Türk Hava Yolları'nın, 2018 yılında herhangi bir krizi öngörmeden, (öngörmesi de mümkün değil) sisteme dahil ettiği mezun pilot ve pilot adaylarının, geride kalan iki yıllık süreçte, en büyük sıkıntıyı yaşayan kesim olduğunu biliyorum. Sistemin içerisinde olup maaşları kesilenler ile mukayese edilemeyecek kadar mağduriyet yaşadılar.
Bugün gelinen noktada, şirket bünyesindeki tüm çalışanların maaş kesintilerinin büyük bölümü iade edilirken iki yıldan bu yana tanımsız bir statüde bekletilen mağdurlar var. Onlara kimse kulak vermiyor. Mağduriyetlerini dile getiremiyorlar. Korkuyorlar ama tükenmenin eşiğindeler... Birçoğu maddi ve manevi açıdan bitik durumdalar.
Biliyorsunuz 2020 yılı Mart ayında pandemi krizi henüz başlamadan birçok havayolunun Boeing 737 MAX ile başı dertteydi. Pandemi gibi çok büyük bir kriz, daha minör seviyedeki MAX krizini unuttursa da, filosunda Boeing 737 MAX bulunan veya bu uçaklardan sipariş eden havayolları, küçük bir krizle karşı karşıya idi. Filo planlamaları ve dolayısıyla bu filolarda görev alacak ekiplerin istihdamı konusunda havayolu şirketleri önemli sıkıntılar yaşadı. Kapasite düştüğü için bazı havayolu şirketleri yolcu ve kârlılık hedeflerinin gerisinde kaldı.
THY de o havayolları arasındaydı. Henüz pandemi krizi yokken 2019 yolcu rakamları hedeflenenin gerisindeydi. Global havacılık sektörü için değil de MAX işleten havayolları için pandemi öncesinde mini bir kriz testi vardı aslında...
Onun öncesinde ise her şey yolunda ve havacılık sektörü için son derece iyi bir ortam vardı. Havayolu şirketleri filolarını büyütüyor ve sürekli istihdam sağlanıyordu. THY'nin bu dönemde, temini güç meslek sınıfında olduğu için, özellikle pilot ihtiyacını karşılamak üzere, yoğun bir şekilde pilot alımı yaptığını hatırlıyorum. Türkiye'deki uçuş okullarından, silahlı kuvvetlerden, yurtdışındaki okullardan ve yabancı kaynaklardan sürekli istihdam sağlanıyor, büyüyen filolar bu şekilde besleniyordu. Bütün bunlar olurken eldeki pilotların yurtdışına kaçmaması için de zam üstüne zam yapılıyordu.
Bütün dünya genelindeki pilot arzı talebe yetişemediği için havayolu şirketleri pilotlarını kaybederek sürpriz yaşamak istemiyordu.
THY'de de, bu panikle ihtiyacın üzerinde pilot alımı oldu. Kendisine ait uçuş eğitim akademisi ile diğer uçuş okullarına çok sayıda yetiştirilmek üzere pilot filosu alındı. Bin civarında pilot, sadece kendi bünyesindeki akademiye dahil edildi. Bunların dışında, tip eğitimi olmayan yeni mezun pilotlar da, "dil yeterliliği ve üniversite mezuniyeti" şartı aranmadan işe alındı.
Piyasadaki panik, THY'nin hata üstüne hata yapmasına neden olmuştu. Ve bu hata ile ilk olarak Boeing 737 MAX krizinde yüzleşti. İşe aldığı bazı pilotların tip eğitim planlamalarını yapamadı. Sadece pilot da değil. Teknisyen ve kabin memurları için de benzer süreç oldu. İşe alınan kabin memurlarının bir kısmı eğitime başlatılamadı. Teknisyenler de aynı şekilde... Hem eğitim sınıfları dolu olduğu için hem de o günün şartlarında acil ihtiyacı olmadığı için, pilotlar, kabin memurları ve teknisyenler beklemeye alındı.
Hatta bu süreçte çok ilginç bir şey oldu. THY, işe aldığı ihtiyaç fazlası bir kısım pilotu yüzde 50 ortağı olduğu Sunexpress'e yolladı. Kontrolsüz şekilde piyasadaki bütün pilot, kabin, teknisyen ne varsa toplayan THY, bir anda pandemi krizi ile karşı karşıya kalınca, kelimenin tam anlamıyla işi eline yüzüne bulaştırdı.
Aylarca kimseye ne bir haber verdi ne bir açıklama yaptı. İşe alımları tamamlanan veya imza aşamasına gelen çok sayıda mağdur ordusu ortaya çıktı. Aylarca evlerinde haber beklediler. Her an haber gelecek beklentisiyle başka iş arayışına da giremediler.
Pandemi döneminde THY'nin insan kaynakları sistemi kelimenin tam anlamıyla çöktü. Panikle piyasadaki herkesi toplayan THY; o günlerde kara kara "Ben şimdi bunları ne yapacağım" diye düşünmeye başladı. Kendi eğitim akademisindeki pilot adaylarının eğitim planlamalarını 2025'e kadar uzattı, diğer uçuş okullarına verdiği filoları geri çekti. Diğerlerine ise aylar sonra, "İşler düzelince biz sizi ararız" deme zahmetinde bulundu. Tip eğitimi bekleyenlere de birkaç ay öncesine kadar insan kaynakları "ölü taklidi" yapmakla yetindi.
THY'nin personel maaşlarında normale dönmesi ile birlikte şimdi sıra onlarda... Yeterince mağdur edildiler ve haklı olarak artık işlerin normale döndüğünü düşünüyorlar. Eğitimlerinin bir an önce tamamlanmasını ve görevlerine başlamayı umuyorlar.
Fakat burada bir konuya dikkat çekeceğim. Yazının bir bölümünde THY'nin ihtiyaç fazlası pilotları iki yıllığına Sunexpress'e gönderdiğini ve o sürenin de bu ay itibariyle dolduğunu öğrendim. THY anlaşma gereği, dönmek isteyen bu pilotları geri almak zorunda. Ancak Sunexpress'in bu pilotlara ihtiyacı var. Pilotların da açıkçası euro ile maaş aldıkları ve daha istikrarlı gördükleri Sunexpress'ten ayrılmayı düşündüklerini pek sanmıyorum. Böyle bir ortamda, THY'nin Sunexpress'teki 50 civarındaki pilotu bünyesine çekmek istemesini pek anlamadım. Hali hazırda tip eğitimi bekleyen çok sayıda pilot varken dışarıdan henüz tecrübeli denilemeyecek uçuş saatine sahip pilotları, üstelik hali hazırda bir işleri varken çağırmak neyin nesi?
Kaldı ki, gelenlerin bir çoğunun da gönülsüz olarak THY'ye döndüğü ortada...
Hakkaniyetli olan, işi olan pilotlara iş vermek yerine önce aylardır belirsizlik içerisinde bekletilen pilotların sisteme dahil edilmesi değil mi?
Facebook Yorum