Özel bir uçak ile 24 bin metreye çıkan ve en yükseğe giden Türk ünvanı alan Reysaş Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Döven, bütün dünyanın nefesini tutarak, dünyaya atlayışını izlediği Felix Baumgartner’ı çok kıskandığını söyledi. Döven, “Felix’in 39 bin metreden kendini dünyaya doğru serbest bırakması akıl almaz bir olay. İnanılmaz bir cesaret ve macera ruhu gerektiriyor. Teknik olarak benim aklımın almadığı bir iş bu. Kendi hızıyla ses duvarını aştı. Uçak bile o hızlara ulaştığında bambaşka bir teknoloji ile çalışıyor. Felix’i ağzım açık izledim” dedi.
BEN OLSAM ATLAMAZDIM
Döven, her ne kadar Felix’i kıskanarak izlediğini söylese de, kendi yaşadığı maceradan çok korktuğunu dile getirerek, “Yine de o anda Felix’in yerinde olmak istemezdim. Uçağın içinde bile yaşanan macera bile bambaşkayken Felix’in aldığı keyfi hiç düşünemiyorum. Ama yine de O’nun yaptığını hayatta yapamam. Ama bazı yakınlarım da bana ‘Türk Felix’ diyor. Ben değil oradan atlamak, bir daha uçakla da stratosfere bile çıkmam” diye konuştu.
ŞİMDİKİ AKLIM OLSA
Geçtiğimiz ay içinde Rusya’daki bir tur şirketinin, nadiren gerçekleştirdiği, stratosfer gezisine katılan Reysaş Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Döven, “Bir daha böyle bir delilik asla yapmam” dedi. Risk almayı hem ticarette hem de sosyal hayatında sevdiğini belirten Döven, “Uzay seyahatinde yaşanan riskler alınacak gibi değil. Çok büyük bir macera ama riskleri gördükten sonra bunun asla yapılmaması gerektiğini anladım. Son 1 güne kadar iptal etsem mi diye düşündüm. Yanacak olan para umurumda değildi. Uzun yıllardır kendi uçağımda pilotluk yapıyorum ama bu deneyim bambaşka bir şeymiş. Uçaktan indiğimde, ‘bugün benim doğum günüm’ dedim. Vücudumdaki kanın, midemin ve aklımın nerede olabileceğini düşündüm” diye konuştu.
Güzel mi anlamadım
Yukarıya çıktıklarında pilotun kendisine, ‘dön ve dünyaya bak’ dediğini söyleyen Durmuş Döven, “Yukarısı güzel mi diye sorarsanız hiç bir şey anlamadığımı söylerim. Hızınızı ölçemiyorsunuz. Simsiyah bir noktanın içinde geziyor gibi. Dünyayı bir portakal gibi üzerindeki kara parçaları ile görüyorsunuz ama Türkiye’yi bulmam mümkün olmadı. En çok korktuğum şey uçağa binmekti. Çocukluğumda uçmak gibi bir hayalim yoktu. Uzaya çıkmak kısmet oldu” dedi.
Tansiyon 18’e çıktı ‘İptal olur’ dediler
SABAH saat 11’de uçuşun gerçekleştiğini anlatan Durmuş Döven, eşi ve kızıyla Rusya’ya gittiğini ancak onları içeri almadıklarını belirterek, “Orası askeri bir havaalanı. Güvenlik önlemi çok fazla. Kızım ve eşimi otelde bıraktım. Gittiğimde heyecandan tansiyonum 18’e fırladı. ‘Uçuş iptal olur’ dediler. 1 saatlik beklemeden sonra tansiyonum normale döndü. Uçuş esnasında en korktuğum an yere yaklaştığımız zamandı. Dönerek, manevralarla indirdi. Orada kendimi kaybettim” dedi.
Türk bayrağını zorla diktirdim
Uçuştan önce çok uzun bir hazırlık süreci geçirdiğini anlatan Durmuş Döven, şöyle devam etti: “Uçuş toplamda 62 dakika sürdü ama öncesi var. Elbiselerin üzerime göre dikilmesi bile ayrı bir mesele. İçinden kablolar geçen 35 kilogramlık bir elbise giydim. Onun üzerine de başka bir kıyafet. Üzerine kesinlikle herhangi bir şirketin logosu, ambleminin dikilmesi yasak. Türk bayrağının dikilmesine zor ikna ettik. ” (Hürriyet)
Yorumlar Tüm Yorumlar (6)