Dünya Bankası Türkiye eski Direktörü Andrew Vorking, Başbakan Erdoğan için ABD’den 60 milyon dolara uçak alındığını öğrenince tepkisi şöyle oldu: "Herhalde batan ABD ekonomisini Türkiye canlandıracak. Başbakanlar da dahil herkes krizde dikkatli para harcamalı"
2003-2006 yılları arasında üç yıl Dünya Bankası’nın Türkiye Direktörlüğü görevini yürüten Andrew Vorking, küresel kriz patlak verdiğinde bunun Türkiye’ye en ciddi yansımasının işsizlik ve yoksulluk olarak ortaya çıkacağına dikkat çekmişti. Vorking işsizliğin bu yıl daha da artacağını, Türkiye’nin IMF ile mutlaka anlaşması gerektiğini söyledi.
Görev süresinin bitiminden sonra Türkiye’de kalan ve Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi olan Vorking, dün İstanbul Amerikan Robert Lisesi’nin düzenlediği ve yurtdışından 700 öğrencinin katıldığı 3’üncü “Model Birleşmiş Milletler Konferansı”nda bir konuşma yaptı. Konuşmanın ardından VATAN’ın sorularını yanıtlayan Vorking, krizin etkilerinin 2010’da da görüleceğini en çok da reel sektörün etkileneceğini dolayısıyla herkesin dikkatli para harcaması gerektiğini açıkladı.
İlk sizden duyuyorum
Kriz döneminde başbakanların da daha dikkatli para harcaması gerektiğini kaydeden Vorking’in “Başbakan’ın 60 milyon dolara yeni uçak almasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna verdiği yanıt da oldukça ilginç oldu. “Bunu şimdi sizden duyuyorum. Gerçekten Başbakan bu dönemde uçak mı aldı? Parasını kendi mi ödedi yoksa devlet bütçesinden mi ödendi? Herhalde batan ABD ekonomisini Türkiye canlandıracak. Kriz dönemlerinde Başbakan da dahil herkes daha dikkatli para harcamalı.”
Vorking, Türkiye’nin bir an önce IMF ile anlaşması gerektiğini, Türkiye’nin ekonomik programına yardımcı olacak bir IMF programına ihtiyaç olduğunu söyledi. Global krizin etkisini Türkiye’de çok ciddi bir biçimde gösterdiğini kaydeden Vorking, şöyle devam etti: Global krizin Türkiye’deki etkileri bu yıl geçen yıla göre daha kötü olmayacak. Dünya bu krizin üstesinden gelmek üzere. Türkiye de toparlayacak. IMF ile yapılacak anlaşma Türk ekonomisi için bir sigorta değeri taşıyor. IMF Türkiye için 1 yıl önce çok önemli olmayabilirdi ancak şu anda yeniden atılım için büyük bir önemi var. AKP bu konuda doğru adımlar atmaya başladı.
DAP adı verilen uçağın maliyeti 60 milyon dolar
TC-DAP tescilli Gulfstream G550 tipi uçak 2 yıl önce ABD’li üretici firma Gulfstream Aerospace Corporation’a sipariş verilmişti. Uçağın 2011’de teslim edilmesi beklenirken, kriz döneminde pek çok iptal yaşanınca, teslimat 2009’da mümkün oldu. Parasını THY’nin ödediği dünyanın en uzun menzilli iş jetinin liste fiyatı 50 milyon dolardan başlıyor.
Uçağın Başbakan Erdoğan’ın istediği özel ekipmanlarla birlikte maliyetinin 60 milyon doları bulduğu belirtiliyor. Başbakan için 2004 yılında da Airbus A319 uçağı alınmıştı.
Krizle AKP de değişti
AKP’nin uluslararası finans sektöründeki değişimlere göre yön değiştiren bir karar mekanizması olduğunu kaydeden Vorking, “Başbakan Erdoğan IMF ile bir anlaşmaya gerek olmadığını söylüyordu. Ancak global krizin Türkiye üzerindeki etkileri arttı. Şimdi IMF’ye ihtiyaç olduğunu Başbakan da biliyor. Türkiye bu noktada avantajlı çünkü IMF 1 yıl öncesine göre daha esnek. Hükümet vergi indirimlerini de sağlayan bir ekonomi paketi açıkladı. Böylece tüketici daha çok harcayacak ve ekonomi canlı kalacak” diye konuştu.
Vergi indirimleri devam etmeli
Vorking alınması gereken acil önlemler içinde vergi indirimlerine devam edilmesi gerektiğini de vurguladı. Krizden en çok reel sektörün etkilendiğini, şu an ihracat pazarlarının da çok daraldığını kaydeden Vorking, “Türkiye’de 7 milyonun üzerinde açlık sınırda insan olduğu unutulmamalı. Tarım maalesef artık Türkiye’nrin güvenebileceği bir sektör değil. İşgücünün üçte biri bu sektörde olmasına rağmen, toplam üretim GSMH’nin yüzde 10’u bile değil. Bu sektördeki insanları inşaat ve hizmetler sektörüne kaydırmak gerekiyor” dedi.
Robert Lisesi’nden Model BM konferansı
İstanbul Amerikan Robert Lisesi’nin düzenlediği ve 700’e yakın katılımcının olduğu Model Birleşmiş Milletler Konferansı’nın üçüncüsü başladı. Konferansın bu yılki konusu ise Dünya Kaynakları: Çatışmaya Tahrik olarak belirlendi. Konferansta öğrenciler ve katılımcılar tartışılan konuları ve sorunları BM’nin resmi işleyişine bağla kalarak sonuca ulaştırmaya çalışacak.
(Vatan)
Yorumlar Tüm Yorumlar (10)