İYİ SENELER...
Yazıma 2011 yılının; öncelikle ülkemize, sektörümüze ve çalışanlarına kutlu olmasını dileyerek girmek istiyorum.
Her zaman olduğu gibi; 2010 yılında da sektördeki otoritelere ve şirketlerimize yönelik sert eleştirilerim oldu. Bu hafta, yine gündemimde çok önemli konular olmasına karşın, yeni yılın ilk yazısında bunları yazmaya pek elim varmadı diyebilirim.
Sektörde 1991 yılından bu yana köşe yazıları yazan (600 ü aşkın makale) biri olarak, yazılarıma genelde bir göz atıldığında; sadece eleştiri yaptığım gözlemlenebilir. Ancak, bu eleştri yazılarını yazarken, konuları kişisel değil, kurumsal düzeyde irdelemeye çaba gösterdim. Yazılarımda; hakaret içeren anlatımlar ve sokak jargonu kullanmamaya son derece özen gösterdiğimi söyleyebilirim.
Bu nedenle, yazılarım hakkında şimdiye dek kişisel ya da kurumsal yalanlama (tekzip) ile karşılaşmadım. Yine de istemeksizin satır aralarında yatan kişileri kırıcı, incitici anlatımlarım olduysa affola...
Bir yazıyı 3-4 günde ancak yazabiliyorum. Yazacağım konuya odaklandığımda; önce günlerce araştırır, olanaklı ise belgeler ve sonra sizlerin gözüyle okumaya çalışarak, ne şekilde yorumlayabileceğinizi düşünürüm. Okurlarıma ve kendime saygım gereği, yazılarımda yazım hatası ve cümle düşüklüğü olmaması için editoryal destek almaktayım. Bu nedenle; siz yazdığım yazıları beğendiğinizde, editoryal destek aldığım kişileri de mutlu ediyorsunuz. Kısaca; fikirler benim, yazı akışı ve yazım kalitesi ortak ürünümüzdür.
Yazılarımda sürekli eleştiri yaptığımı ve ara sıra güzel gelişmeleri de yazmam gerektiğini söyleyen bir çok okurum olmasına karşın, ben onlarla her nedense aynı fikirde olamıyorum.
Benim düşüncelerime göre; köşe yazarının görevi, gelişmelerdeki iyi yanı değil, eksik ve hatalı yerleri bulup okurlarıyla paylaşmak olmalıdır. Otoritelerin, bir patron ya da genel müdürün yaptığı güzel faaliyetler, zaten onların görevleridir. Bir insan görevini doğru yaptığında, benim tarafımdan değil, bir üst merci veya kamuoyu tarafından elbette ödüllendirilmelidir. Benim buradaki görevim, şirketin veya otoritenin reklamını yaparak onu sektörün ve kamu oyunun gözünde motive etmek değildir. Bence bir köşe yazarı; bardağın diğer tarafından bakarak, görünmeyenleri göstermeye çalışmalıdır. Sistem doğru çalışıyor ve herşey güllük gülistanlık ise, konu bulamaz ve bu kez de sizlere, geçmiş çalışma yaşamımdan renkli anılarımı yazarak, dudaklarınızda tatlı bir gülümseme yaratmaya çalışırım.
Burada bulunmamın nedeni; sektöre daha yararlı olabilmek ve genç havacılara yardımcı olabilmektir. Ve sizlerin de izlediği gibi, gerek pilot olsun, gerekse teknisyen ya da bir başka görevde çalışan biri, kim olursa olsun, yardımcı olmaya çalışırım. Çünkü, benim için önemli olan insandır. Gücüm oranında, çalışanlara yönelik maddi manevi bir katkımın olması ve internet ortamında bana e-posta ile iletilen teşekkürler, telefon sohbetlerimiz, benim için çok önemlidir.
Sizler sayesinde, her hafta kimsenin duymadığı onlarca haber alıyor ve bunların önemli olanlarını AirportHaber’de ya da kendi kişisel blog’umda yazıyor ve sektörün bilgi sahibi olmasına yardımcı oluyorum.
Bu amatör merakım nedeniyle, sektörün her kesiminde çalışan yüzlerce yardımcımın olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Şimdi de gelelim, zaman zaman sektöre ve çalışanlarına yönelik kişisel bakışım ile, AirportHaber’in yayın politikası arasında bağlantı kuran okurlara yönelik yanıtıma. AirportHaber’deki tüm köşe yazarları amatör olup, yazılarına karşın bir ücret almazlar. Amatör olarak yazı yazdığınız bir sitede profesyonel sitenin yayın politikasına karışamazsınız. Ayrıca bir haber portalındaki yazarların farklı görüşlerde olması, o siteye renk verir. Bunun yanı sıra AirportHaber’in yönetimi hiç bir zaman yazarlara karşı sansür uygulamasında bulunmadı ve bulunmaz da.
Ancak, tarafımıza e-posta ve telefonla iletilen özel haberler, sektörü ilgilendirdiğinde toplumun genelinin bilgilenmesi için site yönetimine haber iletildiği de gerçektir. İletilen haberin yayına girmesi veya girmemesi, sitenin yayın politikası gereği kendi inisiyatiflerindedir.
Gelelim;
www.sefainan.com isimli kişisel blog’uma neden gerek duyduğuma. Bu blog, adı üstünde kişisel olup, profesyonellikten uzaktır. AirportHaber’e sektörün önde gelen bir haber portalı olması nedeniyle günde onlarca haber girilmektedir. Bir haber sitesi bu kadar yoğun haberlerin yanı sıra bir de onları yorumlamaya gidemez. Ancak, sadece haberle yetinmek okurlara doyurucu gelmediğinden, konuya ilişkin,isimli/ isimsiz sayfalarca biri birinden farklı, hatta konuyu saptıran yorumlar atılmakta. Okuyucuların kafalarının bu farklı bilgi çeşitliğinden iyice bulanmasını önlemek için kişisel blogumda,haber portallarında yayınlanan bir çok habere yorum bulabilmeniz için blog’umu açmaya karar verdim.
Bunun yanı sıra; kısa yazı yazmayı bir türlü beceremediğimden (!) haklı olarak bir çok okuyucudan eleştiriler alıyorum. Uzun yazı yazmak zorunda kalmamın nedeni; bir veya bir kaç konuyu birden gündemden düşmesine müsade etmeden, köşemde tam anlaşılır olmasına özen göstererek yorumlayabilme isteğimden kaynaklanmaktadır. Bu kişisel blog’la bunu çözmüş ve gerekirse Airporthaber’deki köşem dışında, kendi blog’umda da bir diğer konuyu irdeleyebilme şansı yakalamış oluyorum.
THY kılık kıyafet yönetmeliğindeki değişiklik gibi kendime özgün haberlerin tüm ulusal medyada isimsiz alıntı yapılarak servis edilmesini emeğe saygısızlık ve hırsızlık olarak görmekteyim. Ben, Airporthaber deki bir habere yönelik teknik yorum yayınladığımda önce Airporthaberin yazısını aynen kişisel bloguma kopyalayıp daha sonra konuya ilişkin yorumumu yapmaya özen gösterirken, birilerinin haberi veya yorumu kendi haberi veya yorumu gibi sunma hırsızlığına karşı her türlü yasal işlemi yapacağımıda buradan bir kez daha bildirmek isterim.
Bu blogdan, facebook ortamında, tüm arkadaşlarımla ve havacılık grupları ile iletişim sağlamayı amaçlamışken, birilerinin bu haberi anında yakalayarak tüm medyaya haberin alındığı yer, belirtilmeden servis edilmesini etik değerlerlerden yoksun bulmaktayım.
Bunun yanı sıra, kişisel blogda sadece benim köşe yazılarıma değil, konuk yazarların bilgi ve deneyimleri doğrultusunda yazdıkları sektörel yazılara da erişebilmeniz olanaklı olacak.
Şimdilik, London City University öğretim üyesi ve IOSA denetcisi; Cengiz Türkoğlu’nun yanı sıra İsviçre’de pilot olarak görev yapan; Engin Aksüt ve THY’de uzun süre görev yaparak emekliye ayrılan Servis & Menü Planlama Şefi, eski Başhosteslerimizden Meral Döşemeciler’in köşe yazılarına erişebilirsiniz. Bu konuk yazarlarımıza bu hafta SHGM eski genel müdür yardımcısı uçak mühendisi Ümit Cendek ve diğerleri de katılacaktır.
NOT/ Cengiz Türkoğlu nun; Teşekkürler SHGM- Engin Aksüt’ün De-Icing/Anti Icing Meral Döşemeciler’in Uçaklardaki ikram konulu yazısı
http://www.sefainan.com/s,1/konuk-yazarlar Bölümünde okumanızı tavsiye ederim.
Facebook Yorum