Şarkıcı “Bulutların arasında kayboldum. Uçağı yere zar zor indirdim. Ölümden döndüm” dedi...
Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki beş kişiyi geçtiğimiz günlerde bir helikopter kazası sonucu kaybettik. Sizin de pilotluk sertifikanız var, durum değerlendirmesi yapabilir misiniz? Bence helikopterdeki o 6 insan, pilotun o hava şartlarında öyle bir arazide kalkmaya karar vermesiyle zaten ölmüşlerdi.
Pilot nerede hata yaptı?
O ve yanındakiler için aldığı karar bir intihar mıydı yani? Pilot sadece kafayı kaldırıp havaya bakmalıydı. Gideceği güzergahtaki hava raporunu isteseydi, "Bu şartlarla kalkamam" demesi gerekirdi. İsviçre'de, Almanya'da bir helikopter pilotu o marşa basmazdı, mümkün değil. Tabii o hava şartlarında, o arazide pilot "Kalkıyorum" dediğinde, yüzde 99.9 onlar vefat etmişlerdi. Sonrası, dağa çarpmaları falan hepsi birer ayrıntı.
550 SAAT UÇUŞUM VAR
Eşiniz uçmanızı nasıl karşılıyor yoksa izin vermiyor mu?
Yaman doğmadan önce, "40 yılda bir uçmak isteyebilirsin, hocanla birlikte uçarsın, bir tur atarsın. Ancak, senin yalnız başına uçağa atlayıp Dalaman'a, Çanakkale'ye gitmeni istemiyorum" dedi. Ben de "Okey" dedim.
Kaç saatlik uçuşunuz var?
550 saat...
Havadayken ciddi bir tehlike atlattınız mı?
Kayboldum bir kere... İki sene önce ölümden döndüm. Muhsin Yazıcıoğlu'nun yaşadığına benzer bir şey geldi başıma.
BİR ANDA TİPİ BASTIRDI
Nasıl oldu?
İlk dayağımı orada yedim ve orada anladım bu işin hiç de şaka olmadığını. Selanik'e gitmek istiyordum. Bütün hava raporlarına da baktım, kapalı ve yağmurlu gözüküyor. 'Ama dur bakalım, belki açar' diyerek uçağı kaldırdım. Her şey çok çabuk oldu; yükseldim. Bulut tabanı iyice çökmüş, "Aaaa amma bulutluymuş hava" dedim şak, bir baktım bulutun içindeyim; girdim içine. Her yerim gri, görüşüm sıfır. "Bir dakika, ne oluyor" derken, vertigo olur çakılırsın.
Tipi ve sisin içinde, dağların arasında yönünü kaybeden bir helikopter ya da uçak gibi mi?
Aynen öyle. Bir baktım, düz gitmiyorum; sola doğru yatmışım ve aşağıya doğru gidiyorum. O anda korkuyla levyeyi bir çektim ve yukarı tırmandım, bulutların üzerine çıktım, 2000'li fitlerdeyim. Aşağı inemiyorum, altım bulut. Buluta nereden gireceğimi bilemiyorum. Girsem, dağ olur, tepe olur, kule olur...
Hazerfan'a geri dönmeye karar verdim. Artık bütün resmi konuşmayı bıraktım, kulede Ramazan abim var, "Ramazan abi ne yapacağım ben" dedim. Konuşamıyorum da sesim de titriyor... Bulutun içinde yine kayboldum. Neyse zar zor meydanı gördüm ve indim.
Sattığınız uçak mıydı bu?
Evet, o uçaktı. Bu yaşadığım olayı Emina Hanım'a aylar sonra anlattım.
(Star)
Yorumlar Tüm Yorumlar (10)