Sınıfının en büyük ve en donanımlı yüzde yüz yerli “İnsansız Hava Aracı” üretimi yaparak Türkiye’deki üniversiteler arasında en büyük İHA’yı üreten 19 Mayıs Üniversitesi Havacılık Ve Uzay Teknolojileri Uygulama Ve Araştırma Merkezi (UZAYTEM), bu kez iki kişilik genel havacılık uçağı üretemiyle adından söz ettirmeye başladı. Tasarım ve yapım çalışmalarına yaklaşık 2 yıl önce başlanılan Doğan uçağının tasarımı büyük ölçüde tamamlanırken ilk prototipen gövdesi de ortaya çıktı.
Türkiye’deki çeşitli firmalardan yerli mekanik parçaların da kullanıldığı uçağın bazı parçaları da Türkiye’deki firmalar tarafından ilk kez üretildi.
Projenin başındaki isimlerden Sivil Havacılık Yüksekokulu Pilotaj Bölümü Öğretim Görevlisi Cevat Sunol, projeye ilişkin detayları aktarırken, genel havacılıktaki rakip uçak modellerine göre bir çok avantajı bir araya getirdiklerini vurguladı.
Üniversitenin Ballıca’daki kampusunda bulunan hangarlarda yürütülen üretim çalışmalarına ilişkin bilgi veren Sunol, rekabetçi bir uçak modeli üzerinde çalıştıklarını, uçağın tasarımının tamamen kendilerine ait olduğunu vurguladı.
Yüksek performansa, uzun menzile, güçlü motora, modern dijital avioniklere ve toplanabilir iniş takımlarına sahip olacak olan Doğan uçağı, iç piyasanın yanı sıra uluslar arası pazarda da ihtiyaçlara cevap verebilecek şekilde üretilecek. Projenin yaklaşık bir ile bir buçuk yıl içerisinde tamamlanması öngörülürken tasarım aşamasının başından itibaren sürdürülebilir tasarım ve üretim tekniklerinin kullanılması esas alındı. Doğan projesinde, kullanılan kompozit malzemelerin tamamı ise yerli üreticilerden temin edildi.
Projeyle ilgili Airporthaber Haber Koordinatörü Murat Herdem’e bilgi veren Sunol, “ İniş takımları, kontrol sistemleri gibi mekanik sistemlerin tasarımı merkezimiz bünyesinde gerçekleştirilip, yerli üreticiler tarafından üretilmektedir. Sertifikasyon konusunda Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ile etkili bir işbirliği yürütülmektedir. Üreten üniversite fikri ile yola çıkan üniversitemiz, Türk Havacılığının olması gereken lider ve rekabetçi konuma ulaşmasına katkıda bulunmak amacı ile tesis alt yapısını oluşturmuş, personelini eğitmiş İnsansız Hava Aracı Platformu ve “DOĞAN” gibi somut projeler ortaya koymuştur” dedi.
Uçağın üretim aşamasında yaşadıkları sorunlara da dikkat çeken Sunol, toplumun geçmişte yaşanan kötü girişim deneyimlerinden dolayı uçak üretimi konusunda ön yargılı olduğunu, bunun sonucu olarak işbirliği yapmak istedikleri sanayicilerin de ilk başta projeye mesafeli yaklaştığının altını çizdi.
Buna rağmen kendilerinin bir hangar kurup ekip oluşturarak ellerini taşın altına koyduklarını vurgulayan Sunol şöyle konuştu: “Proje için önemli bir bütçe ayrıldı. Nihayetinde bu hedef doğrultusunda somut adımlar atıldı. Açıkçası sanayicilerimiz başlangıçta bize çok fazla güven duymuyordu. Ancak ortaya gözle görülür, elle tutulur bir şeyler çıktıkça onların da güven duygusu ve cesareti olgunlaştı. Tabii ki sanayici dediğimiz kişiler ticari faaliyet yürüten insanlar ve yaptığı işten para kazanmak istiyor. Şimdi Doğan kanatlandıktan, uçtuktan sonra sanayicinin kafasında şu soru belirecek: Ben bunu nasıl ticarileştirebilirim? Havacılık alanında bir ürünü ticarileştirmek kolay bir iş değil. Sertifikasyonu var, pazarlaması var, reklamı var yani bir sürü detayı var. Bu nedenle biz bir yandan bunun sertifikasyonu ile de ilgili bir altyapı çalışması yapıyoruz. Artık burası öyle bir merkez hâline gelecek ki hava araçlarının tasarım, üretim ve sertifikasyonu gerçekleştirilebilecek. O zaman işte bizim sanayicimiz geliştirmiş olduğu ürünün sertifikasyonunu bizlerle birlikte hayata geçirip bu ürünü ticarileştirebilecek. İşte biz bu alanda birçok eksikliği tamamlamaya çalışıyoruz. Çünkü havacılık büyük ölçüde devlet eliyle yürütülmesi gereken bir sektör. Dahası geri dönüşümü hızlı değil, insan kaynağı ve mali kaynak ihtiyacı çok fazla ve de getirisi riskli bir sektör. Bu sebeple sanayici bu işe girer girmesine ama mutlaka devlet tarafından çok ciddi desteklenmeli.”
Yorumlar Tüm Yorumlar (36)