Türk Hava Yolları önceki yazıma tepki gösterdiği için yazıyorum: Ben havalimanına her zaman erken giderim. Biraz da uçak korkumu yenmek için... Aslında pilot olmak istemiş, Hava Harp Okulu sınavlarını kazanamayınca çok ağlamıştım.
Meğer ben yüksekten korkuyormuşum.
Bu pazartesi günü dönüş için saat 15.55 İstanbul-Ankara uçağında yer almıştı bizim Leyla.
Atatürk Havalimanı'na biraz fazla erken gittiğim için, erken gideyim diye 15.00 uçağına çevirdim biletimi...
Filmdeki biniş kartında yazılı 404 numaralı kapının önüne, yüzüm kapıya dönük oturdum ki binen olursa haberim olsun.
Benden başka kimse yoktu bekleme salonunda...
Muhterem karımı aradım o, "Bir tuhaflık var... Yine Sivas uçağına binmeye kalkma... Duvarlarda asılı hani televizyon gibi ekranlar var kapıları yazan, en sağlamı oraya bak" dedi.
Baktım; değiştirmişler kapıyı; 105...
Koştum...
Evet, Ankara yolcuları oradaydı.
Muhterem karım yeniden arayıp "Bir sandalye bul, salondaki o ekranın karşısına otur, gözünü ayırma..." dedi.
Zaten uçak peş peşe rötar yaptı.
Bu arada biletimi iptal ettirdiğim 15.55 Ankara uçağı (TK 130) kalktı...
Erken gideyim diye biletimi çevirdiğim 15.00 uçağı ise kaldı...
Meğer ben biletimi gitmemeye çevirmişim...
Otomobille 3.5 saatte gittiğim İstanbul'dan uçakla 5.5 saatte dönünce aklıma deve geldi.
Bu devenin ısıydı...
Uçaklar iyi uçsun diye apronda deve kesen zihniyetin, uçaklara denk gelen kısmıydı sadece...
Koca Türkiye'nin durumu da aşağı yukarı böyle bir şeydi zaten: Gitmemeye bilet kesmek...
Bekir COŞKUN
HABERTÜRK
Yorumlar Tüm Yorumlar (33)