Hayat bu kadar işte…
Sani Şener in şu sözünü hatırlıyorum.
“İnsanın kariyeri her sabah yeniden başlar” Bu sözü aklımdan hiç çıkarmam…
Gece uykuya dalmadan önce, bir gün sonrasına, birkaç hafta ya da yıllar sonrasına planlar yaparsınız ama sabah hiç ummadığınız şekilde bambaşka bir güne uyanabilirsiniz ya da belki hiç uyanamazsınız.
Hayatın akışında, kontrolü tamamen kaybettiğiniz anlarda aynı zamanda sağduyuyu da kaybettiğinizi bilmeniz gerekir ki, bana göre en tehlikelisi de o’dur.
Keskin sirke küpüne zarar sözü boşuna mı…
Bazı dönemlerde haklı ya da haksız; yakasına yapışıp hesap sormak istedikleriniz olabilir, zarar vermek, mutsuz etmek, huzursuzluğuna sebep olmak istedikleriniz olabilir. Elbette hepimizin var. Ancak zamanla bu hislerin size daha çok zarar verdiğini, karşı taraftan daha çok sizi mutsuz ve huzursuz ettiğini görürsünüz.
Sürekli öfkeli, azgınlaşan ve saldırganlaşan tutumlar, içten içe kendinizi yer bitirir. Farketmeden yersiz hırsın ve öfkenin esiri olursunuz.
Hırs başarıyı getirir, aşırı hırs hata yaptırır. Az öfke motive eder çok öfke kendini kaybettirir…
O hırs ve öfkenin hedefi başkaları gibi görünse de sizi çoktan içten içe bitirmiştir.
Geriye dönüp baktığınızda ya en çok sizden gitmiştir ya da siz gitmişsinizdir.
Bahri Kesici baltayı taşa vurdu!
Sivil Havacılık eski Genel Müdür Yardımcısı Bahri Kesici ile ilgili bir takım iddialar bir süredir kulağıma geliyordu. Emekliliğinin kırkı çıkmadan, havacılık sektöründeki bağlantılılarını nakite çevirme konusundaki azmi ve hırsını şaşkınlıkla takip ediyordum. Uçuş okulunda gizli ortaklıktan tutun, şirket satın almalara, yeni şirket kurma projelerinden komisyonculuğa kadar her taşın altından çıkar olmuştu. Aslında yasalara göre, kamu görevinden ayrılan bir bürokratın emekli olduğu alanda faaliyette bulunması açıkça suç. Bunu da yazdım. Alenen suç işlediğini ve ticari ilişkiler ağlarına girerek yasaları çiğnediği konusunda kendisini de uyardım.
İkazı dikkate almak yerine daha farklı işlere girdiğini görünce şaşırdım. Türk sivil havacılığının uzun süre başında olan ve iyi bir makamdan ayrılan bürokrat, böyle gayri yasal işlere girme cesaretini nasıl kendinde bulabilir diye de çok şaşırdım açıkçası…
Kendisi adına çok üzgünüm. Saygın bir makamdan demir parmaklıklar ardına giden yolda büyük pişmanlıklar duyduğunu sanıyorum. Ama elden bir şey gelmez. Ne yazık ki Bahri Kesici, kamuda edindiği bütün itibarı üç beş milyon lira için yerle bir etti. Yazık oldu, hem de çok yazık…
Daha önce rüşvet alanlar, görevi kötüye kullananlar vs oldu ancak nitelikli dolandırıcılık, hem kendisi hem ailesi hem de yakın çevresi için çok acı verici bir durum olsa gerek…
Milyarlarca dolarlık bir sektörün başından ayrılıp “2.7 milyona alacağız, 47 milyona satacağız” diyerek mezarlık komisyonculuğu yapmak, pilottan ondan bundan para toplayıp “bir alıp iki vereceğiz” vaadiyle saadet zinciri kurmak, tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan kamu ihalelerini alıp rant devşirmeye çalışmak yakışıyor mu o ağır makam sonrası bir insana?
Şimdi biz nasıl emin olalım ki, benzer işlerin aktif görevdeyken de yaşanmadığına?
Bazı imzaların hakkıyla değil de başka türlü ilişkilerle atılıp atılmadığını nereden bilelim?
Verilen ruhsatlar, onaylar, olurlar…
Altında imzası olan herşey soru işareti olmayacak mı şimdi?
Facebook Yorum