İŞ ADAMLARINDA ÇUKUROVA TEDİRGİNLİĞİ

İşadamları hukuki sürecin araya girmesi ile havaalanı inşaatının daha da uzayacağı endişesini yaşıyor.

Mersin Sanayici ve İşadamları Derneği (MESİAD) Başkanı Mehmet Deniz, havalimanını yapacak firmaya Mersin halkının ilk günden beri güveni olmadığını söyledi. Hükümet nezdinde Çukurova'daki yatırımların bir aciliyetinin yok gibi göründüğünü öne süren Deniz, Çukurova havalimanının başka baharlara kaldığını kaydetti.

Mersin’in Tarsus ilçesinde 28 Mayıs 2013'te temeli atılan Türkiye’nin ikinci büyük havalimanı özelliğindeki Uluslararası Çukurova havalimanı 3 yılda bitirilmesi gerekiyordu. Koçoğlu Grubu’na bağlı Çukurova Havalimanı Yatırım Yapım ve İşletme Anonim Şirketi’nin ‘yap-işlet-devret’ modeliyle üstlendiği ve 357 milyon Euro’ya mal olması düşünülen havalimanında geride kalan 19 ayda ancak yüzde 30'lara yakın bir kısım tamamlanabildiği öğrenildi. 30 milyon yolcu kapasiteli proje kapsamında iki tane 3 bin 500 metre uzunluğunda pist yapılacak. Geçtiğimiz aylarda inşaatı ‘kredi teminindeki’ tıkanıklık dolayısı ile durmasının ardından kaynak arayışını sürdüren firmanın iflas erteleme talebinde bulunduğu ortaya çıkması Mersin'li işadamlarının tepkisine neden oldu.

MESİAD Başkanı Mehmet Deniz, uluslararası Çukurova havalimanının yapımını üstlenen firmaya Mersin halkının ilk günden beri hiçbir güveninin olmadığını söyledi. Kaynaklarının yetmeyeceğini bildiklerini ve bunu herkesin anladığını anlatan Deniz, "Şartları da sanki aksatıcı, olmayacak anlamındaydı. Sözleşmenin şartlarına ve yüklenici firmanın yapısına güvenmemiştik. Biz açıkçası bunu bir aksama nedeni olarak görüyorduk. Bu havalimanı inşaatı başka baharlara kaldı gibi." diye konuştu. Havaalanı ile ilgili bundan sonraki sürecin bir girdaba sokulduğunu öne süren Deniz "Hukuki süreçte işin içine girdi. Ne zaman ne şekilde karar verecek belli değil." dedi.

Havalimanını yapacak firmanın iflasını durdurma müracaatında bulunduğunu hatırlatan Deniz, "Sanıyorum mahkeme bunu dikkate aldı. Çünkü ihale-yap-işlet- devret modeli ile olduğu için firmanın kendi kaynakları var işin içinde. Devlet bu şekildeki ihalelere çok sert yaklaşamıyor. Ancak firmanın kendi rızası ile bir takım olumlu yollar bulma şansı doğarsa buda mümkün değil çünkü sözleşmenin şartlarına hiçbir banka kredi vermiyor. Ne uluslararası nede yerli bankalar. Buraya katkı sağlamaz." değerlendirmesinde bulundu.

Sözleşmelerinin sağlıklı olmadığını ilk günden dile getirdiklerini anlatan Deniz, sözlerine şöyle devam etti: "Verimli bir yatırım değil. Karşılığını kısa sürede alma şansı yok. Bu şartlarda kaynak bulmaları zor. Bütün bunlar gerçek çıktı. Karşımızda iflas etmiş, sözleşmesini yerine getiremeyecek bir firma var, bu firma da mağdur durumda. Yüzde 30'unu yapmış, 60 milyon Euro civarında bir yatırım yaptığı söyleniyor. Bunu nasıl geri alacak, ne şekilde devredilecek, bütün bu koşullar belirsiz. Bir belirsizliğe girilmiş."

İnşaatın ne zaman ne şekilde biteceğini hiç kimsenin kestiremeyeceğini vurgulayan Deniz, şunları ekledi: "Mahkemelerimizin kısa sürede karar veremeyeceği ortada zaten. Her şeye rağmen bir usulü vardır. Karar verse bile firmanın kendi alacaklarını nasıl tahsil edeceği, hangi koşullarda devredeceği, o firmanın koşullarını kabul edecek başka bir firma bulunabilir mi? Ne şekilde bulunacak? Hangi koşullarda veya ortaklık kabul eder mi? diye bir sürü soru aklımıza geliyor ve bütün bunlar belirsiz. Kendisi kredi bulamamış firmanın şartlarını üstlenecek başka bir firma olmaz diye düşünüyorum. Ancak farklı şartlarla daha verimli ve kredi temin edebilir daha güçlü birilerine devredebilmek suretiyle bu yapılabilir. Bu devrin dahi ancak 1 buçuk 2 yılda gerçekleşeceğine inanıyoruz. İnşaat falan olsa da 5 yıl gibi bir süre öyle bir belirsizliğe girdi."