Ben yatar kalkar, 'Şöyle bir uçağa binsem de doyasıya içsem' derim. İnat ederim yani. Koltuğa oturur oturmaz seslenirim:
'Başlayalım hostes hanım. Şöyle bir çilingir sofrası kurunuz lütfen. Kavun, peynir, zeytinyağlı, beyaz leblebi, ne varsa artık... Susuz rakı... Yoksa viski. Müziğin sesini de açalım...'
10 bin metre yükseklikte kafa çekmenin keyfi bir başka oluyor yani.
THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu'nun açıklamalarını okuyunca 'İç hatlarda içki servisini kaldırmalarının nedeni benim gibi yolcularmış' dedim. Zaten tek eğlencemiz vardı: 300 milyon dolarlık uçaklara meyhane muamelesi çekmek! Onu da elimizden aldılar!
Kafam biraz karışmadı değil. İç hatta 'İçki içki' diye inleyen yolcu, dış hatlara çıkınca niye kibar oluyor? Bizim insanımız gariptir. Dışarı gidiyor ya ülkeyi temsil edecek. O yüzden alkollü eğlence kısmını pas geçiyor herhalde ki THY yönetimi dış hatlarda içki servisini kaldırmıyor!
Topçu diyor ki: 'Canım uçakta içmek zorunda mısınız? Erken gelin, VİP salonunda için...' İçki isteyen herkese 'Madem bu zıkkımı içiyorsun, biraz sabretsene' mesajı veriliyor.
Yahu hiç kimse uçağı kafa çekmek için kullanmaz. Biraz pahalı bir zevk olur aksi halde... Şu algıdan bir kurtulun. Pek çok insanın derdi açık: 'İç hatlarda benden business için aldığın paranın içinde içki de vardı. Şimdi kaldırdın. Bunu yaparken de mantıklı bir açıklaman yok. Tam tersi ideolojik bir tutumun olduğu hissine kapılıyorum' demeye başladı. İnatlaşma burada başlıyor.
Arabistan ve bazı Müslüman ülkelere yönelik uçuşlarda içkinin kaldırılmış olmasına ise takılmam.
Çünkü içkiyi kaldırdığınızda o ülkeler size daha çok uçuş hakkı veriyor. Bu hakkı kazanmak için içki servisini kaldırmak ekonomik bir tercih olabilir. Ancak 'Zıkkım için' tarzında konuşmalar, içki içenleri aşağılamaya yönelik yaklaşımlar, dost sohbetlerinde yapılabilir belki ama bu ülkenin gururu bir havayolunda yolculara yapılacak bir muamele değildir. Yolcuya alkolik muamelesi yapmak ayıptır... 2012 yılında 40 milyon yolcu taşımışlar, 28 yolcuya aşırı alkolden kelepçe vurmak zorunda kalmışlar! Milyonda birin altında yaşanan bir olayı bu kadar abartmanın anlamı var mı?
Yine de itiraf etmeliyim: Ne zaman Topçu'yu görsem, bir açıklamasını okusam aklıma içki geliyor... Durduk yere günaha giriyorum. Şair ne demiş: "İstanbul/kadın/deniz/içki/bir de o sihirli kelimeleri bir araya getirdi mi/of of"
Ben onu biraz şöyle değiştirdim. THY/uçak/içki/bir de Topçu sinir lafları/bir araya geldi mi/of, of...
NOT: Alkolü sadece sosyal içici olarak kullanan birisiyim. Alkol ile ilişkim ayda, yılda birdir. Ama her gece bir-iki duble rakı içen, ağzından tek bir küfür bile çıkmayan çok tanıdığım vardır. İçki içenlere alkolik muamelesi yapılmasına, içen herkes için 'Sapıtır, çevreye rahatsızlık verir' denmesine üzülüyorum. Yetişkin ve medeni insanlar nerede durması gerektiğini bilir. Çevreye verilen rahatsızlığın ise bedeli vardır. Kimsenin kimseyi terbiye etmesine gerek yok. THY yöneticilerine tavsiyem, işinizi çok iyi yapıyorsunuz, devam edin ve milletin sulanacak kanına karışmayın!
Yavuz Semerci / Habertürk
Yorumlar Tüm Yorumlar (28)