27 Eylül 2021, Pazartesi
Servet BAŞOL
Servet BAŞOL [email protected]

Kaçınılmaz Çöküş

ANİ ÇÖKÜŞ

“Cehaletin egemen olduğu toplumlarda, toplum mekanizmasının orasında burasında aksaklıklar baş gösterir ve sonunda tüm bu aksaklıklar bir araya gelerek toplumu birdenbire çökertir. Dışarıdan bakan bu çöküşün aniden ortaya çıkan sebeplerle olduğunu sanacaktır. Halbuki cehalet uzun zamandan beri toplumu içinden kemirerek dayandığı payandaları yok etmektedir. Bu süreç kritik bir noktaya ulaşınca toplum küt diye çöker...”

Peki bir toplumda cehalet nasıl egemen hale gelir? Bilime, çağdaşlığa sırtınızı dönerseniz... Devlet kadrolarına hak eden ve layık olanı değil eş dost akrabayı atarsanız... Üniversiteyi çökertirseniz... Demokrasiyi, tartışma kültürünü, eleştiriyi, özgür düşünceyi öldürürseniz... Parayı bütün değerlerin üzerine çıkartırsanız... Çalışmayı, emeği, bilgiyi, kültürü değer olmaktan çıkartırsanız... Çökertirsiniz.

Patlamanın ardından kimi “kaza” diyor kimi “bilinmeyen sebep”......

Oysa patlama çok iyi bilinen sebeplerden kaynaklanmıştır...

İhmal, beceriksizlik, tedbirsizlik, cehalet...

Hepsinin de temelinde Cumhuriyet’in yerini cehaletin alması vardır...

"Ani Çöküş Kuramı” Doğan Kuban.

* * *

İBNİ SİNA VE EŞ‐ŞİFÂ

Bilgi, nasıl kişide sonradan meydana gelen ilave bir nitelikse, aynı şekilde İbn Sina tarafından hastalık olarak görülen cehalet de kişiliğe sonradan eklenir. Bir başka ifadeyle bu tür bir cehaleti kişi, sonradan kazanır. Bu kazanılmış cehalet, bilgiye karşıt ve aykırı bir biçimde insanın yanlış ve bâtıl düşünceleri edinmesiyle, bu tür düşüncelerin kişide bir inanç olarak vücut bulmasıyla ortaya çıkar. Bu sebeple İbn Sina’nın, en kapsamlı felsefî eserlerinden biri olan eş‐Şifâ’ya böyle bir adı vermesi, müspet ilimleri ortaya koymak suretiyle kişiyi cehalet hastalığından kurtarmayı ve onu iyileştirmeyi hedeflemesinden dolayıdır.

Prof. Dr. Ömer Mahir Alper

İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, İslam Felsefesi Anabilim Dalı

* * *

EL GAZALİ

“Cahille tartışmayın. Ben hiç kazanamadım.”

* * *

KÖY ENSTİTÜLERİ

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bir bayan müfettiş, bir okulu teftiş etmek için görevlendirilir.

Müfettiş okula gitmek için yola koyulur ancak yolda arabası hararet yapar ve aracı çalışmaz. Oradan geçen bir çocuk araca doğru yanaşarak yardıma ihtiyacının olup olmadığını sorar.

Müfettiş: Araçlardan anlar mısın?

Çocuk: Babam tamircidir bende bazen ona yardım ederim.

Arabanın motoruna bir bakış attıktan sonra, alet-edevat çantasını ister. Çocuk birkaç dakika uğraştıktan sonra, müfettişten aracı çalıştırmasını rica eder. Bu arada müfettiş bütün bu olanları dehşet içerisinde izlemektedir. Araç tekrardan hareket etmeye başlar! Çocuğa teşekkür eder ve bu saatte neden okulda olmadığını sorar;

Çocuk: Bugün okulumuza müfettiş gelecekmiş ve öğretmenin dediğine göre ben sınıfın en haşarı öğrencisi oluşumdan dolayı evde kalmam gerekiyormuş.!

Yetenekler böyle bitirilir. Zeka ve üreticilik sadece dersi anlamak ile alakalı bir şey değildir. Her şahsı, yeteneklerini ortaya çıkarabilmek için uygun ortama koymak gerekir. Aptallık diye bir şey yoktur, sadece farklı yollar vardır. Köy Enstitüleri’nde her çocuk ilgi alanı ve yeteneğine göre değerlendirilip ona göre eğitiliyordu. Bütün öğrencilere standart dersler verilmiyordu.

Mekteplerin duvarında ise şöyle yazıyordu:

"Burada hiçbir balık uçmaya, hiçbir kuş yüzmeye zorlanmaz…”

- https://www.ogretmensitemiz.com/

* * *

GUİNESS REKORLAR KİTABINDAN

1. Balkona 50 kişinin çıkması sonucu meydana gelen toplu ölüm.
(İstanbul-Dudullu'da bir köy nişanı töreninde)

2. TEM'de seyreden araçtaki 5 kişinin radyoda kolbastı çalınca aracı sağa çekerek otoyolda göbek atmaya başlaması ve üçünün de ayrı ayrı araçların çarpması sonucu ölümü. (Adapazarı-Hendek)

3. Elektrik direğine yaslanıp ayakkabısındaki taşı çıkarmak için ayağını silkeleyen kişiyi elektrik çarptığını sanan bir başkasının akımdan kurtarmak amacıyla kafasına kürekle vurup öldürmesi. (Rize-Tunca Köyü)

4. Midesine sinek kaçan bir kişinin sineği öldürmek için odaya sıkar gibi ağzına Sheltox isimli böcek ilacını sıkması ve sinekten beter ölümü. (İstanbul - Sultanbeyli)

5. Mühendisin kontrol için geminin buhar kazanına girdiği sırada bundan habersiz bir gemi personelinin kapağı kapatması ve geminin sefere çıkmasıyla mühendisin ölümü. (Kocaeli)

6. Aynı iş yerinde biri gündüz biri de gece vardiyasında çalışan baba-oğlun motosikletle biri eve, biri işe giderken sert bir virajda karşılaşıp birbirlerine selam vermek isterken çarpışarak ölmeleri. (Konya)

7. Nüfus sayımı nedeniyle kendisinden başka kimsenin bulunmadığı otobanda seyrederken, sayım görevlisinin bariyerlere çarparak ölümü. (Tem Otoyolu-Gebze)

8. Karabük Demir-Çelik Fabrikasında 600 tonluk pres makinesinin arasından emekleyerek geçen işçinin, 2450 santigratlık fırından sigarasını yakmaya çalışırken can vermesi. (Karabük)

9. Tıraş ederken berberin, rahatlatır diye boynu aniden sağa sola çevirme hareketi sonucu küt diye boynu kırılan müşterinin koltukta can vermesi. (Erzurum)

10. Bir vatandaşın yatağındaki tahta kurusunu öldürmek için yaptığı ilaçlamadan sonra uykuya dalınca, tahta kurularıyla birlikte zehirlenip ölmesi. (Bodrum-Yalıkavak)

- Prof. Dr. Ömer Özkan

Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi Hukuk Fakültesi

* * *

CEHALET YORGUNLUĞU

Bizde malum laf vardır “Yarım hekim candan, yarım hoca dinden eder” diye.

Adına kutuplaşma mı dersiniz, linç kültürü mü hoşgörüsüzlük mü bilmiyorum ama yaşadığımız pek çok toplumsal çatışmanın, buhranın altında derin bir cehalet ve bu cehalete alet olan biz milyonlar varız.

– İpek Coşkun

* * *

"BÜYÜK UYANIŞ MİTİNGİ"

Aşıya karşı düzenlenen mitingde "Küresel çetelere karşı tek ses olacağız" sloganı yer aldı. Göstericiler mitingde "Küresel çete Türkiye'den elini çek", "DSÖ, Türkiye'den defol" ve "Benim bedenim, beni kararım" yazılı dövizler taşıdı.

Maltepe miting alanındaki konuşmasında Abdurrahman Dilipak Aşı Karşıtları katılımcılara teşekkür ederek "Burada küresel güçlere meydan okumak için varız. Adının Covid olduğunu iddia ettiğiniz virüsün yarasadan konakçıya, oradan bulaş olarak insana nasıl geçtiğini, hikaye gibi bize anlatıp durdunuz. PCR tanı kitleriyle insanlarda PCR'ın görmediği virüs var mı yok mu, yazı tura atmaya başladınız. Adına SARS-COV 2 dediğiniz virüsü peçete testiyle dünyaya yaydınız. Hatırlayın Çin'de sokakta giderken düşüp ölen insanları, medyada gösterilen o trajik ölümleri. Size ölümü gösterip hastalığa razı etmeye çalıştılar, akraba, arkadaş ziyaretleri engellendi, tokalaşmayın, sarılmayın dediler. Siz yanınızdaki arkadaşınızın elini tutun inşallah. Şimdi biz birlikteyiz. Bu oyunu bozacağız, insanlara çip takılması yönündeki girişimlere karşı meclis araştırması açılması istiyoruz" dedi.

* * *

OGGİTO

“Bilimin sürekliliğinin halkın verdiği vergilerden ve devletin ödeneklerinden kaynak sağladığı gerçeği aşikâr. Bilimin sadece bilime yakın olanları cezbetmesi aşılması gerekilen bir sorun; bu da gündelik hayatımızdaki cehaleti fark edip onu yönetebilmek, sorularla düşünebilmekten geçiyor. Aksi takdirde, halk ile bilim arasındaki uçurumun daha da açılması ve yaşadığımız dünyaya yabancı kalmamız engellenemez.”

- Melis Sena Yılmaz - Cehalet ve Bilim Üzerine / 6 Ocak 2019

* * *

ABD destekli politikalar ile ülkemizin düşürüldüğü durum içler acısı; Kıbrıs Karadeniz’dedir, beynimizde Omurilik Sarımsağı vardır, Aşı ile vücudumuza chip takacaklar, iki sene sonra aya sert iniş yapacağız.!

Bu cehalet, birilerinin ülkenin başında yönetici olmasına, o kişiyi oraya getirenlerin ise ülkeyi rahatça sömürmesine, ülkemizi ve etrafını da istediği gibi yönlendirmesine yarıyor. Burada kullanılan fikir ise 1975’li yıllarda ekilen tohumların 11 Eylül’deki büyük gösteri ile ilan edilen 2. Elli Yıllık Plan olan “İslami Terör ile Mücadele” planı. 1. Elli Yıllık Plan ise “Komünizm ile Mücadele” planıydı. Görülüyor ki planı olan başarıyor. İster kişi ister devlet olsun, bir planınız var ise başaracağınız kesin. Önemli olan, sizin bir planınız yok ise, başkalarının planlarında size biçilen rol. Bu durumda isteseniz de istemeseniz de size biçilen rolü oynayacak olmanız. Hele ülke eğitimini düşürüp, cehalet ve gericiliği desteklerseniz, gütmeniz daha da kolay olacaktır. Üstelik bu durumu hiç saklamadan, göğsünüzü gere gere şikayet edebilir siniz; “Eğitim düzeyi arttıkça oy oranımız düşüyor!” diyerek. Ve hatta YÖK’e atanmak için “Ben cahil halkın ferasetine güveniyorum!” demeniz yeterli. Hepsi de gözlerimizin önünde oldu.

Peki, şimdi ne olacak? Boşuna kafa yormayın. Sizin için 3. Elli Yıllık Plan’da size hangi rol verilmişse o rolü oynayacak, onu yaşayacaksınız. Uyanmayın diye size unutturulanlara, yasaklananlara bir bakın, hatırlayın ne idik ne olduk diye bir düşünün. Tamam, düşünmeniz istenmiyor ama bazı değerlerinizi, geçmişinizi sizden aldılar ise, nedenlerini soruşturun.

Dünya nereye gidiyor, siz ne haldesiniz sorun kendinize.

“Herkes cahildir ama farklı konularda.”   Will Rogers

“Everybody is ignorant, only on different subjects.”

www.servetbasol.com

Kaçınılmaz Çöküş

Yorumlar

eskilerden ~ 3 yıl önce
Elinize sağlık. Güzel bir yazı. anlaşılabilmesi için bir birikim gerektirdiği açık, Ancak, üretimden tamamen kopuk, her günü akşam ne yiyeceğini düşünerek geçirirken, karnı doyunca her şeyi unutan, Tüm olumsuzluklara rağmen gelecek nesilleri için hiç bir gelecek kaygısı taşımayan bir toplumda, Anlaşılması insanların düşünce genişliğine bağlı sanırım. saygılarla,

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Anlamadım ~ 3 yıl önce
Dayı sen ne anlatiyon ya hiçbir şey anlamıyorum

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Human ~ 3 yıl önce
Nasılsın kalkacağız ona bakalım.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Bunları da sadece cahil olmayanlar dert ediyor ~ 3 yıl önce
Insanlar o kadar cahil bırakıldı ki bunları düşünmek gibi bir kavramları dahi yok. Halk aç ve çok cahil.

Yanıtla

Kalan karakter 1000

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000