WikiLeaks belgeleri dünyayı kasıp kavuruyor. Örneğin işte Tunus’taki olaylar bu belgelerin ortaya çıkmasından sonra patlak verdi. ABD Büyükelçisi’nin “Bu ülkede yolsuzluğu Başkan ve eşi yapıyor” içerikli mesajının sızmasından sonra ortalık karıştı. Halk ayağa kalktı, Başkan ve karısı kaçtı. Kaçarken de yanlarında bir buçuk ton altın götürdüler.
Türkiye ise WikiLeaks açısından “dünyanın en rahat ülkesi.” Çünkü biz baştan kabul ettik ki “WikiLeaks bir balondur, yalandır, düzmecedir, Türkiye’de hükümeti sıkıntıya sokmak için Amerika’nın bir oyunudur.”
Tabii mantık böyle olunca WikiLeaks’te ne yayınlanırsa yayınlansın kimsenin itibar etmeyeceği ortada. Hoş zaten Türkiye’de kimsenin itibar etmediği konuların başında yolsuzluklar, hırsızlıklar geliyor. Siz istediğiniz kadar ortaya yolsuzluk belgesi, hırsızlık belgesi koyun kimse umursamıyor bile. Hele iktidar sahipleri “Yalandan ibaret” dediler mi akan sular duruyor.
Oysa biz ne kadar inkâr etsek de, WikiLeaks’ten çıkan belgeler, bilgiler o kadar da yanlış değil. Çünkü bu bilgiler birileri tarafından hazırlanan, medyaya sızdırılan, tehdit ve şantaj için elde tutulan belgeler değil.
Bu belgeler, çeşitli ülkelerde görev yapan Amerikalıların aldıkları istihbaratları kendi merkezlerine ulaştırdıkları mesajlardan ibaret. Bunlar açıklanmayacağı ve hatta muhataplarının hiç haberi bile olmayacağı için Amerikalı görevliler hiçbir endişe duymadan yazmışlardır bu raporları.
WikiLeaks’te Türkiye ile ilgili yayınlanan belgelerden biri, Amerikan işkence uçaklarının Türkiye’ye inip kalktığı bilgisi. Haberi WikiLeaks’ten önce Vatan haber yapmıştı. Afganistan’da yakalanan bazı El Kaide militanlarını taşıyan uçaklar Türkiye’ye 24 kere inip kalkmıştı.
Bu uçakların önemi şuydu; Amerika’da her ne sebeple olursa olsun bir kişiye işkence yapmak çok büyük suç. Bu nedenle CIA yakaladığı bazı militanları konuşturmak için uçaklara bindirip uluslararası hava sahasına giriyor ve böylelikle “ABD’de işkence yapılmaz” kuralını bozmamış oluyordu.
Uçak havada duramayacağına göre bir yere inmesi gerek. İşte Almanya, Fransa, Bulgaristan, Romanya, Moldavya bu uçakların inmesine izin vermemiş ama Türkiye vermiş.
Haber Vatan‘da yayınlandığında Dışişleri Bakanlığı bunu şiddetle yalanlamıştı. Oysa şimdi haberin gerçek olduğu ortaya çıktı. Peki biz ne yapıyoruz? O dönemin sorumluları hakkında bir dava açılacak mı, dünyanın en büyük insanlık suçuna dolaylı destek vermiş olmanın onursuzluğu bir kenara, bu suça ortak olanlardan hesap sorulmayacak mı?
Can ATAKLI
VATAN
Facebook Yorum