Yüksek Öğrenim Kurulu (YÖK), Uçak Bakım Mühendisliği bölümünde okuyanları ve mezunları mağdur edecek bir adım atarak mühendis unvanını almış ve “eleman” kategorisine sokmuştu. Konuyla ilgili harekete geçen mezunlar oluşturdukları platform üzerinden sorunlarını dile getirmeye başladı.
Oluşturulan kamuoyu nedeniyle YÖK, “eleman” kararı ile ilgili geri adım atmış ve Üniversiteler Arası Kurul’dan (ÜAK) yeniden değerlendirme için görüş istemişti.
ÜAK tarafından ilgili üniversitelerden konuyla ilgili görüş istendiği öğrenildi. Üniversitelerde görevli akademisyenlerden alınacak görüşler sonrasında yeni bir değerlendirme yapılacak.
Değerlendirme sonrasında unvan mağduriyetin ortadan kalkıp kalkmayacağı ise henüz bilinmiyor.
Konuyla ilgili geçtiğimiz dönemlerde akademik bir çalışmaya imza atan Eskişehir Teknik Üniversitesi öğretim görevlilerinden Dr. Ahmet Kıran, şu görüşleri sunuyor:
"Havaaracı Bakım Eğitim Kuruluşları AB üyesi ülkelerde havaaracı bakım eğitimi faaliyetleri devlet sektöründen daha çok özel sektörün kontrolü altındadır. Eğitimler genellikle kurs şeklinde verilmektedir. Almanyaʼda Lufthansa Technikʼin temel ve tip eğitim yetkileri, İspanyaʼda Iberia Havayollarının tip eğitim yetkisi, İngiltereʼde British Airwaysʼin tip eğitim yetkisi, Air France-KLM ortaklığının tip eğitim yetkisi bulunmaktadır. Örneklem olarak seçilen dört ülkenin hiçbirinde havaaracı bakım eğitimi lise düzeyinde okullarda verilmemektedir. Bu ülkelerde EASA Part-147 havaaracı bakım eğitim yetkisine sahip kurslar düzenlenmekte ve bu kurslara lise eğitimini tamamlayanlar kabul edilmektedir. Eğitim süresi 18-24 ay arasındadır. Buradan mezun olup modül sınavlarından başarılı olan öğrenciler lisans almaya hak kazanmaktadır. Örneklem olarak seçilen dört ülkenin içinde İngiltere hariç EASA Part-147 onaylı 4 yıllık üniversite eğitimi veren bir eğitim kuruluşu bulunmamaktadır. Fransa, Almanya ve İspanyaʼda 4 yıllık eğitim veren üniversitelerden mezun olanlar mühendis unvanını almaktadır.
Fransaʼda yüksek öğretim seviyesinde havaaracı bakım eğitimi veren okulların tümü 4 yıllık eğitime geçmiş ve mühendislik eğitimleri verilmektedir. Bu okulların EASA Part-147 yetkisi bulunmamaktadır. Örneğin 1 Ekim 2007 tarihinde SUPAERO ve ENSICA eğitim kuruluşlarının birleşmesiyle ISAE (Uzay ve Havacılık Yüksek Enstitüsü) kurulmuştur. Bu enstitüde havacılık ve uzay alanında mühendislik, araştırma, yüksek lisans ve doktora eğitimleri verilmektedir. İngiltereʼde 4 yıllık havaaracı bakım eğitimi veren üniversitelerden mezun olanlar mühendis unvanını almaktadır. Örneğin Glamorgan Üniversitesi İleri Teknoloji Fakültesiʼnde Havacılık Mühendisliği, Havaaracı Bakım Mühendisliği ve Aviyonik sistemleri de kapsayan Havacılık Sistemleri Mühendisliği bölümleri bulunmaktadır.
Havaaracı Bakım Mühendisliği eğitimleri Glamorgan Üniversitesi ile International Centre for Aerospace Training Şirketi arasında oluşturulan işbirliğiyle kurs olarak verilmektedir. Aynı zamanda mezunlar EASA Part–66 Havaaracı Bakım Personeli Lisansına sahip olmaktadır. Öğrenciler bu lisansa sahip olurken EASA Part-66ʼda belirtilen hiçbir modül sınavına girmemektedir. Yalnızca EASA Part–145 onaylı bir bakım kuruluşunda iki yıl deneyim koşulu aranmaktadır.
İspanyaʼda Fransaʼda olduğu gibi yüksek öğretim seviyesinde havaaracı bakım eğitimi veren okulların tümü 4 yıllık eğitime geçmiş ve mühendislik eğitimleri verilmektedir. Bu okulların EASA Part–147 yetkisi bulunmamaktadır.
AB ülkelerinde üniversite seviyesinde eğitim veren kuruluşlar EASA Part–147 alarak teknisyenlik eğitimi vermek yerine genellikle mühendislik eğitimine yönelmiştir. İngiltereʼde Glamorgan Üniversitesi İleri Teknoloji Enstitüsünde havaaracı bakım mühendisliği eğitimi verilmekte EASA Part–147 yetkisi olduğu için aynı zamanda mezun olan mühendislere teknisyen lisansı da verilmektedir."
MÜFREDAT UYGUN MU?
Öte yandan konuyla ilgili çalışmalar yürüten Uçak Bakım Mühendisleri Platformu merak edilen soruları yanıtladı.
Platform tarafından yapılan açıklamada, söz konusu durumun müfredata uygun olup olmadığıyla ilgili de yanıt verildi.
Uçak Bakım Mühendisleri Platformu "Okullarımızın müfredatı mühendisliğe uygun mu?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Tam anlamıyla uygun. Elbetteki ülkemizdeki tüm mühendisliklerin eğitim ve öğrenci kalitesinin aynı olması beklenemez. Hatta üniversitenin bulunduğu ilin dahi bu değerlendirmede etkisi oluyor. Her kalite ve uygunluk belirlenmesi belli bir standartta olmak zorunda ve bu standart, bir mühendislik fakültesi için genel ve asgari yeterlilik söz konusu olduğunda Yükseköğretim Kurulunun rapor ve çalışmalarıyla net bir şekilde belirlenmiş durumda.
Okullarımızın müfredatı mühendisliğe uygun mu?
Tam anlamıyla uygun. Elbetteki ülkemizdeki tüm mühendisliklerin eğitim ve öğrenci kalitesinin aynı olması beklenemez. Hatta üniversitenin bulunduğu ilin dahi bu değerlendirmede etkisi oluyor. Her kalite ve uygunluk belirlenmesi belli bir standartta olmak zorunda ve bu standart, bir mühendislik fakültesi için genel ve asgari yeterlilik söz konusu olduğunda Yükseköğretim Kurulunun rapor ve çalışmalarıyla net bir şekilde belirlenmiş durumda.
Konu mühendislik yeterliliği olduğu için, YÖK tarafından yayınlanmış Türkiye Yükseköğretim Yeterlilikler Çerçevesi (Tyyç) raporunda, Mühendislik, Üretim ve İşleme Temel Alan Lisans Yeterliliklerinin yer aldığı tabloya aşağıdaki linkten (sayfa-11) bakalım. http://tyyc.yok.gov.tr/raporlar/52_54_Engineering_and_Manuf_13_01_2011.pdf
Okullarımızın kendi sitelerinden alan yeterlilikleri üzerine paylaşımları da altta. https://www.eskisehir.edu.tr/akademik/fakulteler/323/ucak-govde-ve-motor-bakimi-bolumu/ alan-yeterlilik https://www.eskisehir.edu.tr/akademik/fakulteler/327/havacilik-elektrik-ve-elektronigibolumu/alan-yeterlilik Hemen farkedeceksiniz ki; YÖK tarafından hazırlanmış olan mühendislik alan yeterlilik kılavuzunda geçen maddeler ile birebir örtüşmektedir. Yani YÖK de, örnekteki okul ESTÜ de okullarımızın mühendislik formatında olduğunu çoktan kabul ve ilan etmiş durumdalar.
Peki ülkemizde bakım alanında mühendis yetiştiren okul varmı?
Var. Ülkemizde beş üniversitede Gemi Makinaları İşletme Mühendisliği bölümleri bulunmakta. Bu bölümlerin müfredatları ve yaptıkları iş göz önüne alındığında bizim mezun olduğumuz okulların denizcilik sektöründeki muadilleri olduğunu görüyoruz. Ders içeriklerinin kabaca kıyaslamasını Ek-1'de daha anlaşılır hale getirdik. Fark bulmakta zorlanacak, yıllarca nasıl görmezden gelindiğine şaşıracaksınız. Uçak bakımının risk ve emniyet analizi
bakımından en az gemi bakımı kadar altyapı ve disiplin gerektirdiğini kabul eder isek üniversite eğitiminin gerekli olduğunda pek bir şüphe kalmayacaktır.
Tıpkı Gemi Makinaları İşletme Mühendislerinin gemicilik alanındaki dil ve mühendislik hakimiyetleri gibi, bizler de uçak bakım ve teknolojisi alanlarında teorik bilgi, teknik dil ve donanıma hakimiz. En kritik kararları en zor durumlarda alarak uçakların sürekli uçuşa elverişli olarak uçurulmasını
ya da uçmasına engel bir durum varsa ground edilmesini sağlayan teknik personel olarak, gemi bakımı ve işletmeciliği mühendisliğinden, bizler mütevazi bile olsak, daha az önemli bir alanda olduğumuzu kimse iddia edemez.
Bakım Mühendisiliğinin dünyada örnekleri var mı?
Ahmet Hocamızın doktora tezinde örnekler mevcut. Ayrıca dünyada "Bakım Mühendisi" kavramı giderek yaygınlaşmakta. Mevcut durumda farklı sektörlerde ve kısmen havacılık sektöründe bu görevi Makine Mühendisleri, Uçak Mühendisleri veya Elektrik Mühendisleri yan
dal şeklinde çeşitli eğitimler ile zaten yapmaktalar. Örnek iki makaleyi yine aşağıdaki bağlantılarda bulabilirsiniz.
"Uçak Bakım Mühendisi" unvanı ile havacılığın planlama, mühendislik, kalite gibi farklı alanlarında yer bulmaya devam edebilecekken, günümüzde istihdamımıza engel olunan kamu tarafında da hak ettiğimiz kadrolarda çalışabileceğiz. Yetişmiş insan kaynağının doğru yerlere yönlendirilmesi ile bu durum asıl ülkemiz adına büyük bir kazanç olacaktır.
Facebook Yorum