Hava İş Sendikası tarafından Abant’ta düzenlenen İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi’ne katılan Genel Başkan Ali Kemal Tatlıbal, gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Eğitime katılan kabin memurları da 2012 ve 2013 yıllarında yaşanan eylem ve grevde neler yaşadıklarını anlattı.
THY’de görev yapan Hava İş Sendikası üyesi 150 kabin memuru, Abant’ta düzenlenen İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi’ne katıldı. Aileleriyle birlikte hem eğitime katılan hem de doğanın keyfini çıkarma fırsatı bulan üyeler, keyifli vakit geçirdi.
Toplantının öğleden sonraki kısmında üyelerin sorularını cevaplayan Hava İş Sendikası Genel Başkanı Ali Kemal Tatlıbal, eğitim seminerine katılan tüm üyelere teşekkür ederek gündeme dair merak edilen konulara açıklık getirdi.
Tatlıbal’ın konuşlarından satırbaşları şu şekilde:
“SENDİKA YASALARA AYKIRI KURULDU, KAPANABİLİR”
“Son günlerde yeni bir sendika oluşumuna ilişkin bir takım hareketlenmeler var. Takip edenleriniz mutlaka vardır. Ben bu arkadaşların kimler olduklarını, ne niyetle yola çıktıklarını, geçmişte neler yaptıklarını biraz anlatmak istiyorum. Olağan genel kurulda bu arkadaşları ezici bir üstünlükle sandığa gömdük. Sizlerin desteği ve teveccühü ile amaçları arka bahçe olarak gördükleri sendikayı ele geçirmek olan bu fırsatçılara prim vermedik. Demokratik ortamda yapılan seçimlerde başarısız olan bu güruh yeni bir sendika kurdu. Kurdu dediğime bakmayın. Daha sendika nasıl kurulur, yasalar hangi şartlarda buna müsaade eder, hangi kriterler gereklidir bu konulara bile haiz olmadıkları için kuruluş sürecindeki usüle aykırılıklar için yasal süreç devam ediyor. Kapatılırsa bu sürpriz olmaz. Bunu hatırlatalım. Bunların amacı üzüm yemek değil. Sizlerin haklarını savunmak hiç değil. Bunlar THY’deki kullanım ömürleri dolan ancak kendilerine uğraş arayan yaşları bir hayli ilerlemiş ve birkaç aya kadar uçuş ömürlerini tamamlamak üzere olan kişiler… Kendilerine iş alanı yaratacaklar, sendikayı da emeklilik günlerini geçirecekleri bir yer olarak görecekler. Dertleri sizlerin haklarını savunmak falan değil. Ekmek kapısı açmak…”
“305’TE VE GREVDE KABİN EKİPLERİNİ SATTILAR”
“Biz onları tanıyoruz. Hepsini yakın geçmişlerinden çok çok iyi biliyoruz. Türk Hava Yolları’nı bölüp parçalayıp yönetmek için tali yollar arıyor bunlar. Kendilerinden olmayanları dışlıyorlar. Ama bir taraftan da hoş görünmeye çalışıyorlar. Özellikle kabine karşı bugünlerde çok nazikler çok kibarlar. Sevdiklerinden mi öyle davranıyorlar sanıyorsunuz. Kabin memurlarını normal zamanda hizmetçi, garson diye nitelendiren, aşağılayan bunlar değil mi? Ama şimdi işler değişti. Kabin ekiplerine muhtaçlar. Kabin ekiplerinin sayısal çoğunluğundan faydalanmak için yapıyorlar. Peki bu oyuna kabin ekipleri gelir mi? Gelmez. Çünkü daha birkaç yıl önce kabin ekipleri en büyük darbeyi bu arkadaşlardan yemedi mi? 305’te ve grevde tek bir tanesi cesaret edip kabin ekiplerine destek verebildi mi? Sorun greve çıkan arkadaşlara, 305’ten atılan aylar sonra bizim güçlükle işe iadelerini sağladığımız arkadaşlara… Neler yaşadıklarını onlar anlatsınlar. Aç kaldılar, açıkta kaldılar. Bebeğine bez alamayan mama alamayan aileler olmadı mı? Unuttuk mu sanıyorsunuz bunları? Bugün mangalda kül bırakmayanlar o günlerde neredelermiş? Neden greve destek vermemişler? Kim engel olmuş? Bir de bunların öncüleri var. O günlerde pilotlar derneğinde kabin memurları derneğinde yönetimi ellerinde tutuyorlardı. Açıktan greve çıkmayın diye grev kırıcılığı yapmadılar mı? Şimdi ne yüzle sizlerin haklarını savunmayı vaad ediyorlar? Bunlara sizin inanacağınızı mı düşünüyorlar?”
“TSK’NIN ŞEREFLİ ASKERLERİNİN BİRKAÇI ŞİMDİNİN İFTİRACILARI OLDU”
“Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yıllarca emek vermiş ve bugün THY’de pilot olarak uçan bazı kişilerin, bir dönemin şerefli askerlerinin bugün kendi çıkarları için bize karşı asılsız iftiralarda bulunma edepsizliğine düşmesini üzülerek izliyoruz. Genel kurulda onlara cevap verdik. Mali konular genel kurulda delegelerin onayıyla ibra edildi. 50 milyon TL kayıp diyenler gelsin o paraların üyelere nasıl geri döndürüldüğünü tek tek gösterelim. Üyelerimiz de genel merkezimize geldiğinde mali tabloları gösterebiliriz. Kimseden korkumuz yok, şeffaf bir yönetim anlayışıyla hareket ediyoruz.”
“İŞVEREN YANLISI HAK İŞ İLE GÖRÜŞÜYORLAR”
Bir de unutmadan bu yeni sendikacılar, daha kurulmadan Hak İş ile gizli gizli görüşüyor. Hak İş’in sendikacılık anlayışını bilmeyenler için söylemek istiyorum. Tamamen işverene teslim bir anlayışla sendikacılık yapılıyor orada. Anlaşılan, bunlar da şimdiden işverene teslim olmayı göze almışlar.
“YENİ SENDİKA ÖLÜ DOĞDU”
Bu arada, yeni sendikanın öyle kalabalık bir destekçisi olduğunu söyleyemeyiz. Rakamlar bizde mevcut. İstifa edenler belli. Hepsi bize liste halinde geliyor. Bir rüzgar yaratmaya çalışıyorlar ancak gerçekler öyle söylemiyor. Geçen hafta rakamları açıkladık. Yaklaşık 300 civarında istifa var. Bu ayın istifa rakamları henüz gelmedi ama kendi delegelerinden bile henüz istifa etmeyenler olduğunu varsayarsak bu sendika girişimi ölü doğmuştur diyebiliriz.”
“KURALDIŞI UYGULAMALARI BİZE İLETİN”
“ FTL’den kaynaklı olarak zor bir uçuş dönemi geçirdiğinizin farkındayım. Bu konuyla ilgili ekiplerin şikayetleri zaman zaman bize ulaşıyor ve biz de THY yöneticilerine şikayetlerin giderilmesine yönelik düzenleme yapılması için baskı uyguluyoruz. Ama bazı ekip planlama yöneticileri, Toplu İş Sözleşmesini ve tadil protokolünü hiçe sayarak, sendikamızı ve çalışanları zorda bırakmayı adeta kendilerine görev edindiler. Biz o yöneticiler hakkında biliyorsunuz suç duyurusunda bulunarak dava açtık. TİS ve protokoller tam anlamıyla uygulanana kadar her türlü mücadeleyi vermeye devam edeceğimizi buradan ifade etmek isterim. Ayrıca bundan sonra karşılaşmış olduğunuz tüm kural dışı uygulamaları ve aksaklıkları ivedilikle sendikamıza iletmenizi sizlerden istirham ediyor, sağlıklı ve emniyetli uçuşlar diliyorum.”
ESKİ KABİN AMİRİ KEREM ERİŞEN: “ARTIK KABİN EKİPLERİ, KOKPİTE GÜVENMİYOR”
11 yıl Türk Hava Yolları’nda kabin amiri olarak görev yaptım. Sendika temsilcisiydim. İşimi severek ve hep özveriyle yaptım. THY’yi her zaman ailem olarak gördüm. 2012 yılı Mayıs ayında o aile kavramının birileri tarafından içinin boşaltıldığına gözlerimle tanıklık edene kadar da gerçekten büyük bir aile olduğumuzu düşünüyordum. Bildiğiniz gibi havacılık iş kolunda grev yasağı getirilmesine ilişkin bir yasa teklifi hazırlanıyordu. O dönemin sendika yönetimi bu grev yasağı teklifine karşı havacılık sektörü çalışanlarına gece geç saatlerde iş yavaşlatma çağrısı yapmıştı. O gün uçuşum yoktu. Gece yarısı mesajı alır almaz arkadaşlarımla aynı şeyi düşündüğümü varsayarak eyleme destek verme kararı aldım. Hatta eyleme destek vermek için Atatürk Havalimanı’na gittim. O günkü THY yönetimi, ben dahil, uçuşa gitmeyen arkadaşlarımızı ve eylem alanına gelenleri tek tek tespit ederek işten attı. Ne yazık ki işten atılanlar yani eyleme destek verenlerin tamamı kabin ve teknikti. Sanıyorum yabancı bir pilot dışında tek bir pilot dahi eyleme çıkmamıştı. Bugün pilotların ve kabin memurlarının haklarını savunmak için yola çıktıklarını söyleyenlerin, o gün işverenin talimatıyla kuzu kuzu uçuşlarına gittiklerini bizler çok iyi anımsıyoruz. Kabin memuru ve teknisyen arkadaşlarımızla başlayan eyleme kokpit ekipleri de o gün destek vermiş olsaydı bugün çok daha güçlü bir aile olabilirdik. Ancak o gün bu fırsatı kaçırdık. Kokpit ve kabinin birbirine güvensizliği açısından o gün bana göre milattır.
GREVCİ KABİN MEMURU C.M: “KİMSENİN İPİYLE KUYUYA İNMEYİN”
2013 yılında greve çıkarken o günkü sendika yönetimi bir yıl önce başarısız bir eylem girişiminde bulunduğu için endişeliydik. Ancak grev bizlerin yasal hakkıydı ve biz işçilerin elindeki en büyük kozdu. Dönemin Türk Hava Yolları yönetimi toplu iş sözleşmesini imzalamaya yanaşmıyor ve süreç greve doğru gidiyordu. Ne olursa olsun, yönetim anlayışlarını beğenmesek de sendika yönetiminin kararının yanında olmamız gerektiğine inanıyorduk. Üyelerin destek vermediği bir grev, sonraki yıllar için işverenin elini daha da güçlendirecekti. Ödemem gereken kredi borçlarım, rutin giderlerim vs. olmasına rağmen bir an bile bunları hiç düşünmedim, greve çıktım. Aylarca maaş alamadım. Sendika yönetiminin cüzi yardımıyla kıt kanaat geçinmek zorunda kaldım. Ne acıdır ki, can ciğer bildiğimiz mesai arkadaşlarımın bir tanesi bile yüzümüze bakmadı. Greve çıkanlara adeta vebalı muamelesi yapıldı. O zaman yine bir avuç kabin memuru greve çıktık. Yine biz mağdur edildik. O gün kendileri greve çıkmadığı gibi greve çıkma niyeti olanlara ‘Biz grevi desteklemiyoruz’ diye açıklama yapan TASSA (Mevcut Yönetimi kastetmiyorum) ve TALPA gibi derneklerin yöneticileri şimdi bizlerin haklarını savunmak için yola çıktıklarını söyleyince içim acıyor. Bu resmen ikiyüzlülük değil de nedir? Samimiyetten çok uzak söylemler bunlar. Ben şunu gördüm ki, gerçekten bu sektörde özellikle bizim camiamızda her koyun kendi bacağından asılıyor. Eğer bir ipiniz varsa kuyuya inin ama bir başkasının ipiyle asla ama asla kuyuya inmeyin.
KABİN MEMURU M.A: “BRİFİNGLERDE PROPAGANDA YAPILIYOR”
Biliyorsunuz uçuş öncesi kaptanlarımız ve kabin ekibi arasında brifing yapılır. Bu brifinglerde, uçuş detayları ve emergency prosedürler üzerine konuşuluyor. Ancak buradan isimlerini zikretmeyeceğim bazı kaptanlarımız “Zaten her şeyi biliyorsunuz” deyip doğrudan yeni sendikanın propagandasını yapıyorlar. Görüşlerine katılmadığını söyleyen kabin ekibini çocuk gibi azarlıyorlar. Bu davranışları ekip arasında hem huzursuzluk yaratıyor hem de uçuş güvenliğini tehlikeye atıyor.
Facebook Yorum