22 Haziran 2010, Salı 08:03:11

"Heron şart mı?"

Star Gazetesi yazarlarından Mustafa Karaalioğlu, İsrail'den alınan insansız hava aracı Heron'u köşesine taşıdı. Peki, Karaalioğlu ne diyor? İşte o yazı...

Hakkari Şemdinli saldırısına nereden geliyoruz? O bölgede terörist gruplar daha önce kaç kez saldırmışlardı? Kaç yıldır saldırıyorlar? Bütün terör noktalarında ne kadar saldırı oldu? Türkiye bugüne nereden geliyor?
Zor sorular bunlar, cevap aramayalım...

Türkiye’nin yılların ihmaliyle büyüyen, büyüdükçe çetrefilleşen Kürt sorunu var ve bu sorundan kaynaklanan ağır bir terör

sorunu var. PKK, artık sadece ölmek ve öldürülmek üzerine kurulu en kanlı stratejisiyle bölgeyi ve ülkeyi aynı anda ateşe

atmak konusunda kesin bir karar vermiş durumdadır.

Neden?

Kürt toplumunun temel hak ve özgürlüklerle, kültürel problemleri 5 yıl öncesine göre, 10 yıl öncesine göre daha geri olmadığına göre ve hatta yıllar içerisinde atılan adımlarla daha ilerlediğine göre neden?

Kürtlerin bu ülkede hala önemli sorunları var mı? Var.

Peki, Kürtlerin bugün hala çözülemeyen problemleri silahlı mücadele yoluyla elde edilecek derecede hayati midir? Değil.

PKK bazen Öcalan’ın cezaevi şartlarını iyileştirmek için, bazen kendini göstermek için, bazen bölgeye korku salmak için öldürüyor. Öldürmenin keyfini alan bir örgütle karşı karşıyayız ki bu en tehlikeli olanıdır.

Ne kadar tehlikeli olsa da, yaşanan manzaralar, genç şehitlerin acısı ne kadar dayanılmaz olsa da soğukkanlılıktan başka yol yoktur. En az, gece yarısından sabaha kadar sessizce, kıpırdamadan bekleyen; açılan ateşe cevap vermeyecek kadar sakince kendini gizleyen terör kadar soğukkanlı...

Bu sadece dağda bir kanlı çatışma değil, sinirleri yok eden bir sinir harbidir aynı zamanda.

Heron’larla, dürbünlerle çözülecek bir sorundan söz etmiyoruz.

Kabul edelim ki Türkiye on yıllardır bu sorunun çözümü için atmakta geciktiği her adımın bedelini daha fazla kanla ödedi, bugün de ödüyor.

Çözüm, Kürtlerle PKK arasındaki sempati bağını azaltacak adımları atmaktı. Geciken her adım uygulanacak demokrasinin dozunun biraz daha artmasını zorunlu kılmaktadır. 30 yıl önce yapmamız gerekeni yapamadığımız için terörü kucağımızda bulduk, tam o anda yine yapmamız gerekeni yapmadığımız için terörü büyüttük. Her yıl bir fırsat vardı, afra tafrayla hepsini teptik ve bugünlere geldik.

Son bir kez açılım için niyetlenenlerin de elini tutmak için ne varsa yaptık. CHP-MHP’nin şiddeti üreten diliyle, BDP’nin şiddete tapınan dili bir yıl içinde yeniden egemen oldu.

Normal şartlarda bir araya gelmesi düşünülemeyen unsurlar çözüm karşıtlığında birleşti.

Sadece soğukkanlı olmanın değil, gerçeği de söylemenin günüdür. Terör ne kadar azsa da tek çaresi demokratikleşmedir. Demokratik açılım bitti mi, bitmedi mi tartışmak yersizdir zira Türkiye’nin Kürt sorununda da terörün bitirilmesinde demokrasiden başka çaresi yoktur.

Evet, Türk ordusu terörle mücadelede yeterince başarılı değil ama PKK’ya sonsuza kadar göz açtırmayacak kabiliyettedir. Ama ne pahasına? Bizim için, PKK’yı dağa mahkum etme karşılığında sürekli şehit vermek bir yol değildir.

Her terör saldrısından sonra olduğu gibi şimdi de yaptığımız bazı tartışmalar bu nedenle anlamsızdır. Mesela, TSK’nın elindeki insansız uçak Heron’ların kullanıp kullanılmadığı gibi.

Dünyanın en büyük ordularından birisiyle bir terör örgütü arasındaki üstünlük farkı Heron’lara mı indi? İki tane daha uçak olsa bu işi bitirecek miyiz? O zaman hiç durmayalım.

Türkiye PKK’ya şehit vermeye başladığında Heronlar henüz üretilmemişti bile!

Mustafa KARAALİOĞLU
STAR

"Heron şart mı?"

Yorumlar

Bu haber için henüz yorum gönderilmedi.

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000