İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada konuşan Şemdin Sakık, Gaffar Okkan suikastinden sonra 2001'de Diyarbakır'dan havalanan içinde bordo berelilerin bulunduğu casa tipi uçağın Malatya'da düştüğünü anımsattı.
'Öldürüldüler' diyen Sakık, örgütteyken yanında olan ve cezaevinde görüştüğü gencin kendisine 'İyi ki benim yüzbaşım o uçağa binmedi. İşi çıktığı için binmedi. Binseydi ben de onunla gidecektim. Ben de kurtuldum' dediğini aktardı.
Sakık, bu uçakta bulunan iki kişinin adının üstünün çizili olduğunu iddia ederek, 'O kasa uçakta ölenlerden birisi Mahmut Yıldırım'mış (Yeşil). İsmi çizilenlerden birisi oymuş. Bir devlet bu kadar olayın faili olan kişinin yaşayıp yaşamadığını bilmiyorsa, o artık devlet değildir' dedi.
Şemdin Sakık, Kuzey Irak'tan kendisini getiren 5 kişilik ekibin başında da Mahmut Yıldırım'ın olduğunu ifade ederek, 'Demek ki bu Yıldırım 1998 yılında da kullanılan bir insandı. Bir kişi 'düşman' denilen adamı getiriyor, JİTEM, MİT, emniyetin haberi yok. Bana, kimin getirdiğini sordular. 'Başıma bir iş gelir' diye söylemedim' diye konuştu.
Sakık, İran'ın neredeyse örgüte uçak vereceğini, 1993'te, ateşkes öncesinde örgüte bir kamyon silah veren İran'ın, ateşkesten sonra 'Bunları size yerde çürütesiniz veya bakasınız, satasınız diye değil, kullanasınız diye verdik' dediğini anlattı.
Yorumlar Tüm Yorumlar (8)