06 Nisan 2014, Pazar 08:30:37

3. HAVALİMANI İÇİN MI YAPILDI?

Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından yayınlanan yönetmelikle sulak alanlar “ulusal önemdeki sulak alanlar” ve “mahalli önemdeki sulak alanlar” olarak ikiye ayrıldı.
  • ukala bir dille "git başka yerlere ağaç dik" diyerek,yapılanları meşrulaştıramazsınız.Sadece ağaç dikmek değil,mevcut orman alanlarının,yaşam alanlarının korunması gerçek mesele ! bu kadar mı körleştiniz ? bu kadar mı vicdanınızı kaybettiniz ? istanbul'u salt bir ekonomi merkezi olarak algılamaktan vazgeçin artık,sanayi bölgeleri şehirin göbeğinde her tarafında,göç aldıkça alıyor küçücük şehir,yaşam kalitesi hiç mi umurunuzda değil ? yarın çocuklarınıza,torunlarınıza betonarme bir şehir mi bırakmak derdiniz ? kapitalist ahlakın ürünü olan 3.havalimanı kime ne fayda sağlayacak ? yaşamakta zorlanan bir şehri öldürmekten başka.iktidarın beton hizmet anlayışı yüzünden dün 3 tane işçi çalışma koşullarından dolayı,3.köprü inşasında hayatını kaybetti,kaybetmeye de devam edecek bu gidişle.son 12 yılda inşaat şirketleri mantar gibi türemişken,yaşam alanlarımızı gasp ederek "hizmet" yalanları ile cebini doldururken,hala daha bunlarn ülkenin itibarı için yapıldığını sananlar hepiniz suçlusunuz !!
  • kesinlikle,bölgenin yapılaşmaya açılması için iktidarın kitabına uydurma çabası. hala daha yapılanın olmazsa olmaz bir ihtiyaç olarak görenler var.17 milyonluk bir şehirde yaşayıpta,orman ve su havzalarını yok eden bir anlayışı nasıl olurda savunursunuz ? bugün karadeniz'in bütün dereleri 1800 tane şirket tarafından işgal altında,devletten lisansını alan şirketler "enerji"adı altında ekosistemi yok edecek-ediyor.yaban hayatı yok olacak,insanın da ekosistemin bir parçası olduğu gerçeğini göremeyenler "bir kaç balık ölse nolur"diye savunmaya geçiyorlar,şirketler bütün o bölgenin de sahibi oldukları için o bölgedeki insanlar,köylüler yarın mahsüllerini yetiştiremeyecek,toprağın verimliliği yok olacak.sonra o bölgedeki insanların hepsi istanbul gibi büyük metropollere "ucuz iş gücü" olarak göçe mecbur edilecek,yenilenebilir enerji tek çare iken hidroelektrik santralleri mantar gibi çoğaldı bu doğa düşmanı,yaşam düşmanı insan merkezli idareciler tarafından.
  • Padişahım çok yaşa
  • Çatlasanız da patlasanız da o hava alanı yapılacak! Fanatik particiler bunu kafasına soksun. Ülkenin itibarı ve geleceği için gerekli. bunu akp de yapsa chp de yapsa aynı şey aklınızı başınıza toplayın

Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından yayınlanan yönetmelikle sulak alanlar “ulusal önemdeki sulak alanlar” ve “mahalli önemdeki sulak alanlar” olarak ikiye ayrıldı. Bu düzenlemenin 3. havalimanının imara açılabilmesi için yapıldığı iddia edildi.

Yapılan düzenlemeyle Türkiye genelindeki tüm sulak alanların yapılaşmaya açılabileceğini savunan çevreciler hükümetin bu düzenlemeyi İstanbul’a yapılacak Üçüncü Havaalanı’nın yapılacağı alanı imara açabilmek için yaptığını ileri sürüyor.

TAŞRA ONAYI YETERLİ

Hürriyet'te yer alan habere göre; Önceki gün Resmi Gazete’de yayınlanan Sulak Alanlar Yönetmeliği önemli değişiklikler içeriyor. Düzenlemeyle koruma bölgeleri içerisinden tabii sulak alanların ekolojik karakterini ve fonksiyonlarını olumsuz yönde etkileyecek ölçüde yerüstü ve yeraltı suyu alınamayacak. Sistemi besleyen akarsularla diğer yüzey sularının yönleri izinsiz değiştirilemeyecek ve sistemde su depolanamayacak. Sulak alanlardaki su rejimini etkileyebilecek her türlü faaliyet için planlama aşamasında ulusal öneme haiz sulak alanlar ve Ramsar alanlarında Genel Müdürlüğün, mahalli öneme haiz sulak alanlarda ise Bölge Müdürlüğü’nün uygun görüşü alınacak. Bir alanın mahalli öneme haiz sulak alan olarak belirlenmesi için alanın bulunduğu mülki sınırlar dikkate alınarak, bakanlık taşra teşkilatı tarafından hazırlanan rapor, mahalli komisyonda görüşülerek Genel Müdürlüğün onayına sunulacak.

Alanın mahalli öneme haiz bir sulak alan olarak değerlendirilmesi halinde, alanın sınırları tespit edilerek alana ilişkin koruma ve kullanma esasları belirlenecek. Alan ve çevresinde yürütülecek faaliyetler, belirlenen koruma kullanma esasları çerçevesinde bakanlık taşra teşkilatı tarafından değerlendirilerek sonuçlandırılacak. Bu alanların izlenmesi yapılarak yılda bir kez mahalli komisyona rapor verilecek. Yönetmeliğin yayınından önce bakanlıkça onaylanarak yürürlüğe giren Sulak Alan Koruma
Bölgesi sınırları, yönetmeliğe uygun olarak revize edilene kadar mevcut haliyle geçerli olacak.

‘Üçüncü havaalanı için değiştirdiler’

Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, yönetmelikteki değişikliklerle ilgili olarak, “Rantın, talanın hukuki zemini tamamlandı” dedi. Bozoğlu, şöyle konuştu: “Bundan önce bütün sulak alanlar birdi, tek sulak alan mantığı vardı. Sulak alanın ulusalı, mahallisi olmaz. Sulak alanlar sadece su biriknitisi değildir, sazlıklarla ağaçlarla bağlantılı bir bütündür. Bu yönetmelikle ikiye bölüyorlar. Birisine ‘ulusal’ diğerine ‘mahalli’ öneme sahip deniliyor. Bu çok tehlikeli ve sakat bir şey. Üçüncü Havalimanı’nın da en yumuşak karnı sulak alanlardır. Burada yapılacak proje için uluslararası kredi kuruluşlarından para alınacak. Bu kuruluşlar sulak alan durumuna dikkat edeceği için bakanlık sulak alanları niteliksizleştirmeye çalışıyor.” (Hürriyet)

Söz konusu haber üzerine Orman ve Su İşleri Bakanlığı bir açıklama yayınladı; 3. havaalanının yapılacağı bölgede hiçbir doğal sulak alan bulunmamaktadır. Bu bölgedeki su birikintileri, söz konusu sahada yapılan madencilik faaliyetleri neticesi ortaya çıkan çukurların su ile dolması sonucu meydana gelmiştir. Suni olarak oluşmuş bu göletlerin halk sağlığına zarar vermesi ihtimaline karşı zaten Bakanlığımızca rehabilite edilmesi yönünde planlar yapılmıştır" ifadesi kullanıldı.

Sulak alanlardaki statü ve yetki karmaşasına son vermek, daha etkin koruma sağlamak, kurumlardaki yeni yapılanmalara uyum sağlamak, sulak alanları sahip olduğu değerlere göre sınıflayarak yönetmek, sulak alanlarla alakalı tescil süreçlerini tanımlamak, mevcut yönetmelikteki eksiklikleri gidermek amacıyla Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği'nde revizyon yapılmasına ihtiyaç duyulduğuna işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Sulak alanlarla ilgili, kurutma ve doldurma yapılmaması, izinsiz su alınmaması, sulak alanların ekolojik karakterinin değiştirilmemesi, sulak alanlarda biyolojik çeşitliliğin geliştirilmesi, kurutulan ve kuruma sürecine giren sulak alanlarda restorasyon ve rehabilitasyon yapılması gibi temel konularda hiçbir şekilde değişiklik yapılmamıştır. Yönetmelikte yapılan en önemli değişiklik, korunan alan statüsünde olan sulak alanların, Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği'ne uygun olması şartı ile sahip olduğu statünün gerektirdiği mevzuat kapsamında korunması ve planlanması ile ilgilidir. Başka bir deyişle örneğin, 1. derece doğal sit statüsüne sahip bir sulak alanla alakalı koruma, kullanma ve planlama ile ilgili olarak doğal sitlerden sorumlu olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü doğrudan sorumlu olacaktır. Böylelikle sulak alanların yönetiminde karşılaşılan çok başlılık ortadan kalkmış olacaktır. Sorumluluk sahibi olan kurum, bu yönetmelik hükümlerine uygun hareket etmek zorundadır."

Yeni yönetmelik ile uluslararası kriterleri sağlayan sulak alanların, "ulusal öneme haiz sulak alan" olarak, bunun dışında olan alanlar ise "mahalli öneme haiz sulak alan" olarak belirlenerek sulak alanlarda sınıflandırma yapıldığına dikkati çekilen açıklamada, "ulusal öneme haiz sulak alanlar"ın taşra teşkilatı tarafından teklif edilerek Ulusal Sulak Alan Komisyonunca tescil edilmek üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından belirleneceği bildirildi.

Mahalli komisyonların, ulusal öneme haiz olmayan mahalli öneme haiz sulak alanlarda daimi ve mevsimsel akarsularda koruma ve kullanım esaslarını belirleyeceği belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Yani uluslararası kriterleri sağlamayan sulak alanlarda koruma bölgeleri belirlenmeyecek olup buradaki koruma ve kullanım esasları mahalli komisyonlarca belirlenecektir. Böylelikle sulak alanlarda yerelden yönetim sistemi geliştirilmiştir. Hem ulusal sulak alan komisyonlarında hem de mahalli komisyonlarda sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de yer almaktadır. Eski yönetmelikte 11 üyesi olan Ulusal Sulak Alan Komisyonuna 3 yeni kurum eklenmiş, Kültür ve Turizm Bakanlığından Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü, doğal sitlerle olan yetkilerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesindeki Tabiat Varlıkları Genel Müdürlüğüne geçmesi sebebi ile komisyondan çıkarılmıştır. Diğer taraftan ülkemizde 2002'de yüzde 4,34 olan korunan alanların büyüklüğü yüzde 10,11'e ulaşmıştır. Yine 2002 sonunda 9 olan ramsar alanı 14'e yükselmiştir. 2002'de ülkemizde hiç sulak alan koruma bölgesi bulunmamakta iken bugün 42 adet sulak alan koruma bölgesi ilan edilmiştir. Orman ve su kaynakları ile biyolojik çeşitliliğin korunması ve geliştirilmesinden sorumlu bir Bakanlık olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da 'en etkin koruma' prensibine göre hareket edeceğimiz hususu basının ve kamuoyunun bilgisine sunulur."

3. HAVALİMANI İÇİN MI YAPILDI?

Yorumlar Tüm Yorumlar (8)

teknisyen ~ 10 yıl önce
ukala bir dille "git başka yerlere ağaç dik" diyerek,yapılanları meşrulaştıramazsınız.Sadece ağaç dikmek değil,mevcut orman alanlarının,yaşam alanlarının korunması gerçek mesele ! bu kadar mı körleştiniz ? bu kadar mı vicdanınızı kaybettiniz ? istanbul'u salt bir ekonomi merkezi olarak algılamaktan vazgeçin artık,sanayi bölgeleri şehirin göbeğinde her tarafında,göç aldıkça alıyor küçücük şehir,yaşam kalitesi hiç mi umurunuzda değil ? yarın çocuklarınıza,torunlarınıza betonarme bir şehir mi bırakmak derdiniz ? kapitalist ahlakın ürünü olan 3.havalimanı kime ne fayda sağlayacak ? yaşamakta zorlanan bir şehri öldürmekten başka.iktidarın beton hizmet anlayışı yüzünden dün 3 tane işçi çalışma koşullarından dolayı,3.köprü inşasında hayatını kaybetti,kaybetmeye de devam edecek bu gidişle.son 12 yılda inşaat şirketleri mantar gibi türemişken,yaşam alanlarımızı gasp ederek "hizmet" yalanları ile cebini doldururken,hala daha bunlarn ülkenin itibarı için yapıldığını sananlar hepiniz suçlusunuz !!

Yanıtla

Kalan karakter 1000
teknisyen ~ 10 yıl önce
kesinlikle,bölgenin yapılaşmaya açılması için iktidarın kitabına uydurma çabası. hala daha yapılanın olmazsa olmaz bir ihtiyaç olarak görenler var.17 milyonluk bir şehirde yaşayıpta,orman ve su havzalarını yok eden bir anlayışı nasıl olurda savunursunuz ? bugün karadeniz'in bütün dereleri 1800 tane şirket tarafından işgal altında,devletten lisansını alan şirketler "enerji"adı altında ekosistemi yok edecek-ediyor.yaban hayatı yok olacak,insanın da ekosistemin bir parçası olduğu gerçeğini göremeyenler "bir kaç balık ölse nolur"diye savunmaya geçiyorlar,şirketler bütün o bölgenin de sahibi oldukları için o bölgedeki insanlar,köylüler yarın mahsüllerini yetiştiremeyecek,toprağın verimliliği yok olacak.sonra o bölgedeki insanların hepsi istanbul gibi büyük metropollere "ucuz iş gücü" olarak göçe mecbur edilecek,yenilenebilir enerji tek çare iken hidroelektrik santralleri mantar gibi çoğaldı bu doğa düşmanı,yaşam düşmanı insan merkezli idareciler tarafından.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
iPhone Uygulaması ~ 10 yıl önce
Padişahım çok yaşa

Yanıtla

Kalan karakter 1000
iPhone Uygulaması ~ 10 yıl önce
Çatlasanız da patlasanız da o hava alanı yapılacak! Fanatik particiler bunu kafasına soksun. Ülkenin itibarı ve geleceği için gerekli. bunu akp de yapsa chp de yapsa aynı şey aklınızı başınıza toplayın

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Oksijen! ~ 10 yıl önce
Canım benim bunun particilikle alakası yok sen yeteri kadar yeşilliği koruyamazsan altyapını ona göre hazırlayamazsan ileride çocuğunun soluyacağı oksijen kalmayacak bunu kafanın bir köşesine sok. Avrupa ülkelerine bir bak öyle yorum yap sen hele!
oksijene ~ 10 yıl önce
oksijen bitecekmiş bak sen. oksijene o kadar meraklıysan git çölleşen anadolu topraklarında ağaçlandırma çalışmalarına katıl oturduğun yerden konuşmak kolay tipik türk milleti işte bu nedenle biri yapıyor biri bakıyor sizin gibi. ben avrupa'da yaşamış biriyim adamların durumu ortada yapılan yatırımlar ortada. boş boş konuşacağına git ağaç dik.
varolanı koru da ~ 10 yıl önce
Sen varolan ağacı, çevreyi koruma talan et sonra vay efendim çölleşen anadolu. Bugün insanlar Pekin'de maskesiz sokağa çıkamıyorlar hava kirliliği nedeniyle. Git bak yatırımların kralı orada. Senin gibi vizyonsuz düşünenlere öyle yaşam müstahak ki yeşilin kıymetini anlayasınız. Kimse 3. Havalimanı yapılmasın demiyor. Zatn imarlaşmış biryere yapılabilir deniliyor(mesela Silivri) veya hızlı tren ile Atatürk-Çorlu-Sabiha birbirine bağlanılabilir deniliyor. Katledin İstanbul'un son yeşil alanlarını da rahata erin. Yarın öbürgün gelecek nesil de hayır! duası etsin arkanızdan. Nasıl İstanbuş'un en güzel,yeşil yerlerini imara açanlara şimdi hayır duası ediyorsak
iPhone Uydurmasina ~ 10 yıl önce
Havaalani ile ulke itabari mi olur. Yolsuzluk olmayan yerde itibar olur.

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000