Dün THY Genel Müdürlük binası önünde şirketin aldığı son kararları eleştiren Hava İş Sendikası; Kararların geri alınması çağrısını sürdürdü.
Hava İş Sendikası Genel Başkanı Ali Kemal Tatlıbal'ın dün Türk Hava Yolları Genel Müdürlük binasında yaptığı basın açıklamasının tamamı:
Değerli basın mensupları, havacılık sektörünün kıymetli çalışanları, güzide üyelerimiz, kıymetli stk başkanlarımız, bu yağmurlu hava da bize destek vermeye gelen temsilcilerimiz, gönül verenlerimiz, misafir sendikalarımız… hepinize hoş geldiniz safalar getirdiniz diyorum.
bugün burada daha 6-7 ay önce akdettiğimiz 26. dönem toplu iş sözleşmemize riayet etmeyen, çalışan emekçi arkadaşlarımızın elde ettiği kazanımları çeşitli bahaneler göstererek özellikle tasarruf tedbiri adı altında elinden almaya çalışan thy yönetimine dur demek ve hava-iş olarak, üyelerimizin yanında olduğumuzu daha gür bir sesle duyurabilmek adına toplanmış bulunmaktayız.
toplu iş sözleşmesinin imza tarihinden bugüne dek thy yönetimi ısrarla ve inatla hukuka aykırı bir takım uygulamalarını devam ettirmektedir. emekçi arkadaşlarımızın özverili çalışmaları, aidiyet duyguları ve yaptığı fedakârlıklar hiçe sayılmakta, işveren, yönetim hakkını kötüye kullanarak arkadaşlarımızın tüm kazanımlarına göz dikmektedir.
işverenin bu kötü niyetli tutumu, çalışma koşullarında yaptıkları aleyhte düzenlemeler ne yazık ki çalışan arkadaşlarımızın motivasyonunu düşürmekte, uçuş güvenliğini tehlikeye sokmaktadır.
tasarruf tedbirleri ve şirketin kâr marjını yükseltme gayesi, çalışanların emeğini gasp ederek olmaz. emeklerinizi gasp etme girişimlerine biz her zaman ve her koşulda dur dedik ve demeye de devam edeceğiz. şirket yönetimi eğer kâr marjını yükseltmek istiyorsa bunu önce kendi icratlarında göstermeli, kendi bünyesinden tasarrufa başlamalı, kendi harcamalarını kısmalıdır. gereksiz yere ihdas edilen kadrolar kapatılmalı, fazladan yönetici çalıştırmak bırakılmalıdır. bir takım gerekçelerle görevden aldığı ve almak zorunda kaldığı yöneticilere hala gizli görev adı altında aynı maaşları ve makam araçlarını vermekten vazgeçmelidir. lüks harcalamaları kısarak, emeğin ve alın terinin karşılığını vermelidir.
ortaklık, kamuoyu aydınlatma platformuna 560 milyon dolar kâr açıklıyor. işletme bu kadar kârı kimden elde etti sanıyorsunuz? bu; çalışanın, emekçinin, emeğinden çalarak 40-50 senedir hak ettikleri sözleşmeleri ve kazandıkları hakları gasp etmektir. pazar mesaileriyle, otoban paralarıyla, yol masraflarını keserek buradan gelen birikimi borsaya 560 milyon dolar kâr olarak göstermeyle olmaz. gerçek kâr, işçiyle beraber kazandığın, işçiyle beraber sırtladığın kârdır.
geçtiğimiz hafta tüm uçucu arkadaşlarımızın pazar mesailerine göz dikilmiştir. daha ne kaldı? bundan sonraki aşama nedir? ikramiyelerimize mi göz dikeceksiniz? devletimizin ülkemize, milletimize ve bize hediye ettiği bu güzide havalimanını çalıştıralım diye, kucaklayalım diye, bizlere verdiği şirketi, bazı basiretsiz yöneticiler, adeta bakkal yönetir gibi yönetmektedir.
cuma günü yaptığımız açıklamada birçok konuya temas ettik. ancak buradan yine sesleniyorum. ulaşım maliyetlerindeki artışın çalışanlardan alınması, mesailerin alınması, kazanılmış hakların elden alınması ile şirket kâr edemez.
işçinin hakkını çalarak, gasp ederek kâr göstermeyin. işletmede asıl düzen nedir? edinilen kârdan önce satılan mal maliyetini düşersin, personel maliyetini düşersin, ondan sonra kalan kâr senin gerçek kârındır. personelin hakkını keserek kâr edilmez. bu göz göre göre kul hakkı yemekten başka birşey değildir. özellikle de gençlik yaşlarından bu yana haramı-helali çok iyi öğrenmiş bazı yöneticilere sesleniyorum. dışarıda “biz bu hakları çok iyi savunuruz, biz haramı-helali iyi biliriz” demeyi bilenlere sesleniyorum. şimdi yediğin kul hakkı değil de nedir?
buradaki tüm emekçi kardeşlerimize ve hava muhalefeti sebebiyle burada olamayan tüm arkadaşlarımıza sizlerin vasıtasıyla duyuruyorum ki: bu iş sadece burada kalmayacak. hukuki mücadelemizi de sürdüreceğiz. bugün itibariyle tüm yasal süreç başlamış bulunmaktadır. eğer bu hafta sonuna kadar bu keyfi uygulamalardan geri dönmezlerse, biz de kendi alanımızda her türlü tedbiri alacağız ve burada hem işverene hem de dünyaya ıspat edeceğiz.
kıymetli üyelerimiz siz varsanız biz varız ve biz büyük bir aileyiz. sizleri, emeklerinizi korumaya ve thy’nin bu tutumunu devam ettirmesi halinde sendikanızın yanında durmaya davet ediyorum.
buradaki haksız uygulamalar karşısında sadece uçucu arkadaşlarımızın değil, kâr etmek adına yerde çalışan tüm arkadaşlarımızın da emeğine göz dikilmiştir.
thy yönetimi tarafından son dönemde tüm arkadaşlarımızın sözleşmeyle kazanılmış mazeret haklarının kullandırılmamasına senin hakkın yoktur.
tüm kadrolarda çalışan arkadaşlarımız için unvan ve kadro sorunu yaşanıyor. maalesef adaletsiz biçimde kafalarına göre mühendis alıp, kafalarına göre uzman alıp, kafalarına göre ‘’senin kaşını gözünü beğenmedim seni memur yapıyorum diyen’’ zihniyete buradan bir kez daha dur diyoruz. burada, liyakat yani ehliyet zincirine uyulmalı, kim hak ediyorsa hak ettiği şekilde konumlandırılmalı diyoruz. kendi tanıdıklarına, eşine dostuna, makam verip de bir gücü olmayan, kaşını gözünü beğenmediğin kişileri en alt kademede çalıştırma hakkına sahip değilsin.
değerli arkadaşlar bizler hancıyız, yöneticiler ise yolcudur. biz daha önce ne yöneticiler gördük, kaç yöneticiyle, kaç yönetim kurulu başkanı ile çalıştık, kaç personel başkanıyla çalıştık, kaç genel müdür, kaç genel müdür yardımcısı gördük bundan sonra da görmeye devam edeceğiz. bu arkadaşlar giderken arkalarından allah rızası ile anılsınlar. bela ile haram ile anılmasınlar. o yüzden bir kez daha buradan uyarıyorum: kul hakkı yemeyin, kul hakkı yemeyin, kul hakkı yemeyin.
maalesef bu arkadaşların ticari faaliyetler ile ilgilenmekten şirketle ilgilenecek vakitleri kalmamıştır. bu işler milyonlarca euroluk evlerde oturarak, keyfi uygulamalarla, lüks otomobillerle, istasyonlara gidipde s350 leri görüp “nerde benim maybach ‘ım” diye benim üyemi azarlayarak çözülmez. mıchelın yıldızı… nedir mıchelın yıldızı? size soruyorum. neymiş efendim mıchelın yıldızı olmayan yerde bizim beyimiz yemek yemezmiş. kendin mıchelın yıldızlı restoranda yiyorsun ama bu arkadaşların dürüm paralarını çalıyorsun. önce kendin vazgeçeceksin lüksünden, önce kendin dur diyeceksin harcamalara.
personele yapılan zamma bakın, zamma rağmen her çalışanın kaybı yılda ortalama 1 maaş. zammı kaşıkla verip kepçeyle alıyor. ondan sonra da niye kaçıyor bu personel? sen bu uçakları uçuran kabiniyle, kokpitiyle, yeriyle, valiz taşıyanından, uçak altında bekleyen arkadaşıma kadar hakkını çalma, biz de seni sırtlayalım, taşıyalım.
biz thy ‘nin düşmanı değil asıl sahibi, asıl bekçisiyiz. sizler gelip geçicisiniz ama bizim üyelerimiz burada kalıcıdır. gün gelecek sizler gideceksiniz, ama üyelerimiz yine buradan ekmek yemeye devam edecektir. o yüzden haddinizi bilin adaletle hükmedin.
son olarak bu hafta sonuna kadar yönetim eğer yaptığı bu keyfi uygulamaların önüne geçmezse, adaletle hükmetmeye başlamazsa, bu iş burada kalmayacak, daha büyük kalabalıkla, daha önemli açıklamalarla geri döneceğiz.
biz burada sadece kazanılmış hakkımızı gasp eden bazı basiretsiz yöneticilere mesaj vermek için bulunuyoruz. ancak şunu da belirtmek istiyoruz ki, eğer ki bu uygulama devam ederse, standart operasyon prosedürüne döneriz. buradan son kez uyarıyorum standart operasyona zorlamayın bizi. burada birlik yok sananlar, konu adalete, hak gaspına gelince görün bakalım nasıl birlik sağlanıyor nasıl aidiyet sağlanıyor?
değerli arkadaşlar bir sonraki toplantıda inşallah hava daha iyi olur. sizleri bu sebeple daha fazla yormak istemiyorum. öncelikle buraya gelen basın mensubu arkadaşlarıma, tüm stk başkanı ve üyelerine, anadolunun dört bir yanından gelen arkadaşlarıma, değerli parti yöneticilerimize, temsilcilerimize, yönetim kurulumuza ve değerli tüm üyelerimize teşekkürü borç biliyorum. sendikamız adına müteşekkiriz ve desteğinizi bekliyoruz. sop (standart operasyon prosedürü) için lütfen işaretimizi bekleyin diyor, sizleri allah’a emanet ediyorum.
direne direne kazanağız..!
Yorumlar Tüm Yorumlar (33)