Tarih sayfaları 3 Mart 1974 Pazar gününü gösteriyordu...
Türk Hava Yolları'nın İstanbul-Paris-Londra seferini yapacak olan TK981 uçuş sayılı ve TC-JAV kuyruk tescilli uçağı, İstanbul'dan az sayıda yolcu ile sorunsuz kalkış yaptı. Öğlen saatlerinde Paris’e indi. Bu sırada Paris’te çok yoğun saatler yaşanıyordu. Paris’te Fransa-İngiltere arasında yapılan rugby maçını izleyen İngiliz yolcular BOAC(British Overseas Airline Company) pilotlarının grevi yüzünden boş uçak bulamıyorlardı. Neredeyse boş olan ve kısa zamanda yolcuları Londra’ya götürecek olan THY uçağı onlar için bir şanstı.
Yer hizmetlerinde görevli olan Cezayirli bir bagaj görevlisi İngilizce bilmediği için uyarıyı okumayarak uçağın kapı kolunu abanarak kapatmıştı. Kapı, kokpitteki göstergelerde kapalı olarak görünüyordu. Halbuki abanmayla içerideki demir menteşeler yamulmuş ve kapı düzgün kapanmıştı.
Kargo kapısı düzgün kapanmayan Ankara adlı THY uçağı, 333 yolcu ve 13 mürettebatıyla güneşli Pazar gününde Paris Orly Havalimanı'ndan kalkış yaptı. Uçak kalkıştan bir kaç dakika sonra yerdeki radarda 7000 feette önce ikiye ayrıldı bir parçası geride kayboldu diğer parçası ise devam ederek kayboldu.
Daha sonra dinlenilen CVR (Cockpit Voice Recorder) yani kara kutu kayıtlarına göre kalkıştan bir kaç dakika sonra kabinden büyük bir patlama sesi geliyor ve pilotlar 77 saniye boyunca komutlarına cevap vermeyen bu uçağı kontrol etmeye çalışıyorlar ama başarmıyorlardı. Kaptan pilot Nejat Berkoz’un çabaları yetersiz kalıyordu.
Peki, ne olmuştu?
Uçak aynen Chicago'da ki gibi basınçlı irtifaya ulaştığında yine kapı açılmış ama bu sefer uçağın ağır olmasıyla patlamış, patlamanın etkisiyle 2 adet 3'lü koltukta oturan 6 kişi 7000 feetten aşağı düşmüş ve asıl enkazın 15 kilometre gerisinde bulunmuştu. Uçak, bundan sonra kapıyla beraber yok olan hidrolik kabloların yokluğunda 7000 feetten saatte neredeyse 820 kilometre bir hızla yere doğru yönelmişti.
Uzun süre kokpitte uçağı kurtarmak için çaba gösteren kaptan pilot, son anda motorlarda ki hızı maksimuma getirip uçağı kanat gerisinde ki kontrollerle düzleştirmeyi başarmış ama bunu sırada uçak yere 100 metreden az bir mesafede ve hızını kesmeden düşüşüne devam ediyordu.
Uçak, Paris’in kuzeyindeki Ermenonville ormanının orta yerine düşmüş, tam anlamıyla paramparça olmuş ve enkazdan geriye en korkunç savaşlarda bile görülemeyecek bir manzara çıkmıştı.
Bazı insanlar uçağın düştüğü Ermenonville ile Ermeni terörünü ilişkilendirmiş ve sabotaj iddialarını desteklemişlerdi. Çünkü sabotaj olasılığı o dönemde saçma bir ihtimal değildi. Nitekim uçaktan bir patlama sesi gelmiş ve infilak eden bir enkazdan bahsedilmişti.
Bu olaydan sonra DC-10 tipi uçakların kapı bölmeleri tamamen değişti.
346 kişinin hayata veda ettiği bu kaza, o güne kadar Dünya Sivil Havacılık Tarihi'nin en büyük kayıplı uçak kazasıydı. Bu kazadan 3 yıl sonra ise bu kötü rekor, 27 Mart 1977 tarihinde Santa Cruz de Tenerife'de bir Pan-AM'a ait B747 ile KLM'e ait B747'nin pistte kafa kafaya çarpışmasıyla 583 kişinin hayatını kaybetmesiyle kırılacaktı.
Havacılık camiasının bir daha bu tür büyük acılar yaşamaması dileğiyle AirportHaber Ailesi olarak ölenlere Allah'tan rahmet diliyoruz...
İşte dünyaca ünlü belgesel kanalı National Geographic tarafından hazırlanan, THY'ye ait uçak düşmeden yalnızca 2 yıl önce yaşanan olayı da içeren ve büyük bir ihmal sonucu meydana gelen o kazaya ilişkin "uçak kazası raporu" belgeseli:
Yorumlar Tüm Yorumlar (15)