28 Aralık 2009, Pazartesi 07:44:29

AHL'de soluksuz geçecek 1 hafta!

Hürriyet yazarlarından Onur Baştürk, Alain De Botton'a özenmiş... Baştürk, bir hafta boyunca Atatürk Havalimanı'nda kalıp analizlerini yazacakmış...
  • SAW a gitmeye korkmuş....
  • evsiz olsam havalimanında yaşardım herhalde :) bir dış hatlar çalışanı olarak bekleriz çay içmeye HAVAŞ yolcu hizmetleri ofisine :P
  • hostes odasına da gir ama valla küseriz :))
  • THY genel müdürlüğüne de git... Esas olaylara orada.

Havaalanları oldum olası ilgimi çeker.
Ama nasıl? Uçaktan iner inmez bir an önce kurtulmak isterim. Uçağa binmeden önce ise havaalanında vakit geçirmek keyiflidir.
Bir anda dış dünyayla bağlantını koparırsın, gevşersin. Yolculuğa, varacağın yere odaklanırsın.
Telefonla arkadaşlarını arayıp gün içinde hiç yapmadığın, ama ihtiyaç duyduğun geyik konuşmalardan birini yaparsın.
Mağazalara girip normalde hiç almayacağın, hiç ihtiyacın olmayan bir şeyi alıp çıkarsın.
Bir kafeye oturur, delice yer-içersin. Eğer ferah, büyük, gürültüsüz bir havaalanıysa; keşfe çıkarsın. Orada burada ne var ne yok bakarsın.
Gözlemci biriysen, oturduğun yerden gelip geçen insanların hal ve tavırlarını kafanda analizlersin.
Hatta flörtözsen, küçük flörtlere yelken açarsın, göz göze gelirsin ya da gözlerini kaçırırsın.
Bu yüzden olsa gerek, ünlü ısviçreli yazar Alain de Botton’ın “Havaalanında Bir Hafta” kitabını bir solukta okudum.
Botton’a Londra Heathrow Havaalanı’nda bir hafta geçirmesini teklif etmişler. Havaalanı hakkında bir kitap yazması için...
Üstelik istediğini istediği gibi yazma konusunda da özgür bırakmışlar.
Ve Botton da seve seve teklifi kabul etmiş ve bir hafta Heathrow’da yaşamış.
Her yere geçiş izni olduğu için de elini kolunu sallayarak dolaşmış havaalanı içinde.
Botton’ın kitabındaki havaalanı izlenimleri ilginç başlıyor, hatta yer yer yazar matrak tespitler yapıyor, ama ortalara doğru biraz sıkıyor.
Yine de meraktan bitiriyorsun kitabı, bir uçak yolculuğu öncesi alın okuyun. ıyi geliyor.

Atatürk Havaalanı’nda bir hafta!

Alain de Botton’ın kitabını okuduktan sonra gelen ilham kaçınılmazdı. Ben de Atatürk Havaalanı’nda bir hafta yaşamalıydım!
Ve o bir haftanın sonunda yaşadıklarımı, yaptığım röportajları, kısacası tüm izlenimlerimi de buradan sizinle paylaşmalıydım. Evet, Alain de Botton’dan esinlenmiştim, hatta fikri çalmıştım, artık ne derseniz deyin. Ama o bir yazar, üstelik felsefe eğitimi almış bir yazar olarak bakmış ve yorumlamıştı havaalanını. Oysa ben gazeteci olarak bakacaktım ve tabii ki farklı bir iş çıkacaktı ortaya.
O heyecan ve hevesle Atatürk Havaalanı’nı başarıyla işleten TAV’ı aradım.
Basınla ilişkilerden sorumlu Bengi Vargül’e derdimi anlattım.Ne yapmak istediğimi özetledim. O da heyecanlandı. şimdi gerekli izinleri bekliyorum.
Eğer koparırsak izinleri bu macerayı anlatmak için sabırsızlanıyorum.
NOT: Havaalanında sıkıntıdan patlarsam ziyarete gelin, ona göre. Partileriz hep beraber!

Onur Baştürk
Hürriyet

AHL'de soluksuz geçecek 1 hafta!

Yorumlar

Misafir ~ 14 yıl önce
SAW a gitmeye korkmuş....

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 14 yıl önce
evsiz olsam havalimanında yaşardım herhalde :) bir dış hatlar çalışanı olarak bekleriz çay içmeye HAVAŞ yolcu hizmetleri ofisine :P

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 14 yıl önce
hostes odasına da gir ama valla küseriz :))

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 14 yıl önce
THY genel müdürlüğüne de git... Esas olaylara orada.

Yanıtla

Kalan karakter 1000

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000