10 Ocak 2009, Cumartesi 08:02:16

Uçak kazasında ölen Altıkulaç'ın cesedi bulunamıyor!

Bağdat'ın 80 kilometre kuzeyinde Balad kenti yakınında 9 Ocak 2007'de meydana gelen uçak kazasında hayatını kaybeden Ramazan Altıkulaç'ın (34) cesedi halen bulunamadı. Bir erkek çocuk annesi eşi Ayşe Altıkulaç, halen eşi ile ilgili gelecek haberi bekliyor.
  • Evet o uçakta bir tek ramazan altikulacin bulunamadigi yegeniyim. Çok kötü dönem den geçtik herkesin cesedi bulunup bir tek dayimin ki bulunamaması bizi derinden sarsti. Bir mezari bile yok dua okucak bir mezari bile yok.
  • sizin doğrusunu bilmeniz için yazıyorum. o gün ben oradaydım. o üste çalışıyordum. uçak söylendiği gibi piste 200 m. kala düşmedi. çok yoğun sis olan bir gündü. büyük ihtimalle pisti göremedi. üssün dışında piste paralel konumda. üs sınırına 400-500 m. mesafede bir yere düşmüş. düşmeden önce meydanın üstünden alçak geçmiş fakat pist istikametinde değil. hatta arkadaşlarım bizim beton santralinin silolarına çok yakın geçtiğini söylemişlerdi. büyük ihtimalle de bu geçişin ardından düşmüş. çünkü o doğrultuda gidiyormuş. o uçaklarda emniyet kemeri falan yoktu. başka birinde koltuğun bir tarafına oturdum giğer tarafı havaya kalktı. böyle olmasaydı belki başka kurtulan da olurdu. o uçuştan sonra 737-300 ler geldi uçuş için. bilgilerinize.

Adana'nın Dervişler Mahallesi'ndeki evinde 14 yaşındaki 7. sınıf öğrencisi oğlu Hamza Altıkulaç ile birlikte hayatını sürdüren Ayşe Altıkulaç (43), uçak kazasından buyana geride kalan 2 yılı acılarla geçirdiklerini söyledi.

Oğlunun sürekli babasını sorduğunu hatırlatan Ayşe Altıkulaç, şöyle devam etti: "Eskiden bayram, yılbaşı gibi tüm özel günleri ailece birlikte geçiriyorduk. Şimdi oğlum, (Anne babam gelecek mi? Biz ne yapacağız?) şeklinde sorular soruyor. Tabiî ki her anımız burukluk içinde geçiyor. Çocuk bazen, 'Babamın cenazesi yabancı devletlerde ayaklar altında kaldı. Kemikleri sızlıyordur.' diyor. Ben çocuğa bir cevap veremiyorum."

Kazada Amerikalı olduğu söylenen bir kişinin cenazesinin Türkiye'ye gelmediğini açıklayan Altıkulaç, bu cesedin mutlaka araştırılmasını istediklerini vurguladı.

İçişleri Bakanlığı ve diğer ilgili makamların bu hususu araştırmasını beklediklerine değinen Altıkulaç, "O zaman eksik gelen bu cenazenin peşine düşülseydi, belki kafalarımızda soru işareti kalmazdı. Ermenilere verilen değer bizden esirgendi. Acımız çok büyük. Anlatamıyoruz. Kur'an-ı Kerim okuyacak, teselli bulmak için elimizi sürecek bir mezarımız yok. Sadece duvarda bir fotoğraf. Biz ona o bize bakıyor. Ne söyleyebilirim ki…" diye konuştu.

Malatya'dan Adana'ya gelini ve torununu ziyaretine gelen 65 yaşındaki Ayşe Altıkulaç da acıların en büyüğünü yaşıyor.

Dillerinin tutuk, bir şey diyemediklerini ifade eden Altıkulaç, her gün ölüp ölüp dirildiklerini kaydetti.

Altıkulaç, şunları söyledi: "Oğlumun ölüp ölmediğinden halen emin değilim. Hiçbir yetkili 'necisiniz?' demiyor. Acımız acıymış. Allah ciğer acısını kimseye vermesin. Ayak değmedik yer kalmadı. Yer gök buna şahit. Genç yaşında kaybolan oğlumun ölüyse ölüsünü, diriyse dirisini istiyorum. Bir çocuğu ve hanımı yanıyor. Ne edeceksin. Ekmek kavgası uğruna gitti. Böyle bir kaza kimin aklına gelir."

Cenazesini görmediği için oğlunun öldüğüne halen inanmadığını anlatan Ayşe Altıkulaç, bir an bile aklından çıkaramadığı Ramazan Altıkulaç'ın her an gelecekmiş gibi bir his taşıdığını aktardı.

Altıkulaç, "Sanki bir yitik gibi. Ya ölüsünü ya dirisini bize getirsinler. Dört gözle gelecek bu haberi bekliyoruz." dedi.

Devletten yardım değil sadece cenazelerinin bulunmasını beklediklerini vurgulayan Ayşe Altıkulaç, eşinin yalnızca kazanın ilk haftası konuşulduktan sonra unutulduğunu dile getirdi.

Altıkulaç, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Kısa sürede konu kapandı. Bu kazanın suçlusu kim. İlgili bakanlıklarının hepsi bu olayın sorumlusu. Adana'ya gelen cenazeler DNA testi yapılmadan neden sahiplerine teslim edildi. Belki bir parça da benim kocamdan çıkardı. Bir mezarımız bir Fatiha okuyacak yerimiz olurdu. Ölüm hepimiz için. Kendileri de bu kazanın içinde olabilirdi. Biz Ramazan'ın öldüğüne halen inanmıyoruz. Telefon çaldığında, bir yere gittiğimizde onun haberi gelecekmiş gibi bekliyoruz. Bir yere gidemiyoruz. Hep gelecek bir haberi bekliyoruz. İnanmıyoruz ki bir türlü."

Tazminat için herhangi bir yere başvurmadığını hatırlatan Altıkulaç, bunun gerekçesini bulunmayan cenazeye bağladı.

Firmanın kendilerine her türlü maddi ve manevi desteği sağladığını, daha önce emekliliği dolan kocasının maaşını almaya başladığını kaydeden Altıkulaç, "Ben paranın değil, cenazemin peşine düştüm. Şirket bizi arayıp soruyor. Onlardan bir şikâyetimiz yok. Ama elimiz kolumuz uzun değil ki. Bir adım atalım. Günlerimiz umutsuzluk hali içinde geçiyor." diye konuştu.

Cesedi bulunmayan Ramazan Atlıkulaç'ın ağabeyi Hüseyin Altıkulaç ise kazada hayatını kaybeden Amerikan uyruklu Poul K. Johnson'a ait cesetin DNA testinin yapılması için resmi başvuruda bulunduklarını söyledi.

Altıkulaç, bu incelemenin sonuçlarını merakla beklediklerini aktardı. Maddi olarak değil, fakat manevi olarak çok yıprandıklarını dile getiren Altıkulaç, Türkiye'nin kaybolan bir cesedin bulunması konusunda aciz kaldığını ileri sürdü.

Türkiye'den giden kırım ekibinin Amerikalarca kabul edilmediğini savunan Altıkulaç, "Bir cenaze kaybolur mu? Ayrıca uçağın kara kutusu bulundu. Niçin sonuçları açıklanmadı. Ulaştırma Bakanlığı bu konuda sorulan soruları cevaplamıyor."

Altıkulaç'ın küçük kardeşi Erim Altıkulaç ise ağabeyinin Müslüman olduğu için cesedinin bulunmadığını iddia etti.

PİSTE 200 METRE KALA DÜŞÜRÜLMÜŞTÜ

Adana Şakirpaşa Havalimanı'ndan 9 Ocak 2007'de kalkan ve yolcularının büyük çoğunluğunu Türk işçilerinin oluşturduğu Aeriantur Havayolları'na ait Antonow-26 tipi uçak, Bağdat'ın 80 kilometre kuzeyinde Balad kenti yakınında bulunan ABD'nin Anaconda üssündeki piste 200 metre kala düşmüş, kazada 34 kişi hayatını kaybetmişti.

Uçak kazasında ölen Altıkulaç'ın cesedi bulunamıyor!

Yorumlar

isimsiz ~ 7 yıl önce
Evet o uçakta bir tek ramazan altikulacin bulunamadigi yegeniyim. Çok kötü dönem den geçtik herkesin cesedi bulunup bir tek dayimin ki bulunamaması bizi derinden sarsti. Bir mezari bile yok dua okucak bir mezari bile yok.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
naşit öner ~ 15 yıl önce
sizin doğrusunu bilmeniz için yazıyorum. o gün ben oradaydım. o üste çalışıyordum. uçak söylendiği gibi piste 200 m. kala düşmedi. çok yoğun sis olan bir gündü. büyük ihtimalle pisti göremedi. üssün dışında piste paralel konumda. üs sınırına 400-500 m. mesafede bir yere düşmüş. düşmeden önce meydanın üstünden alçak geçmiş fakat pist istikametinde değil. hatta arkadaşlarım bizim beton santralinin silolarına çok yakın geçtiğini söylemişlerdi. büyük ihtimalle de bu geçişin ardından düşmüş. çünkü o doğrultuda gidiyormuş. o uçaklarda emniyet kemeri falan yoktu. başka birinde koltuğun bir tarafına oturdum giğer tarafı havaya kalktı. böyle olmasaydı belki başka kurtulan da olurdu. o uçuştan sonra 737-300 ler geldi uçuş için. bilgilerinize.

Yanıtla

Kalan karakter 1000

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000