Sen Bağlısın, Ama İş Yerinin Sana Ne Kadar Bağlı Kalacağını Bilemezsin

    Çok beğenilenler

  • özen 09 Temmuz 2018, Pazartesi 10:42:18 güzel düşünülmüş ve özenle kaleme alınmış bir yazı. teşekkürler. 0
  • vefa 09 Temmuz 2018, Pazartesi 19:32:25 THY de 25 yildan fazla hizmet verdim, basarili oldugumu dusunuyorum. Emekli olurken yoneticilerden biri dahi hayirli ugurlu olsun demedi, cunku kendilerinden olmadigimi biliyorlardi. THY de bu kultur yerlesdi, bunda yoneticilerin katkisi cok, ayip ediyorlar. 1
  • Tüm yorumlar

  • IST 15 Temmuz 2018, Pazar 11:03:36 Şirket isimleri vermeden yazacağım. Ancak şu kadarını söyleyeyim bahsi geçen tüm şirketler Türkiye'nin en büyükleri arasında. Önce bir telekomünikasyon firması olan şirketimden bahsedeyim: Çok hevesli ve genç yaşımın verdiği açlıkla işe başladım. Kısa süre sonra terfi imkanları çıktı karşıma. Sınavlar, mülakatlar, ufak tefek torpiller arasından sıyrıldım ve ilk terfimi aldım. Ertesi gün, daha 24 saat geçmeden bana yöneltilen ilk soru " torpilin kim?" oldu. Aslında o gün anlamalıydım ama işte gençlik ve tecrübesizlik arasında görmezden geldim. Aradan zaman geçti, ufak tefek iftiralar başladı. Önce yakın arkadaşım olan ve yıllardır nişanlı olduğu herkesçe bilinen bir bayan ile dedikodum çıktı. Kendimi geçtim, o kıza yazık ama kimse dinlemedi. Neyse sonra düzenli olarak Kızılay'a kan bağışında bulunan biri olarak kolumdaki iğne izinden dolayı "uyuşturucu bağımlısı" damgası yedim. Kızılay'dan teşekkür belgesi ve doktordan rapor getirmem gerekti. Ama sonra kendi yapmadığım bir hata yüzünden "izin günümde" çağrılarak istifa etmeye zorlandım. Gurur yaparak verdikleri kağıdı imzaladım ve arkama bakmadan çıktım. Aradan yıllar geçti ve yine büyük ve kurumsal olması gereken bir işyerinde göreve başladım. Kısa sürede uyum sağladım ve işimi başarıyla idame eder hale geldim. Neyse zaman geçti ve bazı amirlerim kendi eksiklikleri ortaya çıkmaya başladığı için hakkımda dedikodular çıkarmaya başladı. Ve malesef bu dedikodular en tepeye kadar ulaştığı için sürekli olarak takip edilmeye başlandım. En sonunda da baş müdürümüzün karşısında el pençe divan durmadigim için basit bir sebepten savunmam alınarak görev yerim değiştirildi. Birim müdürüm gelişmeyi bana tebliğ ettiği gün istifa etmek istedim, gerek şefim gerekse müdürlerimin dil dokmeleri sonucu istifa etmedim ve yeni görev yerimde ise başladım. İnsan her zaman hatalarından ders almalı diyerek bir nevi "krizi fırsata çevirmek" amacıyla yeni görevime odaklandım. Daha çok insan tanıdım, isimle ilgili daha çok bilgi edindim. Nitekim kısa süre sonra tekrar eski görevime dönmem bizzat beni görevden alan müdür tarafından istendi. Tüm bu süreç boyunca sadece çalışma arkadaşlarım ve birkaç alt kademe yöneticim yanımda oldu. Şimdi daha farklı bir sirketteyim, havacilikla alakalı ulaşmak istediğim yere geldim. Ancak şimdi gördüğüm manzara sadece isimlerin değiştiği. A, B ya da C şirketi farketmez. Hepsi birer makine, duyguları, vefalari yok. Bugün kaymağını yiyen kişilerin yarın birer birer işten cikarildiklarina şahit oluyoruz. X, Y, Z farketmez. Hangi kuşak olduğun değil kendini ne kadar geliştirdiğin önemli. Yıllarca 8-17 çalışıp, buna rağmen akşamları ya da haftasonlari bir kursa gidip kendini gelistirmeyen o kadar fazla insan var ki. Şu an sadece onların şikayetlerini duyuyoruz. Herkes "neden ben değil de o?" sorusunu sorar olmuş. Kimse cevap veremiyor. Forumlar, internet siteleri sürekli eleştiren yorumlarla dolu. Kimse de bir çözüm önerisi yok. Bu sesler kendileri şikayet ettikleri düzenin bir parçası olana kadar devam ediyor. Daha sonra onlarda susuyor, şikayet etmeyi bırakıyor. Yerlerine yenileri geçiyor, onlar başlıyor "neden o insan" demeye. Ve aradan geçen uzun yıllar sonra üzülerek gördüm ki cepleri dolu ama içleri bomboş insanlar olmuşuz. Ne kendimizi geliştirmiş ne parçası olduğumuz düzeni değiştirmeye cabalamisiz. Bu yüzden ilk suclamamiz gereken bordroda is veren kısmında adı yazılı olan değil aynada gördüğümüz insan olmalı. 0
    • CVP İST 15 Temmuz 2018, Pazar 16:09:16 BU HAFTA CEVAPLARIMDA BİR AKSAKLIK OLUŞTU. SİZİ PAZARTESİNDEN SONRA MUTLAK CEVAPLAYACAĞIM.KUSURUMA BAKMAYINIZ LTF. 0
  • CVP RAMİZ KARA... 13 Temmuz 2018, Cuma 08:42:12 Ramiz Karadenizli isimli bir okur, aşağıdaki yorumu göndermiş "Çetin efendi çetn efendi doğru şeyler yaz"4 kez denedim sistem maalesef kayda almıyor.Bu okur önce yazıda doğru olmayan şeyi belirtse iyi olacak. 1
  • Bülent 11 Temmuz 2018, Çarşamba 08:47:39 Bu y ve z kuşaklarına yönelik tespitler genelde batı kaynaklı çalışmaların yansımalarıdır. Kuşak farklılıkları tabiki bir oranda bizde de vardır ancak işsizliğin bu kadar yoğun olduğu bir ülkede genç kardeşlerimizin Amerikalı yaşıtları gibi bağımsız haller sergilemeyeceği de ortadadır. Ülkemiz istihdamında belirleyici olan şey kuşak farklarından ziyade nepotizmdir. Thy bünyesinde Kurani bir ilke olan “işi ehline verin” anlayışı hüküm sürseydi kuşaklar arasındaki farkları da olumlu yönde başarıya yakıt eyleyebilirdik. Ne ki en kıfayetsiz müptezellerin bile yandaşlıkla mevzi kazanabildiği, dürüstçe muhalif olduğunu söyleyen onurlu ve çalışkan insanların vicdansızca tasfiye edildiği bir düzende kuşak farklarının bir hükmü kalmıyor. 0
    • Ali 12 Temmuz 2018, Perşembe 00:38:56 Alkış 0
  • Pamuk ipligi 10 Temmuz 2018, Salı 05:18:54 İş bir yana herkes pamuk ipliğine bağlı yaşıyor ,”hiç ölmeyecekmiş gibi çalış,yarın ölecekmiş gibi ibadet et “sözünden yola çıkarak hesap gününde herkes hesabını verecek ! Bu dünya fani herşey gelip geçici Adaletin olmadığı bir yerde güven,saygı ve itibar aramak hayalcilik olur. Yarın ölüp gittiğinde yanında hatrı sayılır amcan veya torpilin olmayacak,onun için herkes “ annesinin çocuğundan kaçacağı günden “kendini kurtarmaya baksın Helalince kazanılmış asgari ücret ,torpille kazanılmış 10 bin liradan evladır Saygılar 0
  • km 09 Temmuz 2018, Pazartesi 22:41:36 z kuşakları çalışmıyorlar 0
  • Kpt 09 Temmuz 2018, Pazartesi 15:36:49 Bu arkadaslar buyuk hayal kirikliklari çöküntüler yasamaya mahkum. Malum yasadigimiz ulke turkiye ve onlar bu gercegin farkinda degil. 0