İŞTE TÜRKLER'İ UÇURAN O EKİP

Türk Hava Yolları’nın milli paraşütçü ve basketçileri bir araya getiren yeni reklam filmini yaratan ekip: “Her şey doğal olsun diye ekipleri çekimden önce tanıştırmadık. Filmdeki selamlaşma sahnesi bile gerçek”.

Türk Hava Yolları’nın “Türkler Uçuyor” isimli yeni reklam filminde milli basketbolcu ve paraşütçülerimiz birlikte rol alıyor. Paraşütçüler basketçilerin antrenmanına gidip onlardan basket tüyoları alıyor, ardından da gökyüzünde basket oynuyorlar.

Birkaç gün önce yayımlanmaya başlayan film Rabarba digital reklam ajansı tarafından hazırlandı. Yönetmen koltuğunda da gazeteci Haluk Şahin’in oğlu Emre Şahin oturuyor. Biz de 14 bin feet (4 bin 300 metre) yükseklikte çekilen reklamın arkasındaki ekiple buluştuk ve gökyüzündeki smaçların hikayesini dinledik.

Türk Hava Yolları (THY) için çektiğiniz, milli basketbol ve paraşüt takımlarımızın yer aldığı reklam filmi yayımlanmaya başladı. Bu proje nasıl oluştu?
Serdar Saban: Türk Hava Yolları bizden internet sayfalarını hareketlendirecek yeni bir çalışma istedi. Biz de milli basketbol takımımızın sponsoru oldukları için onları da kullanmak istedik. Sloganımız da “Türk Hava Yolları Türk basketbolunu göklere taşıyor”. Göklere çıkarma meselesini nasıl görsel hale getiririz diye düşünürken de ortaya bu fikir çıktı.

Bu daha önce hiç denenmemiş bir şey mi?
Serdar S.: Adamlar serbest düşüşü arabayla bile yapmışlar ama daha önce serbest düşüş sırasında basket oynanmamış. Biz de arabayla oluyorsa potayla niye olmasın dedik. Türkiye’de en çok atlayış sayısına sahip, uzman paraşütçülerle çalıştık. Hepsi milli sporcu.

Çekimler nerede yapıldı?
Fikret Manoğlu: Türkiye’de böyle bir çekim yapmak istiyorsanız seçenekleriniz Eskişehir, Ankara, Kayseri ve İzmir. Biz Kayseri’yi tercih ettik çünkü en geniş iniş alanı oradaydı.
Arın Kahyaoğlu: İTÜ Uçak Mühendisliği Bölümü ile konuştuk, onlardan hesaplamalar hakkında yardım aldık.
Serdar S.: Sonuçta serbest düşüş büyük bir hesap meselesi. Minicik bir fark düşüş hızınızı etkileyebiliyor. Kaldı ki biz bu adamlardan ellerinde top ve pota ile atlamalarını bir de düşerken smaç basmalarını istedik. O pota da toplar da özel olarak üretildi. Ağırlıkları ne kadar olacak, düşme hızını nasıl etkileyecek hepsi hesaplandı.

Neler değiştirildi?
Serdar S.: Pota normal basket potasından biraz daha ufak, çemberse aynı boyutta. Topun çarptığı tabela şeklindeki kısım yani panya rahat taşınabilmesi için küçültüldü ve içi boşaltıldı.
Arın K.: Malzemeleri Ankara’da uçaklar için malzeme üreten bir firmadan temin ettik. Malzemelerle yaptığımız deneme atlayışları da iki günümüzü aldı.

Çekim sırasında aksilik yaşandı mı?
Serdar S.: Birçok kişi “Bu işi havada uçma efekti yaratan rüzgar tünelinde yapsanıza” dedi ama kabul etmedik. Çıkış noktamız işin gerçekçi olmasıydı. Bu yüzden risk aldık. Yaşadığımız aksiliklere gelince: Paraşütçülerimiz İzmir Efes’te antrenman yaptıkları için Kayseri’ye alışma zorluğu yaşadılar. Düşüş mesafesi, hızı, rüzgarın yönü farklıydı. Sert düşüşleri oldu. Hatta son gün bir arkadaşımız dizini diğeri de kolunu sakatladı.
Emre Şahin.: Bir keresinde de smaç basınca pota kırıldı ve paraşütçünün yüzü kesildi.
Arın K.: Stüdyoda çeksek arkaya
İstanbul manzarası bile yerleştirebilirdik. Paraşütçüler İstanbul’un üzerinde de smaç basabilirlerdi ama istemedik.

“Atlayışlarda oksijen maskesi bile taktım. Az kalsın aşağı düşecektim”

Filmi uçaktan yönetmişsiniz. Zorlandınız mı?
Emre Ş.: Uçakta olmak garipti tabii. Bir de paraşüt uçaklarında koltuk falan yok. Adamlar patır patır atlıyor, siz öyle kalıveriyorsunuz. Kapı açılınca hemen kenara tutundum, az kalsın düşüyordum. Kısacası zorlandım, hatta bazı atlayışlarda oksijen maskesi takmak zorunda bile kaldım ama ortaya güzel bir iş çıktı.

10 kez deneme atlayışı yapıldı
* Hazırlık iki ayı buldu, çekimler ise beş gün sürdü.
* 10 kez deneme atlayışı yapıldı.
* Reklama özel pota ile 26, 16, 7 ve 3,5 kilogramlık toplar üretildi. Deneme atlayışları yapıldı.
* En iyi sonuç yani ideal düşme 7 kg’lik toplardan alındı ve reklamda onlar tercih edildi. Toplamda 84 top kullanıldı.