17 Nisan 2010, Cumartesi 08:22:13

Uçak kazası Türkiye için bir turnusol kağıdı...

Referans Gazetesi yazarlarından Gökçe Aytulu, geçtiğimiz hafta uçak kazasında hayatını kaybeden Polonya Devlet Başkanı Lech Kaczynski ve meydana gelen kazayla ilgili bir yazı kaleme almış... İşte Aytulu'nun bugünkü köşe yazısı...

Bir cumhurbaşkanı ile başbakan konuşuyor:
"Eğer Ay'ı çalarsak çalışmak zorunda kalmayız."
"Zaten şimdi de çalışmıyoruz ki!"
"Ama bunu yaparsak hiçbir zaman çalışmak zorunda kalmayız!"

Geçen hafta bir uçak kazasında hayatını kaybeden Polonya Cumhurbaşkanı Lech Kaczynski ile ikizi eski Başbakan Jaroslaw Kaczynski arasındaki bu diyalog 1962 tarihli "Ay'ı Çalan İkili" filminden. 

Komünizm dönemindeki Polonya'nın çocuk yıldızları Kaczynski kardeşlerin, büyük siyasi, ekonomik değişimlerle birlikte iktidara yürüyüşleri ve Lech Kaczynski'nin trajik bir şekilde Katin Ormanları'nda sona eren hayatı onlarca kitaba konu olacak cinsten.

1970'lerde komünizm karşıtı hareketin önderlerinden Kaczynski kardeşler, Dayanışma Sendikası'nın efsane lideri Lech Walesa'nın iktidara gelmesiyle siyasi yükselişlerine başladı. 2005'te Jaroslaw'ın başbakanlığı döneminde Lech Kaczynski cumhurbaşkanı seçildi. 
Medyada sıkça "Ay'ı Çalan İkili" filmine atıfta bulunan başlıklarla anılan Kaczynski kardeşler, Polonya'da muhafazakâr hareketin öncüsü oldu. 

Lech Kaczynski, cumhurbaşkanlığı döneminde AB karşıtlığı, idam cezasını savunması ve dini referanslarıyla Avrupa'nın en muhafazakâr liderleri arasında yer edindi.
 
Muhafazakâr milliyetçi bir kaza

Kaczynski, komünizmden çıkan ülkenin geleceğinin Polonya tarihine ve Roma Kilisesi'ne bağlı bir Leh-Katolik inanç sistemi çerçevesinde şekillenmesini istiyordu. Almanya'nın İkinci Dünya Savaşı'nda yıktığı Varşova için 30-40 milyar euro ödemesi gerektiğini söylüyordu. 
Tıpkı Almanya gibi Rusya ile ilgili de sorunları vardı. Varşova belediye başkanıyken Rusya'yı kızdırmak için Çeçen lider Dudayev'in adını bir meydana verdi. 

Rusya buna cevap olarak Moskova'daki bir sokağın ismini 1863'te Polonyalı isyancıların celladı olarak bilinen ‘Mikhail Muravyov' olarak değiştirdi. Kaczynski ise Çeçen liderin adını Rus konsolosluğunun bulunduğu caddeye de vererek son sözü söyledi.

Kaczynski kardeşlerin politik duruşunda aile geçmişinin belirleyici olduğu düşünülüyor. Almanların yıktığı Varşova'da dünyaya gelen iki kardeşin amcaları Almanya'daki bir toplama kampında, başka bir akrabaları ise Katin Ormanları'ndaki katliamda öldürülmüş.

Ne hazindir ki Lech Kaczynski o katliamda öldürülenler için yapılacak törene giderken aynı yerde hayatını kaybetti. Şimdi kazanın sorumlusu olarak da kendisi gösteriliyor. Rusların törene gitmesini engellemek için uçağına iniş izni vermediğini düşünüp, pilota iniş için baskı yaptığı ihtimali üzerinde duruluyor. Yani kazanın Kaczynski'nin muhafazakâr milliyetçiliği yüzünden gerçekleştiği iddia ediliyor.
 
Türkiye'nin resmi yası

Sadece Polonya'nın değil dünya siyasi tarihine de geçecek olan bu trajik kaza uzun süre daha konuşulacağa benzer. Obama'dan Medvedev'e pek çok önemli liderin katılacağı cenaze töreni pazar günü yapılacak. Aynı gün Türkiye'de de resmi yas ilan edildi.

Resmi yas toplumsal olarak ne kadar etkili olur bilmem ama uçak kazası sonrasındaki süreçte Türkiye'nin aslında ne derece içe kapanık olduğunu gösteren iki örneğe burada yer vermek niyetindeyim. 

Bunlardan ilki futbola dair. Futbol Federasyonu, Türk futbolunu uluslararası marka yapmak iddiasında. Geçen hafta da bunun için belirlediği yeni stratejisini açıkladı. Ama nedense markalaşmak için büyük stratejiler kadar küçük jestlerin de önemli olduğunu yine dikkatlerden kaçtı. 

Uçak kazasından hemen sonra oynanan Beşiktaş-Trabzonspor maçında kazada hayatını kaybedenler için saygı duruşu düzenlemek kimsenin aklına gelmedi. Oysa en azından Trabzonspor'un ilk teknik direktörü Hayri Gür anısına düzenlenen saygı duruşunun anonsuna uçak kazası da eklenebilirdi. 

Aynı gece oynanan Real Madrid-Barcelona derbisini ve maç öncesinde uçak kazasında ölenler için gerçekleştirilen saygı duruşunu izleyenler sanırım bu konuda bana hak vereceklerdir. 

Saygı duruşu örneği Türkiye açısından içe kapanıklığın bir göstergesi sayılabilir. Tabii toplumsal şartlar da içe kapanmayı körüklüyor. İkinci örnek de buna dair. Kazadan iki gün sonra cenazelerin Varşova'ya getirilişi sırasında düzenlenen görkemli töreni istinasız bütün uluslararası haber kanalları naklen yayımladı. Oysa Türkiye'deki tek bir televizyon kanalı bile bu görüntülere yer vermedi. Çünkü aynı dakikalarda bütün haber kanalları YGS sorularını çözmekle meşguldü.

Doğal olarak 1.5 milyon öğrenciyi ve ailelerini ilgilendiren sınav Türkiye'nin en önemli meselelerinden biri. Fakat her sene değişime uğrayan ve binlerce insanı cinnetin eşiğine getiren sistemin kendisi Türkiye'nin içe kapanmasının tipik bir göstergesi. 

Lech Kaczynski'nin ve bir devlet idari kadrosunun öldüğü uçak kazası aslında bir turnusol kâğıdı. Kendi dertlerine gömülen Türkiye'nin bir yönüyle dünyadan kopukluğunu gösteriyor. Bir günlüğüne manşet olan bu olayın ertesi günlerde gazetelerin birinci sayfalarında yer bulamamasının başlıca nedeni malum gündemimiz. Maalesef o gündem de toplumsal veya siyasi olarak dünya gündemine entegre bir Türkiye vaat etmiyor.

Gökçe AYTULU
REFERANS

Uçak kazası Türkiye için bir turnusol kağıdı...

Yorumlar

Bu haber için henüz yorum gönderilmedi.

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000