(MPL) 30 YIL ÖNCEKİ HAYALİN ÜRÜNÜ PİLOT EĞİTİMİNDE GELDİĞİMİZ SON NOKTA
Eleştiriler, eleştiriler, eleştiriler… Türkiye gerçeğinden uzak, uzaklardan rahat koltuğunda atıp tutan, hayalperest bir akademisyen bu Korhan Oyman. Ülkede bu kadar işsiz pilot varken kalkmış hiç olmayacak, pilotluk mesleğinin doğasına aykırı bir yöntem hakkında atıp tutuyor.
Olur mu hiç öyle sadece 50-70 saat tek motorlu uçakta uçup ardından koca jete ikinci pilot olmak? Hocam sen hayal kurmaya devam et…
İşte benim okurların bana tavsiyeleri. Tabi bu MPL denen yöntemi ben geliştirdim ya. Bu benim hayalim ya…
Her zaman derim ya bizim ülkede pilotluk müessesesi okuma ve öğrenme özürlü olduğumuz için gelişmiyor diye. ICAO ve IATA’nın 1982'de konsept olarak üzerinde çalışmaya başladığı MPL de bizim bu okuma özürlü oluşumuza kurban gitti ve bir hayal ürünü olarak zihinlerde rafa kaldırılmak isteniyor.
Nedeni basit. Son 6-7 yılda Türkiye’de açılıp-kapanan küçük boyutlu uçuş okulları veya uçuş okulu diye kendini tanımlayan işletmeler birçok gencimize hayal sattılar.
SHGM’de son yıllardaki sivil havacılık rekor büyümesine personel açısından ayak uyduramayınca denetimsizliği fırsat bilen birçok kapkaç okul ya yarım yamalak eğitimlerle ya da iflaslarla birçok gencin hayallerini büyük kredi borçlarının altında boğdu.
Sonuç, ülkede her türlü yeni yönteme karşı bir direniş var. Söylem sürekli aynı: “önce eldeki mevcut yetişmiş kaynağı kullanın”. Tabi ki bu noktada sorulması gereken soru şu: eldeki kaynağın kalitesi 200 saatle havayolu sağ sandalyesine oturmaya elverişli mi? Ürünü sağlayan kurumların eğitimci, eğitim araç-gereç, metodoloji, lisan seviyeleri ne durumda. Bu kurumların iş garantisi varmış gibi vatandaşı sömürmesinin önünde herhangi bir engel var mı?
Bunları iyice deşmek lazım. Bir de tabii ki bu kurumlara hayallerini bağlayan gençlere şu öğüdü vermek lazım: hayallerinizin giden yolda önce eğitim göreceğiniz kurumu ve sonrasında pazardaki şartları iyice araştırın. Kimse size zorla bir şeyi satmıyor. Seçim de sizin gelecek de.
Bir de tabi ki şunu hiçbir zaman unutmayalım. Siz pilot lisansı aldınız diye her havayolu size iş verecek diye bir şart yok. Havayolu işletmecisi her işte olduğu gibi personel seçiminde de diğer işletmeler gibi kiminle çalışacağına kendi karar verir.
Bu muhabbetin ışığında gelelim MPL denen yeni yönteme. MPL denen yeni havayolu pilot eğitim modeli ilk olarak 30 yıl önce ICAO tarafından başlatılan bir çalışmanın ürünüdür. 1982'de ICAO 50 yıldır değişmemiş olan ve değişen havayolu kokpit gerçeğine ayak uydurmakta zorlanan klasik ticari pilot eğitim yöntemini kökünden değiştirecek ve ilk günden itibaren havayolu kokpitine yönelik olacak yeni bir eğitim sistemine gerek olduğunu idrak ederek bir çalışma grubu oluşturmuştur. MPL’in ilk destekçisi Lufthansa Alman Havayollarıdır.
1982-1986 yılları arasında görev yapan bu çalışma grubu o dönemde bizim bugün Türkiye’de yaptığımız bu tartışmaya benzer bir süreç nedeniyle bir sonuca ulaşamamış ve grup dağılmıştır. Ardından 2000 yılında Madrid’deki toplantıda yöntem yine teklif edilmiş ve bu sefer grubun liderliğini Hong Kong merkezli Cathay Pacific Havayolları üstlenmiştir.
O dönemde sürecin öncekine göre çok daha büyük destek görmesinden dolayı konuyu incelemek üzere ICAO 2001 yılında Flight Crew Licensing Training Panel (FCLTP) – Uçuş Ekibi Lisans Eğitim Panelini kurmuştur.
2002 yılında FCLTP MPL adı altında yeni eğitim modelini oluşturmak üzere 18 üye ülkeden ve 5 uluslararası kurumdan gelen 64 üyeli bir çalışma grubu kurmuştur.
2005 yılında ICAO Hava Seyrüsefer Konseyi’nin (Air Navigation Council-ANC) çalışma grubunun sonuçlarını benimsemesiyle 2006 yılında MPL eğitimi önce ICAO Annex 1 bölüm 2.5'de ardından da JAR-FCL Ammendment 7 de resmi olarak yayınlanarak hayata geçmiştir.
Aynı yıl ilk eğitim CAPA tarafından Danimarkalı Sterling Havayolları pilot adaylarına uygulanmıştır. EASA uygulaması da bu yıl içinde resmileşecektir.
İlk yıllarında dünya pilot pazarındaki MPL/Klasik Eğitim rasyosunun 20/80 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. Yani her beş pilottan biri yakında MPL sisteminde yetişecektir. MPL’in en önemli kazançları arasında gösterilen eğitim kurumu ve havayolu ilişkisi bu yöntemi diğer yöntemlerden çok farklı kılmaktadır.
MPL’in bir önemli farklılığı da öğretmen seçiminin ve öğretmen standartlarının çok daha yüksek olmasıdır.
MPL daha çok yeni bir yöntem olması nedeniyle ICAO eğitim kurumlarını ve havayolu şirketlerini sürekli kendilerini geliştirebilsinler diye esnek bırakmıştır ve sadece beş temel şart bu lisanslamada esastır.
Şartlar şöyle sıralanmaktadır:
1. Asgari 35 saat tek motorlu eğitim uçağında uçuş. PPl mecburiyeti bulunmamaktadır.
2. Asgari 240 saat toplam uçak+Simülatör uçuş eğitimi
3. Base check de toplam 12 iniş kalkış
4. Upset Recovery dediğimiz uçağın gireceği olumsuzlukları önlemek ve bu durumlardan kurtulma teknikleri (Upset Prevention and Recovery Techniques – UPRT)
5. Hava Trafik Kontrol simülasyonu (ATC simulation)
1500 saate ulaşıncaya kadar havayolu ve tip spesifik geçerli olan bu lisans 1500 saatte aynı frozen ATP gibi ATPL lisansına dönüşüp her havayolunda geçerli hale geliyor.
MPL’in içeriği de tamamen Evidence Based Training-EBT, Threat and Error Management-TEM ve CRM tabanlı senaryoya dayalı eğitim teknikleri kullanılıyor.
Bugün ICAO’nun ve EASA’nın resmen tanıdığı ve IATA Uluslararası Havayolu Taşıyıcıları Birliğinin 236 üyesinin oluruyla desteklediği, ITQI-IATA Training and Qualifications Initiative, yani IATA Eğitim ve Kalifikasyon Girişimi programı çerçevesinde de adapte edilen bu yeni eğitim metodu emin olun hayal falan değil. Gecen yazımda da bahsettiğim gibi kapımızda zile basmaya hazırlanıyor. 2011 Asya Pasifik Havayolu Eğitim Seminerinde belirtilen rakamlara göre su ana kadar 376 mezunu ve soz konusu sene itibarıyla 1426 öğrenci MPl programında eğitim görüyor.
Programın uygulayıcıları arasında Lufthansa, Air Berlin, Tiger Airways, Air Arabia, Air China, FlyBe gibi büyük havayolları bulunuyor. Halen 34 ICAO üyesinde kabul edilmiş durumda ve 14 ülkede de eğitim merkezleri hayata geçmiş bulunuyor.,
Bu eğitimi en son kabul edecek ülke olan ABD’de bile neredeyse tüm eğitim kurumları çalışma grupları kurarak buna hazırlık yapıyoruz.
İste sevgili okurlarım bizim işin değişen gerçekleri bunlar. Ben yine sizlere uzaktan davul çalmaya devam edeceğim. Akademisyeniz ve işimiz bu. Siz ister dinleyin ister beni eleştirmeye devam edin ama hayatin gerçeklerini de inkâr etmeyin.
İyi haftalar diliyorum
Doc.Dr. Korhan Oyman
Associate Dean
College of Aeronautics
Florida Institute of Technology
Facebook Yorum