Tencere Kaynıyor. THY. İstanbul Havalimanı. Yoruma Yorum. Hz. Ömer.

“MÜSLÜMAN “RUMUZU İLE AIRPORTHABER’E YORUM YAZAN OKURA CEVAP:  Sivil Havacılık sektörünün Sayın mensupları.. Aranızda böyle kapkara, zır cahillerin olduğunu biliyor muydunuz?  Cevabınız evet olsa bile, bu kadar sapığını görmediğinize eminim. Bu türü Sivil Havacılık Sektörüne sokan kimse / kimlerse Allah onları bildiği gibi yapsın. İnşallah. Benim edebileceğim en büyük beddua bu.

Evet, Müslüman Rumuzlu kişi 04 Mart 2016, Cuma günü saat 17:13:27’ da “ Gençliğimizi THY ve AHL’ ye Verdik. Anılarımız İse Milli Parka Gömülecek “ başlıklı yazım için aşağıdaki yorumu göndermiş. Tabii buna yorum denirse. Üstelik bu saat itibarı ile 31 okur da bu saçmalığı beğenmiş. Bu beni daha fazla şaşırttı. Hani bir kişi olsa hasta deyip geçerdim ama. Hem Sivil Havacılık sektöründe çalış, hem evinin barkının geçimini buradan temin et hem de uçağa binmek Allaha şirk koşmaktır diye söylenilebilecek en geri zekâlı kelamı VPN’ e sığınıp yaz ve gönder.  İnsanın aklına başka olasılıklar da gelmiyor değil. Allah saklasın. Bindirtmeyim ne demek? Herhalde Bindirtmeyin demek istediniz.  Önce bunu açıkla.  .Nasıl yapacaksın / yapacaksınız bunu?

Temenni ederim ki bu yoruma sektör dışından bir okurun zekâsı yansımış olsun.   APH’ a gönderilmiş bulunan yorum aşağıda, bu cahilin yaptığı İmla hatalarına dokunmadım.

“ucaga binmeyin bre kâfirler allah (c.c) uçmamızı isteseydi kanatlı yaratırdı bizi. uçağa binmek allaha şirk koşmak demektir binmeyin bindirtmeyim.”

Be Hey Kara Cahil adam,

Hele bir bak. Kur’an ne demek?. Onu bir öğren. "Kur’an" kelimesinin bir anlamı da "Okumak" demektir. Hazreti Peygamber (SAV)'e ilk inen ayetin de "Oku“ ( Alak, 1-5 ) emri olduğunu düşünürsek cehaletin üzerine ne büyük bir ışık saçıldığını kolayca anlaşılmıyor mu?.

Kuran'ın "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?"(  Zümer, 9 ) manalı sorusu ile insanların açıkça bilim yarışı içinde olmalarını istemektedir. Buna dayalı olarak Hazreti Muhammed (SAV) de "İlim her erkek ve kadın üzerine farzdır. İlim Çin'de dahi olsa alınız. En faziletli sadaka Müslüman'ın ilim öğrenip sonra onu Müslüman kardeşine öğretmesidir." (El-Fethul Kebir, 1,2.10. ) İlim Öğrenmek için yola çıkan kimse, evine dönünceye kadar Allah yolundadır.

Kur’anda buyrulur ki: "Ufuklardaki kudretimizi göstereceğiz. And olsun ki sizler tabakadan tabakaya binip o aya gideceksiniz.( Sure İnşİkak, 18-19-20.) Kur’an bizleri düşünmeye, aklı çalıştırmaya ve araştırmaya teşvik etmektedir. Bunun için bir ayette: "Allah, akıllarını kullanmayanların üzerine pislik kor" ( Sure Yûnus, 100 ) denmektedir.

 Evet, din adına ileri sürülen uydurmaların kalben inanan insanları kangren ettiği ve bu hastalıktan kurtulmamız gerektiği açık. Allah hepimize, öncelikle bu kafalara acil şifalar versin.

Şimdi otur ve düşün. Ne diyor bu sureler?  Git birilerine danış. Öğren.  Ve de bir daha böyle saçma şeyler yazma.

Be hey cahiller Kur’an da yazmayan şeyleri uydurup Allaha şirk koşmayın.  Allah Kur’an-ı Kerimin Hucurat 16 suresinde size / ve sizin gibilere sesleniyor.” Siz Allah’a dininizi mi öğretiyorsunuz “ diyor. Bari bunu anlayın. Şayet zerresi varsa aklınızı kullanın. Unuttum söylemeyi, bu arada üstünüze ve başınıza konmuş olan pisliği de temizleyin. Hiç olmaz ise senden senin gibilerden daha fazla iğrenmeyelim. Başta söylediğim sözü bir kez daha tekrarlayayım. Bu türü Sivil Havacılık Sektörüne sokan kimse / kimlerse Allah onları bildiği gibi yapsın.

THY- HAVA İŞ TOPSUZ İŞ SÖZLEŞMESİ  ( 2 ) Evet, THY ve Hava-iş toplu İş Sözleşmesi sallantıda kalınca ve THY’nin görüşmeleri ciddiye almamasına riza gösterilince 60 günlük süre boş yere geçti ve Hava–İş çalışanlara bir duyuru yayınlayarak durumu üyelerine duyurdu.   Her ne ise bildiğiniz üzere konu şimdi Arabulucuda.

Evet, Hava-iş duyurusunda Türk Hava Yollarının TIS görüşmelerindeki tutumu açık seçik belirtiliyor. Umursamamazlık, hatta ciddiye alınmamanın göstergesi olan bu tür davranışlara rağmen Hava-İş’in neden 6356 SAYILI Sendikalar ve Toplu iş Sözleşmesi Kanununun ilgili maddesini çalıştırmamıştır. Herhalde ileride bir gün bunun nedenlerini anlatacaklardır.

Sendikadan çıt yok. Süreçle ilgili bilgiye ise kimse sahip değil. Arabulucunun kim olduğu ise nedense sır gibi saklanıyordu (12

Nisan 2019) bu güne kadar. Sitelerden birine yazı yazan bir kardeşimiz bu konuda araştırma yaparak doğru bir sonuca ulaşmış ise de teyidini alamamış ve bilgiyi doğrulatamamış olması nedeni ile isim vermemiş. Arabulucunun ismi neden saklanır ki anlayabilmek mümkün değil. Evet: ben bu yazıyı kaleme aldıktan sonra internette ifşa edildi ( 12.Nisan 2019 )  sn. arabulucunun kimliği. Meğer konunun uzamasının nedeni tarafların ortak bir isimde anlaşamamış olmasıymış. Peki; nasıl olmuşta hoca seçilmiş. Yapılacak bir şey yok. İlk sırada kayıtlıymış ismi. Herhalde taraflar biz bu insanı istemedik ama elden ne gelir ki diyebilmenin alt yapısını hazırladılar. İşveren de Sendika da. Okuduğum nota göre uzlaşmacı biri de değilmiş beyefendi. Bazı ifadelerinden ötürü tarafsız olabileceğini de düşünmek safdillilik olur.  Yapabileceğim bir şey vardı . Bu  boldla yazılmış 6 satırı yazımın 3 paragrafının altına ekledim mecburen.

Türk Hava Yolları çalışanları genelde bu saygıdeğer Prof. Arabulucunun çalışma sonucundan memnun kalmayacak. Öyle görünüyor. Kalmayacak ama çok büyük bir kısmı da ses çıkartmayacak / çıkartamayacak. Ahde vefa prensibi çalışacaktır. Geri kalanlar çıkartsa bile sesleri duyulmayacaktır. Bu tamamı ile benim tahminim.

Arabulucu müessesesi ile ilgili mevzuat,  görevlendirilen Arabulucunun işveren ve sendikada görev yapmamış olmasını öngörüyor. Taraf olmakla ilgili bir kısıtlama yok. Allah bir, bizim arabulucunun sendika ile bir ilgisi yok ve hiç olmadı. Peki; Türk Hava Yollarının işvereni kim. Ne Sn. Aycı ne de Sn. Ekşi.  Onlar işveren temsilcisi. Türk Hava Yollarının işvereni  Devlet baba. Onu temsilen Hükümetimiz. Bu beyefendi durumdan vazife çıkartıp devamlı olarak bilgi ve tecrübesini işveren için kullanan biri olabilir mi? Kim bilir? Malum taraf olmak kayıtla, kuyutla olmuyor. Bu tür taraftarların bazen kuruluşa işveren vekilinden fazla fayda sağladığı da görülüyor.

Evet, Hava-iş duyurusunda Türk Hava Yollarının TIS görüşmelerindeki tutumu açık seçik belirtiliyor. Umursamamazlık, hatta ciddiye alınmamanın göstergesi olan bu tür davranışlara rağmen altmış gün boyunca sendika sessizliğini neden bozmamıştır?  Hava-İş bu denli hüsnüniyetsiz bir işverene karşı neden 6356 SAYILI Sendikalar ve Toplu iş Sözleşmesi Kanununun ilgili maddesini çalıştırmamaya gerek görmemiştir? Üyeler Sn. THY çalışanları bu süreçte sendikaya neden baskı kurmamıştır?

Hatırlıyorum da biz çalıştığımız dönemde ister taraftarı olalım, ister karşısında olalım gidip sendikayı sorgulardık. Biz grevdeyken, sendikanın profesyonellerinin maaş alıp almadıklarını bile gidip sorguladığımızı hatırlıyorum. Biz THY’nin görevlisi Hava-İş’in ise üyesiydik o kadar. Ne işverene, ne sendikaya bir borcumuz olmadığından birey olarak saygı görürdük. THY’ na olan manevi borcumuzu ise düzgün çalışarak öderdik. Bizi Türk Hava Yollarına kabul ettiler diye onlara karşı hiç boynu eğik kalmadık. Ve de yalnız onların doğrularını müdafaa ettik. Bilmem anlatabildim mi?

Evet, İşin bu hale gelmesinin nedeni THY’ nin adlı şanlı işveren vekilleridir. Ama arkaları sağlamdır.  Daha uzun süre oradadırlar (?)  Yine de unutmamalıdır ki Suçlunun beraat ettiği yerde yargıç hüküm giyer. Kim hüküm giyerse giysin. Bunun THY çalışanına bir faydası olur mu? Tabii ki hayır,  Gidişatı izlemek dışında yapılacak bir şey var. 26 dönem Toplu İş Sözleşmesini unutmak. Neler geçirdiniz bu güne dek.. Bu da geçer. Bu da geçer ve unutulur. Yine de temenni ediyorum ki, Sn. arabulucu tarafsız ve insaflı davransınlar.

ISTANBUL HAVALİMANINI KONUŞURKEN AZ İNSAF LÜTFEN. Evinizi taşıdığınızın ertesi günü her şey hemen yerine oturuyor mu? İstediğiniz gibimi işliyor alıştığınız düzen. Hayır. THY başarılı bir taşınma operasyonu yaptı. Hepimiz takip ettik. THY Yönetiminin bu taşınmayı bir reklam aracına dönüştürdüğü de bir gerçek. Sanki başka taşınan havayolu yokmuş gibi. Hiç kimse THY ne kadar düzgün ve süratli bir taşınma yaptı diye hava ulaşımı tercihini THY’ den yana kullanmayacaktır. Kimsenin dünyanın 7 nci büyük havalimanını yaptılar diye tatil programını Türkiye’ ye yönlendirmeyecekleri gibi. Tesisi mükemmel. Şurası çok güzel. Saha geniş. Tercihi etkileyecekler bunlar değil, bu güne kadar olduğu üzere Havayollarımızın emniyetli, dakik ve güler yüzle hizmet sunması yolcu tercihinin nedeni olur. Elimde bunu doğrulayan bir yolcu şikâyeti mevcut, ancak isimsiz ve bana abartılı gelmiş olması nedeni ile yayınlamıyorum. Evet;  “işimizin geleceği çalışanlarımızın elinde “ sözü çok doğru. Geçen gün bir yolcu şikâyeti bir şekilde bana da ulaştı. Yurt dışından İstanbul Havalimanına inen bir yolcu Havalimanından, Havalimanı çalışanlarından THY çalışanlarından dem vuruyordu. Bu yazıma bağlamak için bir linke kaydettim yolcunun haykırışını. Sonra böyle bir başlık koyup,  insanları insafa davet edip ekine bu şikâyeti koymak pek mantıklı gelmedi bana. Ben bunu düşünürken Türk Hava Yollarına hayli yakın bir arkadaşım telefonla aradı       ve bu şikâyetin kendisine de gönderilmiş olduğunu ve maksatlı bir şekilde kaleme alındığını zannettiğini söyledi. Bu ikaz üzerine uzun sayılabilecek bu şikâyeti tekrar okudum. Hakikaten yolcu Havalimanındaki Tuvaletler dışında her şeyden şikâyetçiydi sanki.   Her ne ise bu şikâyetin % 20’ si doğru ise çalışanlar ile THY’ nin sorununun olduğu açıklıkla görülüyor. Bu mektubu ne yaptım?  Bir Türk Hava Yolları tepe görevlisine gönderdim. İncelerler mi, yoksa ben gönderdim diye yırtıp atar mı onu bilmem.                  7

Yolcu sayısında ki düşüş, sefer sayılarındaki azalma vb. şu an bunların konuşulacağı zaman değil. Nisan ayı bir geçsin. Yolcunun ayağı İstanbul Havalimanına alışsın. Mayıs ayında yapılacak toplam seferlere bakalım. Nereye kaç frekansla uçulmuş?  Onu da görelim ve aylık bir karşılaştırma yapalım. Aslında bu tür bir araştırma yapmak ve de doğru sonuca ulaşmak için belki de daha fazla beklemek gerek. Örneğin üç ay, belki de altı ay. Olur, olmaz, gayri ciddi bildirimler VPN kullanmalarına rağmen havalimanından öte bildirimde bulunanların değerlendirilmesine sebebiyet vereceği de açık. Tabii umurunuzdaysa.

Evet, havalimanının kendini deşifre etmesi için neredeyse büyük yağmur duasına çıkabilecek zihniyette insanlar var.  Yağmur tabii ki yağacak. Temenni edelim ki havalimanı arazisi ile ilgili olarak hepimizin dinlediği, düşündüğü ve korktuğu hususlar oluşmasın. Ve de Havalimanımız düzgün çalışmasını sürdürsün.

İllaki İstanbul Havalimanını mı konuşmak istiyorsunuz. Gücünüz yetiyorsa Kargo tesislerinin bir an önce bitirilmesini sağlayacak girişimlerde bulunun. ATA’ ya inen kargo uçağı ile gelen çiçeklerin Tır’larla İHL’ taşınması ve de oradan varış noktalarına ulaştırılması bize müşteri kaybettirir mi? Onu düşünün ve de konuşun.. Eveti bu bir eksikliktir ve de süratle giderilmesi gerekir.

Ne kadar çabuk giderilirse de o kadar iyi olur.

Bu arada İstanbul Havalimanı Yöneticilerine küçük bir hatırlatma. İki gün önce bir resim geldi. Bir otoparkta araçların yanı başındaki bir noktada çökme meydana gelmiş. İlgililerin bilgisi var ki, oranın etrafını ikaz şeritleri ile çevirmişler. Elinizin altında büyük bir inşaat ekibi var. Kaldı ki havalimanı açılmadan “ çöktü, çökecek vb “kelimeleri kullana kullana laçka ettik.  Yine de siz çöken yerlerin etrafını çevirmeyin. Onarın. Kimseye de söz hakkı vermeyin. Tabii ki takdir yine de sizin.

HZ. ÖMER. BU ANLATIMDAN KİM DERS ALIR BİLMEM. Hz Ömer zamanında yaşanmış bir olay anlatılır. Bir adamın çok sevdiği, herkesin gıpta ettiği asil bir atı, yoldan geçerken yabancı bir tarladaki ağacın dalından yaprak yer, onu gören tarla sahibi kovmak için bir taş atar, taş hayvanın ölümüne sebep olur. Adamda refleksif olarak taşı geri atar ve adam ölür. Ölenin evlatları adamı Hz Ömer’e şikayet ederler ve kısas isterler. Cezası kısastır. Adam kısasa itiraz etmez. Hz. Ömer’den rica eder, bazı sorumluluklarım dolayısıyla bana 3 gün süre ver. Gelince infaz edin diye. Hz. Ömer’de kefilin var mı der. Oda kefilim budur deyip Amr İbn’ül As’ı işaret eder. Amr ‘da kabul eder. Ancak aradan 3 gün geçtikten sonra adam ortalıkta yoktur. Amr’dan diyeti tahsil edecekleri anda adam son anda kan ter içinde yetişir. Hz. Ömer kaçma fırsatın varken niye geldin der. Cevap hiç tanımadığım halde bana kefil olan Amr’a ihanet etseydim, ahde vefa öldü derlerdi, Amr’a sorarlar, hiç tanımadığın adam nasıl kefil oldun? Hiç tanımadığım adam bana güvenip işaret edince insanlığın ölmediğini göstermek istedim. Bunun üzerine ölen adamın evlatlarına döner Hz Ömer siz ne diyorsunuz. Onlarda kısastan vazgeçtik. İnsanlar merhametin ölmediğini görsünler diye.  Toplumdaki kalitenin artması için insanlık tarihindeki bütün güzel örnekler çeşitli medya araçları ve okullarda sık sık anlatılmalıdır. Bu yapıldığı takdirde toplumun belli bir insaf ve vicdana ulaşacağını düşünmek mümkün.