Akşam Gazetesi'nin havacılık yazarı Tolga Turgu bu hafta köşesinde TAV ile ADP'nin ortaklığını ele almış. Turgut, ADP'nin TAV'ın dinamiklerine müdahil olması durumunda başarısızlıkların ortaya çıkabileceğini yazmış...
Akşam Gazetesi yazarı Tolga Turgut'un köşesi...
Ülkemizin en büyük havalimanı işleticisi TAV Havalimanları Holding'in yüzde 38'lik hissesi, Fransız ADP grubu tarafından satın alındı. ADP'nin TAV'a yaptığı yatırımda hiç şüphesiz en önemli hedefi, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde süratle büyümek olacak. Bir de İstanbul'un üçüncü havalimanı var.
12 Mart 2012, Türkiye Havalimanı İşletmeciliği'nde önemli bir gün olarak belleklerde yer bulacak. Zira ülkemizin en büyük havalimanı/terminal işleticisi TAV Havalimanları Holding'in yüzde 38'lik hissesi, Fransız ADP grubu tarafından 874 milyon USD karşılığında satın alındı. Bu bedele bakarak TAV'ın bugünkü değerinin 2.3 milyar USD civarında olduğu sonucuna varabiliriz.
Dile kolay, daha 10 yıl öncesine kadar 200-300 milyon USD ciro yapan bir Türk havacılık grubu, bugün böylesi bir değere ulaşmışsa kanımca ayakta alkış tutmak gerekir. Bu başarı hikayesi Tepe ve Akfen grubunun vizyonu, girişimciliği ve adı TAV ile özdeşleşen Sani Şener'in müthiş enerjisi ve üstün yönetim kabiliyetiyle yazılmıştır.
Fransız ADP grubu, Avrupa'nın yolcu sayısı bakımından 2. ve 11. sıralarında yer alan iki havalimanını işletiyor. Portföyünde Paris'teki üç havalimanı da mevcut. ADP, 2006 yılında halka arz edilerek kısmen özelleştirilmiş olsa da hala devlet desteğini arkasında tutan bir grup. Oldukça büyük ve kurumsal olmakla beraber dinamizm, pragmatiklik ve girişimcilik yönü eksik. Aslında bu eksiği, TAV üst yönetimini tarif eden tüm özellikleri kapsıyor.
ORTADOĞU'DA BÜYÜYECEKLER
ADP'nin 2011 yılına ait finansallarını incelediğimizde göz çarpan ilk husus 2022'ye kadar yapılandırılmış olan 2.2 milyar Avro tutarındaki borç. Bu borçlanmanın nedeniyse son yıllarda yaptıkları yatırımlar. Karlılıkları artış trendinde görünüyor ancak mevcut borçlarından dolayı TAV'a yaptıkları yatırımları kısa vadede çift haneli kar olarak talep edecekleri aşikar. ADP üst yöneticisi Pierre Graf yaptığı açıklamada bu yatırımı 'Fetih ruhuyla değil, işbirliği ruhuyla' gerçekleştirdiklerinin altını çizdi. Dileriz ki böyle olur.
ADP'nin TAV'a yaptığı yatırımda hiç şüphesiz en önemli hedef, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde süratle büyümek ve pazar payını artırmak olacak. Hatırlanacağı üzere TAV grubunun portföyünde Suudi Arabistan ve Tunus'ta bulunan havalimanları da mevcut. Tabii bir de TAV'ın amiral gemisi Atatürk Havalimanı'nın yerini 2020'lerde alacak olan İstanbul'un üçüncü havalimanını da hesaba katarsak, Fransızlar'ın TAV'a olan ilgisinin sebebini anlayabiliriz.
Hiç şüphesiz İstanbul'un üçüncü havalimanı için çok çetin bir ihale olacak. Şu anda Avrupa'da yolcu trafiği bazında 8. sırada bulunan Atatürk Havalimanı'nın yerini alacak bu havalimanında gerek TAV gerekse ADP tek başlarına çok zorlanırlardı. TAV'ın yeni yapısıyla bence geleceğe dönük şanslarını ciddi oranda artırdılar.
TAV Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, yaptığı açıklamada 'Fransızlarla dokumuz uyuşuyor' ifadesini kullanarak yıllardır bazı konularda yaptıkları başarılı işbirliklerini dikkat çekmiş. Bizim dileğimiz de bu uyuşmanın uzun ömürlü olması yönünde. ADP grubunun yapısını kısmen biliyordum ama bu yatırımlarını takiben yönetim kurullarının kaç kişiden oluştuğunu merak ettim ve araştırdım. 18 kişiden oluştuğunu görünce hiç şaşırmadığımı belirteyim. Tahmin edersiniz ki bu sayıda bir yönetim kurulundan karar çıkarmak zor olur. İşte beni asıl endişelendiren husus da bu. ADP, şayet TAV'ın yönetim dinamiklerine çok müdahil olursa ortaya çıkacak başarısızlıkların tadı hiç de Fransız öpücüğü lezzetinde olmayabilir. Bizden uyarması...
Yorumlar