta aldiginiz gibi..komiksiniz komik hala akillanmadiniz anlayamadiniz mantığı

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 13 yıl önce
sonuçta elektronik personeli de seyrüsefer işi yapıyor ve aynı grupta oldugu halde bir hava trafikçi bir aim memuru kadar bile havacılık tazminatı alamıyor bu büyük bir haksızlıktır. dağ taş yaz kış istasyonları faal tutmak için anten direklerinin tepesinde gezen elektronikçinin de en yüksek orandan %600 oranında havacılık tazminatı alması gerekiyor. zaten %600 verilmezse öncekinde oldugu gibi davalar açılmaya başlanacaktır.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 13 yıl önce
H. tazminatı ayarlanmadan çıkmadan dağıtılmadan önce kurum yeniden yapılandırılsaydı-ayrılsa bölünseydi hiç bir sorun olmazdı. ne kurum içi huzursuzluk mutsuzluk ne o kadar dava zaman emek kayıpları oluşmazdı. bunu düşün(e)mediler yada biz nedersek o olur dediler.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 13 yıl önce
bu kurumun genel müdürü ve yönetimi, dışarıdan alınan güvenlik görevlilerine bile asgari ücretin iki katı maaş verilmesini zorunlu kıldı, hizmet aldığı firmalara, çalışanlar işini sahiplensin, dhmi güvenlikçileriyle fark azalsın diye, siz nasıl Orhan Birdal ın çalışanları hor gördüğünü düşünmediğini, bazılarını kayırdığını söyleyebilirsiniz. pes doğrusu.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 13 yıl önce
Ayrıca bazı densizler Genel Müdür Orhan Birdal a laf atmış, adam gecesini gündüzüne katarak çalışıyor kurum iyi bir yerlere gelsin, bütün çalışanların refahı artsın, ülkemiz havacılık alanında hep ileriye gitsin, siz çıkmışsınız eleştiriyorsunuz, yalanla dolanla iftirayla çamur atmaya çalışıyorsunuz, verilen emekleri hor görüyorsunuz, 3 kuruş fark var diye kendinizden üsttekiyle maaşınızda. el insaf diyorum sadece. paragözlük kimseye hayır getirmez, size de getirmez.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 13 yıl önce
son yorumu yazan arkadaşı yürekten kutluyorum. oluşan durum tam olarak DHMİ nin kurum içindeki ücretlerde uçurumu önlemeye yönelik çalışmasından kaynaklıdır. bir işyerinde kişi kendi maaşına değilde arkadaşının maaşına baktıkça, orada mutlu olması imkansız, çalışmasın orda lütfen. özel sektörde kimse kimsenin maaşını bilmez bu 1. kuraldır işe girerken söylenir maaşınız sizle bizim aramızda diye, aynı odada çalışan 5 kişinin 5 inin de maaşları farklı olabilir ama orada rahatsızlık çıkmaz çünkü çalışan bilinçlidir. bu bilincin DHMİ personelinde de oluşması gerekiyor.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 13 yıl önce
son derece önemli tespitlere yer veren yazarı kutluyorum. yazılanlar son yılların özeti gibi. tazminat konusunda mağduriyet yaşanıyorsa bu hakkını ve haddini bilmeyen bir kısım personel yüzündendir. kaybet-kaybet zihniyetindeki bu insanlar siyasi ve kurumsal platformlarda zihin karışıklığı yaratarak işin bu noktaya gelmesine neden olmuşlardır. açıkçası tazminat en-route kaynaklı olmasına rağmen kurum yeni gruplar ihdas ederek belki de hak etmediği halde diğer personeli de yararlandırmıştır. bu durum yine de rahatsızlık yaratıyorsa ve tazminatın gerçek sahiplerini mağdur ediyorsa yapılabilecek tek şey yeniden yapılanmadır. böylece sektör itibariyle hayati öneme sahip vizyon ve misyon birliği gerçekleşebilir. yoksa geçen her gün zarardır.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 13 yıl önce
Yorumlarun çoğunda homurdanmalar var Sayın Kıdık'ın ifade ettiği de bu.Birilerinin bu işe el atma zamanı geldi geçiyor,nasıl bir çok yerde radikal kararlar alındı DHMİ'de de alınacak kaçış yok.İşletme personeli Avrupa da olduğu oranda yani minimum düzeye indirilecek.SMART projesi tam olarak hayata geçtiğinde zaten çalışacak iş ve oturacak oda bulamıyacaksınız SMART binasında.Herkes saflarını alsın havuza gitmeden yer edinsin ama şu bilinmeli ki maddi kayıp yok rahat olun.

Yanıtla

Kalan karakter 1000

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000