25 Mart 2012, Pazar 09:48:00

DİKKAT! FRANSIZ ÖPÜCÜĞÜ OLMAYABİLİR...

Akşam Gazetesi'nin havacılık yazarı Tolga Turgu bu hafta köşesinde TAV ile ADP'nin ortaklığını ele almış. Turgut, ADP'nin TAV'ın dinamiklerine müdahil olması durumunda başarısızlıkların ortaya çıkabileceğini yazmış...
  • Bu satınalmanın en ilginç yönü bence ADP nin istediği ne garantiler olduğudur. İstanbul'da 3. havalimanı riski varken, ki 2020 de yapılacak demek THY nin bitişi demektir, TAV a yatırım yapıyorsa mutlaka EBITDA garantisi almış olması büyük olasılık.yönetimin devam edecek olmasıda buna işaret ediyor gibi. Yine de devirin büyük bir başarı olduğu inkar edilmez bir gerçek. Çok bildiğini ilan edenler lütfen mega havayolllarının hangi havalimanlarını base seçtiğine bakın. THY base havalimanını, saatte 90-100 uçuş kapasiteli bir peak saat uygulamasına çeviremezse yakında yerinde saymaya ve hızla kan kaybetmeye başlar.
  • bu yatırım ülkemizdeki ne ilk ne de son yatırım. Uluslararası sermayenin yatırım yaptığı tek şey rekabet gücüdür. Konuya Fransız diye bakmamak lazım üç gün sonra onlar da paylarını bu işi daha iyi yönetebilen başka bir şirkete satabilirler. Burada tek referans noktası rekabete en iyi kim ayak uydurabiliyor, bu işi en iyi kim yönetebiliyor. Kendimize güveniyorsak zaten sorun yok. Tehdit olarak görüyorsak bu da iyi birşey daha rekabetçi olmak adına neler yapabiliriz diye kafa patlatırız. Özelleştirme sürecini tamamlayamayan ülkelerin 20, 40 hatta 60 yıl geriden geldiği ülkelere göre ülkemiz oldukça iyi bir noktada olduğundan kimsenin şüphesi olmasın.
  • Vay arkadas birde ovunuyorlar birde seviniyorlar , nasil sattik ama diye. Duyanda sanir tav adp'ni 38 'ini aldi guleriz aglanac halimize
  • tolga beyin bütün dediklerine katılıyorum doğru tesbitler yapmış kazanan bir kuruluşa niye yabancı bir ortak alırsın neden gerekti.
Akşam Gazetesi yazarı Tolga Turgut'un köşesi...

Ülkemizin en büyük havalimanı işleticisi TAV Havalimanları Holding'in yüzde 38'lik hissesi, Fransız ADP grubu tarafından satın alındı. ADP'nin TAV'a yaptığı yatırımda hiç şüphesiz en önemli hedefi, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde süratle büyümek olacak. Bir de İstanbul'un üçüncü havalimanı var.

12 Mart 2012, Türkiye Havalimanı İşletmeciliği'nde önemli bir gün olarak belleklerde yer bulacak. Zira ülkemizin en büyük havalimanı/terminal işleticisi TAV Havalimanları Holding'in yüzde 38'lik hissesi, Fransız ADP grubu tarafından 874 milyon USD karşılığında satın alındı. Bu bedele bakarak TAV'ın bugünkü değerinin 2.3 milyar USD civarında olduğu sonucuna varabiliriz. 

Dile kolay, daha 10 yıl öncesine kadar 200-300 milyon USD ciro yapan bir Türk havacılık grubu, bugün böylesi bir değere ulaşmışsa kanımca ayakta alkış tutmak gerekir. Bu başarı hikayesi Tepe ve Akfen grubunun vizyonu, girişimciliği ve adı TAV ile özdeşleşen Sani Şener'in müthiş enerjisi ve üstün yönetim kabiliyetiyle yazılmıştır. 

Fransız ADP grubu, Avrupa'nın yolcu sayısı bakımından 2. ve 11. sıralarında yer alan iki havalimanını işletiyor. Portföyünde Paris'teki üç havalimanı da mevcut. ADP, 2006 yılında halka arz edilerek kısmen özelleştirilmiş olsa da hala devlet desteğini arkasında tutan bir grup. Oldukça büyük ve kurumsal olmakla beraber dinamizm, pragmatiklik ve girişimcilik yönü eksik. Aslında bu eksiği, TAV üst yönetimini tarif eden tüm özellikleri kapsıyor.     

ORTADOĞU'DA BÜYÜYECEKLER

ADP'nin 2011 yılına ait finansallarını incelediğimizde göz çarpan ilk husus 2022'ye kadar yapılandırılmış olan 2.2 milyar Avro tutarındaki borç. Bu borçlanmanın nedeniyse son yıllarda yaptıkları yatırımlar. Karlılıkları artış trendinde görünüyor ancak mevcut borçlarından dolayı TAV'a yaptıkları yatırımları kısa vadede çift haneli kar olarak talep edecekleri aşikar. ADP üst yöneticisi Pierre Graf yaptığı açıklamada bu yatırımı 'Fetih ruhuyla değil, işbirliği ruhuyla' gerçekleştirdiklerinin altını çizdi. Dileriz ki böyle olur. 

ADP'nin TAV'a yaptığı yatırımda hiç şüphesiz en önemli hedef, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde süratle büyümek ve pazar payını artırmak olacak. Hatırlanacağı üzere TAV grubunun portföyünde Suudi Arabistan ve Tunus'ta bulunan havalimanları da mevcut. Tabii bir de TAV'ın amiral gemisi Atatürk Havalimanı'nın yerini 2020'lerde alacak olan İstanbul'un üçüncü havalimanını da hesaba katarsak, Fransızlar'ın TAV'a olan ilgisinin sebebini anlayabiliriz. 

Hiç şüphesiz İstanbul'un üçüncü havalimanı için çok çetin bir ihale olacak. Şu anda Avrupa'da yolcu trafiği bazında 8. sırada bulunan Atatürk Havalimanı'nın yerini alacak bu havalimanında gerek TAV gerekse ADP tek başlarına çok zorlanırlardı. TAV'ın yeni yapısıyla bence geleceğe dönük şanslarını ciddi oranda artırdılar. 

TAV Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, yaptığı açıklamada 'Fransızlarla dokumuz uyuşuyor' ifadesini kullanarak yıllardır bazı konularda yaptıkları başarılı işbirliklerini dikkat çekmiş. Bizim dileğimiz de bu uyuşmanın uzun ömürlü olması yönünde. ADP grubunun yapısını kısmen biliyordum ama bu yatırımlarını takiben yönetim kurullarının kaç kişiden oluştuğunu merak ettim ve araştırdım. 18 kişiden oluştuğunu görünce hiç şaşırmadığımı belirteyim. Tahmin edersiniz ki bu sayıda bir yönetim kurulundan karar çıkarmak zor olur. İşte beni asıl endişelendiren husus da bu. ADP, şayet TAV'ın yönetim dinamiklerine çok müdahil olursa ortaya çıkacak başarısızlıkların tadı hiç de Fransız öpücüğü lezzetinde olmayabilir. Bizden uyarması...
DİKKAT! FRANSIZ ÖPÜCÜĞÜ OLMAYABİLİR...

Yorumlar

Misafir ~ 12 yıl önce
Bu satınalmanın en ilginç yönü bence ADP nin istediği ne garantiler olduğudur. İstanbul'da 3. havalimanı riski varken, ki 2020 de yapılacak demek THY nin bitişi demektir, TAV a yatırım yapıyorsa mutlaka EBITDA garantisi almış olması büyük olasılık.yönetimin devam edecek olmasıda buna işaret ediyor gibi. Yine de devirin büyük bir başarı olduğu inkar edilmez bir gerçek. Çok bildiğini ilan edenler lütfen mega havayolllarının hangi havalimanlarını base seçtiğine bakın. THY base havalimanını, saatte 90-100 uçuş kapasiteli bir peak saat uygulamasına çeviremezse yakında yerinde saymaya ve hızla kan kaybetmeye başlar.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 12 yıl önce
bu yatırım ülkemizdeki ne ilk ne de son yatırım. Uluslararası sermayenin yatırım yaptığı tek şey rekabet gücüdür. Konuya Fransız diye bakmamak lazım üç gün sonra onlar da paylarını bu işi daha iyi yönetebilen başka bir şirkete satabilirler. Burada tek referans noktası rekabete en iyi kim ayak uydurabiliyor, bu işi en iyi kim yönetebiliyor. Kendimize güveniyorsak zaten sorun yok. Tehdit olarak görüyorsak bu da iyi birşey daha rekabetçi olmak adına neler yapabiliriz diye kafa patlatırız. Özelleştirme sürecini tamamlayamayan ülkelerin 20, 40 hatta 60 yıl geriden geldiği ülkelere göre ülkemiz oldukça iyi bir noktada olduğundan kimsenin şüphesi olmasın.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 12 yıl önce
Vay arkadas birde ovunuyorlar birde seviniyorlar , nasil sattik ama diye. Duyanda sanir tav adp'ni 38 'ini aldi guleriz aglanac halimize

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 12 yıl önce
tolga beyin bütün dediklerine katılıyorum doğru tesbitler yapmış kazanan bir kuruluşa niye yabancı bir ortak alırsın neden gerekti.

Yanıtla

Kalan karakter 1000

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000