Türk sivil havacılığı hareketli bir bayram dönemini daha geride bıraktı. Havayolları tavan fiyattan bilet satarken buna rağmen uçaklar neredeyse yüzde 100 dolulukla uçtu. Böyle olunca da yüzler güldü, kasalar doldu. Patronlar avucunu ovuşturadursun, bayram yoğunluğunun hemen sonrasında yüzleşilmesi ve kısa vadede çözüme kavuşturulması gereken iki önemli konu…
Biri, tahmin ettiğiniz gibi yeni havalimanına taşınma süreci...
Diğeri ise görünmeyen, ya da görünse de kulak ardı edilen veya kısa vadede çare bulunamayacağı için sürekli görmezden gelinen “pilot sıkıntısı”
Havayolu şirketlerinin kokpiti fokur fokur kaynıyor dersek abartmış olmayız. Arz talep dengesinin pilotlar lehine bozulmasından dolayı pilotlar, diğer çalışanlara göre daha çok sesini yükseltebiliyor. Toplu rapor alıp uçuşa gitmeyerek patrona mesaj verenler de var, istifa kozunu masaya koyan da…
Pilot transfer yasağının 1 Eylül itibariyle bitmesi bazı şirketlerde dengeleri alt üst edebilir. Özellikle THY’nin bu süreçte ciddi sıkıntı yaşayacağını öngörüyorum. Çünkü THY’nin ücret politikası konusunda özel havayolları kadar rahat olmadığını biliyoruz. Pilotlara vermek istese de bilinen sebeplerden dolayı veremiyor. Temmuz ayında diğer personele yüzde 10, pilotlara yüzde 20 zam verilmesinin de yangını söndürmeye yetmediği açıkça ortada. Sadece yerli pilotlar için düşünmeyin. Asıl huzursuzluk lejyoner pilotlarda… Kokpit üyeleri arasında dilden dile dolaşan bir söylentiye göre, 200 yabancı pilotun istifası cebinde. Eğer bu gerçekleşir ve bunun üzerine transfer yasağından sonra yerli pilotların da ayrılması ihtimalini eklersek, THY için Eylül ayı sancılı bir sürecin de başlangıcı olabilir. (Bedelli askerlik için ayrılacak olanları da ekleyebiliriz)
THY’nin kulağının üzerine yatmadığını biliyorum. Belirli sınırlar çerçevesinde soruna çözüm arayışı olduğunu da… Ancak çözüm yüzdeli zamlardan başka gibi görünüyor. Artık yabancı pilotları ücretsiz cep telefonu hattı ve pas bilet ile kandırma döneminin de bittiğini düşünüyorum. Çünkü son dönemde döviz kurundaki artışın, yabancı pilotlar tarafında, ufak tefek pansumanla düzelmeyecek kanamaya neden olduğu aşikar. Hiçbirimiz lejyoner pilotlardan aidiyet bekleyemeyiz. Böyle bir hakkımızın olduğunu da sanmıyorum. Patronların ve yöneticilerin de olaya, duygusal değil rasyonel baktığını ve böyle bir düşünce içerisinde olmadığını öngörüyorum.
Doğduğu topraklardan binlerce kilometre uzakta, farklı kültürde, farklı bir coğrafyada çalışan bir pilotun, öncelikle kazandığı parayı düşündüğünü söylersek, aksini kim iddia edebilir?
Birkaç yıl önce “Türkiye’yi ve Türk insanını çok seviyorum” diye gazetelere röportajlar veren Hintli kadın pilot bile kur yükselişinden sonra THY’yi terk etti. Kendince haklı sebepleri var mutlaka… Sonuçta bir başka ülkede daha iyi şartlarda iş imkanı bulabiliyorsa, Boğaz’ın güzelliği, Türk insanının naifliği ile onu bu topraklarda tutabilir misiniz?
Şu anda THY’de uçan yabancı bir kaptan pilotun maaşının euro karşılığı 5500-6000euroya denk geliyor. Yani Almanya’da herhangi bir işte orta sınıf çalışan maaşı! O pilot aynı işi kendi ülkesinde yapan birinden üç dört kat daha az maaş almayı kabul eder mi sanıyorsunuz? Hem de ülkesinden, ailesinden uzakta…
Sadece yabancı pilotlar açısından da bakmamak lazım. Bir başka ülkede ayda 10-12 bin euro kazanma olasılığı olan yerli bir pilotu Türk Hava Yolları’nda 3 bin euro vererek tutabilir misiniz?
Özel şirketler çok hızlı akut çareler bulabilir belki ama THY’nin pilot sorunuyla bir an önce yüzleşmesi gerekiyor. Hem çok uçsun hem az kazansın olmaz. Sanıyorum bu işin şu aşamadan sonra tek çözümü dövizle maaş uygulamasına geçmek olacak. THY bir an önce dövizle maaş uygulamasına geçmezse, çok yakın süreçte kokpit kaynaklı ciddi sıkıntılar yaşayabilir.
THY’de uçan pilotların canını en çok yakan bir ayrıntı daha var. THY’nin iştiraki olan Sunexpress Havayolları’nda bir kaptanın çıplak maaşı 8 bin euro’nun üzerindeyken bayrak taşıyıcı THY’de uçan kaptanı 5 bin euro’ya uçmaya nasıl ikna edersiniz ki? Tutabilir misiniz o pilotu? İlk fırsatta arkasına bakmadan kaçmaz mı?
THY AIR INDIA’NIN 787’LERİNİ KİRALAYABİLİR Mİ?
THY, filosuna ilk Boeing 777 tipi uçakları dünya havacılığının krizle mücadele ettiği dönemde (2008)Hintli Jet Airways’ten wetlease (ekibiyle birlikte) kiralayarak katmıştı. O dönem first class sınıfı olan bu uçaklarla THY, iyi sükse yaptığı gibi Boeing 777 uçaklarının operasyonu için de tecrübe edinmişti. Şimdi THY önümüzdeki yıl yeni bir uçak tipini, Boeing 787 uçağını filosuna katmaya başlayacak. Acaba THY bu uçakları filosuna katmadan önce tıpkı Boeing 777 örneğinde olduğu gibi wetlease operasyon işine girebilir mi? Mesela yine Hintli Air India’nın krizden dolayı yere indirdiği dört adet Boeing 787 tipi uçak ekipleriyle birlikte THY filosuna dahil edilebilir mi? Bence THY için geçmişte başarıyla denenmiş bir formül ikinci kez hayata geçirilebilir. Neden olmasın?
Facebook Yorum