Bugüne kadar tüm uçak yolculuklarımı hep Kıbrıs Türklerinin bir kurumu olan KTHY ile yaptım. Ancak KTHY’nın uçmadığı hatlarda yolculuk yapmışsam mecburiyetten başka bir havayolu ile uçtum. KTHY’nı tercih etmem ne Kıbrıs Milliyetçiliğidir, ne ırkçılıktır. Toplumların ancak sahip oldukları kurumlarla birlikte var olabileceklerine olan inancımdandır.
Bugün Kuzey Kıbrıs gerçeğine baktığımız zaman Kıbrıs Türkleri siyasi iradelerinin yanında sahip olduğu sermayesini ve iş gücünü de kaybetmektedir. Böylesine bir gidiş ise, Kıbrıs Türklerine kendi vatanlarında bırakınız azınlık olmayı, yok olmayı getirecektir. Bundan dolayıdır ki elimizde çok az kalan kurumlarımıza sahip çıkmalı, onları kollayıp güçlendirmeliyiz.
Bu konuda yerel basınımıza da çok büyük görevler düşmektedir. Örneğin KTHY’nın sebebi ne olursa olsun bir rötarını manşetlerine çekmekte ve KTHY’nı yerden yere vurmaktadırlar. Ayni şekilde rötar yapan özel havayolu şirketlerinin rötarlarını ise sıradan ve önemsiz bir haber gibi vermektedirler. Bu durum ise bence kendi ayağımıza kurşun sıkmakla eş anlamlıdır.
Geçtiğimiz hafta bir turizm acentesinin bir yurt dışı turuna katıldım. Herşey acente tarafından organize edildiği için uçacağımız havayolunu seçme şansımız yoktu. Nitekim Ercan’dan İstanbul’a ve İstanbul’dan son destinasyona Pegasus Havayolları ile uçtuk. Ancak İstanbul’da aynı havayolu olmasına rağmen uçak değiştirdik. Bu uçak değiştirme sırasında bazı yolcuların bagajları İstanbul’da kaldı. Bagajlarına şans eseri ancak ertesi gün kavuşabildiler.
Ercan İstanbul arasında uçakta yapılan tüm ikramlar paralı idi. Örneğin küçük bir şişe suyun fiyatı 1 Euro idi. Sandüviç fiyatı ise 5 Euro idi. Her türlü kutu meşrubatın da fiyatı 2.5 euro idi. Yani beş yıldızlı otel fiyatları ile satış yapılıyordu. Hostesler satış ve tahsilât yapmaktan fırsat bulup yolcularla ilgilenemiyorlardı. İstanbul’dan sonraki destinasyonumuz 3.5 saat olduğu için kalkıştan hemen sonra yine paralı yiyecek ve içecek servisine başlandı. Yemek mönüsünün fiyatı 11 euro idi. Yani TL olarak 24 lira idi. Yiyecek içecek servisinden hemen sonra yiyecek ve içeceklerden arta kalanlar yolculardan toplanmadan, sözde duty free satışlara başlandı. Bu satışlarda sigara, viski ve parfüm gibi duty free shoplarda alabileceğimiz eşyalar satılmaya başlandı. Yanlış veya eksik tahsilât yapar korkusu ile uçuş personeli tedirgin ve gergin idiler. Yiyecek ve içeceklerini bitiren yolcular önlerindeki masalarında duran artıkların alınması için bir saattan fazla beklemek zorunda kaldılar. Tabii ki haliyle de hiçbir yolcu kabin personelinden hiçbir ilgi ve yardım göremedi.
Dönüş yolunda da ayni durum yaşandı. İstanbul’a indiğimiz zaman ise bizi rötar şoku bekliyordu. İki saat rötar yapacağı uçuş panolarında yazılmasına rağmen tam üç saat rötar yapıldı. Bu rötarı izah edecek ne bir yetkili bulunabildi ne de bir özür dilendi. Cebinde parası var veya yok yolcular havaalanında kendi kaderlerine terk edildiler.
Anımsatmakta yarar vardır ki KTHY’nın rötarlarında yolculara havaalanında KTHY tarafından ikram yapılır. Halbuki özel havayolu Pegasus üç saatlık rötardan sonra bir küçük şişe suyu size uçakta 2.5 liraya satar.
Uçağa alındığımız sırada bizi karşılayan kabin görevlisi bayanlara, şaka yollu, bu gecikmeden dolayı ikramların şirketten olacağını söylediğim zaman bir “Ah keşke” deyişleri vardı ki inanın onlara acıdım. Çünkü yukarıda da değindiğim gibi satış sırasında eksik tahsilât yapmamak için kabin memurları çok gergin ve stresli oluyorlar. Çünkü açık verdikleri zaman herhalde maaşlarından bu açıklar kesiliyordur.
Bizim uğradığımız 3 saatlik rötar bizim yerel gazetelerimizde haber olarak yer almadı. Onun için ben diyorum ki Kıbrıs’taki hava taşımacılığında bir denge unsuru olan ve her türlü engele rağmen bize hizmet veren öz kuruluşumuz KTHY’na sahip çıkalım. Düşünün ki KTHY varken bile uçak içerisinde 5 yıldızlı otellerin fiyatlarından bile pahalı fiyatlarla size sözde hizmet sunan özel havayolları KTHY olmasaydı bakalım daha ne icatlar çıkaracaklardı.
KTHY’nın karşılaştığı zorluklara bir örnek olarak size Hatay’a yapılan seferleri hatırlatırım. Hatay’a uçuş için TC Sivil Havacılık’a uçuş için ilk izin müracaatında bulunan havayolu şirketi KTHY’dır. KTHY’na bu izin verilmezken KTHY’ndan sonra izin için müracaat eden THY ve Pegasus Havayolları’na Hatay’a uçuş izni verilir. THY ve Pegasus Hatay’a uçmaya başladıktan sonra KTHY Adana ve Gaziantep seferlerinde yolcu kaybetmeye başlar. Bu arada birileri çıkıp bizi yönetme iddiasında bulunanlara “kurtulun şu kamburdan” diye de akıl yollu talimat verir.
Onun için çok az sayıda kalan kurumlarımıza Kıbrıs Türkleri olarak yeniden yineliyorum sahip çıkalım.
Özgün Kutalmış
Kıbrıs POSTASI
Yorumlar Tüm Yorumlar (9)