24 Şubat 2020, Pazartesi
Çetin ÖZBEY
Çetin ÖZBEY [email protected]
  • İnsanlar adaletli bir yönetim olduğunda mutludur. İnsanlar hakları gasp edilmediğinde mutludur. Insanlar liyakat esas alındığında mutludur. İnsanlar ayrımcılığa maruz kaldığında MUTSUZDUR.
  • Torpil,hemşehricilik, yandaşçılık kavramlarının geçerli olduğu,insanların sömürüldüğü,baskı gördüğü, işsizlik ile tehdit edildiği,adalet,eşitlik,liyakat ve eğitimin neredeyse olmadığı,biat ve şükür kültürünün egemen olduğu bir ülkede değerli hocamız ve sizin bahsettiğiniz şıkların hayata geçirilmesi hayal ötesi bir şey olur. Saygılar,hürmetler.

Şirketlerdeki gelişmenin de çürümenin de temelinde yöneticilerin tavrı yatar.



İş yaşamına adım atmadan önce hepimiz çok iyi, mükemmel bir işyerinde çalışmanın hayallerini kurmuşuzdur. Kaçımıza nasip oldu, kimler bu konudaki hayallerim gerçekleşti der, bilemem. Ancak birçoğumuzun halen bu konuyu düşündüğünü ve bunun tersi bir kuruluşta mutsuz olarak çalışmanın üzüntüsünü yaşadığını anlamak çok zor değil. Evet; mükemmel olarak tarif edilebilecek bir işyerinde çalışmak güzel bir hayal. Bizlerden geçti. Çocuklarımız ve torunlarımız için aynı dilekte bulunuyor ve ümidimi sürdürmek istiyorum.

Yazının üzerinde yer alan “ Bu Sorular Hangi Şirketin Anketlerinden Çıkartıldı ” başlıklı maddelerin kaynağının hangi şirket / şirketler olduğunu bende bilmiyorum. Zira bunları iki üç köşe yazarının sektörle ilgili yazdıkları köşe yazılarına gelen yorumlardan derlemiştim. Bu güne dek neden kullanmadığımı bilemiyorum. Kullanıp da unutmuş olmama da mümkün.  Ancak internette bir yerde yayınlanan mutsuz işyeri başlıklı bir yazıda sıralanan maddelerle bunların birçoğunun çakıştığını görmüştüm. Ancak Airporthaber’i okuyanlar genelde sektör çalışanları olduğuna göre bu maddelerde belirtilen konuların bizim iş yaşantımızın sorunları olduğu ortada. Geçen zaman içinde bu sorunların bir kısmı halledildi ve rayına oturdu mu? Bunu en iyi sizler bilirsiniz.

Saygıdeğer yöneticileriniz Sn. Temel Aksoy’un aşağıdaki yazısını eminim ki okumayacaklardır. O zaman neden mi yayınlıyorum? Şüphesiz ki sizlerden üç, beş, on, on beş çalışan ileride bu şirketlerde üst yönetici olacaktır. Dilerim ki; yazıda dile getirilen hususlar aklınızda kalsın. Mükemmel yönettiğiniz iş yerinde mutlu insanlarla çalışın. Mutlu edin ve siz de mutlu k olun.

Mükemmel Bir İşyeri Yaratmanın 6 Kuralı.

Temel Aksoy’un bu ve benzeri konulara olan yaklaşımına büyük saygı duyarım. Paris Nanterre Üniversitesi’nde ekonomi okuduktan sonra Boğaziçi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesinde ekonomi mastırı yapan Aksoy (1980’li yılların en önemli şirketi olan PİAR’da araştırmacı olarak işe başladı. Üç sene sonra PİAR’da Genel Müdür ve ortak oldu. Şimdilerde Marka Danışmanlığı yapıyor. Ve de kendisinin 2015 yılında kaleme almış olduğu bir yazıyı bilgisayarıma kaydetmiş olduğumu gördüm 17 Ocak 2020 günü. Tam da aynı konuda bir yazı kaleme alma çalışması içindeyken yazımı zorunlu olarak kenara aldım. Ve sizlerle Temel Aksoy beyin bu yazısını paylaşmamın daha akılcı olacağını değerlendirdim

.“İyi bir iş ortamı yaratmak için, Google ya da Facebook gibi birkaç teknoloji şirketinde uygulanan yöntemleri hayata geçirmek gerekmez. Rahat, keyifli hatta eğlenceli ve bütün çalışanların birbirleriyle neşeli ilişkiler içinde olduğu şirketler yok denecek kadar azdır. Bunlar işyeri efsaneleridir. (İşyeri Efsaneleri)Mükemmel bir iş ortamı yaratmak için, her şeyden önce, çalışanlara odaklanan bir anlayışa sahip olmak gerekir.  Rob Goffee ve Gareth Jones’un da araştırmalarıyla ortaya koydukları gibi, dünyanın her yerinde her çalışanın hayal ettiği gibi bir işyeri yaratmanın 6 altın kuralı vardır. Üstelik bu kuralları hayata geçirmek için büyük bir yatırım yapmaya ya da çok fazla maddi kaynak ayırmaya da ihtiyaç yoktur. Arzu eden her lider, bu kuralları uygulayarak, mükemmel bir işyeri yaratabilir:

1- İnsanlar, gereksiz kurallarla baskı altında tutulmadıkları ortamlarda mutlu olurlar.

Sanayi dönemi, fabrikalarda işçilerin her an sıkı bir kontrol altında çalışmaları gereken bir dönemdi. Değer üretmenin yolu verimlilikten geçiyordu; verimlilik ise o işi daha önce yapmış olan insanların işi, yeni gelenlere öğretmeleri ve onları kontrol etmeleriyle sağlanıyordu.  İşçiler, ustalar, ustabaşları, müdürler. Birbirlerine kontrol düzeniyle bağlıydılar. Sanayi dönemindeki üretim biçiminde kontrol, olmazsa olmazdı.

Fakat bugün pek çok yönetici, kendisine bağlı çalışanların yaptıkları işi kontrol edecek bilgiye sahip değildir. Bir bilgisayar programcısının ya da bir web tasarımcısısın yöneticisi, yapılan işi, yapılırken değil, ancak iş bittikten sonra kontrol etme imkânına sahiptir.

Bu nedenle, içinde yaşadığımız dönemde insanların başında durarak, onları verimli kılmaya zorlamak anlamsızdır; böyle bir kontrol anlayışı artık geçerliliğini yitirmiştir. Bu dönem, insanların kendi istekleriyle bir işe talip oldukları, yaptıkları işin hesabını gönüllü olarak verdikleri bir dönem. Bu dönemde kimsenin kimseye zorla bir iş yaptırması ve o işten verim alması mümkün değil.

Bugünün işyerlerinde kurallar, az sayıda, yalın ve herkes için geçerli olan, gerçekten bir amaca hizmet eden kurallar olmalıdır. Kural koymaktaki amaç, yasaklamak ve kontrol etmek değil, ortak bir anlayış geliştirmek olmalıdır. Mükemmel bir şirket olmanın ilk adımı, eski döneme ait, anlamsız kurallardan kurtulmak ve zamanın ruhuna uygun davranmaktır.

2- İnsanlar, ihtiyaç duydukları bilgiye serbestçe eriştikleri ortamlarda mutlu olurlar.

Eskiden bilgi az ve kıymetliydi. Bilgiye sahip olmak, güce sahip olmak demekti. Şimdi bilgi çok bol, hatta fazla. Önemli olan bu bilgileri tasnif etmek, işe yarayanları ayırıp, bunlardan bir iç görü çıkarmak ve bunu şirketin yararına bir eyleme dönüştürebilmek. Herkesin her türlü bilgiyi edinebildiği, internet sayesinde istediği bütün bilgiye anında ulaşabildiği bir dönemde, şirketin içindeki bilgiyi birkaç kişinin elinde tutmak ve bundan bir güç devşirmeye çalışmak, eskiye ait, köhne bir anlayıştır.

Hayatın inanılmaz derecede hızlandığı, geciken bir kararın büyük kayıplara yol açtığı bir dünyada, her çalışanın zamanında ve doğru karar alması için, kendisine gerekli olan bilgiye her an ulaşması gerekir. Bilginin her çalışanla paylaşıldığı ortamlarda kimse bilgiyi bir güç kaynağı olarak kendi lehine kullanma ayrıcalığına sahip olamaz. Bilginin herkese açık olduğu ortamlar şeffaf olur ve güven yaratır.

Aksine bilginin saklandığı ortamlar ise, adaletsizliğe ve yanlışlara zemin hazırlar. Böyle ortamlarda bilgi, bir öğrenme ve karar alma aracı değil, bir çıkar ve tehdit unsuru olarak kullanılır. Bu anlayış, çalışanların ilişkilerini zedeler; şirketin ilerlemesini yavaşlatır ve şirketi rekabetin gerisine düşürür. Mükemmel bir işyeri yaratmanın ikinci kuralı, işyerinde açıklık ve şeffaflık kültürünü hâkim kılmaktır. İnsanlar, ihtiyaç duydukları bilgilere, zahmetsizce ulaştıkları ortamlarda çalışmak isterler, böyle ortamlarda mutlu olurlar.

3- Çalışanlar kendilerini geliştirebildikleri ortamlarda mutlu olurlar.

Tarım toplumunda insanlar, anne babalarından öğrendikleri birkaç bilgi sayesinde bir ömür geçirebilecek bir donanıma sahip oluyorlardı. Sanayi döneminde ise, çalışanların bir alanda uzman olması yeterli oluyordu. Hem tarım toplumlarında hem sanayi toplumlarında insanlar tek bir iş yapıp emekli oluyorlardı. Fakat içinde yaşadığımız dönemde, daha üniversiteden mezun olan insanların bile, kendilerini birçok farklı alanda geliştirmeleri gerekiyor. Artık herkesin, hem bir alanda uzmanlaşması hem de pek çok farklı alanda bilgi sahibi olması gerekiyor. (Bazıları I Tipi, Bazıları T, Tipi, Sizin Tipiniz Hangisi?)

Bugün hemen her şirket, çalışanların yaptıkları işleri daha iyi yapmaları için onlara eğitim veriyor. Oysa çalışanlar, bu eğitimlerin yanı sıra, kendilerini geliştirecekleri eğitimler almak istiyorlar. Çalıştıkları işyerlerinde hiç kullanmayacak bile olsalar, kendilerini geliştirecek eğitimler talep ediyorlar. Çalışanların bugünün şirketlerinden beklentileri, kendilerini geliştirebilmeleri için şirketlerin onlara destek olmasıdır. Mükemmel bir işyeri yaratmanın üçüncü adımı, çalışanların gelişimine yatırım yapmaktır. İnsanlar hangi ortamda bilgilerini artırıp ilerlediklerini düşünürlerse,  hangi ortamlarda kendilerini geliştirdiklerini düşünürlerse, o ortama bağlanırlar.

4- İnsanlar,  kabul gördükleri ortamlarda mutlu olurlar.

İnsanlar, başkalarının istediği gibi değil, kendileri gibi olmak ve bu şekilde kabul görmek isterler.  İnsanlar hangi din, mezhep, dil, ırk, cinsiyete ait olurlarsa olsunlar; hangi hayat tarzını benimserlerse benimsesinler, oldukları gibi kabul edilmek isterler.  İnsanlar, önyargısız kabul gördükleri yerde yaşamak, çalışmak ve üretmek isterler. Kendilerini rahatlıkla ifade ettikleri ortamlarda performansları artar, başarılı olurlar.

“Evde ya da arkadaşlarımla neysem, işte de oyum” diyebilen; çalıştığı ortamda kendini saklamak zorunda hissetmeyen; kendi farklılığını ve duygularını ortaya koyma özgürlüğü bulan insanlar, çalıştıkları işyerlerine kendilerini adarlar.

Mükemmel bir işyeri yaratmanın dördüncü adımı, insanlara “kendileri olma” özgürlüğünü tanımaktır. Bunu yapan şirketler, yaratıcı yetenekleri kendilerine çeker ve inovasyon için şart olan insan çeşitliliğine kavuşurlar.

5- İnsanlar, anlam buldukları ortamlarda mutlu olurlar.

Her şirketin sağladığı fayda, aslında o şirketin varoluş nedenidir. Bu açıdan bakıldığında, aslında her şirketin esas amacı,  sahiplerine para kazandırmaktan çok, insanlara fayda sağlamaktır. Müşteriler şirketlere, bu faydaya sahip olmak için para verirler. Eğer bir lider,  şirketin varoluş amacı olan “faydayı” üretmenin, hem kendisinin hem bütün çalışanların ortak misyonu olduğunu iyi anlatabilirse, bu misyonu herkesin sahiplenmesini sağlarsa, yapılan iş, başta çalışanlar olmak üzere bütün paydaşlarının gözünde çok daha anlamlı bir seviyeye çıkar. Çünkü insanlara fayda üretmek, sahiplere para kazandırmaktan daha anlamlıdır.İnsanlar yaptıkları işin karşılığında hak ettikleri parayı almak isterler elbette ama insanlar sadece para kazanarak doyuma ulaşmazlar. İnsanlar paranın yanı sıra, işe yaramak ve başka insanlara faydalı olmak isterler.  Yaptıkları işte, böyle anlam bulurlar. Mükemmel bir işyeri yaratmanın beşinci adımı, çalışanların anlam bulacakları bir iş ortamı yaratmaktır. İnsanlar, anlam buldukları işe kendilerini adarlar. Sadece zamanlarını değil, işe ruhlarını da katarlar.

6- İnsanlar, yaptıklarından gurur duydukları ortamlarda mutlu olurlar.

Herkesin yaptığı işte kendi katkısını görebilmesi, elde edilen başarıdan kendine pay çıkartabilmesi ve bununla gurur duyabilmesi gerekir. İnsanlar sadece özel  hayatlarındaki başarılarından değil, çalıştıkları şirketin başarısından da kendilerine pay çıkarıp, gurur duymak isterler. En başarılı şirketlerin, aynı zamanda en çok çalışılmak istenen şirketler olması bu nedenledir. İnsanlar başarıyı paylaşmak, başarılı işleri yapan bir takımın parçası olmak isterler. İnsanlar, kendilerinden daha büyük bir şeyin parçası olmak isterler. Gerçek liderler, çalışanların yaptıklarıyla gurur duyacakları bir iş ortamı yaratmakta zorlanmazlar. Bu liderler, bir işyerinde insanları birbirlerine bağlayan değerleri ve işyerinin misyonunu herkesin sahiplenmesini sağlayarak, herkesin gurur duyacağı işler yapmasına imkân yaratırlar. Mükemmel bir işyeri yaratmanın altıncı adımı, insanların yaptıkları işten gurur duymalarını sağlamaktır.  (Gurur Duyulacak İşler Yapmak Para Kazanmaktan Daha Önemlidir)

Şirketler bu altı özelliğin hepsini, neredeyse hiç bir yatırım yapmadan hayata geçirip, mükemmel bir iş ortamına sahip olabilirler. Mükemmel işyeri yaratmak için maddi imkânlardan çok, bu zamanın ruhunu anlayan bir zihniyete sahip olmak gerekir. Bu zamanın ruhunu yakalayan ve insanların motivasyonlarını anlayan her lider, mükemmel bir işyeri yaratabilir.”

Evet; bu arada çalışanlarınızı aşağıdaki veya benzeri sözlerle motive etmeyi unutmayın. Benim yönetimimden memnun musun? Sizlere nasıl yardımcı olabilirim? Bu fikri duyduğuma çok sevindim. Bu projeye verdiğin katkı için çok teşekkür ederim. Hep birlikte daha iyisini yapabiliriz.

Ve de unutmayınız ki; eğer işinize heyecan katıp bunu çalışanlarınıza aksettiremezseniz, başka bir deyişle işyerinde heyecan yaratamazsanız bu durumda pek fazla şey üretmemenizde mümkün olmayacaktır.

Şirketlerdeki gelişmenin de çürümenin de temelinde yöneticilerin tavrı yatar.

Yorumlar

Human ~ 4 yıl önce
İnsanlar adaletli bir yönetim olduğunda mutludur. İnsanlar hakları gasp edilmediğinde mutludur. Insanlar liyakat esas alındığında mutludur. İnsanlar ayrımcılığa maruz kaldığında MUTSUZDUR.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Sn Çetin bey ~ 4 yıl önce
Torpil,hemşehricilik, yandaşçılık kavramlarının geçerli olduğu,insanların sömürüldüğü,baskı gördüğü, işsizlik ile tehdit edildiği,adalet,eşitlik,liyakat ve eğitimin neredeyse olmadığı,biat ve şükür kültürünün egemen olduğu bir ülkede değerli hocamız ve sizin bahsettiğiniz şıkların hayata geçirilmesi hayal ötesi bir şey olur. Saygılar,hürmetler.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
örnek ~ 4 yıl önce
Cetin Bey, korkmayin bu yastan sonra ve su linki yayinlayin: https://eksisozluk.com/elif-can-yetim--5443402?p=1 Konu ile birebir örtüsmekte
CVP ÖRNEK ~ 4 yıl önce
KORKMA DİYE YÖNLENDİRENE BAK? SİZİ TANIMIYORUM.DOLAYISI İLE SÖYLEDİĞİNİZ DOĞRU MU YANLIŞ MI BİLMİYORUM. MESAJINIZ DA İSMİ GEÇEN HANIMEFENDİYİ DE TANIMAM.KORKMA SEN BENİ HELE BİR TELEFONLA ARA. DETAY ANLAT. VERDİĞİN LİNKLE YAZDIKLARIN TABİİ Kİ ÖRTÜŞECEKTİR. ONU DA YAZAN / YAZDIRAN SEN OLDUĞUNA GÖRE.ARKADAŞIM YAZDIĞIN VE ÖNERDİĞİN LİNKTEKİ SATIRLARIN YAZI KONUSU İLE İLGİSİ VAR MI?
komik ~ 4 yıl önce
Cetin Bey siz kesinlikle zeki bir insan degilsiniz, bu linki yazdiran ben degilim tabiki, ilk paylasimi okursaniz herseyi anlarsiniz. Korkagin tekisiniz ne yazikki... Bu yazilanlarin hepsi Damat`in hack edilen mail hesabindan... Akpyi yalamaya devam edin
Cetin Bey ~ 4 yıl önce
Siz iyice bunamissiniz zira bahsettigin konuyla cok alakali bir ornek bu Elif can Yetim vakasi...
cvp ÇETİN BEY'E ~ 4 yıl önce
BİZ YAŞLANDIK. ALLAH SİZİ BİZLE AYNI DURUMA DÜŞÜRMESİN.BUNAK LAFINI SİZE İADE EDİYORUM CİN ÇOCUK.
CVP KOMİK ~ 4 yıl önce
EVET. MAALESEF SİZİN GİBİ ZEKİ VE CESUR DEĞİLİM. HATTA KORKAK SAYILIRIM. SEN ÇOK YAŞA CESUR ÇOCUK.
Komik:) ~ 4 yıl önce
Begeni sayilari herseyi ortaya koyuyor, bakin sizin yorumlarinizi begenen var mi:) Suya sabuna dokunmamamin güzel bir örnegisiniz...Yöneticiliginizi bilmedigimden ki cok överler o konuda yorum yapamayacagim...
CVP komik:) ~ 4 yıl önce
SUYA SABUNA DOKUNACAĞIMI VEYA DOKUNMAYACAĞIMI DA BİLEMEZSİNİZ.TANIŞMIYORUZ VE BİRLİKTE HİÇ ÇALIŞMADIK. KESİN OLAN BİR ŞEY VAR Kİ O DA KİMSEYE ALET OLMAYI SEVMEDİĞİMDİR. BEĞENİLERİN NASIL YAPILDIĞINI İYİ BİLİYORUM MERAK ETMEYİN.

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000