"Dünya markası THY"

11 Eylül 2001 de ikiz kulelere yapılan terör saldırısı havacılık sektörü için geri dönülmez çöküşün başlangıcı oldu. Bu olaydan sonra dünya devi niteliğindeki ABD ve Avrupa kaynaklı özel ve devlet birçok havayolu şirketi ya battı ya da birleşme yoluna gittiler.

Özellikle ABD'de devam eden tedirginlik nedeniyle aşırı güvenlik kontrolleri uygulaması, uçuşların zamanında yapılamamasına ve yolcu kaybına neden oluyor. Petrol fiyatlarında devam eden artış da şirketlerin karlılığını olumsuz etkiliyor. Kısacası 2005'te kısmen toparlanmaya başlayan sektör küresel kriz ile yine sıkıntılı günler yaşıyor.

Bu düşüncelerle Yeşilköy Havaalanının hemen yanında Dünya Ticaret Merkezindeki ofisten ard arda inen THY uçaklarını izlerken, ekonomik krizin devam ettiği bir dönemde Türk Hava Yolları Genel Müdürü Sayın Temel Kotil ile kahvaltı sohbetinde gururla anlattığı THY başarısına hak vermemek elde değildi.

Aslında bu sohbetten size THY'nin 546 milyon dolarlık rekor faaliyet karından, alınacak uçak sayısından, yolcu sayısındaki yüzde 16 artıştan, Star Alliance ile yapılan üyelik anlaşması ile 162 ülke 965 havaalanına ulaşma imkanından ve buna benzer bir çok rakamdan bahsederek sonuç itibariyle elde edilen başarıları rakamlara dökebilirim

Ancak tek başına rakamlar, başarıya giden yolda yaşanan heyecanı, uzak görüşlülüğü, kalite anlayışını, bilgiyi anlatmaya yetmez. Kotil yönetimindeki THY'nin kar odaklı bir yaklaşım yerine insan odaklı bir yaklaşımı ön plana çıkardıklarını anlıyoruz. Tüm amaçlarının müşteri memnuniyetini yükselterek yolcu sayısı ve uçuş sayısını arttırmak olduğunu belirtiyor. Bu amaçla gerek yurtiçinde ve özellikle yurtdışı uçuş giderlerinde yüzde beş gibi yüksek bir oranda olan ikram konusunda en ufak bir taviz vermeyi düşünmediklerinin altını çiziyor.

İleri teknoloji alanında hizmet verdikleri için personel kalitesi ve eğitimine çok önem verdiklerini ve bu amaçla sürekli eğitim faaliyetleri düzenlediklerini öğreniyoruz.

Ortadoğu bölgesine uçuş sayısını arttırmayı düşündüklerini, Uzakdoğu da ise doluluk oranlarının yüksekliği ve talebe rağmen özellikle Çin'in fazla sayıda sefere izin vermediği için uçuş sayısını arttıramadıklarını ancak devletlerarası görüşmelerle uçuş sayınının artabileceğini ekliyor.

2013 yılını ana hedef olarak aldıklarını ve bu yıl itibariyle 40 milyon yolcu ve 10 milyar dolar ciro hedeflediklerine ulaşacaklarına inanıyorlar. Halka açık bir şirket olarak borsada oluşan fiyatı yeterli bulmadıklarını, bu yıldan itibaren temettü vererek yatırımcılarına karşı da görevlerini yerine getirmiş olacaklarını inandığını belirtti.

Vizyonunu büyüme odaklı gerçekçi stratejiler üzerine kuran, olası dalgalanmalarla hedeflerinde panik değişimlere gitmeyen, işini seven, bilgili, çalışkan, personelini ve müşterisini önemseyen bir anlayışla yapılan bu çalışmaların daha büyük başarılara gideceği söylenebilir.

Sonuç olarak THY küresel bir oyuncu olarak dünya markası olma yolunda hızla yol alıyor.

Mehmet Ziya Gökalp / Yeni Şafak