Ahmet Özal’ın babasına suikast girişiminde bulunulduğuna ilişkin iddiası dünün en çok konuşulan konularından biriydi. İddiaya göre, Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın bindiği uçakta üst üste arızalar yaşanmış, bütün göstergeleri devre dışı kalan uçak güçlükle Atatürk Havalimanı’na inebilmişti. İşte suikast iddiaların ortaya atıldığı o olayın canlı tanıklarından biri de Airporthaber Başyazarı Sefa İnan’dı.
Acaba gerçekten suikast ihtimali var mıydı? Uçaktaki arızaya ne sebep olmuştu? Turgut Özal uçağı neden kargo kapısından terketti?
İşte akıllardaki soru işaretlerini giderecek olayın ayrıntıları:
13-06-1987 günü Rahmetli Turgut Özal ın, Gulfstream G3 GAP uçağı ile acil iniş yaptığı gün bende Atatürk havalimanındaydım ve uçuşta çok sevdiğim bir teknisyen arkadaşım da vardı.
Sayın Ahmet Özal beyin konuşmasındaki bilgiler ile benim o gün duyduklarım arasında bazı farklar var. Bir kere kısa devre yapıp tutuşan kablonun yakıt tankında bulunduğu yanlış.
Yanan kablo demeti 7-8 cm çapında onlarca kablodan oluşan bir rulo halinde ve madeni kelepçeli. Teknisyen arkadaşlarım bilir. Uçaklardaki kablo demetlerinin kelepçeleri ya plastiktir ya da metal kelepçe kullanıldıysa üstü plastikle izole edilmiş haldedir.
GAP isimli G3 uçağının kablo demetinin kelepçesi maalesef metaldi ve firma bu hatasını kabul etmişti. Metal kelepçeli 7-8 cm çaplı onlarca kabloyu bir arada sıkıştıran kelepçenin metal olması zaman içinde titreşimle bu demet içindeki incecik kabloların izolasyonlarını metal kelepçe yüzünden zedelemiş ve kısa devreye sebep olmuş ve uçağın kokpitini karanlıkta bırakmaktan öte bir de tüm göstergeleri arızalandırmıştı.
Rahmetli Özal’ın yaşadığı bu olaydaki uçak olan G3 ün alındıktan sonraki 3.uçusu idi ve transit bakımlarından başka henüz rutin bir bakıma bile girmemişti.
Bu olaydan sonra yaşananlar o zamanki gazetelerde boy, boy yer alarak suikast şüphesi üzerinde çok duruldu. Bu olayı, ASALA örgütü ile bağdaştıranlar bile olmuştu. Sonunda yapımcı firma bu yangının kelepçe nedenli olabileceğini yani imalat hatasını kabul ederek olay kapandı.
Daha sonra rahmetli Özal bu uçağa binmeyip değiştirilmesini istedi ve bu uçak geriye verilip yerine G-4 alındı.
Olayın gelişimi şöyle olmuş; Uçakta sigorta atıyor bu sigortayı o an kokpit te yolculuk yapan teknisyen arkadaşım, kaptanın da onayını alarak yerine tekrar basıyor ve uçuşa devam ediliyor. Aradan birkaç dakika geçtikten sonra tekrar 3-4 tane sigorta birden atıyor ve kokpitte duman oluşuyor.
Bu arada tabii ki tüm göstergeler ve kokpit ışıkları sönüyor. Kaptan pilot rahmetli Koparal Çerman ikinci sigorta reset olayından sonra tüm göstergeler gidince acil olarak İstanbul’a inmeyi kazasız belasız başarıyor. Daha sonra yapılan incelemede onlarca kablonun bir arada demet halinde ve üstünde bu kabloları rulo haline getiren kelepçenin metal olması ve zamanla iniş, kalkış ve titreşimlerde kablo demetindeki kabloların üstündeki izolasyon plastiği yediği ve kısa devrenin bundan oluştuğuna karar verilmişti.
Sayın Ahmet Özal’ın yolcuların bagaj kapısından tahliye edilmesi doğrudur. Uçak kabin tazyikini boşaltamadan indiğinden normal kapıları açmak mümkün olamamıştı. Sabotaj ihtimalini oluşturulan bilirkişi heyeti de zaten reddetmişti.
©AirportHaber.com ÖZEL
Yorumlar Tüm Yorumlar (12)