THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat, bugünlerde oldukça sessiz. Sanki ununu elemiş eleğini asmış, kaderini bekliyor gibi. Malum kendisinin YK başkanlığına veda etme tehlikesi var. Diğerlerinde olduğu gibi Ahmet Bolat’ın da kaderi reisin elinde. Zira onlar sahip olduklarına hep reis sayesinde eriştiler.
Şu teknisyenlerin çektiği nedir anlamak imkansız. Kolay yetişmezler, yetişenler itibar görmezler. Menzilci tarikat üyeleri kadar kıymetleri yok. İşte o yüzden değer verilen, kıymet verilen ülkelere kaçmak için yer arıyorlar. TİS faciasından bahsediyorum.
Türk Hava Yolları’nın yüzde yüz iştiraki olan AJET ile ilgili önemli bilgiler paylaşacağım. Şirketin uçak kiralamalarına bir göz attım. Enteresan bir şekilde önemli bilgilere ve bağlantılara ulaştım. Türkiye’de şirketi olan görünürde Litvanya merkezli ama gerçek anlamda İrlanda şirketi olan bir gruptan onlarca uçak kiralanmış.
Candan Karlıtekin projesiydi. Nihayet kendi kimliğine büründü. AnadoluJet, AJET olarak şirketleşti. Umarım karlı bir şirket, emniyetli uçuşla birlikte ebedi bir havayolu olarak uçuş serüvenini sürdürür.
Ahmet Bolat TİS anlaşması bitti sanıp, rahat nefes aldığını sanıyor. Oysa nefes darlığı daha yeni başlıyor. Belki de iş hayatının en konforlu döneminin entübe edilme zamanına yaklaştı farkında bile değil. Zira en güçlü anında bir bakmışsın kolun kanadın kırılmış uçamaz haldesin. Örnekleri var mı, var!
Arkadaşlar gündemin yoğunluğundan ilgilenemedim. Şu Hava İş Yapı Kooperatifi iş başına geldi geleli kendi gölgelerine bile düşman oldular. Daha dün İBB’ye övgü yağdıranlar bugün belediyeleri suçlayarak kendi beceriksizliklerini örtme derdine düştüler.
Büyük endişe içerisindeyim. Türkiye’de sivil toplum örgütleri birer birer yok edilirken, THY’de son hafta yaşanan zorbalık tam bir çağdışılık örneği idi. Sendika görevlileri sendikal haklarını kullanamadılar, kullandırılmadı, engellendi ve resmen personele de gözdağı veren bir tutum sergilendi.
THY, önce bir sosyal medya üzerinden çalışanlara algı operasyonu yapmak istedi. Yüzde 105 zam olarak salıverilen bu bilgi fos çıkınca, Ahmet Bolat kendi hesabından ses verdi. Onun da içi algı dolu ve sendikayı köşeye sıkıştırma hamlesi olarak algılandı. Bir şirket sosyal medya hesaplarından ne zaman yönetilmeye başlandı?
Bir yandan TİS sürecinin tıkanması, diğer yandan mahalli seçimlerin yaklaşması öte yandan seçimin hemen ertesinde yapılacak olan THY Genel Kurulu. Bütün bunlar THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat’ın başını ağrıtan üç ana konu! Çare külliye…
Şimdi ben yazınca kötü olacağım öyle mi? Hadi oradan kendine Müslüman yaratıklar. Bakın “Ya bendensin ya yoksun” hesabınızı bir kenara koyun artık. İnsani olarak batıyorsunuz, ekonomik olarak batırdıklarınızı, manevi olarak yok ettiklerinizi, fiziki olarak kaçırdıklarınızı saymıyorum bile.
“Artık senin için üzülmeye başladım” diyemem, “göbek atıyorum” hiç diyemem. Zaten nasıl geldiğini herkes biliyor, nasıl gideceğini merak ediyorlar. Dedim ya gökten zembille gelenler, çalgıyla/çengiyle gider. Nasıl hissediyor musun gitmenin cehennem sıcağını. Ahmet Bey size diyorum.
Türk Hava Yolları için tehlike çanları çalıyor ama kimse kılını kıpırdatmıyor. Teknisyenler birer birer yurtdışına kaçarken, yöneticiler bu kaçışın sebeplerine inip kalifiye personelin yurtdışına gidişin önünü kesecek hamle yapmıyor.
Geçen hafta Sayın Ahmet Bolat’a ithafen “Suyun ısındı” demiştim. Evet, hafta içi çok önemli bir kişi ile görüştük ve benim söylediklerimi teyit etti. Üç adaydan bahsetti. Çetin Özbey ağabeyim de bahsetmişti yazısında. Anlaşılan o ki beylik dönemi sona erecek.
Yanlış yapıyorsunuz beyler… Uçağın anons mikrofonu kimseye teslim edilemez. THY bir dönem FETÖ’cülere teslim olmuştu şimdi de Menzilcilere teslim olmuş. Biliyorum çok sayıda tarikat üyesi özellikle THY Teknikte çalışıyor ama uçakta şov nedir arkadaş?
Yanılmıyorsam 2005 yılında da Onur Air’e bir kumpas yapılmıştı. Hollanda’da Onur Air uçakları önceden kurgulanmış haberler, bazı bulgular bahane edilerek uçuşlar yasaklanmıştı. Şimdi buna benzer bir Alman kurgusu ile karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum.
Sabiha Gökçen Havalimanı yeni yıla yeni bir CEO atayarak girdi. Çoğu insanın uykuları kaçtı ama bence çalışanların umudu yeşerdi. Anlatacağım. Yeni CEO Serhat Soğukpınar’ı zor bir süreç bekliyor. Altından kalkar mı?
THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat bey ne güzel de zamanlama yapıyor. Hava İş Sendikası, Pazar mesaileri ile ilgili davayı kazanıyor ve binlerce uçucu ekip heyecanlanıyor. Bu başarıyı gölgelemek isteyen Ahmet Bolat ağabeylerinden öğrendiği gibi gündemi aniden değiştiriyor. Algı yapmada profesyonel olmuş maşallah.
Şu Etik Kurul yazısı ile başlayan süreçte SHGM’deki olumsuzlukları yazdıkça sinirleri kabardı Sivil Havacılık Genel Müdürü Kemal Yüksek beyin. Bilemiyorum belki de tansiyonu yükselmiştir. Ama bugün yazacaklarım kimyasını bozacak. Zira olumsuzlukları yazmamam için aracı üstüne aracı koydu.
Değerli Okurlar, bazen feryat figan edesim geliyor. Niye biliyor musunuz? Şu Anadolujet çalışanlarının başına gelecekleri aylar önce yazdık ve hukuksuz bir adalet kararının hışmına uğradık. İşte gün gelip çattı ve kendileri bunu ikrar etmek zorunda kaldılar.
Üç ayrı başlıkla sizleri bilgilendireceğim. AJET diye şirketleşen AnadoluJet markasının çalışanları ile Ankara’da tekrar masaya oturdu. Huzursuzluk çok fazla. Sabiha Gökçen Havalimanı bağsız/başsız yıl sonuna girecek mi? Hava İş Yapı Kooperatifi’nde olmaz işlere şahit oluyoruz.
Evet, birkaç haftadır havacılığımızın otoritesi ile ilgili önemli konulara değiniyorum. Ama sizi unuttuğumu sanmayın. Elbette Reza Zarrap’ın CEO’su Hava İş Yapı Kooperatifi baskın yönetici Şükrü Nenem’in ne kadar zorda olduğunu da anlatacağım bu hafta. Yüzlerce kooperatif üyesinin haklarını savunmak, mağduriyetlerinin giderilmesi için sesiniz olmaya devam edeceğiz.
Haklısınız, aynı konuyu işlemek ve sizleri bu konuda boğmam doğru değil. Ancak doğru bulunana dek devam edeceğim. Zulüm, baskı düzeni sonlanana dek yazacağım. Personel üzerinde devam eden mobbing bitene dek devam edeceğim. Kemal Bey nasılsınız?
Kimsenin umurunda değil. “Biri Cumhurbaşkanına söylesin” diyorum ama kimin umurunda! Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ndeki baskı düzeni devam ederken, DHMİ’deki pis kokuları Fatih Altaylı da dile getirmiş. Ayfer Kara ile Murat Gül’ün YDA’dan aldıkları(!) gıcır gıcır dairelerden bahsediyor. Kafa karıştırıcı, sorgulanması gereken bir durum.
Bu hafta havacılık sektörünün çilekeşleri geçim sıkıntısı yaşarken, ballı kaymaklı sofraya oturanları, oturmak isteyenleri ve çile çekenle keyif sürenlerin arasındaki uçurumu yazmak istiyorum. Örneğin Kemal Yüksek kendi beyliğini, THY Yönetiminin akıl almaz görevlerini ve Hava İş Yapı Kooperatifinin cingözlüğünü anlatacağım.
