Pegasus Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı'nın "Türkiye'de 3,5 havayolu kalacak. Bunlardan 3'ü; THY, SunExpress ve Pegasus... Buçuğu da AnadoluJet..." açıklamaları havacılık sektöründen büyük tepkiler almıştı.
Sabancı'nın açıklamalarının ardından yaşanan polemiklere cevaben dün akşam TÖSHİD Başkanı Yavuz Çizmeci, Airport TV Ana Haber'e konuştu.
İşte Çizmeci'nin açıklamaları:
Airport TV: Son dönemde Ali Sabancı’nın açıklamaları ile başlayan bir polemik var. Türk Sivil Havacılık Sektörü’nde 3.5 şirketin kalacağına yönelik bir açıklama yaptı Sabancı. THY, Sun Express, Pegasus ve Anadolu Jet olmak üzere. Ardından Onur Air Genel Müdürü, Şahabettin Bollukçu da “Diğerlerini bilemem ama Onur Air batmayacak.” dedi. Bu polemik böyle devam ederken siz TÖSHİD Başkanı olarak konuyla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Yavuz Çizmeci: Biz bir açıklama yaptık. Yazılı olarak da kamuoyuna ilettik. Bu tür polemiklerin böyle dönemlerde olması doğal. Çünkü böyle dönemler insanı zorlayan dönemler. Havacılık sektörü büyük yatırımların yapıldığı ve insanların büyük risklere girdiği bir sektör. Büyük yatırımlar ve büyük riskler altında iş yapmaya çalışırken, kriz dönemlerinde ister istemez tedirginlikler artıyor. İster istemez değişik tepkiler ve yorumlar olabiliyor. Ben bu tür polemikleri, doğru bulmuyorum ama doğal karşılıyorum. Doğru bulmadığımın da altını çizeyim. Çünkü bugün dünyada çok ciddi bir değişim var. Dünyanın en köklü finans firmaları, hepimizin bildiği artık herkesin isimlerini ezberlediği... gibi firmalar bir günden bir güne batabiliyor ya da devlet el koyabiliyor. Bu aslında dünyanın yaşamadığı türden bir buhran. 1929 buhranı ile karşılaştıran arkadaşlar var ama bence, kitaplardan gördüğümüz o dönemin ekonomik büyüklükleri vs..ile bugünkü denklemeler çok farklı. Çok daha karmaşık. O yüzden ciddi yangınlar var. Ciddi şeyler oluyor. Ve bu yangınlar insanların canını acıtıyor. Tabii finans sektöründe olan bu şey bütün sektörlere yansıyor. Bundan sonra da yansıyacak. Havacılık sektörü ise, çok daha hassas. Bu yansımaların ilk olacağı sektörlerden bir tanesi. Aslında bundan 3-4 ay önce petrol fiyatı varil başına 100 doları geçip 140’lara, 150’lere vardığında insanların morali bozuldu. Havacılık sektörünün kimyası bozuldu ve dikkat edin, IATA Başkanı Giovanni Bisignani dahil herkes, felaket senaryoları ve alternatifleri üzerinde konuşmaya başladı. Ona göre tedbirler alınmaya başlandı. Filvaki petrolün varil fiyatı düştü 90 dolarlara ama rafineri yetersizliğinden dolayı jet yakıtındaki düşme o kadar fazla olmadı. O yüzden bizim maliyet unsurlarımız içerisinde petrolün önemi çok arttı. Bu da bütün bütçe planlarını altüst etti. Bütün firmaların kendilerine çeki düzen vermeleri, yeniden reorganize etmeleri gerekti. Bunlar kolay şeyler değil. Bunlar moral bozan şeyler. İnsanların morali de bozuldu mu ister istemez hem kendi firmasının içindeki insanlara hem piyasaya, hem sektöre, hem kamuoyuna, müşterilerine, değişik yollarla mesaj vermeye çalışıyor. Kimisi ben en iyiyim diyor, kimisi ben en zenginim diyor. Kimisi diğerlerini bilmem ama benim durumum fena değil diyor. Bence bunların hepsinin arkasında yatan bu yaşanan kriz....
Airport TV: Bu açıklamalar normal ruh haliyle yapılmayan, krizin etkisiyle yapılan açıklamalar mı?
Yavuz Çizmeci: Evet, ben öyle değerlendiriyorum. Yoksa ne Ali Sabancı kardeşim ne Şahabettin Bollukçu kardeşim, bunların hiçbirisi kendi komşusu olan kendi arkadaşı olan firmaların, ne kötülüğünü ister, ne öyle bir değerlendirme yapar. Bu konuda dikkatli olan arkadaşlar. Özellikle Şahabettin uzun yıllardır sektörün içinde. Ali Sabancı kardeşimiz sektöre girdi. Girmesi de iyi oldu. Büyük sermayenin bu sektöre girmesi gerekiyordu. Güzel hamlelerde yapıyor ve niyet olarak da hiç bu tür niyetleri olan insanlar değil. Ben bu açıklamayı duyduktan sonra dün kendisiyle konuştum. Her ikisiyle de konuştum. Hem Ali Sabancı ile hem Şahabettin ile de… Arkada yatan böyle bir maksat ve isteğin olduğunu düşünmüyorum. Ama farklı ruh halleriyle verilen açıklamalardır. Bence işin doğrusu şu; kimin ne kadar zengin olduğu, kimin filosunun ne kadar büyük veya ne kadar küçük olduğu, hiç önemli değil. Önemli olan sizin yaptığınız işte iş modeliniz yani Amerikalıların “Business model” dediği iş modeliniz ne kadar gerçekçi? Değişen şartlara ne kadar ayak uydurabiliyor? İş modeliniz gerçekçi ise ve değişen şartlara da ayak uydurabiliyorsa, ister büyük ister küçük, ne olursa olsun firmaların yaşama hakkı vardır ve yaşayacaktır. Bu genel bir doğru. Türkiye üzerinde ise, Türkiye’nin bir orjinalitesi var. O da şu; Türkiye son 25 senede bir sivil havacılık ülkesi haline geldi. Ben iddia ediyorum ve bunun iş yaptığımız pek çok büyük firma ile tartışırken söylüyorum ve ispatlıyorum. Türkiye eskiden İrlanda’nın, eskiden Yugoslavya’nın olduğu gibi bir sivil havacılık ülkesi haline geldi. Operasyonel anlamda… Teknik anlamda… Hem yeterli hem ekonomisini bilen bir ülke haline geldi. Türkiye 70 milyonluk büyük ve sürekli büyüyen bir ülke. İç Pazar kaynıyor. İçeride hareketlilik artıyor. İnsanlar uçmayı da öğrendiler. Daha önce uçmayı bilmiyorlardı. Şimdi uçmayı da öğrendiler. Dolayısıyla içeride böyle bir avantajı var. Coğrafyası büyük bir ülke. İç hatlar anlamında çok ciddi daha kullanılmayan potansiyel var diye düşünüyorum. Dışarıda ise, Türkiye bir turizm ülkesi. Son 30 senede 1 milyondan 25 milyonlara çıkan bir turistik hareket var. Bu da ancak uçakla olabilen bir şey. Dolayısıyla bu orijinal gerçeklere sadece bir iki tane büyük firma cevap veremez. Bu çok açık bir gerçek. Dediğim gibi doğru modeli olan firmalar 3 uçağı da olsa, 5 uçağı da olsa yaşamaya devam edecektir. Son olarak şunu da söyleyeyim. Optimum kârlılığı yakalamak için, optimum büyüklük lazım. Bir işi 3 uçağınız varken, elinizdeki altyapınızla 3 uçak yerine 5 uçakla yaparsanız, daha fazla kârlı olursunuz. 7 uçakla yaparsanız daha da kârlı olursunuz böyle bir gerçek var. Artı kriz dönemlerinde ve maliyetlerin arttığı dönemlerde mutlaka dalgalanmalar olacaktır. Mutlaka konsülüdasyonlar olacak. Bunlar kaçınılmaz gerçekler. Ve bu konsüldasyonlar sürecinde insanlar birbirlerine daha çok yaklaşacaklar. İşbirliği ve ortaklıklar yapacaklar. Birleşmeler olacak. Dünyada oluyor bunlar. Türkiye’de de olacak. Bunun kötü bir yanı yok. Kötü yan, hesapsız kitapsız işlerle firmaların kapanması ve insanların işsiz kalması. Türk Sivil Havacılığında güvenin azalması. Bunlar kötü yoksa iki firma yan yana gelmiş, birleşmiş..Bunlar çok doğal şeyler. Ve de bence güzel şeyler. Çalışanlar çalışmaya devam edecek, firmalar daha da büyüyecek. Sivil havacılığa güven daha da artacak. Ve bu süreç böyle yaşanacak. Türkiye daha hâlâ işin başında. Bakın bizdeki toplam uçak sayısı 250 tane. Koca 70 milyonluk ülkede bir Lufthansa’nın yarısı kadar uçak var. Dolayısıyla çok fazla paniklememek lazım. Çok fazla yanlış heveslere kapılmamak lazım. Maksadı aşan laflar etmemek lazım. Türkiye dinamikleri çok farklı olan bir ülke. Bugüne kadar geçen bu 25 yıllık, liberalleşme sürecinde pek çok firma kuruldu. Pek çok firma battı. Yeniden yerine yenileri kuruldu. Kimler geldi, kimler geçti…
Airport TV: Siz bu dönemde bir birleşme ya da bir batma durumu bekliyor musunuz?
Yavuz Çizmeci: Ben hepsini bekliyorum. Batmalarda olacaktır. Veya ona batma demeyelim. Adam belki işini durduracaktır. Belki birleşmeler olacaktır. Belki el değiştirmeler olacaktır. Bunlar normal…
Airport TV: Yalnız bu 3,5 rakamı biraz abartılı gibi?
Yavuz Çizmeci: Valla o lafın gelişi söylenmiş bir şey… Bugün AIG’de battı. N’oldu yani… Ama önemli olan Türkiye’de bu sivil havacılığın liberalleşme sürecinde, firma sahibi ve yöneticilerin aklıselim ile hareket etmeleri ve doğru hesap yapmaları. Doğru hesap ile değişen şartları yakalamaları lazım. O zaman firmalar büyüyecek ve daha farklı firmalar da olacak. Çünkü daha Türkiye daha işin çok çok başında. Önemli olan doğru iş yapmak. Doğru zamanda iş yapmak. Bu arada da hepimizin biraz dikkatli olması lazım. Belli formülasyonlar yaparken, kamuoyuna belli açıklamalar yaparken… Neticede çalışanlar bizim çalışanlarımız. Ülke bizim ülkemiz. Sektör bizim sektörümüz. Bu sektörde herhangi bir firmaya olacak negatif bir gelişme aslında bütün sektörü ilgilendirir. O yüzden dikkatli olmalarını ben arkadaşların tavsiye ediyorum.
Yorumlar Tüm Yorumlar (14)