Uçuş millerini fırsata çevirme zamanı

Özellikle bu aylarda havayollarının kampanyalarını çok sıkı takip etmekte fayda var. Sektörün dinamizmiyle doğal olarak yenilikçi ve gelişimci olan havayolu işletmecileri, kriz dönemlerinde her zamankinden daha kreatif ve riski minimize etmek adına daha teşvikçi olmak zorundalar. Zira uçakları pist başı yaptığında mevcut boş koltukların her biri ciroya dönüştürülemeyen risk, yüzde 70'in altına düşen doluluk oranı ise zarar mesajlarını vermektedir.
Havayollarının 'mil programları' sunarak müşteri bağlılığı yaratma mazisi yaklaşık 30 yıl öncesine dayanıyor. Tabii ki artan rekabet sonucu özellikle son 10 yılda bu programlar zenginleşti ve çeşitlendi. Bayrak taşıyıcısı, günümüz tanımıyla network taşıyıcısı olan THY'nın mil programı üyesi olarak, uçuşlarımızın yanı sıra kredi kartı ile yaptığımız alışverişlerden de mil kazanıyor ve sonra bu millerle bedava uçma imkanına sahip olabiliyoruz. Hatta StarAlliance üyeliği sebebiyle bu milleri başka ittifak havayollarında da değerlendirebiliyoruz. Gerçi THY mil kazandırma konusunda başarılı ancak o milleri kullandırma konusunda muhafazakar bir havayolu sayılabilir. Mil programı uygulayan Pegasus, Atlas ve Onur gibi diğer havayollarımız da mevcut, fakat onların uzun menzilli (5-6 saat ve üzeri) uçuşları henüz yok.

Yolcular kazanılmış milleri sayesinde bedava bilet hakkından öte, ayrıca biletlerini üst sınıfa terfi/upgrade şansına da sahip oluyorlar. Özellikle uzun mesafeli uçuşlarda önem kazanan avantajlardan biri de ücret karşılığı ekonomi sınıfı bilet alarak millerle business class'a terfi edebilmek. THY'de mil ile özellikle ABD uçuşlarında upgrade olmak neredeyse imkansız ve kanımca son zamanlarda bazı yolcularını Frankfurt ve Münih bağlantısı ile ABD'ye uçan Lufthansa'ya kaybediyorlar. Dilerim ki dolulukların geçen yıl aynı aylara göre azaldığı şu günlerde THY'den sadık müşterilerini kaybetmemek adına millerini daha fazla kullandırmaya yönelik ataklar gelir. Aldığım e-mailler ve çevremden, yüz binlerce mile sahip olup ideal olarak değerlendirememekten şikayetçi birçok THY yolcusu olduğunu biliyorum.

PREMIUM SOLCU SAYISI DÜŞÜYOR

IATA'dan açıklanan verilere göre premium sınıf olarak adlandırılan business ve first class uçan yolcu sayısında bir önceki yıla göre yüzde 13 civarında bir düşüş söz konusu. Havayolları haliyle pazarın bu segmentini ayakta tutabilmek için değişik atak ve kampanyalar düzenliyorlar. Örneğin İngiliz Havayolları daha birkaç ay önce gidiş-dönüş 11,172 dolar olan New York-Londra uçuşunu, 14 gün öncesinde bilet alınması şartı ile vergiler hariç 1,800 dolara satıyor. Yanlış okumadınız, bu business class bilet fiyatında yaklaşık yüzde 80'lik bir indirim anlamına geliyor. Benzer örnekler başka havayollarında da mevcut.

Çoğu havayolu bu fiyat düşüşüne rağmen halen boş kalan business koltuklarına mil ile upgrade imkanını maksimize ediyor. Eninde sonunda bu kriz süreci sona erecek ve orta vadede müşterisini en fazla memnun etmiş, pazar payını minimum kaybetmiş olan havayolları daha kısa sürede maksimum kara ulaşacaklar.

ABD'de bugünlerde en popüler olan uçuş bileti sınıfı 'Y-UP'. Bilet en üst ekonomi sınıfı anlamına gelmekle beraber eğer uçuşun business sınıfında yer var ise yolcuyu son anda upgrade ediyor. Özellikle şirketlerinin ekonomik tedbirleri gereğince ekonomi sınıfında uçmak durumunda kalan çoğu üst düzey yönetici için bu uçuş bileti sınıfı biçilmiş kaftan oluyor.

Zayıflayan bir ekonomide tüm tüketicilerin minimum nakit veya nakit yerine mil kullanmalarını doğal karşılamak gerekiyor. İşin gerçeği havayolları bu milleri yolculara bedavadan kazandırmıyor, aslında yolcular havayolu veya grubuna bağlı kalarak bir yatırım yapmış oluyor. Bugünlerde ise havayollarının konuyu pazar payını korumaya yönelik fırsat olarak değerlendirmeleri gerekiyor.

Business ve First class sınıfına talebin azalması, Lufthansa gibi bazı havayollarının uçak koltuk konfigürasyonunda değişikliğe gitmesine sebep olmuş durumda. Boeing 747-400 modellerinde Lufthansa, 14 business class koltuğu 36 ekonomi sınıfı ile değiştirerek koltuk maliyetini azaltmanın yoluna gidiyor. İşte tam bu noktada, aklıma 'THY'nin yeni başlattığı first class uygulaması acaba ne kadar devam edecek?' sorusu takılıyor. Sonuç itibarıyla en pahalı koltuk boş koltuktur, ancak boş bir business ve/veya first class koltuk her zaman daha pahalıdır.

Tolga Turgut/Aksam