Yabancı pilot istihdamı tamamen ticari bir meseledir ve tüm dünyada alt yapı hızı gelişme hızının altında seyrettiği durumlarda cankurtaran görevi icra eder. Türkiye’de bir istisna değildir. Nasıl ki basketbolcu, futbolcu, büyük otellere şef, özel okullara İngilizce öğretmeni ithal ediyorsak geçmişte Silahlı Kuvvetlerin bir devamı olarak gördüğümüz ve yıllarca yatırım yapmayı göz ardı ettiğimiz pilotluk mesleği de bu ithalatın mecburiyet haline dönüştüğü işkollarından biridir. Sadece biz değil bugün hızlı gelişen Asya, Ortadoğu ve Güney Amerika’daki neredeyse her şirket pilot ithal etmektedir.
Peki, bizde bu niye sorun haline gelmektedir. Sorun olmuştur çünkü uçuş okulları ayni 1980’lerin bankerleri gibi bir yatır on al repliklerini kullanmaya devam etmektedir. Aynı şekilde o dönemin paralarını kaybeden yatırımcıları gibi buğunun pilot adayları da güzel araştırma yapmadan uçuş okullarına çektikleri kredileri yatırmaktadırlar.
Öncelikle beklentiler çok büyük bizim ülkede. Yani gel 18 ay toplam 150-200 saat uç yer derslerini gör al sana sağ koltuk ve ayda 5-6 bin dolar diye bir dünya yok arkadaşlar. Bunu kim soyluyorsa şüpheli bakacaksınız. Doğrudur bazı mezunlar sizden daha şanslı olabilir ama hayat böyledir. Bir tren gider bir kısmı efendi gibi lokomotiften binerken bir kısmı da dıgıdık dıgıdık en son vagonun demirlerine yetişmek için at koşturur. Benim mesela her seferinde bahsettiğim trene binişim hep en son vagonun demirlerine tutunarak olmuştur. Ama tuttum mu bırakmam. Pilotluk işi de böyledir sebat önemlidir. Son iki aydır Türkiye’ye her uçuşumda B-777’de kaptanlar benim SHYO’dan öğrencilerimdi. Ben bu arkadaşların okulu bitirdiklerinde yasadıklarını bilirim. Önce bir kaç sene ise almadılar, 200 saatle pilot mu olunur dediler.
Ardından ise alıp sizi kaptan yapmayız çünkü iki yıllık okul mezunusunuz dediler. Demek ki sebat edince oluyormuş ki şu anda dünyanın en güzel en büyük uçaklarından birinde 40 yaşında sol sandalyede oturabiliyorlar. Aynı okuldan onlardan sonra mezun olanların hiçbiri bu kadar meşakkatli yollardan geçmedi. Bazıları daha bitirir bitirmez is buldu. Bazıları ise üç beş saat doldurayım derken zirai ilaçlama ve yangın uçaklarında hayatını kaybetti.
Uçuş okulları ticari işletmelerdir ve bu işi para kazanmak için yaparlar. Dolayısıyla onların reklam repliklerinin satır aralarını iyi okuyun ve ödevinizi yapıp araştırın devam edeceğiniz kurumları. Çünkü havayolu işletmelerinin uçurdukları ekipman gereği sizlerden başarı anlamında beklentileri var. Bu beklentilere cevap verecek eğitimleri sağlayan, bu beklentilere uygun standartlarda öğretmen ve eğitim programlarına sahip olan okulları seçin. Sözgelimi bir havayolu uçuş eğitim müdürü için uçuş öğretmeninin binlerce saat ilaçlamada veya AN-2 tipi bir uçakta VFR yaptığı uçuşun hiç bir önemi yoktur. Lisan bilmeyen uçuş öğretmeninin kendisi eksik demektir. Size mühendislik öğrencisiymişsiniz gibi aerodinamik veya meteoroloji anlatan bir hoca havacılık eğitimini anlamamış demektir. Uçacağınız uçakların navigasyon ekipmanları, kullanılan simülatörlerin kalitesi, glass cockpit faktörü… Bunlar hepsi birer önemli ayrıntıdır. Uçtuğunuz meydanda kalkış iniş için ne kadar bekliyorsunuz, bir ILS yapmak için ne kadar uzağa uçmanız gerekiyor falan gibi sorular inanın okulun fiyatından çok daha önemlidir. Tabiî ki bütün bunları doğru yapsanız da sonuçta hemen iş bulacaksınız diye bir şey yok. Ama beklentilerinizi daha baştan makul seviyelerde tutmak ve önünüzdeki bir kaç yılın biraz engebelerle dolu olduğunu aklınıza sokmak oyunu kazanmanızın önemli kurallarındandır. Tabiî ki lisan, lisan, lisan…
Gelelim yabancı pilot işine. Yabancı pilot şirketler için iki açıdan çok önemlidir. Birincisi kişi tip eğitimli ve tecrübelidir dolayısıyla da ise hazırdır. Eğitim maliyeti minimumlardadır veya hiç yoktur. Alırsınız adamı koyarsınız simülatöre, bir checkride uçururusunuz ve lisans iznini alıp sokarsınız bir şirket SOP kursuna olur biter. İkincisi ise yabancı pilot geçicidir bu nedenle de şirket içerisindeki kıdemi ‘seniority” bozmaz. Özellikle büyük isletmelerde ücretlerin ve tip değiştirmelerin kıdeme göre ayarlandığı durumlarda yabancı personel 1-3 yıllık kontrat gereği kıdemi biraz geciktirse de sorun çıkarmaz. Bunu belki simdi fazla önemsemiyorsunuz ancak şirketteki kıdem listesinde en alttan başladığınızda seniority olayını çabucak kavrarsınız. Yabancı pilot şirkete giriş anlamında kıdemi etkilemeyeceği için tip değiştirirken onunuzu tıkamaz. İsini yapar ve gider. Bir de tabii ki lisan problem yoktur (diye düşünüyorum).
İste bu nedenle şirketler yabancı pilot alırlar. Tabii ki bunu değiştirmek için aldığınız krediye 30-50 bin dolar arasında bir tip rate eğitimi de eklerseniz siz de sansınızı arttırabilirsiniz. Unutmayın tip eğitimlerinde de detayları atlamamanız lazım. Ucuz eğitimlerin base check yani gerçek uçakta 4-5 iniş kalkış yapılan bölümü yoktur. Buda sizi alacak şirketin söz konusu eğitim safhasını kendi uçağında yaptıracağı anlamına gelir ki her şirket bunu istemez.
Şirketleri tip lisansı istiyorlar diye de suçlamayın sakın. Çünkü vatandaş olarak beklediğimiz o 20-30 dolarlara uçuşların bir getirisidir bu eğitim maliyetinden kaçma. Amerika’da Southwest ve Avrupa’da Ryan Air bunu yıllardır uygulamaktadır. O nedenle bizim şirketler de bunu yaptığında eleştirmeyin. Nasıl ki uçarken yediğiniz yemeğe para vermek size acayip gelmiyorsa sağ koltuk için tip eğitimi de aynı o maliyet kısıtlamaları planının bir parçasıdır.
Son olarak sunu söyleyerek bitirmek istiyorum. Lütfen şu dayısı olan is bulur veya pilot çocuğu olmayana iş yok söylemini bırakınız. Pilot olacak kişide özgüven ve mantık, sağduyu önemli karakter özellikleridir. Takılmayın bu popülist magazinci oltalara. SHYO’da iken de ayni muhabbet olurdu hep. Bakın bakalım pilot çocuklarının toplam mezuniyete oranı nedir. Tabii ki pilot çocuklarının da babalarının mesleğini yapmaları ayni doktor çocukları, mühendis veya avukat çocukları kadar kendilerine haktir. Unutmayın bir gün sizde o sol koltukta olacaksınız ve sizinde arkanızda aynı mesleğe talip olacak çocuklarınız olacak. Bunun mesleğin şeref ve haysiyetine düşürdüğü gölgeyi büyütmeyin lutfen.
Lutfen bırakın şu garip edebiyatını. Takim gol pozisyonuna girmez ve beş tane yer suçlu hakemdir. Saatte 150 km süratle önünüzdeki arabayı bir karış mesafeden takip edersiniz ve kaza yaptığınız da önde frene basan suçludur. Ders çalışmaz sınavdan çakarsınız hoca size mutlaka takmıştır. Ayağınızı yorganınıza göre uzatmayıp kredi kartında hovardalık yaparsınız sonra haciz geldiğinde suçlu bankadır. Dere yatağına ev yapıp selde ev gitti mi suçlu devlettir. Lutfen ülkemizdeki bu genetik hastalığa bir son verelim ve konuşurken veya eleştiri yaparken ağzımızdan dökülen o sözleri kulaklarımızın duymasına caba harcayalım.
Sizlere İstanbul’dan güzel haftalar diliyorum.
Doc. Dr. Korhan Oyman
College of Aeronautics
Florida Institute of Technology
[email protected]
Facebook Yorum