11 Aralık 2018, Salı 11:20:51

İki havacılık efsanesi bir arada: Concorde ve Condordsky

Almanya’daki Sinsheim Auto Technic Müzesi, dünyanın sesten hızlı uçabilen iki farklı model yolcu uçağına ev sahipliği yapıyor. Concorde ve Ruslar’ın Concordsky lakaplı uçağı Tupolev 144…
  • Genelde bu tip müzeleri ABD'de görürdük. Avrupa'da da bir tane olması harika. İlk fırsatta gideceğim inşallah.
  • Sinsheim Teknik Müzesi gercekten görülmeye deger bir yer. Ancak hemen yani basinda sayilacak Speyer Teknik Müzesi ile beraber ziyaret edilirse ucmanin tarihi neredeyse tam olarak gözünüzün önüne gelir birden. Sinnsheim'da TU-144 ve Concorde basrol oynarken Speyer'de ise SSCB yapimi dünyanin ilk uzay mekigi Buran, Lufthansa Boeing 747 ve Antonov An-22 karsilar sizi. Yolu düsen mutlaka ziyaret etsin derim. Üstelik her iki müzeye de giris imkani taniyan kombi bilet alma imkani da var.

Almanya’daki Sinsheim Auto Technic Müzesi, dünyanın sesten hızlı uçabilen iki farklı model yolcu uçağına ev sahipliği yapıyor. Concorde ve Ruslar’ın Concordsky lakaplı uçağı Tupolev 144…

Frankfurt’a 45 dakika uzaklıktaki Heidelberg’de bulunan Sinsheim Auto Technic Müzesi’ni benzerlerinden ayıran en önemli özelliği, dünyanın iki süpersonic yolcu uçağına ev sahipliği yapan dünyadaki tek müze olması… Sadece o da değil, 1. ve 2. Dünya savaşlarında kullanılan uçaklardan savaş araçlarına, dünyaca ünlü yıldızların kullandığı otomobillerden Formula araçlarına kadar bu yelpazede bir başka müze örneği olmaması da her yıl milyonlarca turisti bu müzeye çekmek için iyi bir sebep.  Tarihe tanıklık eden birçok aracın bulunduğu müzede 60’dan fazla uçak ile birlikte 300 civarında klasik otomobil de yer alıyor. Aynı zamanda müze, dünyanın ne büyük Formula araç müzesi olarak da dikkat çekiyor.

Sunexpress Havayolları’nın organizasyonu ile müzeyi daha yakından görmek için Almanlar’ın en eski şehirlerinden biri Heidelberg’den  yola çıkıyoruz.  30 dakikalık bir yolculuk sonrası Sinsheim’e ulaşıyoruz. Müzeye henüz varmadan otoyolda gözümüze iki dev uçak ilişiyor. Ses hızının iki katına çıkabilen iki yolcu uçağı… Concord ve ona benzediği için Concordsky olarak anılan Sovyet yapımı Tupolev 144… Dünyada bu iki uçağın aynı anda sergilendiği ikinci bir müze yok. O bakımdan müzenin anlam ve önemi bir kat daha artıyor. Daha önce Fransa’nın Toulouse kentindeki müzede tanıştığım Concorde uçağının kardeşi ile  tanışmak için sabırsızlanıyorum. Ama öncesinde müze bölgesine girer girmez özel platformlara asılı halde yerleştirilen uçaklar karşılıyor bizi. 



Müzenin hemen girişinde D-CAKE kuyruk tescilli Percival P-66 Pembroke C.1 uçağı, hemen ilerisinde Boeing’in 1954 yılında ürettiği bugünkü Chinook CH-47’nin atası olarak nitelendirebileceğimiz Vertol H-21 ve Türk Hava Kurumu’nun da halen yangın söndürme filosunda kullandığı CL-215 Canadair uçakları bizleri selamlıyor.  İçeri girebilmek için bilet almak üzere gişeye yöneliyoruz. 16 euro bedelle müze giriş kartlarımızı alarak iki salon halinde oluşturulan müzenin iç bölümüne girmek için ilerliyoruz. 

Müzenin kapalı bölümüne girdiğinizde havacılık müzesinden çok bir klasik otomobil müzesine girdiğinizi düşünerek, “ Acaba gördüğümüz uçaklar sadece dışarıdakiler miydi?” diye endişeye kapılıyorsunuz. 



KLASİK OTOMOBİL DE VAR TANK DA VAR

Üstü açık Cadillac Eldorado, Chevrolet Impala gibi klasik otomobillerin 200’ün üzerinde motorsikletin bulunduğu bölümü hayranlıkla gezdikten sonra birinci ve ikinci dünya savaşlarında Alman ordusunun ve o savaşta yer alan bazı ülkelerin hava ve kara harekatlarında kullandığı araçların olduğu bölüme geçiyoruz. Burada yük taşımak için kullanılan lokomotifler, panzerler, yardımcı teçhizatlar, traktörler, silindirler, intikal için kullanılan araçlar, uçak tespit eden ilkel radarlar, uçak savarlar… Ve hatta Elvis Presley’in askerlik görevini yaptığı sırada komutanlığını yaptığı M59 tipi asker taşıyan araç da  ilk günkü gibi korunmuş olarak karşımıza çıkıyor.  İkinci dünya savaşını anlatan filmlerde Alman askerlerini taşıyan suda ilerleyebilen amfibik   Schwimmwagen Typ 166 (1942) tipi araç da filmlerden oldukça tanıdık geliyor.   Savaş yıllarına ait araç gereçlerin bulunduğu bu bölümü gezerken ister istemez,  Almanya’nın son 100 yılda neler başardığını, bugünkü teknoloji harikası otomobil ve uçakların taa o günlerden temellerinin atıldığını düşünüyorsunuz.

Müzenin iç kısmını hayranlıkla dolaştıktan sonra merdivenleri kullanarak Concorde ve Tupolev 144’ün olduğu bölüme  dış bölüme çıkıyoruz.

Dışarı çıkar çıkmaz iki efsane uçak karşılıyor bizi. Yaklaşık 30 metre yükseklikte konumlandırılan uçakların merdivenle içine çıkılabiliyor. Her iki uçak da kalkış pozisyonundaki gerçek açılarıyla müzeye yerleştirilmiş halde duruyor. Önce Concorde uçağının içine yöneliyorum. Dar ve iki kişinin yan yana yürümesinin mümkün olmadığı bir koridorda hafif yokuş yukarı tırmanıyor gibi ön bölüme doğru ilerliyorum. Uçağın içerisindeki koltukların bir bölümü sökülmüş ancak kalan koltuklar uçağın kullanıldığı dönemdekilerin aynısı. Zarar görmemesi için şeffaf plastik koruma ile kapatılmış. Aynı şekilde kokpit kapısı da kapalı tutuluyor. Ama kokpitin içi rahatlıkla görülebiliyor. 1976 yılında Air France filosunda hizmete giren 7’nci üretilen Concorde olan F-BVFB tescilli bu uçak 2003 yılında Air France tarafından 1 euro karşılığında müzeye verilmiş. 62,6 metre uzunluğu, 25.60 metre kanat açıklığı olan   uçağın yükselebildiği irtifa ise 18 bin km yani yaklaşık 59 bin feet civarında, 4 adet Rolls Royce motora sahip uçağın hızı ise saatte 2 bin 405 kilometre…



CONCORDE’A KARŞI CONCORDSKY

Concorde’un içini gezdikten sonra bu kez Ruslar’ın soğuk savaş yıllarında aceleyle ürettikleri ve Concorde’dan önce gökyüzü ile buluşturdukları sesten hızlı uçak Tupolev 144’e doğru yöneliyorum. Aynı şekilde o da kalkış açısı ile müzeye konuşlandırılmış vaziyette duruyor. İddiaya göre, Ruslar’ın bu uçağı Concorde’un projesini kopyalayarak bu uçağı ürettiği söyleniyor. Ancak resmi olarak böyle bir bilgi hiçbir yerde yok. Uçağın tasarımcısı Alexei Tupolev. Concorde uçağına benzediği için de uluslar arası camiada bu uçağa Concordsky deniliyor. Rusların ürettiği CCCP-77 112 kuyruk numaralı Tupolev 144 uçağı, 2000 yılında 4 bin km yoldan getirilerek müzeye yerleştirilmiş. Gösterişsiz turuncu renkli kabini dar ve koltuklarının bir kısmı sökülmüş vaziyette. Kokpitin arka bölümünde tıpkı Concorde uçağında olduğu gibi uçuş teknisyenine ait panel var. Klasik Rus uçaklarının kokpitlerinde olduğu gibi bu uçağın kokpiti de yeşil renkte. Ördek kanadına benzeyen burun kısmındaki ilginç kanatçıklar uçağın Concorde’un kanat yapısından ayıran en önemli özellik olarak dikkat çekiyor. İniş ve kalkış sırasında kanatçıklar yüzeyi genişlettiği için havada tutunmaya da yardımcı oluyor.



İKİ KAZA TUPOLEV 144’Ü BİTİRDİ

Concorde ile rekabette öne çıkmak için hızlıca projelendirilen ve eksikleri olmasına rağmen 31 Aralık 1968 yılında ilk kez gökyüzü ile tanışan (Concorde’un ilk uçuşu Mart 1969) Tupolev 144,  5 Haziran 1969 tarihinde ses hızını da geçen ilk uçak oldu.  1977 yılına kadar serviste kaldı. Ancak yaptığı uçuşların büyük bölümünde arıza tespit edilen uçak 1973 yılında Paris Air Show’daki gösteri sırasında yaşadığı kaza sonrası da eleştiri oklarının hedefi oldu. Menzili 6500 kilometre olan süpersonik uçağın yolcu kapasitesi ise 140’a kadar çıkabiliyordu. Kanat genişliği 28.90 metre, uzunluğu 65.68 metre olan dört adet Kolessow motora sahip uçağın saatteki hızı ise 2.285 kilometre idi. Uçağın maksimum çıkabildiği irtifa ise tıpkı Concorde gibi 18 bin metreydi. Yakıt maliyetinin de yüksek olması sebebiyle uçak sadece Moskova-Almatı hattında kullanıldı. 1978 yılında yaşanan ikinci kaza bu uçağın sonunu hazırladı. O tarihten sonra bütün uçaklar servisten çekildi ve şu an uçakların bir bölümü dünyanın farklı noktalarında müzelerde sergileniyor.









İki havacılık efsanesi bir arada: Concorde ve Condordsky

Yorumlar

Volvo ~ 5 yıl önce
Genelde bu tip müzeleri ABD'de görürdük. Avrupa'da da bir tane olması harika. İlk fırsatta gideceğim inşallah.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Messerschmidt ~ 5 yıl önce
Sinsheim Teknik Müzesi gercekten görülmeye deger bir yer. Ancak hemen yani basinda sayilacak Speyer Teknik Müzesi ile beraber ziyaret edilirse ucmanin tarihi neredeyse tam olarak gözünüzün önüne gelir birden. Sinnsheim'da TU-144 ve Concorde basrol oynarken Speyer'de ise SSCB yapimi dünyanin ilk uzay mekigi Buran, Lufthansa Boeing 747 ve Antonov An-22 karsilar sizi. Yolu düsen mutlaka ziyaret etsin derim. Üstelik her iki müzeye de giris imkani taniyan kombi bilet alma imkani da var.

Yanıtla

Kalan karakter 1000

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000