Drone o kadar da tehlikeli değilmiş!

İnsansız hava araçları, daha yaygın ismiyle drone'lar ilk çıktığı günden bu yana güvenlik endişeleri nedeniyle hep tartışma konusu oldu. İşlevsellik açısından oldukça elverişli olan bu cihazların aynı zamanda büyük tehlike saçtığını biliyoruz.

Örneğin drone'lar spor müsabakası, konser, miting gibi açık alanlarda, yanlış yönlendirme sonucu insanların üstüne düşebilir ve yaralanmalara hatta ölüme bile yol açabilir. Diğer taraftan havalimanlarına yakın yerlerde uçurulduğu takdirde, uçaklara büyük hasarlar verebilir ve yolcu uçaklarının içindeki onlarca yolcunun hayatını tehlikeye atabilir.

Hatırlayacağımız üzere 2015'in yaz aylarında bir drone, inişe geçen bir yolcu uçağının kanadına çarpmış ve çarpışmanın etkisiyle kanadın uç kısmı kopmuştu.

İşte ABD'de bulunan George Mason Üniversitesi araştırmacıları, bu konuyla ilgili bir çalışma yapmış. Yeni Şafak'tan Furkan Özata'nın haberine göre; bu doğrultuda küçük drone'lar (ortalama 2 kg altında) ile kuşlar mukayese edilmiş. Yapılan araştırmaya göre 1990'dan bu yana kuşlar tam 160,000 kez hareket halindeki uçaklara çarpmış ve bu kazalardan 14,314'ünde uçaklar hasar görmüş. Yani, 26 yıllık süreçte her 10 kuş/uçak kazasının yaklaşık 1'inde uçak hasar görmüş.

Drone'larda bu rakam oldukça düşük. Uçaklara çarpma riski olan 764 drone olayı tespit edilmiş ve bunların sadece 27'si gerçek tehlike arz ediyormuş.

Evet, George Mason Üniversitesi'nin yaptığı çalışma bu şekilde. Lakin olaya bir de farklı perspektiften yaklaşmak lazım. Şöyle ki; ortalama bir drone'un erişebileceği maksimum yükseklik 350-400 metre kadar. Göç eden kuşlar ise 1.500 metre ila 7.000 metre aralığında uçuyor. Yani uçakların drone ile çarpışma ihtimali, kuşlar ile çarpışma ihtimalinden çok daha düşük. Diğer taraftan uçak/kuş kazası 1990 yılından itibaren baz alınmış. Drone'lar ise son birkaç yılda yaygınlaşmaya başladı. Bu iki farkı da göz önünde bulundurduğumuzda mukayesenin çok da adil olduğunu söyleyemeyiz.

Her şey bir yana kuşlar, insanların iradesi dışında, kendi içgüdüleriyle yaşayan hayvanlar. Göç zamanı geldiklerinde hayatta kalabilmek için göç etmek durumundalar. Drone'lar ise insanların kontrolünde hareket eden cihazlar. Yani drone kullanan insanlar, 'cihazlarını kayıt ettirdikten sonra' topluluktan ve havalimanlarından uzak yerlerde uçurduğu takdirde geriye hiçbir sorun kalmıyor.