19 Ağustos 2019, Pazartesi
Çetin ÖZBEY
Çetin ÖZBEY [email protected]
  • MELEK HANİM SENDİKA BAŞKANI SEÇİLMELİ.DEĞİŞMELİ ARTİK.
  • Sen ilkerle uğraş. Okur sayın daha da düşecek. bu iyi günlerin.
  • Bu şirket vampir zaten kanımızı emiyor. Sinek ısırsa ne olur. Senelerdir aynı terane. Adam afrikaya uçuyor 50 bacak ucus yapıyor. 77 de adam 3 ucus yapıyor masaja gıdıyor daha yüksek maaş alıyor. Noldu mesai paraları, gece paraları, afrika tazminatları ? Nolcak karar verenler hep genil gövde Yatcak yerınıx yok
  • Öldüğü gün şirket zika virüsü ile ilgili bulasma yolları ile alakalı mail atmıstı burdan akıl yürütün nedem vefat etti
  • Ben bu kanunsuzluklara karşı kendi önlemimi almak durumunda kalarak veraseti aileme verdim. Meslek hastalıgı ile ilgili birgün vefat edersem tüm sorumlulugun şirkette oldıguna dair. Bugüne kadar imzaladıgıö herşeyin bir görüntüsünü alıp sakladım. Sıtmadan ölürsem öyle geçiştiremicekler tazminat davasına girişssin aileler
  • zamanında uçak içinde sıktığımız sinek ilacını bile kaldırdılar. uçak içinde sinek sokmayacak ya. kapı açık, ışıklar bright , gece yolcu alıyorsun. Ne kadar sinek, böcek varsa içeri giriyor. kaptanlar soğutabildikleri kadar soğutuyor uçağı ama o sinekler yinede giriyor. servise biniyorsun, klima kapalı kapı açık beklediğinden içerisi sinek dolu. söylüyorsun, sen bunu yazdın mı diyorlar. yazdım diyorsun, bir daha yaz diyorlar. bir daha yazıyorsun. Değişen bir şey yok. söylüyorsun tekrar, yazdın mı diyorlar yine. heee yazdım... bu yönetici kadrosu ile ancak bu kadar oluyor işte. ya aman neyse siz daha iyi bilirsiniz.
  • Mustafa Kendirci afrikadan kaptığı zika virüsünden dolayı hayatını kaybetti diyorlar. Ama haber sitelerinde hastalığın ismi açıklanmayıp sadece ciğerlerinde sorun var deniyor. Biz anlamadık hangisi doğru? Zika virüsü ciğerlere zarar verir mi? Nasıl bir hastalıktır? Zatürre yapar mı?
  • Mustafa Kendirci'nin zika virüsünden vefat ettiği söyleniyor, doğru mu?
  • Mümkün değil. bazı arkadaşların hayatı şirket dışı siyasi faaliyetlerin üzerine kurulmuş. Onlar burunlarının dikine gitmekten vazgeçmez.Bir gelir aramışlar, onuda bulmuşlar. yaptıkları işin ilmini yapmak onların işi değil.gelir devam ettiği sürece sorun yok onlar için.günlük kavgaları takip etmek ve kısa boylarına rağmen bu itişmelerin içine girmek onların kan deveranını hızlandırıyor.

Hava İş Sendikası: Hava İş Kanunundan Ne Haber?



Stefan Green’in aşağıdaki Tweet ‘ini görünce aklıma Hava-İş Başkanının TBMM Başkanını ziyareti ve Avukat Serdar Uygun ile Hava İş Kanunu taslak çalışmasını 2017 yılı Ekim ayının son haftasında  Sn.İsmail Karamana sundukları geldi.  Hani hatırlarsanız bayağı bir tartışma konusu olmuştu. Sendika Başkanının kanun teklifi sunma yetkisinin olmadığı vb...söylenmiş durmuştu.Yetkililer bir şey yapmayınca yetkisi olmayanlar mecburen sahneye çıkıyorlar. Evet; aradan bir sene on ay gibi bir süre geçti. Sayın yetkililer bu konuda ne yaptılar. Sivil Havacılık yetkililerini de davet ederek Mecliste bir komisyon kurup yeni bir taslak çalışması mı yapıyorlar?   Devletin en tepesine yakınlıkları ile övünen şirket ve sendika yöneticileri bu konunun ele alınması için süratli adımlar atılması konusunda kişisel imkânlarını neden kullanmazlar? Vb.Vb.. Lafa geldi mi çok.

Gelelim Stefan Green’in ( Mustafa Sarıyer ) Tweet’inde ne dediğine. Ve de bu konuya neden girdiğine. ( #sivilhavacılık most dangerous jobs. Despite the danger of infectious disease, terrorism, atmospheric radiation, cabin pressure, and more #86yıldır Civil aviation sector employees in our country do not have professional laws. #pilot#kabinmemuru I just want a retweet.

Translated from Turkish by #sivilhavacılık en tehlikeli işler sınıfındadır. Bulaşıcı hastalık riski, terör, atmosferik radyasyon,kabin basıncı ve daha birçok tehlikesine rağmen #86yıldır Ülkemizde sivil havacılık sektörü çalışanlarının meslek yasaları yok. #pilot #kabinmemuru Bir retweet istiyorum sadece. Translated from Turkish by Mustafa Sarıyer.) 

Stefan Green’in (Mustafa Sarıyer ) bu konuya girişi ise, El-Al, JFK Tel aviv uçuşunda bir yolcudan aldığı virüsün etkisi ile bir kabin memuru yaşamını yitirmesinden kaynaklanıyor.   EL Al durumu süratle  İsrail sağlık otoritelerine bildiriyor ve bunun üzerine  Sağlık Bakanlığı o uçuşta bulunup enfekte olan  ( özellikle ateşlenen )  ekip ve yolcuları sağlık merkezine davet edip kontrolden geçirerek konuya büyük bir ciddiyetle eğiliyor.

Gelelim bizdeki uygulamaya THY’ de en son yitirdiğimiz Kabin Amiri rahmetli Mustafa Kendirci’nin hangi uçuştan sonra rahatsızlandığı bile açıklanmıyor. Sağlık Bakanlığımız da konudan tamamı ile bihaber. Kaldı ki yolcular bir tarafa o uçuşu yapan ekibin bile kontrolden geçirilip geçirilmediğini de bilemiyoruz.

El-Al’in ve İsrail sağlık otoritelerinin bu konudaki davranışlarını örnek almalıyız. Hepimizin üzerinden tesadüfen yaşıyoruz düşüncesinin silinmesi gerek. Bu tür hareketler insan hayatına verilen önemin göstergesi değil mi?

Allah saklasın ama farz edelim ki, uçakta seyahat eden bir yolcu da sıtma virüsünü almış ve döndükten bir süre sonra hayatını kaybetmiş olsun. Ve de yolcunun ailesi yakınlarının bu virüsü yitirilen THY görevlisinden aldığını düşünerek konuyu hukuka taşısın. THY Yolcuya da uçuyorum ama tüm sorumluluk bana ait diye bir belge imzalatmadı ya. Ayıklasın THY pirincin taşını. Evet, dua ederiz. Allah bizi her türlü kaza ve beladan uzak tutsun diye.  Tutmasına tutar da, bizlerin gerekli tedbiri almasından sonra.

Evet,  tepelerin yakını olan THY ve Hava İş yöneticileri. Bu konu için yetkililerin harekete geçirilmesini sağlayabilirsiniz. Hiç olmaz ise bunu yapın.

THY: İnsanlık Sivrisineği Yenecek. ( 2 ) Vah Gidenlere.

Şu anda kaptan pilot Mehmet Tezkan Acıbadem Hastanesinde sıtma nedeni ile tedavi görüyor. Dün kendisi için kan aranıyordu. Umarız ve temenni ederiz ki bulunmuştur ve de dileriz ki kısa sürede sağlığına kavuşur ve aramıza döner.

Yitirdiğimiz THY Kabin Amiri rahmetli Mustafa Kendirci ’yi geçtiğimiz haftaki yazımda konu başlığı yapmıştım. Enteresan yorumlar aldım. Bir okur “ Bak yazdığın yazıya ne kabinden ne de pilotlardan destek var. Sen haybeye yaz dur.” diyordu. Aslında söylediği doğruydu. Son dönemlerin ez az okunan yazısı olmuştu. Hissedilir bir destekte yoktu. Her ne ise Mustafa Kendirci kardeşimizin en son Afrika’ da nereye uçtuğunu sordum okurlara. Cevap gelmedi. Yine bir okur “ Siz kimsiniz. Size neden vefat eden iş arkadaşımızın uçuşları için bilgi verilsin?” şeklinde bir cevap yazdı. Kendisine Saklayacak bir şey mi var diye seslendimse de tabii ki tık yok. . Bu bilgi nereden alınabilir? Eski adı Ekip Tahsis olan üniteden ki onlardan çıt çıkmaz. Bir de o uçuşu birlikte yaptıkları kabin ve kokpit ekibinden. Şirketten herhangi biri cevaplasa bile kabak birlikte uçtukları arkadaşlarının başına patlar. Bu açık. Dolayısı ile bu durumu, sessizliği anlamıyor değilim. Ancak bir arkadaşımızdan aşağıda yer alan ve de çok şey anlatan yorumu aldım. Güvenlik önlemi olarak yorumun girişindeki 5-6 kelimeden oluşan giriş cümlesini sildim ve yorumu sayfamdan kaldırarak buraya aldım.

1.Sıtma için alınan kitleri kimse kontrol etmiyor. Yılda 1, bir kâğıda mesuliyeti aldığımıza dair imza atıyoruz o kadar. İsterseniz gidip sinek ilacı, mat ve dezenfektan alabiliyorsunuz. Ama o ilaç belki de sineklerden daha zararlı, buna bakan kimse yok. 2- Afrikalar yatı olarak devam ediyor. Personeli korumak amacıyla git-gel gibi bir durum zuhur edilemez burada. Dikkat edilen tek konu mesai durumu, yettiği surece her yere gidilir her yatı yapılır. 3- Kaptan-Kaptan uçuşlar son hızıyla devam ediyor. Bilinenden çok daha yoğun sakilde. 4- Kuzey Afrika yakin olduğu için genelde git gel seklinde icra ediliyor, sorun orta farikada. Gitmediğimiz meydan kalmadı, 24-48-72 saatlik yatılar var. İç karışıklıklar ve hastalık riskleri söz konusu alınan tek önlem otelden dışarı çıkmayın, bundan öte bir önlem yok. Otel odalarında hala cibinlik ısrar ederseniz veriliyor. 5- Ve son olarak sadece hakka kavuşursak açıklanıyor, hasta olanlar değil.

Oysaki derdim çok basitti. 2015 yılında Afrika’da kaptığı sıtma hastalığından ötürü hayatını kaybeden Kabin Amirimiz Selda Durmaz’ ve  bunu takiben sıtmaya yakalanarak tedavi gören iki kabin personelinin ardından THY harekete geçmiş ve bir dizi tedbirler almıştı. Beyanlarına göre sıtma riskini % 50 oranında azaltacak olan bir tedbir uygulamaya konulmuş ve ADDİS ABABA (ADD) ve ABUJA (ABV) seferlerinin Temmuz ayı programında git-gel olarak icra edileceği bildirilmiş ve ayrıca diğer Afrika seferlerinin de git-gel olarak düzenlenmesi çalışmaları devam etmekte olduğu kokpıt ve kabin personeline duyurulmuştu. Sormak İstediğim yalnız buydu. Bu seferler ilan edildiği üzere aynı formatta git gel şeklinde icra ediliyor muydu? Bunun cevabı evet ise, konunun uzatılmasına bir neden kalmayacaktı. Ancak aklınca şirketini korumak isteyen bir çalışanın “sana neden bilgi verilsin ki “ sözü ve saklanacak bir şey mi var cevabım umarım bir şeyler anlatıyordur. İllaki bir şey söylemek şartmış gibi, düşüncesizce yapılan bu yorum üzerine konu hakkında biraz daha düşünmenin yerinde olacağı değerlendirilmiştir.

Evet; yukarıda belirtilen bu iki istasyona yapılacağı belirtilen git gel seferler Selda Hanım kardeşimizin vefatından birkaç ay sonra “ nasıl olsa unutuldu ” düşüncesi ile yatıya dönüştürüldü mü? Her ne kadar personele yapılan duyuruda seferlerin Temmuz ayında git gel yapılacağı belirtiliyorsa da diğer Afrika noktalarına yapılan seferler için de aynı çalışmanın sürdürüleceği ifade ediliyor. Nasıl olsa biat kültürünün aslanları tepelere sual sorup cevap istemiyor/ isteyemiyor. Bunun cevabı evet ise, yani seferler yatıya dönüştü ise personele yapılan duyuruda belirtildiği üzere alınan tedbir ile sıtma riskinin % 50 azaltılması sözü lafta kalmış oluyor, Hele hele rahmetli Mustafa Kendirci kardeşimiz vefatından bir süre önce bu istasyonlardan birine uçmuş ise Kendirci ailesinin THY’ ye soracak bir şeyleri mutlak olacaktır. Haksız da sayılmazlar

Bildiğim kadarı ile kokpit ve kabin ekibi mensupları Türk Hava Yollarına girdikleri zaman şirket ile karşılıklı olarak imzaladıkları sözleşmede şirketin uçtuğu / uçacağı noktalara yönelik görevlendirmelere riayet edecekleri (  değişik bir cümle olabilir ancak mealen böyle olması gerek ) maddesi mevcut olmalı. Mutlak ki işverenin iş görene karşı sorumlulukları maddesinin de aynı sözleşmede bulunuyor olması gerekir.  Aslında bu sözleşmeyi okumak için tanıdıklarıma başvurdumsa da imzaladıkları sözleşmenin bir nüshasının kendilerinde bulunmamasına hayret ettim.  Uçuş öncesi çalışanlara imzalatılan sorumluluğun kabulüne ilişkin yazı, THY’nin üzerine düşeni yapması durumunda bir anlam taşıyacaktır. THY’nin bu konudaki sorumluluğunu, uçuş uçulan noktadaki istirahat sürecinde vuku bulacak olan bu tür bir olayda tüm sorumluluğu kabullendiğine ilişkin bir belge imzalatarak ve de görevlendirilen uçucu personele dezenfektan, sinek kovucu dağıtarak çalışanların omuzlarına yüklemesinin insancıl bir davranış olarak değerlendirilmesi mümkün değil.   Kaldı ki bazı koşullarda bu tür sorumluluğu üstlenme belgelerinin hukuki olarak hükümsüz sayılması da olası.  Çalışan bu ikinci belgeyi hangi şartlarda imzalamıştır acaba? Sonuçta Hukuk mantık ile yakından ilintili bir bilim dalı.  Evet; farz edelim ki, uçucu ekip ( Kokpit ve kabin )  bu belgeyi imzalamaktan imtina etti. Ya sonrası? Evet, ya sonrası? İnsanlar işleri için, işlerini kaybetmemek için neleri göze alıyorlar düşünebiliyor musunuz?

Yazıda Air France’dan konuya ilişkin ne gibi bir önlem alındığı konusunda bilgi sorulmasında fayda olduğu belirtilmişti. Bu konuda THY ne yaptı bilemem ama bu bilgi talebi AF’ a bir kuruluş tarafından iletilerek bilgi talebinde bulunuldu.

Yalan Söylemek Alışkanlıktan İhtiyaca Dönüşürse.

Teyit.Org sistemini duymuşsunuzdur. Teyit.org yaygın bilinen yanlışlardan, sosyal medyanın gündemine oturan şüpheli bilgilere, medyanın gündeme getirdiği iddialardan, şehir efsanelerine birçok alanda doğrulama yaparak internet kullanıcılarının doğru bilgiye ulaşmasını sağlamak için çalışıyor. Bu adresin ANALİZ bölümüne girip LİSTE bölümünü tıklarsanız karşınıza çıkacak ibret tablosunu görüp yalan – yanlış haber konusunda hangi noktada olduğumuzu göreceksiniz. Şu an için değerlendirilen 929 haberin 817’nin yanlış ve yalnız 112’sinin doğru olduğunu görmek insanlarımızın konuya yaklaşımı ile ilgili yeterli bilgiyi veriyor. Çok faydalı bir site. Bir bakın isterseniz.

Evet; yalancıların ve sahtekârların ansiklopedisi bile yapılmış. Yalancılar ve Sahtekârlar ansiklopedisi Neler yutulmuş, neler yutturulmuş. Roelf Bolt yazmış kitabı, Domingo kitap evi yayınlamış. Sonucu bize dokunmayan yalancılık ve sahtekârlıkları okumak zaman zaman eğlendirici bile oluyor diyorlar.

Nedenini anlamak zor ama biz insanlar son zamanlarda “ Yalan”  konusunda çok büyük ihtisas sahibi olduk. Kendimizi mi geliştirdik, yoksa ortam ve yaşam şartlarımı bizi bu özel ihtisas konusuna meraklı yaptı? Bunu anlamak zor, çözümleyip nedenini ortaya çıkartmak ise çok daha zor

Kimisi yaşama, diğeri işine bir diğeri ise sağa sola daha iyi tutunabilmek için bu yola başvuruyor kuşkusuz. Getirisi var mı? Şüphesiz var ki insanoğlu her gün bir yenisini düşünüyor, bir yenisini yoğuruyor zihninde. Yazıyor, sahneliyor ve de oynuyor. Üstelik oyunun dekorunu da, müziğini de yaratan bizzat kendisi.   Belli bir amaçla söylenen yalan, en ahlaksız yalan biçimidir denirse de, Peter Dunne’ nin söylediği gibi, iyi veya kötü bir amacı hedeflediği için en çok da o işe yarar. 

Evet;  bu konuda insanlara yön gösteren kitaplar bile var artık. Duygular ve mikro mimikler konusunda dünya çapında tanınan psikolog Paul Ekman’ ın kitabı “ Yalan Söylediğimi nasıl anladın?” Detaylı yüz analizinde öncü olan ve başkalarının hislerinin anlaşılmasını sağlayan bu usta yazarın kitabı bizi bu konuda çok büyük ölçüde aydınlatıyor.

Bu kitabı iki kere ve çok büyük bir dikkatle okudum. Şimdi çoğu zaman yaptığım gibi bu kitabı sizlere okumanız için tavsiye edeceğimi düşünmeyin. Tavsiye falan etmiyorum. Hatta okumayın diyorum. Okumayın ki, size kimlerin yalan söylediğini anlamayın. Mimiklerine bakıp, gülümsemelerini değerlendirip o insanlardan soğumayın. Adı geçen kitap bu konuyu o denli net ve açık anlatıyor ki, bu sonuç nerede ise kaçınılmaz. Aynı gece yatağınıza yatıp, meğer doğru konuşanlar ne kadar azmış diyerek bu konuda uğradığınız hüsranı her akşam tekrar tekrar yaşamayın.

Ben psikolog değilim. Duyguları ölçümlemeyi ve değerlendirmeyi her insan kadar ancak becerebilirim. Daha fazla değil. Ama yalan söylemenin, hele hele iyi yalan kurgulamanın aşırı zeki olmayı gerektirdiğini bilirim. Aptal insanlardan iyi bir yalancı olmaz. En azından kime ne söylediğini unutur ve bir gün sonra aynı insana, aynı konuda başka bir kurgu anlatabilir. Bunu yaşadınız mı diye sorarsanız? Cevap evet, hem de çok. Aynı insandan aynı konunun farklı anlatımlarını çok dinledim.

Yalan söylemek içimizden geçmese bile sürekli büyük konuşarak kendimizi zor duruma düşürüyoruz. Yalan mı söyledik, büyük mü konuştuk? Farkı kim anlar ki? Sonuç; kimse hiçbir sözümüze inanmıyor. Hele hele kendisine bir mikrofonun uzatıldığını gören bir siyasi veya bürokrat daha sonra kendisine sual olacak dönecek olan konuları bir bir sıralıyor. Yalan mı konuşuyor yoksa büyük mü konuşuyor? Her ne ise kısa bir süre içinde gerçek ortaya çıkıyor. Örnek ver derseniz hayli fazla.  Sektörün bir şirketinin tepe yöneticisinin iki sene içinde yazılı basına ve sanal medyaya verdiği beyanatları toparladım. Hayret verici bir sonuç çıktı ortaya. Her ne ise bu yazıda kimseyi fazla kızdırmayayım. İleride bu konuyu ayrı bir yazıda değerlendireceğiz. Yalan mı? Yoksa söylenilenler  büyük konuşma mı? Siz karar verirsiniz.

Özeti şu ki; yalan söyleme alışkanlığımız artık en üst seviyede. Belki de hayli uğraşmışızdır bu kötü alışkanlıktan vazgeçebilmek için. Bir nedenle becerememişiz ki zaman içinde bu alışkanlık ihtiyaç haline dönüşmüş. Daha iyi yaşamak için, daha fazla göze girmek, iş yerinde daha yükseklere tırmanabilmek veya o maroken koltukta daha uzun süre oturabilmek için.

Hava İş Sendikası: Hava İş Kanunundan Ne Haber?

Yorumlar Tüm Yorumlar (13)

Sendika başkanı değişmeli ~ 5 yıl önce
MELEK HANİM SENDİKA BAŞKANI SEÇİLMELİ.DEĞİŞMELİ ARTİK.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
n'aber Çeto ~ 5 yıl önce
Sen ilkerle uğraş. Okur sayın daha da düşecek. bu iyi günlerin.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP n'aber Çeto ~ 5 yıl önce
haklısınız.Okur sayısındaki düşme tahmin ise % 100 doğr0. Bir yerden öğrendiniz ise bir şey söylemek istemem. Konunun ilker beyi sık konu etmekle ilgili olduğunu zannetmem. Hava iş yasası okurları ilgilendiren bir konu değil.(?) Muhtemelen ondan okumamışlardır.Bu da sizlerin sektörel konularla ne kadar ilgilendiğinizi ( ?) gösterir. İlgisizliğiniz konusunda bir şey söylemek istemem.
Kpt ~ 5 yıl önce
Bu şirket vampir zaten kanımızı emiyor. Sinek ısırsa ne olur. Senelerdir aynı terane. Adam afrikaya uçuyor 50 bacak ucus yapıyor. 77 de adam 3 ucus yapıyor masaja gıdıyor daha yüksek maaş alıyor. Noldu mesai paraları, gece paraları, afrika tazminatları ? Nolcak karar verenler hep genil gövde Yatcak yerınıx yok

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Mustafa kendirci ~ 5 yıl önce
Öldüğü gün şirket zika virüsü ile ilgili bulasma yolları ile alakalı mail atmıstı burdan akıl yürütün nedem vefat etti

Yanıtla

Kalan karakter 1000
İyi günler ~ 5 yıl önce
Ben bu kanunsuzluklara karşı kendi önlemimi almak durumunda kalarak veraseti aileme verdim. Meslek hastalıgı ile ilgili birgün vefat edersem tüm sorumlulugun şirkette oldıguna dair. Bugüne kadar imzaladıgıö herşeyin bir görüntüsünü alıp sakladım. Sıtmadan ölürsem öyle geçiştiremicekler tazminat davasına girişssin aileler

Yanıtla

Kalan karakter 1000
ww ~ 5 yıl önce
zamanında uçak içinde sıktığımız sinek ilacını bile kaldırdılar. uçak içinde sinek sokmayacak ya. kapı açık, ışıklar bright , gece yolcu alıyorsun. Ne kadar sinek, böcek varsa içeri giriyor. kaptanlar soğutabildikleri kadar soğutuyor uçağı ama o sinekler yinede giriyor. servise biniyorsun, klima kapalı kapı açık beklediğinden içerisi sinek dolu. söylüyorsun, sen bunu yazdın mı diyorlar. yazdım diyorsun, bir daha yaz diyorlar. bir daha yazıyorsun. Değişen bir şey yok. söylüyorsun tekrar, yazdın mı diyorlar yine. heee yazdım... bu yönetici kadrosu ile ancak bu kadar oluyor işte. ya aman neyse siz daha iyi bilirsiniz.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Mustafa Kendirci ~ 5 yıl önce
Mustafa Kendirci afrikadan kaptığı zika virüsünden dolayı hayatını kaybetti diyorlar. Ama haber sitelerinde hastalığın ismi açıklanmayıp sadece ciğerlerinde sorun var deniyor. Biz anlamadık hangisi doğru? Zika virüsü ciğerlere zarar verir mi? Nasıl bir hastalıktır? Zatürre yapar mı?

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP MUSTAFA KE.... ~ 5 yıl önce
ŞİRKETİN AÇIKLAMA YAPMAMASI AKILLARI İYİCE KARIŞTIRIYOR. VEFATINDAN ÖNCEKİ HAFTA HANGİ UÇUŞTA GÖREVLİ OLDUĞUNU BİLMEDİĞİMİZ İÇİN FİKİR YÜRÜTEMİYORUZ. SANIRIM ZİKA V,İRÜSÜNÜN YARATTIĞI / YARATACAĞI ARAZLAR İLE İLGİLİ BİR HEKİMİN BİLGİSİNE MÜRACAAT ETMEK GEREK.
Bu adamın ailesi de mi yok ~ 5 yıl önce
Benim ailemden birisi böyle vefat edecek dünyayı yıkarım. Ne varsa yapılacak yaparım. Ailesi bile çıkıp demiyor ki evladımız şu sebeple öldü. Onlarda mı mamayla susturuldu. Ailesi neden bir açıklama yapmıyor?????
Zika Virüsü ~ 5 yıl önce
Mustafa Kendirci'nin zika virüsünden vefat ettiği söyleniyor, doğru mu?

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP ZİKA VİRÜSÜ ~ 5 yıl önce
NE BUNU DOĞRULAYAN BİR AÇIKLAMA NE DE RAHMETLİ KARDEŞİMİZİN BU VİRÜSÜ NEREDEN ALDIĞINA İLİŞKİN BİR BİLGİ VAR.
Aziz Sancar ~ 5 yıl önce
Mümkün değil. bazı arkadaşların hayatı şirket dışı siyasi faaliyetlerin üzerine kurulmuş. Onlar burunlarının dikine gitmekten vazgeçmez.Bir gelir aramışlar, onuda bulmuşlar. yaptıkları işin ilmini yapmak onların işi değil.gelir devam ettiği sürece sorun yok onlar için.günlük kavgaları takip etmek ve kısa boylarına rağmen bu itişmelerin içine girmek onların kan deveranını hızlandırıyor.

Yanıtla

Kalan karakter 1000

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000