AirportHaber Genel Koordinatörü Ali Kıdık, bugün özel bir değerlendirme yazısı kaleme aldı. Hava-Sen'e destek verdiği gerekçesiyle THY yönetimi tarafından işten atılma tehlikesiyle karşı karşıya kalanlarla ilgili önemli detaylara yer veren Kıdık, THY yönetimine seslendi; 'Sakın böyle bir hata yapmayın'...
İşte Ali Kıdık'ın son gelişmelerle ilgili kaleme aldığı o yazı:
Hızlı gelişmeler bu yazıyı yazmama sebep oldu. Malumunuz THY’de, gerek Hava-İş Sendikası’nda temsilde adalet ve gerekse FTL denen ucube yüzünden kurulan Hava-Sen Sendikası ile ilgili ne ahlaka sığacak ne de vicdana sığacak hareketler gözleniyor.
Türk Hava Yolları yönetimi Hava-Sen Sendikası lehinde çalışma yapan toplam 13 kişinin ismini kara listeye alarak sözüm ona “verimsizlik” sebebiyle savunma istedi. Anlaşılan o ki işten atılacaklar ve buna hukuki zemin oluşturmak için bu tür bir yolu seçiyorlar.
Şimdi şöyle bir geriye dönelim bakalım.
THY’nin personel kıyımı hakkında yaptığı hataları gözden geçirelim.
Çok öteye gitmeye gerek yok.
İsterseniz 305 ile başlayalım.
Ne olmuştu? Mecliste havacılar aleyhine çıkacak bir kanuna tepki olarak “ben diyeyim eylem siz deyin grev” yapmışlardı.
Her ne kadar 305 olayına karşı çıksam da bunun bir hak arayışı olduğu bilinci ile yapılan harekete karşı çıkmıştım. Bunu yapma gerekçem THY’nin personele karşı uygulayacağı yaptırımları öngörmemden kaynaklanması olarak özetleyebilirim.
Ve en önemlisi. Yıllarca ve ısrarla FETÖ yapılanmasını uyarmamıza rağmen görmezden gelen ve hatta onlarla aynı tabağa kaşık sallayan yöneticilerin, “Bu komünist, bu bizden değil, bu cemaatçi değil” gibi yaftalarla işten atılanları saymıyorum bile. Lakin bu gerçeklerden de kaçamayız.
Hain darbe girişiminin ardından yapılan kıyıma ne demeli.
Beğenmediğiniz, yerine istediğiniz kişileri getirmek için FETÖ torbasına attığınız kişileri nereye koyalım.
Ne oldu peki?
305 geri alındı. Haksızlık yaptığınızı anladınız. Ama altına girdiğiniz vebal sizi ahirette karşılayacak.
FETÖ torbasına atıp günahına girdiğiniz kişilerin hakkını yediniz. Yarın uhrevi hayatta bunun hesabını nasıl vereceksiniz onu hayal bile edemiyorum.
Şimdi gelelim yeniden aynı hataya düşeceğiniz meseleye.
Hava-Sen üyesi ve bu sendikanın başarılı olması için çalışan 13 kişi hakkında yürüttüğünüz soruşturma ile ilgili birkaç sözüm olacak.
Evet, her ne kadar bu sendikaya karşı olduğum algılansa bile benim tam da üzerinde durduğum nokta bu gelinen noktadır.
Yani, yeni bir oluşumun içinde yer alan kişilerin geleceklerine dair endişelerim idi. Çünkü “Ağa da benim paşa da benim” mantığı ile yürütülen sistemde, çalışanların hiç hükmü yoktur.
İstediğiniz şekle girmeyen personelin robotik birer makine olarak görmeye devam ederseniz bu sorunları çokça yaşayacaksınız.
THY yönetimi bal gibi biliyor ki; kaotik ortamdan faydalanmak isteyen bir insan olsam bu gelişmeleri istediğim gibi kullanabilirdim.
Ama ben THY’nin markasını düşünmek zorundayım, ben Türkiye’yi düşünmek zorundayım, ben dünyaya karşı THY’nin değer kaybetmesine yol açacak her türlü tezvirattan uzak durmayı yeğledim.
Hal böyle iken sadece sendika değiştirdiği için, hak aradığı için bu insanları işsiz bırakma düşüncesi nedendir?
Önce şunu düşünmeliydiniz!
Bu insanlar neden saf değiştirdi?
Hepiniz biliyorsunuz. Can alıcı, can yakıcı uçuşların hem THY’nin olası bir kazaya sebep olmaması hem de insan sağlığının öneminden başka şey değildi.
Şimdi bu insanların dertlerine çare aramak yerine, onları işsiz bırakarak çözüm mü olacağını sanıyorsunuz?
Yanlış yoldasınız beyler.
Kabinden, kokpitten insanları söküp alıp, onları “ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur” mantığı ile işsiz bırakamazsınız.
Çözüm çok basit. İş barışı istiyorsanız sendikal arayışa giren insanların sorunlarına çözüm bulun. FTL garabetini sonlandırın. Doğru-dürüst bir yapıyı tesis edin.
İnsanları baskılayarak, işten çıkarma ile tehdit ederek, gözdağı vererek, mobbing yaparak kanayan yarayı iyileştiremezsiniz. Yara kapandı sanırsınız ama o içten içe kanser virüsü gibi yayılır. Şirket aidiyeti yerine “Aman sende” iç sesleri yükselir.
Gelin sorunu tatlı dil ile düzeltelim. Kutuplaşma yerine kucaklaşmayı tesis edelim.
İnsanlara çok para değil çok huzur gerek.
Sizin de huzura ihtiyacınız yok mu ey yöneticiler?
Ne THY’nin zarar görmesini isterim ne de bir kişinin ekmeksiz kalmasına gönlüm razı gelir.
Hadi vicdanları masa üstüne koyma zamanı…
Ali Kıdık / Genel Koordinatör
Facebook Yorum