Uçuş kalitesi ve kabin içi hizmetleriyle zaten bir global marka olan THY bunu çok önemli bir adım atarak pekiştiriyor.
THY, Barselona takımına resmi sponsor oluyor. Bir Türk markasının kendisine duyduğu güvenin bir göstergesi olan önemli bir futbol takımına sponsorluk adımı yarın atılacak resmi imzalarla anlaşmaya bağlanacak...
Biz bir grup gazeteci olarak bu bence önemli olan adıma şahit olmak için dün akşamüstü Barselona'ya geldik.
Ayağımızın tozuyla da THY'nin resmi sponsoru olacağı Barselona takımının Sevilla ile maçını izlemeye gittik.
Benim için maçtan ziyade bir Türk markasının sponsoru olacağı takımı görmek ve orada bulunmak önemliydi.
Yarın da imza töreni ve bir kokteylden sonra İstanbul'a geri dönüyoruz.
THY, yönetiminin kalitesi nedeniyle global trendleri en iyi yakalayabilen Türk markalarından bir tanesi.
Ben tecrübeli bir uçak yolcusuyum. Yıllardır Amerika'ya yaptığım seyahatleri alt alta koyup kilometreleri toplasanız herhalde olağanüstü bir rakam çıkar ortaya.
Amerika'ya yabancı şirketlerin uçaklarıyla da uçtum ve rahatlıkla diyebilirim ki THY'den duyduğum hoşnutluğu ve tatmini diğerlerinde katiyen bulamadım.
Son derece kaliteli ve zevk sahibi bir insan olan Atilla Doğudan'ın THY de dahil birçok önemli uçak şirketine kabin içi ikram hizmeti veren şirketi Do&Co'nun Viyana'daki merkezini ve yemek fabrikasını gezdikten sonra THY uçaklarındaki lezzet farkının nereden kaynaklandığını çok daha iyi anladım.
Do&Co'nun Viyana'daki otelinde hayatımda yaşadığım en keyifli gecelerden birini geçirdim. Lezzet kalitesine bu kadar fazla önem veren bir insanın otelinin restoranındaki kalite ise 3 yıldızlı Michelin restoranı düzeyindeydi.
Amerika ve Avrupa uçuşlarında THY'nin neler yaptığını yakından biliyorum. Ama doğu yönüne doğru uçuşlardan bihaberim.
Tecrübeli yolcu olmak iddiamın arkasında tam durabilmem için İstanbul'da bir gün dinlendikten sonra Uzakdoğu'ya uçacağım. Hong-Kong'a gidiyorum. ETS Tur, kısa süre içinde Hong-Kong, Bangkok ve Singapur'u güzelce görebileceğimiz bir program düzenlemiş. Turumuzdan da size ilginç raporlar verebileceğimi anıyorum.
Aptallığım resmen belgelendi
Bu arada benim gerçek bir aptal olduğum da sonunda resmen belgelendi.
Ben Tayland'a giderken yanına karısını ve çocuğunu da özgür iradesiyle götürmekten mutlu olabilen ilk ve son Türk erkeği olarak tarihe geçiyorum.
Buna özetle; 'Aptal olarak tarihe geçiyorsun' da diyebilirsiniz tabii ki.
Bu aptalınızı özleyeceğinizi düşünüyorsanız fazla üzülmeyin. Çok kısa süre sonra seyahatlerde yaşanan komik hikayelerle karşınızda olacağım.
Tyler Brule ve ben
Bİr gelişme daha var; onu da söylemeliyim. Bilmem farkında mısınız, ben hızla MONOCLE dergisinin yayın yönetmeni Tyler Brule'nin yaşam stiline benzer yaşam stili edinmeye başladım.
Son yılların parlayan medya yıldızı olan Tyler Brule, hızlı yaşamasıyla ünlüdür. Hafta içinde birkaç gün Londra'da biraz da Tokyo ve New York'ta yaşar, bunlardan yorulmaz, aksine keyif alır. Bu kadar fazla seyahat onun zekasını açıyor.
Pek umudum yok ama inşallah bu kadar fazla seyahat sonunda imkansız denilen belki olur, benim de zekam açılır.
Bunu garantiye almak için Uzakdoğu dönüşünden birkaç gün sonra Washington'a da uçmayı planlıyorum.
Bu kadar uzun mesafe uçuşundan sonra, bu kadar fazla zaman farkı yükünü üstlenmek nedeniyle ya çok zeki bir insan ya da ölü ama zeki bir insan olacağım.
Son olarak uzun uçuşlardan dolayı oluşan zaman farklıklarının vücudun üzerine etkileri üzerine (jet lag) ünlü komedyen Henny Youngman'ın yaptığı bir espriyi naklederek yazıma son veriyorum. 'Londra'dan Amerika'ya uçtum. 6 saatlik bir fark var. Kafam hala daha karışık. Restorana gidince kendimi seksi hissediyorum. Yatağa yatınca ise acıkıyorum.' Ben buna da razıyım. Bir yerde kendimi seksi hissedeyim de bu nerede, saat kaçta olursa olsun fark etmez. Hayatta hiç olmazsa bir kez ben de tadayım seksi olmanın nasıl bir duygu olduğunu. Ne olur ki?
Serdar TURGUT
AKŞAM
Yorumlar Tüm Yorumlar (13)