Pandeminin etkisinin azalması ile birlikte havacılık sektörünün yavaş yavaş geri dönmeye başlaması, "rusty (paslı) pilot" sendromunu da ortaya çıkardı.
Pandemi süresince, birçok pilot aylarca uçuşlardan uzak kaldı. Halen uçuş yapamayan ve sadece ICAO kuralları gereği yıllık simulatöre giren veya üç ayda bir üç sorti uçuş yaparak lisansını aktif tutan pilotlar ile normal zamandaki uçuş pratiklerinin çok altında uçuş yapan, yeteneklerini ve özgüvenlerini yitiren pilotlar var.
Uluslararası bazı kuruluşlar, pilotlardaki bu güven eksikliği ve rusty pilot sendromunun bir trajediye neden olabileceği konusundaki endişelerini sık sık dile getiriyorlar.
Emirates'in birkaç hafta içerisinde yaşadığı iki önemli olay, bu tecrübe ve özgüven eksikliğinin en önemli örnekleri olarak gösterilebilir. Bildiğiniz gibi, Emirates'e ait bir uçak Dubai'den kalkış sırasında, olması gerekenden çok daha düşük irtifada kalkış gerçekleştirmiş ve Boeing 777 tipi uçak binaların çatılarına 75 feet mesafe ile kalkışına devam etmişti.
Bu olaydan hemen sonra bir başka Emirates pilotu, hava trafik kontrolöründen kalkış müsadesi almadan kalkışı başlatmış ve o sırada pisti kat eden bir başka uçağa çarpması, kontrolör müdahalesi ile önlenmişti.
Aynı şekilde bir kaç ay önce ABD'de pist yerine taksi yolundan kalkmak üzereyken yine kontrolör tarafından ikaz edilen tecrübeli bir THY pilotunun bu hayati hatası da aynı kategoride değerlendirilebilir. Ama elbette Türkiye'deki şirketlerin uçuş tecrübelerinin artması açısından, bir ikisi dışında, iyi performans sergilediklerini de eklemek isterim.
Uzun süreli görevsizlik sonrası kokpite dönen bir başka pilotun kalkış sırasında motorlardan birini açmayı unutması, iniş gerçekleştiren bir başka pilotun iniş takımlarını açmadan piste yaklaşması ve son anda pisti pas geçmesi de pilotlardaki odak eksikliği olarak görülebilir.
Yanlış irtifada, yanlış hızda veya yanlış rotada uçmak ya da taksi yolunu karıştırmak, sonradan düzeltilen küçük hatalar olarak görülse de, şunu biliyoruz ki en ölümcül havacılık felaketleri, önemsiz gibi görünen hataların bir araya gelmesi ile yaşanıyor.
Ve şu bir gerçek ki, şu anda her hangi bir havayolu şirketi, ölümcül bir kazayı kaldıracak güçte değil ve böyle bir olayın yaşanması havayolları açısından beklenmedik sonuçlar doğurabilir.
Havayolu şirketleri için bugün en önemli mesele, kokpite geri dönen pilotların bilgi ve becerilerini eksiksiz şekilde kullanmalarını ve özgüvenlerinin yerine gelmesini sağlamak olmalıdır. Havacılık sektörünün olağanüstü para kaybettiği bir ortamda, havayollarının, gelirlerinin geri dönüşünü sağlamak için yine olağanüstü gayret göstermesi ticari olarak doğal bir refleks ancak yukarıda bahsettiğim risklerin yok edilmesi için de gerekli eğitim yatırımlarının sağlanması, uçuş emniyeti açısından kaçınılmazdır. Fakat ne yazık ki birçok havayolu şirketi, uçuş ekipleri üzerindeki psikolojik, duygusal ve finansal streslerin azaltılması için herhangi bir çaba sarfetmiyor. Özellikle pandemi kurallarının ağır şekilde uygulandığı bölgelere uçan ve bu bölgelerde ağır koşullarda görevlerini yerine getirmek için çaba gösteren ekiplerin, bu durumlarının da dikkate alınması için ayrıca çaba gösterilmesi gerekiyor.
Sektörün geri dönmeye başlaması ile birlikte ABD ve Körfez havayolları başta olmak üzere birçok şirket, filo planlamalarına kaldıkları yerden devam ediyorlar ve pilot istihdamına da başladılar. Aylarca uçuş yapmayan birçok pilotun da o şirketlerin alım sürecine dahil edildiğini, az uçan veya hiç uçmayan pilotların birçoğunun, sadece ICAO'nun lisansları aktif tutmak için şart koştuğu koşulları yerine getirdiğini unutmamak gerek. Bir derslikte veya simülatörde verilen eğitimin gerçek bir kokpit ile aynı deneyimi vermediği gibi, iyi bir performans garantisi sunmadığını da biliyoruz.
Bugüne kadar yaşanan kazalar şunu gösteriyor ki, kazaların sebeplerinin üçte ikisi insan kaynaklıdır. Uçaklarda her sistemin back up'ı (yedeklemesi) olsa da küçük bir prosedür hatası, ölümcül sonuçlar doğurabilir. Ve uçma deneyimi eksik olan pilotların prosedür hataları yapma oranı özellikle bu dönemde oldukça yüksektir. Bu sebeple, pilotların eksiksiz bilgi ve beceri ile işlerine dönebilmeleri için gerekli programları uygulamak havayolu şirketlerinin önceliği olmalıdır.
Facebook Yorum